yönetim istifa

sadece futbol ve basketbol maçlarında kulüp yöneticilerine değil, iş yeri sahiplerine, yöneticilere de denebilecek bir isyan.

20 ekim 2016 manchester united fenerbahçe maçı nın ikinci yarısında sık duyulan beste. ulan orayı bile bok ettiniz ya.

(bkz: fenerbahçe taraftarı)

15 eylül 2015 atletico madrid galatasaray maçında galatasaray taraftarı tarafından haykırılan isyan.
avrupa ligi ilk maç, lig başlayalı 4 hafta... yapacağınız desteğe sokayım sizin.

(bkz: 25 mart 2014 galatasaray bursaspor maçı) [ybkz]swh[/ybkz]

3 aralık 2013 galatasaray gaziantep bşb maçında duyulan ses. bence fazlaca erken; fazlaca çabuk bir tepki. son 2 senenin şampiyonusun lan sen, acelen ne istifa için?

(bkz: galatasaray)

(bkz: adana demirspor)

1 nisan 2012 beşiktaş samsunspor maçı başlarken kapalı'dan yükselen ve herkesi şoke eden tezahürat. 1 nisan şakasıymış meğer.

daha bir şey belli olmadığından geçmişin burukluğunun bir anlık sinirle birleşmesinden doğan isyan.
bakın bunu da erdem ulus yazmış;''Temizseniz kupa iade.Helal. Kirlendiyseniz koltuk da iade. Derhal.''

yeter yıldırım demirörendiye bağırıldı diye karagümrük saldırısını yaşamış biri olarak, yaşanan şike olayından bağımsız olarak söylenmesine inandığım cümle. en ufak bir tepki de yönetime saldırmak tepkyi anlamsızlaştırıyor.

bazı taraftarların kenardan bekleyip yapılan eylemleri not aldığını görüyor beşiktaşı tutmadığını sadece yönetime karşıtlığı düzene karşıtlığı taraftarın yapısına karşıtlığını tuttuğunu görüyorum zaten bok gibi olan günümü dahada bok gibi ediyorum.

daha önce bahsi geçen hiç bir olay bugünkü rezalet gibi değildir. diğerlerinde kol kırılır yen içinde kalabilirdi ama artık bunu kapatıcak yen yok bu yönetimi de istifaya çağırmak en basitinden gerekliliktir şarttır. zaman sapla samanı birbirine karıştırma zamanı değil zaman bugün için en doğru kararı verebilme zamanıdır.

(bkz: şenollar birollar gider yusuflar sanlılar gelir)

şimdi mi aklınıza geldi diye sormak istiyorum bu isyan. yeter demirören dedik, yüzümüze tükürüldü, sabote etmeyin uefaya gidelim denerek, ilk 10 dakikada biten bir maçın (5-1 lik manisa maçı, uefaya averajla gidebildiğimiz maç) gözümüzün önünde her şey cereyan ederken bize temiz olarak kabul ettirilmesine seyirci kaldık, yetmez demirören şakşakçılığına, adalı reyis, guardiola tayfur abukluklarına sessiz kaldık, alet edildik, başkan bizi dövdürürken münferit bir grup denildi dövenler için, önümüze asker koydular, kendi tesislerimize almadılar, takımı kaçırdılar bizden. mafyayı soktular camiaya, maç satma ithamlarına yol açtılar, emeğimizi hakkımızı şampiyonluğumuzu çalanlarla işbirliği yaptılar, ortak ağız belirlediler. neredeydiniz? siz de bağırdınız belki istifa diye ama neden gür çıkamadı sesiniz? neden def edemedik başımızdaki belayı? neyimiz eksikti?

şimdi başımıza bu illeti saranlar, değerlerimizi yıkanlar, tarihimizi kirletenler gitse biz temizlenmiş olacak mıyız? eskisi gibi aynı tutkuyla sevebilecek miyiz en büyük aşkımızı, biricik sevgilimizi?

hadi görelim çarşı'nın eylemlerini. anarşinin "a" sını simge yapmak yetmez, anarşiyi uygulamak gerekir. var mısınız akaretleri yakmaya yıkmaya? bize bunu yapanların başına o tarihi duvarları geçirmeye? masumiyet karinesi de neymiş? bu konuda isminin geçmesi bile yeterli benim bu kişileri silmem için. beşiktaşlıyım diyen adam bu işlere teşebbüs etmeye cüret bile edemez arkadaş! biz böyle öğrendik. o zaman yalanlarla büyütülmüşüz demek ki, bu mudur? şeref ve hakkı da mı yalandı? seba, vedat, metin-ali-feyyaz da mı yalandı?

sevdiğim kadına tecavüz edilmiş gibi iğrenç hissediyorum şuan. daha fazla yazarsam da kalp kırmaktan çekiniyorum. biz bu pisliğe bulaşamayız, olmaz, olamaz, olmayacak. ama oldu diyorlar, yaptınız diyorlar, itiraflar geliyor, konuştuk yaptık deniyor. ne yapalım şimdi? kupayı mı iade edelim? seve seve kabul. peki "şeref"imizi kim iade edecek?