3 şubat 2014 ali ismail korkmaz davası

isyan devrim beşiktaş
yalanlarla devam eden dava. sanıklar hiç utanmadan yalan söylemeye devam ediyor. yaptıkları güvenlik kameralarıyla, tanıklarla sabit olmasına rağmen inatla, ısrarla inkar ediyorlar. vurmamış, ayağıyla dürtmüş. diğeri çelme takmamış, bir diğeri sopaları toplamış, bir öbürü ki asıl mağdur olan oymuş eylemci gençlere yardım etmiş onlara poğaça simit vermiş, yağmur yağınca içeri almış. olaylardan sonra ismi geçtiği için fırını kapanmış, çocuklarına ekmek götüremiyormuş. be vicdansız, be haysiyetsiz sen nasıl bir insansın. hem gencecik çocuğu öldüresiye döveceksin, hem de sonra o kanlı ellerinle çocuklarına ekmek götüreceksin. ayıp be, ayıp. senin o kanlı ellerinden çıkan ekmeği yiyen insanlara yazık.

bu insanlarla aynı soydan, aynı ırktan geldiğime, aynı allah'a iman ettiğime inanamıyorum. böyle arsızca yalan söyleyebilen bir insan nasıl dürüst çocuklar yetiştirebilir. gerçi polise emri ben verdim diyen recep tayyip erdoğan denen şahıs başımızda olduğu sürece, onun yalanlarına inanan kitleler olduğu sürece böyle yalancılar da aramızda gezmeye devam edecekler tabii ki.

ben anlayamıyorum; evet ben de çok iyi bir insan değilim. ben de sinirlendiğimde gözüm dönüyor. ama ben ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim bir insanı öldüreyim diye düşünmüyorum. onun ağzını burnunu kırayım, tekmelerle kafasını kırayım diye aklıma bile gelmiyor. kaldı ki bunu gerçekleştireyim. insanlar nasıl böyle vicdansız oldu, aslında hep mi böyleydik bilmiyorum. çocukluktan beri öğretilen büyük bir yalanmış, türk insanının iyi, dürüst, mert olduğu. bu adamların hepsi namert ve şerefsiz. ama unutmayın, o çocuğun elleri sizin yakanızda olacak, o kanlı elleriniz ne kadar yıkasanız da temizlenmeyecek.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol