100 dakikasını da kötü oynayıp, rakibin son 55 dakikada[ybkz]swh[/ybkz] açgözlülüğe bürünmesi sayesinde bir gol bularak, kazandığımız maç. açgözlülük derken, "biz nasılsa atarız bunlara 1 tane"nin rehavetine girmiş olsa gerek, hiçbir şey yapmadığımız ilk yarının ardından.
ilk 45'te gol yememiş olmamız adeta bir mucize. kazanmak muhakkak önemli, fakat sürdürülebilir bir oyun mantalitesiyle değilse günü kurtarmaktan öteye gidemiyor. bu kadar geriye çekilip, topu kazandığında ise onu ayağında tutmayarak veya kontratak stratejisi olmadan, savruk bir oyun oynayarak ancak "one night stand"in tadına varabilirsiniz. o nağmeler de, olsa olsa, senede bir gün inleyerek sarar ruhunuzu.
performansı için tebrik edilecek bir tek oyuncumuz varsa, o da jose ernesto sosa'dır. başta slaven bilic olmak üzere, her iki takım adına da, onurlandırılmayı hak eden başka bir ismin olduğunu düşünmüyorum ben.
cüneyt çakır, renato civelli, jose fernandao ve şener özbayraklı ise maçı çirkinleştirmek için elinden geleni ardına koymadı. hadi diğerlerini biliyorduk da, sözde beşiktaşlı olan şener'den beklemezdim ben böyle çirkef bir oyun.
ayrıca; zago30'un ses telleri hakkındaki son durum da yarın çekilecek mr sonucunda netleşecek.[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?