3 şubat 2014 ali ismail korkmaz davası

0 /
avcarlıçürük
artık nasıl satılmış bir hakim heyetiyse, savcı tutuksuz sanık için tutuklama talep ettiği halde; suçlar, görüntülerle ve çelişkilerle dolu ifadelerle sabit olduğu halde; sanığın tutuksuzluğunun devamına hükmediyor. sonu baştan yazılmış bu oyunun. lanet olsun hepinize.
antakyalı
her şey ortadayken neden bu kadar uzun sürüp ertelendiğini anlamadığım dava diyecektim ki anlıyorum.

karar alamayan hakim ve savcıları da tutuklamak lazım.

katileri savunan avukatlara da diyecek bir şey bulamıyorum. ağzınızdan düşürmediğiniz allah varsa eğer, aldığınız her nefeste sizi ve savunduğunuz katilleri öldürür.

saniyede yirmidört kare
sabah 10'da başlayıp, gece 23'te ara kararla sona eren ve 12 mayıs'a ertelenen dava.

son tekmeyi atan polis tutuklanmadı, tutuklu olanların da tutukluluk haline devamı, savunma avukatlarının o gece o sokakta dövülenin ali ismail olmadığını iddia etmesi üzerine gsm sinyallerinden o gece orada kimlerin olduğunu tespit edilmesine ve diğer iddiaların araştırılmasına karar verildi. sabahtan bu yana davayı takip etmeye çalışıyorum, çoğu zaman yüreğim kaldırmadı okuduklarımı; peki o anne, o baba, abla, abi ne yapsın? nasıl bir acı olduğunu tahayyül edemiyorum, edilemez; kendiminkileri de anlamlandıramıyorum, bu üzüntü ne bileyim, katlanarak artıyor gibi.
isyan devrim beşiktaş
yalanlarla devam eden dava. sanıklar hiç utanmadan yalan söylemeye devam ediyor. yaptıkları güvenlik kameralarıyla, tanıklarla sabit olmasına rağmen inatla, ısrarla inkar ediyorlar. vurmamış, ayağıyla dürtmüş. diğeri çelme takmamış, bir diğeri sopaları toplamış, bir öbürü ki asıl mağdur olan oymuş eylemci gençlere yardım etmiş onlara poğaça simit vermiş, yağmur yağınca içeri almış. olaylardan sonra ismi geçtiği için fırını kapanmış, çocuklarına ekmek götüremiyormuş. be vicdansız, be haysiyetsiz sen nasıl bir insansın. hem gencecik çocuğu öldüresiye döveceksin, hem de sonra o kanlı ellerinle çocuklarına ekmek götüreceksin. ayıp be, ayıp. senin o kanlı ellerinden çıkan ekmeği yiyen insanlara yazık.

bu insanlarla aynı soydan, aynı ırktan geldiğime, aynı allah'a iman ettiğime inanamıyorum. böyle arsızca yalan söyleyebilen bir insan nasıl dürüst çocuklar yetiştirebilir. gerçi polise emri ben verdim diyen recep tayyip erdoğan denen şahıs başımızda olduğu sürece, onun yalanlarına inanan kitleler olduğu sürece böyle yalancılar da aramızda gezmeye devam edecekler tabii ki.

ben anlayamıyorum; evet ben de çok iyi bir insan değilim. ben de sinirlendiğimde gözüm dönüyor. ama ben ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim bir insanı öldüreyim diye düşünmüyorum. onun ağzını burnunu kırayım, tekmelerle kafasını kırayım diye aklıma bile gelmiyor. kaldı ki bunu gerçekleştireyim. insanlar nasıl böyle vicdansız oldu, aslında hep mi böyleydik bilmiyorum. çocukluktan beri öğretilen büyük bir yalanmış, türk insanının iyi, dürüst, mert olduğu. bu adamların hepsi namert ve şerefsiz. ama unutmayın, o çocuğun elleri sizin yakanızda olacak, o kanlı elleriniz ne kadar yıkasanız da temizlenmeyecek.
şutmesafesişutpozisyonu
başbakanımızın ''yargıda ki bir konu ile ilgili yorum yapmam''diyerek yorum yaptığı ve bizleri kahkalara boğduğu duruşmadır. hiç merak etmeyin yine adalet yerini bulmayacak, ölen öldüğü ile kalacaktır.
saniyede yirmidört kare
çapraz sorgu ile halen devam etmekte olan dava.

sabahtan beri dişlerimi kırdım sıkmaktan, kemiklerim kırılıyor âdeta. biri diyor ki ben vurmadım, benim dövdüğüm başkasıydı. ama ali ismail'i tarif ediyor, hatırlamıyorum diyor, ama ail ismail'i tarif ediyor bak! ufak bir 'dürtme' oldu diyor. kağıttan mıydı bu çocuk da o kadar kemikleri kırıldı, beyin kanaması geçirdi? hepsinin dilinde ''doğu'da görev yaptım, akıllı olunuz'' ifadesi. peki ya 'ali ismail diye tabir şahıs' söylemine ne demeli? nereden tutsan elinde kalıyor, insanlığımı kaybettim bunlar yüzünden. bir de diyor ki ali ismail bize orospu çocuğu dedi, ne deseydi. mahmut mu deseydi?

ek: son 20 dkdır davayı takip ettiğim twitter hesaplarından ya da sitelerden güncelleme yapılmadı. meraklanıyorum, noluyor ulan orada!
ben öyle bi insan mıyım
b12 vitamini takviyesiyle gidilmesi gereken davaymış meğer.

hiçbir sanık, hiçbir şey hatırlamıyormuş.

bu satırları yazdığımı ben de hatırlamayacağım örneğin birazdan. kanıt olarak entry'i gösterebilir, numarasını da ekleyebilirsiniz; ama, hatırlamayacağım. aha unuttum bile bak, neyi hatırlamayacağımı.

edit: b dedik ama, b12'ydi galiba o ya. tam hatırlamıyorum.
avcarlıçürük
--alıntı--

Sanıklardan Yalçın, "Ben eli sopalı kimse görmedim" diyor, az önce ise yerde yatan Ali'nin küfrettiğini bile "gördüğünü" söylemişti.

Av Ayhan Erdoğan: Görüntülerde var. Siz nasıl Ali İsmail'i tam olarak tarif edebiliyorken ellerinde sopa olan adamları hatırlamıyorsunuz?"

Av Ayhan Erdoğan: ellerinde sopa olan şahısların polis olduğuna dair nasıl bir kanaat taşıyorsunuz? Sanık Y.A: ben eli sopalı kimse görmedim.

Hakim: Ali İsmail yere nasıl düştü? Akbulut: "Ali İsmail çok hızlı gidiyordu, ayağı kaymış veya düşmüş olabilir." Polis Akbulut: "Görüntülerdeki şahıs Ali İsmail Korkmaz değil. Allah izin verirse bu ortaya çıkacak" Ali İsmail olmasa bile bu meşru mudur?!

--alıntı--

antakyalı
söyleyeceğim her şey mahkeme de aleyhime delil olarak kullanılabileceği için yorum yapmaktan kaçındığım dava.

tek bir şey söyleyebilirim; allah belanızı versin.
itudeki konyali
hükümet tarafından sabote edilen dava.

solcu değilim ya da gezici lakin bu iş gezi direnişi'ni falan aştı. hunharca katledildi bir genç salt protestoya katıldığı için yarın belki bir arkadaşımızın başına da gelecek bu rezalete dur demeli.
avcarlıçürük
attıkları dayak, kamera görüntüleriyle sabit olan sanıklar, ifadelerinde her şeyi reddediyor. hiçbiri hiçbir şey hatırlamıyor; talimatı hangi amirden almışlar, ali ismail yere nasıl düşmüş, kim dövmüş, hiçbiri bilmiyor. ama yerdeyken küfür etmiş polislere, onu "hatırlıyorlar". ifadeler çelişkiler ve yalanlarla dolu, tam tahmin ettiğimiz gibi.

--alıntı--

Akbulut:
"Yalnızdım"
"Amirim yanımdaydı"
"Kovaladığım Ali İsmail Korkmazdı"
"Ali İsmail değildi"

--alıntı--

zagor
spoiler--

bir diğer sanık polis Engin Aydın’a vereceği yanıtı fısıldarken yakalandı. Avukatlar, fısıldaşmalara itiraz ederken, hakim “Aranızda konuşmayın” demekle yetindi.

spoiler--

adaletin acaba dedirtiği nokta olmuştur bu hareket.
bunlar cezasız kalırsa bu ülke yansın.
itudeki konyali
hükümet neden bu kadar hala haksızlığı örtmek için çaba sarf ediyor.

gezici değilim, türk-solcu falan değilim ama hükümet resmen katilleri savunuyor bu ne amk?

nasıl allah korkusu bu?
dingoc
hukuk bazında kapanacak, suçlusu çıkmayacak, ölenin öldüğü ile kalacağı dava. ama bu dünya durdukça insanların hafızalarından silinmeycek, suçlu hiç unutulmayacak.
ahiret kısmında da yüce yaradanın verdiği almaya cesaret edenler muhakkak ki onun azabını görecek
ben öyle bi insan mıyım
sonucunu ve yasama/yürütme/yargı organının[ybkz]swh[/ybkz] çıkaracağı olayları kestirmenin güç olmadığı davadır. davamızdır.

daha önceki onlarcası, yüzlercesi gibi, katletmenin meşruiyetini ve fâilin meçhuliyetini sağlayacaklar.
huzur tribünde
bugün yine bir soru olay olacak. bir sürü gözyaşı dökülecek. sebepsizce ölen bu çocuğun belli olan katilleri yine gözardı edilecek. suçlu olanın sesi daha çok çıkar ya, bugün yine adalet yerine toma, biber gazı konuşacak.

allah bugün ali ismail'in ailesine güç versin. katillerin ve buna göz yumanların da belasını.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol