22 eylül 2014 bursaspor beşiktaş maçı

0 /
dingoc
spoiler--

Bursaspor maçında ilk yarı rakibin top oynamasına izin verdik. Bu bizim futbol karakterimiz değil. Bursaspor ilk yarı baskılı oynamış olabilir fakat bu baskının 90 dakika devam etmediği sürece işe yaramayacağını ikinci yarı gösterdik. Rakibimize top oynatmadığımız zaman fark yarattığımızı da gördük. Hocamız Slaven Bilic'e devre arasında yapmış olduğu konuşmadan dolayı çok teşekkür ediyorum.

spoiler--

artin
futbol disiplin talimatının 52. maddesi gereği "saha olayları" ve futbol disiplin talimatının 53. maddesi gereği "çirkin ve kötü tezahüratı" nedeniyle bursaspor un pfdk ya sevk edildiği maç.
systemfailed
beşiktaş'ın büyüklüğü sayesinde kazandığı maç. üzerine fazla konuşmaya gerek yok bence serdar kurtuluş' un herşeye rağmen sağ bekte 1. aday olması gerektiğini gördük. biliç'in özellikle oğuzhan sosa değişikliği çok yerinde oldu. atınç da umut verdi zaten çok iyi çalışan bir futbolcu.

kazandık geçtik çok da güzel oldu.
zago30
kötü oyuna rağmen 3 puanı aldığımız maç.ilk yarı sonlarında yapılan oyuncu değişikliğiyle oyunu kendi lehimize çevirebildik.bu da 2.yarı oyun ve pozisyon üstünlüğünü bize getirdi.sonuçta çok değerli 3 puanı almayı başardık.önümüzdeki maçlarda bu maçtaki[ybkz]swh[/ybkz] hataları yapmayacağımızı düşünüyorum.umarım öyle de olur.

son olarak,ses tellerim gayet iyi,daha ölmedik çok şükür [ybkz]swh[/ybkz],siyah ulan beyaz ulan alayına gider ulan!

skender
aslında bu maçı hem Beşiktaş, hem de bursa açısından değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.çünkü yaptığı ekstra işlerle beşiktaş’ın maçı ele almasını engelleyen bir bursa vardı.

Bursa dersine gerçekten iyi çalışmış.oyunun ilk saniyesinden itibaren baskılı başladılar.hem toplu hem topsuz oyunda ne yapacaklarını gerçekten biliyorlardı.top beşiktaş’tayken önde pres yapıp savunmayı öne çıkarıyorlar, topu kaptıklarında ise özelllikle orta alanda ani daralmalar ve genişlemeler yaparak hakimiyeti ele geçirdiler.örneğin daralıp sağ kanattan çıkmaya çalışırken, yaklaşık bir 10 sn gecikmeyle beşiktaş’ın o bölgeye yığılmasını bekliyor, sonra aniden kanat değiştitrip ileri uç oyuncularıyla gol arıyorlardı.yüksek tempo ve seyirci desteği, beşiktaş’ı bir anda afallattı.oyuncular saçma sapan hatalar yapmaya, kendi kendilerine takılıp düşmelere başladılar.ilk 15dk’dan sonra Beşiktaş oyunu yavaşlatmaya çalışsa da, taraftarın desteğiyle oyunu soğutturmadı bursa.gerçekten burada taraftarın hakkını vermek lazım.bayık tezahüratlar yapmadılar,kareografi yapmadılar,maçı boşlamadılar…onlar da tam olarak maça konsantreydi.beşiktaş her top aldığında ıslıkladılar, her pozisyonda bağırdılar.hakemi ve beşiktaş’ı baskı altına almak için çok uğraştılar.kısmen başarılı da oldular.

İlk yarı bursa üstünlüğüyle devam etti diyebiliriz.tek eksikleri goldü.çok pozisyon harcadılar.ancak golü atamayınca, soyunma odasına giderken mental olarak düştüler.tabi bir de oynadıkları yüksek tempolu oyunun faturasını ikinci ödediler.özellikle bursalı oyunculardaki kasılmalar-çekmeler bundan dolayıdır.

Bu esnada Beşiktaş ne mi yapıyordu, hiçbir şey.özellikle orta alanda isabetli paslaşmalar yapıp oyunu ele almayı bir türlü beceremediler.hatta orta alanı o kadar bursa’ya teslim ettiler ki, ileriye atak yapamaz olduk.stoperler topları ileri doğru şişirmeye başladı.tabi bu pek işe yarayan bir şey değil çoğu zaman.ben bu orta alanda oğuzhanın eksikliğini çok hissettim.velinin yanına gelip (önüne değil yanına) en azından orta alanda bir pas kanalı daha açmalıyı.hem defansta hem de orta alanda topu ayağına alan ileri bakıyor, karşısında üç bursalı görüyordu.işi gücü bırakıp ortaya doluşmalı ve pas üçgenleri kurmalıydı Beşiktaşlılar.bunu yapamadılar.

Derken dakikası tartışılsa da ozzy-sosa değişikliği geldi.ardından devre arasında necip-serdar.bence ikisi de yerinde değişikliklerdi,bilic’e artı puan.zaten necip dediğin hücum anlamında hiçbir şey yapamayan, savunmada da kör-topal idare eden bir adam.bir profesyonel olarak hiçbir özelliği yok.arada topu alıp hızlıca ileri doğru topu sürer.ama bu esnada etrafına hiç bakmadığından yalnız kalır ve rakibin içinden geçmeye çalışır.adam o kadar gelişime kapalı ki bir insanın içinden geçilemeyeceğini dahi idrak edemedi [ybkz]swh[/ybkz] neyse dün bunları da yapamadı zaten.oğuzhan da bahsettiğim sıkıntıları yaşadı, maç içinde var olamadı bir türlü.

İkinci yarıda baskıyı kırarak oyuna ortak olduk.ancak yine de kontrolü elimize alabildiğimizi söylemek zor.yine de pozisyonlar bulduk.olcay 2 tane kaçırdı ki birisi gerçekten çok netti(sosanın içeriye kestiği pastaki pozisyon).üçüncüde ise yine sosa’nın asistiyle golünü yazdı.neticede çok iyi oynamadığımız bir maçta 3 puanı alabildik.

Burada bahsetmek istediğim bir konu daha var.civelli denilen şerefsiz gökhan’la hava topuna çıktı bir pozisyonda.gökhan’a dirsek attı, sonra yere inerken de çenesini gökhan’ın başına çarptı.kendi ve etrafındakiler olayın net olarak bilincindeyken hala hakeme gidip ne yüzle dirsek attı dediler onu anlamadım.yine aynı civelli bir korner pozisyonunda ayağını omuz hizasına kaldırarak sivok’un kafasına vurdu ve yerde kanlar içinde kalan adamı göre göre hala itiraz ediyor, vir vir konuşuyor.orada sivok’a ciddi bir şey olmadığı için hepimiz şanslıyız.yine fernandao denilen dallama da pedroyu göre göre benzer bir hareket yaptı.atiba’nın üstüne yürüdü.maçın sonunda tolgaya yaptığını ise tolga gerçekten ödetti.hem ona hem civelli’ye yaptığı atarla içimin yağlarını eritti kaptan.sadece anlamadığım adamın ensesinde tuta tuta götürüp nasıl terbiye ettiği.o kadar sinirliydi ki bu fernandao denilen dallama ürktü sanırım kendisinden.zira tolga’nın ifadesinde “seni evinden alırım götünü başını oynatma” vardı.normalde böyle şeylerle övünmem ama tolga gerekli dersi verdiği için gerçekten sevindim.
newcastle
herkesin rahatlıkla tespit edebileceği üzere beşiktaş adına tek 45 dakikadan ibaret maçtır. detaya girmeyeceğim, sadece şu noktası önemli: bir takım, kötü oynadığı bir maçı alıp gidebiliyorsa bu değerlidir. lamı cimi yok, çok kötü oynadık, oynuyoruz. illaki toparlanma gerçekleşecek. bu toparlanmaya kadar ne kadarını kazasız atlatsak kârdır.
ben öyle bi insan mıyım
100 dakikasını da kötü oynayıp, rakibin son 55 dakikada[ybkz]swh[/ybkz] açgözlülüğe bürünmesi sayesinde bir gol bularak, kazandığımız maç. açgözlülük derken, "biz nasılsa atarız bunlara 1 tane"nin rehavetine girmiş olsa gerek, hiçbir şey yapmadığımız ilk yarının ardından.

ilk 45'te gol yememiş olmamız adeta bir mucize. kazanmak muhakkak önemli, fakat sürdürülebilir bir oyun mantalitesiyle değilse günü kurtarmaktan öteye gidemiyor. bu kadar geriye çekilip, topu kazandığında ise onu ayağında tutmayarak veya kontratak stratejisi olmadan, savruk bir oyun oynayarak ancak "one night stand"in tadına varabilirsiniz. o nağmeler de, olsa olsa, senede bir gün inleyerek sarar ruhunuzu.

performansı için tebrik edilecek bir tek oyuncumuz varsa, o da jose ernesto sosa'dır. başta slaven bilic olmak üzere, her iki takım adına da, onurlandırılmayı hak eden başka bir ismin olduğunu düşünmüyorum ben.

cüneyt çakır, renato civelli, jose fernandao ve şener özbayraklı ise maçı çirkinleştirmek için elinden geleni ardına koymadı. hadi diğerlerini biliyorduk da, sözde beşiktaşlı olan şener'den beklemezdim ben böyle çirkef bir oyun.

ayrıca; zago30'un ses telleri hakkındaki son durum da yarın çekilecek mr sonucunda netleşecek.[ybkz]swh[/ybkz]
artin
ilk 45. dakika sahada olmadığımız hele ilk 10. dakikasında topu göremediğimiz maç.

beşiktaş nefreti ile büyütülmüş bursaspor`un tirübünleri boş bıraktığı maçason derece agresif birşekilde başlamaları öğretilen bursasporluların maçın sonlarına doğru dizlerinin bağlarını çözdüğümüz ve onları sahaya gömdüğümüz maç.

olcay `ın aslında "boş" görünen deplasman tirübününe koşmasından başta bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin ders çıkarması gereken maç.
metalmilitia
kötü oynadığımız maçta 3 puanı aldığmız maç. insanın sevinesi gelmiyor, beşiktaş gibi oynanmıyorsa sahadaki fitbol. ilk yarı neydi olm öyle
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol