hah futbolda sıçıp sıvayan genel direktörden sonra basketbolda da kendisi bu boşluğu doldurmuştur.
yiğiter uluğ
dün basketbol camiamızdan aldığım görüşlere göre nba ve ncaa'den yüksek kalitede çaylaklar getireceği düşünülen yeni basketbol genel direktörümüz.
camiamız ve kendisi için hayırlısı olur inşallah.
camiamız ve kendisi için hayırlısı olur inşallah.
--alıntı--
"Geçen sezon ilk dörtte bitirenler yine iddialı kadrolar kurdu. Galatasaray'ın prensipte anlaştıkları da çok kariyerli oyuncular. Karşıyaka, Telekom, Royal, Trabzon da çok iyi kadrolar kurdu. Hepimizi çok sürprizli bir lig bekliyor. Play-off zamanı geldiğinde camia ve takım olarak kenetlenenler öne çıkacak.
Geçmişte ligi birinci bitirenlerin 3-4 yenilgi,si sonuncu bitirenler 6-7 galibiyeti oluyordu. Bu rakamlar yükselecek, birinci ile sonuncu arasında derin bir uçurum olmayacak. Play-off yarışı da çok çekişmeli geçecek çünkü denk takım sayısı çok fazla.
Bizim ilk hedefimiz geçen sezon ligde olduğumuz yerden aşağı düşmemek ve üzerine çıkmaya çalışmak. Bunun da çok kolay olmadığını biliyoruz.
Eurocup'ta sonuna kadar gidebilmek istiyoruz, Avrupa'daki takımlardan eksiğimiz yok. Eurocup'ın enerjisini lige ve taraftara yansıtabilirsek sezon sonunda çok iyi işler başardığımızı düşünecek noktalara gelebiliriz.
Geçen sezon deneyimli oyuncularımız vardı, bize kritik maçlar kazandırdı ama kısalarda oyunu çevirebilecek, son dakikalarda basketbol aklını sahaya koyabilecek oyuncu sıkıntısı yaşadık. Bu sezon daha deneyimli ve yaratıcı kısalar, daha genç ve atlet uzunlu takıma doğru gittik. Çemberi daha iyi koruyacağımızı düşünüyorum. Ligin en çok blok yapan takımı olabiliriz.
Bütçeler arasında büyük farklar olabilir ama Beşiktaş geçen sezon da küçük bütçeyle hemen hemen her takımı yendi, 4 kat bütçe farkına rağmen Galatasaray'a bir topla kaybetti. Bu sezon daha derin ve daha kapasiteli bir takımla yola çıkıyoruz."
--alıntı--
"Geçen sezon ilk dörtte bitirenler yine iddialı kadrolar kurdu. Galatasaray'ın prensipte anlaştıkları da çok kariyerli oyuncular. Karşıyaka, Telekom, Royal, Trabzon da çok iyi kadrolar kurdu. Hepimizi çok sürprizli bir lig bekliyor. Play-off zamanı geldiğinde camia ve takım olarak kenetlenenler öne çıkacak.
Geçmişte ligi birinci bitirenlerin 3-4 yenilgi,si sonuncu bitirenler 6-7 galibiyeti oluyordu. Bu rakamlar yükselecek, birinci ile sonuncu arasında derin bir uçurum olmayacak. Play-off yarışı da çok çekişmeli geçecek çünkü denk takım sayısı çok fazla.
Bizim ilk hedefimiz geçen sezon ligde olduğumuz yerden aşağı düşmemek ve üzerine çıkmaya çalışmak. Bunun da çok kolay olmadığını biliyoruz.
Eurocup'ta sonuna kadar gidebilmek istiyoruz, Avrupa'daki takımlardan eksiğimiz yok. Eurocup'ın enerjisini lige ve taraftara yansıtabilirsek sezon sonunda çok iyi işler başardığımızı düşünecek noktalara gelebiliriz.
Geçen sezon deneyimli oyuncularımız vardı, bize kritik maçlar kazandırdı ama kısalarda oyunu çevirebilecek, son dakikalarda basketbol aklını sahaya koyabilecek oyuncu sıkıntısı yaşadık. Bu sezon daha deneyimli ve yaratıcı kısalar, daha genç ve atlet uzunlu takıma doğru gittik. Çemberi daha iyi koruyacağımızı düşünüyorum. Ligin en çok blok yapan takımı olabiliriz.
Bütçeler arasında büyük farklar olabilir ama Beşiktaş geçen sezon da küçük bütçeyle hemen hemen her takımı yendi, 4 kat bütçe farkına rağmen Galatasaray'a bir topla kaybetti. Bu sezon daha derin ve daha kapasiteli bir takımla yola çıkıyoruz."
--alıntı--
http://www.youtube.com/watch?v=-Fkrr3gH72s
detaylı bir mülakat vermiş olan basketbol direktörümüz.
http://www.bjkbasket.org/yigiter-ulug-roportaji.html
http://www.bjkbasket.org/yigiter-ulug-roportaji.html
--alıntı--
"Ahmet Kandemir’in Darüşşafaka Doğuş maçındaki hakem hataları konusundaki belirlemelerine katılıyorum ama önce kendi hatalarımıza bakmak gibi de bir alışkanlığımız var. Neticede alacak kadar iyi oynadığımız ve taraflı tarafsız herkesin de takdir ettiği gibi hak ettiğimiz bir maçı maçın sonundaki bazı hatalar yüzünden kaybettik. Hataların bir kısmı hakemlere aitti bir kısmı da maçı biz kaybettiğimize göre bize aittir. Bizim hatalarımız olmasaydı maçın son iki buçuk dakikasına yedi sayılık bir farkla girmişken bu avantajı koruyabilirdik. Dar bir rotasyonla oynamış olmamızın ve maçın sonunda daha çok yorulan taraf olmamızın bu sonuçta etkisi var. Biraz daha diri kalabilseydik diyelim ki beş hata yaptıysak üçe ikiye inebilirdi bu hatalar ve o zaman da maçın skoru kesinlikle böyle olmazdı.
Önce Chris Lofton’ı transfer edeceğiz. Geçen seneki Lofton’ı aramızda görmek istiyoruz. Onun gerçek formuna ulaştığı, kendisini çok rahatsız eden maskeden kurtulduğu ve tribünleri ayağa kaldırdığı günler uzak değil. Gerçek bir Chris Lofton’ın en önemli transfer olacağını düşünüyorum.
Engin Atsür iki haftayı idmansız geçirmişti ve ligde oynadığımız Darüşşafaka maçının sabahında da bir hastalığı vardı, çok halsizdi dolayısıyla Kerem’den süre alıp onu dinlendirebilmesi mümkün olmadı. Engin Atsür yavaş yavaş toparlanıyor.
Geçen sene takımımızın bir parçası olan ve şimdi İstanbul’da kendisini fiziksel olarak hazırlamaya çalışan Kenan Bajramoviç de var. Bajramoviç eğer hazır olursa ve tıbbi testleri geçerse takımımıza dahil olacak.
Amerikalı bir oyuncuyla (John Holland) da prensipte anlaştık. Bugün yarın resmiyete dökülecek. Bu oyuncu San Antonio Spurs takımıyla beraber İstanbul’daydı bu nedenle görüşmelerimiz medyaya yansıdı, ama sözleşmenin resmiyet kazanması önümüzdeki kısa bir zaman diliminde olacak.
Hem moral hem fizik olarak çok da iyi olmadığımız yüzde yüzümüzü bulamadığımız bir dönemden geçiyoruz. Eurocup macerasının bu dönemde başlıyor olması biraz talihsizlik olarak adlandırılabilir. Bu tip şanssızlıklar sporun değişmez parçasıdır ve şubat mart gibi ilerideki aylarda olup bizi üzmesindense bugünlerde yaşanması da daha iyidir bir takım talihsizliklerin. Henüz sezonun başındayız, bir sezonda bir kaç kulvarda toplam 45-50 maç yapan bir takımız. Bu 50 maçın henüz sadece 1 tanesi geride kaldı ve bu maçta da istediğimiz sonucu alamasak da oyuncularımızın performans olarak bizi tatmin ettiğini söyleyebilirim. Şimdi sıra istediğimiz sonucu almakta. Çarşamba günü Union Olimpija ile kendi sahamızda taraftarımızın desteği ile oynayacağız ve geçen haftaki hatalarımızdan ders çıkartarak daha iyi mücadele edeceğimizi, sonunda daha diri ve ayakta kalan takım olacağımızı söyleyebilirim. Hedef galibiyetle başlamak ve Eurocup’ta olabildiğince ileri gitmek. Geçen sene son 16 takım arasına girmiştik, bu sene de son 8, son 4 takım arasına girecek gücümüz var."
--alıntı--
"Ahmet Kandemir’in Darüşşafaka Doğuş maçındaki hakem hataları konusundaki belirlemelerine katılıyorum ama önce kendi hatalarımıza bakmak gibi de bir alışkanlığımız var. Neticede alacak kadar iyi oynadığımız ve taraflı tarafsız herkesin de takdir ettiği gibi hak ettiğimiz bir maçı maçın sonundaki bazı hatalar yüzünden kaybettik. Hataların bir kısmı hakemlere aitti bir kısmı da maçı biz kaybettiğimize göre bize aittir. Bizim hatalarımız olmasaydı maçın son iki buçuk dakikasına yedi sayılık bir farkla girmişken bu avantajı koruyabilirdik. Dar bir rotasyonla oynamış olmamızın ve maçın sonunda daha çok yorulan taraf olmamızın bu sonuçta etkisi var. Biraz daha diri kalabilseydik diyelim ki beş hata yaptıysak üçe ikiye inebilirdi bu hatalar ve o zaman da maçın skoru kesinlikle böyle olmazdı.
Önce Chris Lofton’ı transfer edeceğiz. Geçen seneki Lofton’ı aramızda görmek istiyoruz. Onun gerçek formuna ulaştığı, kendisini çok rahatsız eden maskeden kurtulduğu ve tribünleri ayağa kaldırdığı günler uzak değil. Gerçek bir Chris Lofton’ın en önemli transfer olacağını düşünüyorum.
Engin Atsür iki haftayı idmansız geçirmişti ve ligde oynadığımız Darüşşafaka maçının sabahında da bir hastalığı vardı, çok halsizdi dolayısıyla Kerem’den süre alıp onu dinlendirebilmesi mümkün olmadı. Engin Atsür yavaş yavaş toparlanıyor.
Geçen sene takımımızın bir parçası olan ve şimdi İstanbul’da kendisini fiziksel olarak hazırlamaya çalışan Kenan Bajramoviç de var. Bajramoviç eğer hazır olursa ve tıbbi testleri geçerse takımımıza dahil olacak.
Amerikalı bir oyuncuyla (John Holland) da prensipte anlaştık. Bugün yarın resmiyete dökülecek. Bu oyuncu San Antonio Spurs takımıyla beraber İstanbul’daydı bu nedenle görüşmelerimiz medyaya yansıdı, ama sözleşmenin resmiyet kazanması önümüzdeki kısa bir zaman diliminde olacak.
Hem moral hem fizik olarak çok da iyi olmadığımız yüzde yüzümüzü bulamadığımız bir dönemden geçiyoruz. Eurocup macerasının bu dönemde başlıyor olması biraz talihsizlik olarak adlandırılabilir. Bu tip şanssızlıklar sporun değişmez parçasıdır ve şubat mart gibi ilerideki aylarda olup bizi üzmesindense bugünlerde yaşanması da daha iyidir bir takım talihsizliklerin. Henüz sezonun başındayız, bir sezonda bir kaç kulvarda toplam 45-50 maç yapan bir takımız. Bu 50 maçın henüz sadece 1 tanesi geride kaldı ve bu maçta da istediğimiz sonucu alamasak da oyuncularımızın performans olarak bizi tatmin ettiğini söyleyebilirim. Şimdi sıra istediğimiz sonucu almakta. Çarşamba günü Union Olimpija ile kendi sahamızda taraftarımızın desteği ile oynayacağız ve geçen haftaki hatalarımızdan ders çıkartarak daha iyi mücadele edeceğimizi, sonunda daha diri ve ayakta kalan takım olacağımızı söyleyebilirim. Hedef galibiyetle başlamak ve Eurocup’ta olabildiğince ileri gitmek. Geçen sene son 16 takım arasına girmiştik, bu sene de son 8, son 4 takım arasına girecek gücümüz var."
--alıntı--
spoiler--
Kimse adından söz etmiyor ama bu takım, Ahmet Kandemir'in eseri" diyen Uluğ, "Taraftarımızın rakip koçlara karşı centilmence jestler yapması, çiçek vermesi güzel elbette… Fakat yüce gönüllü Beşiktaş taraftarının aynı sevgi ve desteği Ahmet Kandemir'den esirgemesini anlayamıyorum
spoiler--
ahmet kandemiri savunmayı iş edinen yönetici
Kimse adından söz etmiyor ama bu takım, Ahmet Kandemir'in eseri" diyen Uluğ, "Taraftarımızın rakip koçlara karşı centilmence jestler yapması, çiçek vermesi güzel elbette… Fakat yüce gönüllü Beşiktaş taraftarının aynı sevgi ve desteği Ahmet Kandemir'den esirgemesini anlayamıyorum
spoiler--
ahmet kandemiri savunmayı iş edinen yönetici
--alıntı--
“Engin Atsür Paris maçında sakatlandı ve All Star’da oynayamayacak. Kerem Tunçeri 4-5 hafta sonra dönecek. Bu nedenle transfer şart. Transfer konusunu şimdilik erteledik. İlerleyen günlerde bir transfer yapabiliriz ancak önceliğimiz içeriden çözüm üretme yönünde. Bo McCalebb sakatlanmasaydı bizim en güçlü adayımızdı.
Kasım ayından itibaren Broekhoff’un menajerleri ile görüşüyoruz. Engellerin çoğunu aştık. Sanıyorum 1 hafta içerisinde kontratını 2 yıllık uzattığımızı açıklayacağız. Broekhoff, Beşiktaş’a çok uyan bir oyuncu. Mümkün olduğu sürece biz de kalmasını istiyoruz.
İlk yarıda iç sahada oynadığımız son maçta Anadolu Efes’e karşı salonu doldurmayı başaramadık. Taraftar desteğini bir türlü arkamıza alamadık. Hava soğuktu, Pazartesi günüydü bunlar doğru ama bu takım Anadolu Efes maçına kadar 13 maçta 10 galibiyet elde etmişti. Fakat son iki maçta aldığımız ağır yenilgiler iki yılda yapılan ilerlemeyi unutturdu.”
--alıntı--
“Engin Atsür Paris maçında sakatlandı ve All Star’da oynayamayacak. Kerem Tunçeri 4-5 hafta sonra dönecek. Bu nedenle transfer şart. Transfer konusunu şimdilik erteledik. İlerleyen günlerde bir transfer yapabiliriz ancak önceliğimiz içeriden çözüm üretme yönünde. Bo McCalebb sakatlanmasaydı bizim en güçlü adayımızdı.
Kasım ayından itibaren Broekhoff’un menajerleri ile görüşüyoruz. Engellerin çoğunu aştık. Sanıyorum 1 hafta içerisinde kontratını 2 yıllık uzattığımızı açıklayacağız. Broekhoff, Beşiktaş’a çok uyan bir oyuncu. Mümkün olduğu sürece biz de kalmasını istiyoruz.
İlk yarıda iç sahada oynadığımız son maçta Anadolu Efes’e karşı salonu doldurmayı başaramadık. Taraftar desteğini bir türlü arkamıza alamadık. Hava soğuktu, Pazartesi günüydü bunlar doğru ama bu takım Anadolu Efes maçına kadar 13 maçta 10 galibiyet elde etmişti. Fakat son iki maçta aldığımız ağır yenilgiler iki yılda yapılan ilerlemeyi unutturdu.”
--alıntı--
31 ocak 2015 galatasaray odeabank beşiktaş kadın basketbol maçı'na yönelik yapılan itiraza murat özyer'in yaptığı açıklamalara cevaben bir açıklama yapan beşiktaş basketbol şubesi direktörü.
--alıntı--
"Öncelikle bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak lazım. Sevgili Murat Özyer, o gün maçta değildi. Sanırım çalışma arkadaşları konuyu kendisine yanlış aktarmış. Biz Galatasaray Odeabank'ın giydiği formaya değil, maçın zamanında başlamamış olmasına ve kuralların tanıdığı bekleme süresinin aşılmasına itiraz ettik. İtiraz dilekçemizi maç başladıktan sonra vermemizin nedeni budur. Galatasaraylı dostlar bize o gün sahaya parçalı forma ve siyah şortla çıkacaklarını söyleseler, biz de kolaylık gösterir, Abdi İpekçi'ye beyaz formalarımızla giderdik. Ne yazık ki, bir telefon etme zahmetinde bulunmadılar. Ev sahibi takıma formasını değiştirmesi gerektiğini söyleyen kişi, karşılaşmanın baş hakemi Ergin Sarı'ydı. Bizim bu konuya müdahil olmamız düşünülemez.
Her fırsatta kadın basketbolunda Türkiye'nin kaydettiği aşamayı vurguluyor, TKBL'nin Avrupa'nın en kaliteli liglerinden biri haline geldiğini söylüyoruz. Kuralların uygulanmadığı yerde kaliteli organizasyon olamaz. Galatasaray Odeabank, oynadığı Euroleague'de maça yedek forma getirmemek gibi bir tedbirsizlik yapabiliyor mu? Sahaya kafasına göre formayla çıkabiliyor mu?
Son Avrupa şampiyonunun kendi sahasındaki bir maçta iki takım forma bulundurmaması ve maçın gecikmesine yol açması, en hafif deyimle beceriksizlik ve işine saygısızlıktır. Biz sadece bunun altını çizmeye çalıştık. Derdimiz masada kazanmak değil. Öyle olsa, yönergede yazan 15 dakika bekleme süresi dolduğunda takımımızı soyunma odasına götürür, bir daha da sahaya dönmezdik.
Sevgili Özyer, formalara ve renklere biraz fazla takılmış. Hatta bir de geçen yıl oynadıkları Banvit maçından örnek vermiş. Gayet iyi hatırlıyorum, o maçta yine forma konusunda inat etmişler ve hakemler basiret gösteremeyince, iki takımın birbirine çok benzer renklerle oynadığı karşılaşmadan, televizyon başındaki binlerce izleyici hiçbir şey anlamamıştı. Sebep oldukları o rezaleti, bir de marifetmiş gibi tekrar hepimize hatırlatmalarına gerek yok.
Beşiktaş olarak kuralların bize tanımış olduğunu itiraz hakkını kullandık, hepsi bu... Kararı Türkiye Basketbol Federasyonu verecek. Kabahatleri örtmek için laf kalabalığı yapmanın ve konuyu başka yerlere çekmenin anlamı yok."
--alıntı--
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/61367/yigiter_ulug_dan_aciklama.html
--alıntı--
"Öncelikle bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak lazım. Sevgili Murat Özyer, o gün maçta değildi. Sanırım çalışma arkadaşları konuyu kendisine yanlış aktarmış. Biz Galatasaray Odeabank'ın giydiği formaya değil, maçın zamanında başlamamış olmasına ve kuralların tanıdığı bekleme süresinin aşılmasına itiraz ettik. İtiraz dilekçemizi maç başladıktan sonra vermemizin nedeni budur. Galatasaraylı dostlar bize o gün sahaya parçalı forma ve siyah şortla çıkacaklarını söyleseler, biz de kolaylık gösterir, Abdi İpekçi'ye beyaz formalarımızla giderdik. Ne yazık ki, bir telefon etme zahmetinde bulunmadılar. Ev sahibi takıma formasını değiştirmesi gerektiğini söyleyen kişi, karşılaşmanın baş hakemi Ergin Sarı'ydı. Bizim bu konuya müdahil olmamız düşünülemez.
Her fırsatta kadın basketbolunda Türkiye'nin kaydettiği aşamayı vurguluyor, TKBL'nin Avrupa'nın en kaliteli liglerinden biri haline geldiğini söylüyoruz. Kuralların uygulanmadığı yerde kaliteli organizasyon olamaz. Galatasaray Odeabank, oynadığı Euroleague'de maça yedek forma getirmemek gibi bir tedbirsizlik yapabiliyor mu? Sahaya kafasına göre formayla çıkabiliyor mu?
Son Avrupa şampiyonunun kendi sahasındaki bir maçta iki takım forma bulundurmaması ve maçın gecikmesine yol açması, en hafif deyimle beceriksizlik ve işine saygısızlıktır. Biz sadece bunun altını çizmeye çalıştık. Derdimiz masada kazanmak değil. Öyle olsa, yönergede yazan 15 dakika bekleme süresi dolduğunda takımımızı soyunma odasına götürür, bir daha da sahaya dönmezdik.
Sevgili Özyer, formalara ve renklere biraz fazla takılmış. Hatta bir de geçen yıl oynadıkları Banvit maçından örnek vermiş. Gayet iyi hatırlıyorum, o maçta yine forma konusunda inat etmişler ve hakemler basiret gösteremeyince, iki takımın birbirine çok benzer renklerle oynadığı karşılaşmadan, televizyon başındaki binlerce izleyici hiçbir şey anlamamıştı. Sebep oldukları o rezaleti, bir de marifetmiş gibi tekrar hepimize hatırlatmalarına gerek yok.
Beşiktaş olarak kuralların bize tanımış olduğunu itiraz hakkını kullandık, hepsi bu... Kararı Türkiye Basketbol Federasyonu verecek. Kabahatleri örtmek için laf kalabalığı yapmanın ve konuyu başka yerlere çekmenin anlamı yok."
--alıntı--
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/61367/yigiter_ulug_dan_aciklama.html
spoiler--
Nasıl sakatlanan oyuncularımızın iyileşmesiyle tam kadro sahaya çıkmayı bekliyorsak, burada da galibiyetlerle güzel günlere dönmeyi hedefliyoruz. Ayağa kalkmayı hedefliyoruz. 1,5 ay önce Türkiye'nin en çok konuşulan basketbol takımı bizdik. Takımın başında aynı hoca vardı.Dolayısıyla bu yolculuğun ortasında bir değişiklik yapmayı düşünmüyoruz
spoiler--
bjk tv'deki rota pota programına konuk olan beşiktaş basketbol şube direktörü.
--alıntı--
Aralık ayının sonuna dek üst üste galibiyetlerle ligin en çok konuşulan takımıydık.
Yılbaşından önce Konya’da oynadığımız maçta Kerem Tunçeri sakatlandı ve bu oyun kurucu kriziyle beraber kadroda bir dengesizlik yarattı. Engin o dönemde yalnız kaldıktan sonra 3-4 maçta çok katkı verdi ancak hafif bir sakatlığı da vardı bunun da etkisiyle sonra fizik olarak bir düşüş yaşadı. Mevcut sakatlıklar diğer oyuncuların da sahada çok yıpranmalarına sebep olduğu için yeni sakatlar doğurdu. Kerem Tunçeri, Muratcan Güler, Kenan Bajramovic, Hilton Armstrong bu oyuncular hep art arda sakatlandı. Scottie Reynolds Karşıyaka deplasmanında ayağını burktu. Engin ağrılarına rağmen büyük bir özveriyle oynamaya devam ediyor. Gerçi yaşadığımız sakatlıklar olmasaydı da Efes maçından sonra gelen zorlu fikstürde yine art arda mağlubiyetler gelebilirdi.
Son zamanlarda bizi yıpratan ve takım kimliğimizden uzaklaştıran yenilgiler aldık ve bunlar da eleştirilerin artmasına sebep oldu. Fiziki düşüşe mental bir çöküş de eklendi. Her şeye rağmen ligde ilk dört yarışından kopmadık ve Avrupa’da da hedefimizden uzaklaşmış değiliz.
Büyük bir kriz havası yaratılıyor oysa ki rakiplerimiz de maçlar kaybediyor, bu havadan uzaklaşılmalı ve moral kazanılmalı.
Psikolojik faktörler sporda çok önemlidir. Çok iyi oynamadığımız ama kazandığımız maçlar da oldu bu sezon. O zaman takımda “kazanma alışkanlığı” dediğimiz sihir vardı. Mağlubiyetlerle birlikte durum tersine döndü. Şimdi oyuncularda özgüven eksikliği yaşanıyor. Kimse elini taşın altına koyamıyor.
Ahmet Kandemir iki sezondur takımın başında. Geçen sene takım normal sezonu ligde 19 galibiyet 11 yenilgi, play off da 1 galibiyet 2 yenilgi toplam 20 galibiyet 13 yenilgiyle kapattı.
Eurocup’ta ise takım son 16’ya kalırken oynadığı 18 maçtan 12’sini kazandı. Sezon sonu yaptığımız değerlendirmede eldeki imkanlarla alınan bu sonucun koç adına bir başarı olduğunu ve yapılanmamızın sonraki adımlarında kendisi ile birlikte olmanın faydalı olacağını düşündük ve kontratının uzatılmasına karar verildi. Bu sene şu ana dek Eurocup’ta 15 maçta 9 galibiyetimiz var. Ligde ise 10 galibiyet 3 mağlubiyetten 10’a 8’e geldik son yaşadığımız türbülans döneminde.
Ahmet Kandemir geçen sezonun başından beri Eurocup’ta 33 maçtan 21 galibiyet çıkarmış bir koç. Geçen sene Beşiktaş’ı Avrupa kupasında son 16’ya taşımış, bu sene ise son 16 şansını hala korumakta olan bir basketbol adamı.
Ahmet Kandemir’e karşı taraftarın bir bölümü sempati beslemiyor, belki kendisine hiç sabırları yok, belki bir an önce pozisyondan ayrılmasını istiyorlar. Bizim baktığımız yerden protestolar şöyle görünüyor ki biz iyi günler yaşarken kimse bizi protesto etmiyordu. Darüşşafaka Doğuş’a karşı kendi sahamızda mağlubiyet aldıktan sonra tribünlerden çatlak sesler çıkmaya başladı.
Benim gözümde iki tür protestocu var. Birincisi Kandemir’den ziyade Beşiktaş yönetimiyle meselesi olan, her fırsatta yönetimi eleştiren, protesto eden, bunu alışkanlık haline getirmiş bir grup. Muhtemelen bu sene futbol maçlarına fazla gidemedikleri için diğer ortamları fırsat biliyorlar ve esas meseleleri yönetim, Passolig gibi meseleler. Ahmet Kandemir’i de bu protestoların içine dahil ederek onun üzerinden bir hesaplaşmaya gitmeye çalışıyorlar. Basketbolla ilgileri, basketbol takımını ne kadar umursadıkları ya da basketboldaki başarılardan ne kadar haberdar oldukları büyük bşr soru işareti. Kelle aldıkça yönetime karşı güçleneceklerini zanneden bir muhalefet gruptan bahsediyorum ve onları samimiyetsiz buluyorum. Basketbol takımı üzerinden yürüttükleri protestolar samimiyetsiz.
İkinci grupsa daha iyi niyetli. Gerçekten Beşiktaşlı, basketbolsever, basketbolu iyi takip eden ve takımlarının çok daha iyi seviyelerde olmasını arzu eden bir kitle. Onlar iyi niyetli ama gerçekçi değiller. Birinci grup samimi değil, ikinci grupsa gerçekçi değil.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nin şu an önceliği Vodafone Arena’yı bitirmektir. Bütçeler buna göre şekillenmektedir. Biz bu durumu bilerek bu göreve gelmiş bir ekibiz. Beşiktaş sponsorluklardan aldığı desteklere rağmen büyük yıldız transferleri yapabilecek bir durumda değil. Bu bir geçiş dönemi ve bu dönemde denk bütçelerle, borçlanmadan, geleceği ipotek altına sokmadan büyük takımlara kök söktürebilecek bir yapı içinde olmalıyız.
Kadın basketbol takımımızın toplam bütçesi ezeli rakiplerimizin tek bir oyuncusunun ücreti kadar. Yine de Fenerbahçe kadın basketbol takımını yendik, Banvit’i Bandırma’da dört sene sonra yendik.
Bizim bütçemiz ligde 10. sırada ama biz 10. sırada değiliz. İyi niyetli protestoları da anlıyorum ancak onların arzu ettikleri seviyeler için de biraz zaman gerekiyor.
Her taraftarın takımından, koçundan, oynanan oyundan memnun olmama ve protesto etme hakkı vardır. Biz mümkünse çok rica ederek bu protesto hakkının maçın hava atışından son düdüğüne kadar kullanılmamasını rica ediyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz. 40 dakika boyunca beraber olalım, bizi desteklesinler, maç bittiğinde yine protesto etsinler.
Kendi sahamızda oynadığımız maçta seyirci avantajı dezavantaja döndü ve bu oyuncuların direncini düşürdü. Şu anda bizim için deplasmanda oynamak daha iyi hale geldi çünkü deplasmanda oynanan maçlarda çatlak sesler duymuyoruz. İzmir’deki Karşıyaka maçında maç kaybedilmiş olsa da takım iyi mücadele etti, orada takım Gaziantep karşısında olduğundan daha dirençliydi. Antep maçında kolayca çözülüverdik çünkü tribün arkamızda durmadı.
Bu hafta Çarşamba ve Perşembe akşamları erkek ve kadın takımlarımız sezonun şimdiye kadarki en önemli maçlarına çıkıyor. Eurocup’ta tamam ya da devam maçları oynanacak. Erkek takımı Paris Levallois takımını bir sayıyla bile yenerse son 16 takım arasına kalacak ve Polonya takımı Turow ile eşleşecek, yani yolumuz da açık görünüyor. Eşleşeceğimiz takım çok güçlü bir ekip değil. Büyük bir desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Akatlar’ın dolu olması ve atmosferin bize pozitif enerji vermesi şart.
Geçen seneden bu yıla kombine bilet fiyatlarını artırmadık, enflasyon yokmuş gibi davrandık. Üstelik aynı kombineyle erkek ve kadın basketbol maçlarıyla beraber erkek ve kadın voleybol maçları da izlenebiliyor. Neredeyse maçları bedavaya getirdik yine de Akatlar tıklım tıklım dolmuyor. Maçların saatleri ve günleri konusunda bizim yapabileceğimiz fazla bir şey olmuyor. 3200 koltuğumuzun dolabileceğine inancımız var.
Ahmet Kandemir’in istifa etmiş olduğu iddiaları asılsızdır. Kandemir kendisi her zaman tribünden geldiğini, Beşiktaşlılığını vurgulayacak şekilde davranmıştır. Kendisi, “Gerek olduğu zaman istifa mektubum cebimdedir, herhangi bir sürtüşmeye neden olmadan odamı boşaltırım, takımın benim yüzümden zarar görmesine izin vermem” şeklinde ifadeleri de sıkça kullanmıştır. Şu ana kadar bir istifa durumu meydana gelmedi. Bunun yanında Ahmet Kandemir’in yapısı, duruşu, Beşiktaşlılığı, böyle bir şey olsa bile kulübü zorlamaktan yana olmaz.
Ahmet Kandemir’in morali de çok iyi değil, bizim de moralimiz çok iyi değil. Kaybettikçe hepimiz bozuluyoruz. Biz bir ekibiz, Ahmet Kandemir ekibin en çok göz ününde bireyi olarak tüm şimşekleri üzerine çekse de ortada bir başarısızlık varsa bu sadece Kandemir’in kabahati değildir. Şu ana dek ortaya çıkan tablo başarısızlıksa, ki ben bu görüşte değilim, bu konuda ben de sorumluyum, Haluk Yıldırım da sorumlu, yardımcı antrenörlerimiz de oyuncularımız da sorumlu. Kaybedersek hep beraber kaybediyoruz, Ahmet Kandemir kaybetmiyor. Faturayı sadece ona kesmek büyük haksızlıktır.
Integral Forex’in sezon sonu bitecek sözleşmesini uzatmak kendi insiyatiflerinde ve bize Mayıs ayı içinde durumu bildirecekler. Devam etmezlerse mutlaka başka alternatifler gündeme gelecektir.
Ligde bazı takımlar zaman zaman sıkıntılar yaşarlar, bazı oyuncular antrenmanlara, maçlara çıkmazlar, bazı oyuncuların temsilcileri kulüplere ihtar mektupları çekerler. Beşiktaş’la ilgili bu sezon bugüne dek sadece bir tek buna benzer asılsız bir haber Tofaş maçından evvel çıktı, nitekim oyuncular maça çıktıla ve haberin asılsız olduğunu aynı gün belli oldu.
Maddi sıkıntılar olabilir, bizim de kulübün içinden geçtiği döneme destek olmak için yaptığımız fedakarlıklar tabi ki var, ama biz bunu asla konu etmeyiz. Bizim takımımızın en büyük özelliği budur. Biz öncelikle karaktet transfer etmeye çalıştık. Biz bu ekiple buralara kadar geldik ve ben bu ekiple savaşa da giderim. Ödeme sıkıntısı olmuştur, geri kalınmıştır, maddi sözler tutulamamıştır, bunları biz de yaşadık ama kimse nasıl yaşandığını bilmedi. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Bunları ilk defa burada söylüyorum. Fedakarlıklar hep yapıldı, yapılacaktır da. Bunlar hiçbir yerde haber olarak çıkmadı ve çıkmaz, hiçbir antrenmanımız, maçımız aksamadı. Sıkıntılar olur, aşılır, yaşanan sıkıntılar mazeret ya da mesele olmaz.
Hedefimiz bu sezonun bir öncekinden daha iyi olmasıdır.
Ryan Broekhoff’ta okyanusu geçtik. Kısa bir süre içinde anlaşma haberini duyururuz.
--alıntı--
--alıntı--
Aralık ayının sonuna dek üst üste galibiyetlerle ligin en çok konuşulan takımıydık.
Yılbaşından önce Konya’da oynadığımız maçta Kerem Tunçeri sakatlandı ve bu oyun kurucu kriziyle beraber kadroda bir dengesizlik yarattı. Engin o dönemde yalnız kaldıktan sonra 3-4 maçta çok katkı verdi ancak hafif bir sakatlığı da vardı bunun da etkisiyle sonra fizik olarak bir düşüş yaşadı. Mevcut sakatlıklar diğer oyuncuların da sahada çok yıpranmalarına sebep olduğu için yeni sakatlar doğurdu. Kerem Tunçeri, Muratcan Güler, Kenan Bajramovic, Hilton Armstrong bu oyuncular hep art arda sakatlandı. Scottie Reynolds Karşıyaka deplasmanında ayağını burktu. Engin ağrılarına rağmen büyük bir özveriyle oynamaya devam ediyor. Gerçi yaşadığımız sakatlıklar olmasaydı da Efes maçından sonra gelen zorlu fikstürde yine art arda mağlubiyetler gelebilirdi.
Son zamanlarda bizi yıpratan ve takım kimliğimizden uzaklaştıran yenilgiler aldık ve bunlar da eleştirilerin artmasına sebep oldu. Fiziki düşüşe mental bir çöküş de eklendi. Her şeye rağmen ligde ilk dört yarışından kopmadık ve Avrupa’da da hedefimizden uzaklaşmış değiliz.
Büyük bir kriz havası yaratılıyor oysa ki rakiplerimiz de maçlar kaybediyor, bu havadan uzaklaşılmalı ve moral kazanılmalı.
Psikolojik faktörler sporda çok önemlidir. Çok iyi oynamadığımız ama kazandığımız maçlar da oldu bu sezon. O zaman takımda “kazanma alışkanlığı” dediğimiz sihir vardı. Mağlubiyetlerle birlikte durum tersine döndü. Şimdi oyuncularda özgüven eksikliği yaşanıyor. Kimse elini taşın altına koyamıyor.
Ahmet Kandemir iki sezondur takımın başında. Geçen sene takım normal sezonu ligde 19 galibiyet 11 yenilgi, play off da 1 galibiyet 2 yenilgi toplam 20 galibiyet 13 yenilgiyle kapattı.
Eurocup’ta ise takım son 16’ya kalırken oynadığı 18 maçtan 12’sini kazandı. Sezon sonu yaptığımız değerlendirmede eldeki imkanlarla alınan bu sonucun koç adına bir başarı olduğunu ve yapılanmamızın sonraki adımlarında kendisi ile birlikte olmanın faydalı olacağını düşündük ve kontratının uzatılmasına karar verildi. Bu sene şu ana dek Eurocup’ta 15 maçta 9 galibiyetimiz var. Ligde ise 10 galibiyet 3 mağlubiyetten 10’a 8’e geldik son yaşadığımız türbülans döneminde.
Ahmet Kandemir geçen sezonun başından beri Eurocup’ta 33 maçtan 21 galibiyet çıkarmış bir koç. Geçen sene Beşiktaş’ı Avrupa kupasında son 16’ya taşımış, bu sene ise son 16 şansını hala korumakta olan bir basketbol adamı.
Ahmet Kandemir’e karşı taraftarın bir bölümü sempati beslemiyor, belki kendisine hiç sabırları yok, belki bir an önce pozisyondan ayrılmasını istiyorlar. Bizim baktığımız yerden protestolar şöyle görünüyor ki biz iyi günler yaşarken kimse bizi protesto etmiyordu. Darüşşafaka Doğuş’a karşı kendi sahamızda mağlubiyet aldıktan sonra tribünlerden çatlak sesler çıkmaya başladı.
Benim gözümde iki tür protestocu var. Birincisi Kandemir’den ziyade Beşiktaş yönetimiyle meselesi olan, her fırsatta yönetimi eleştiren, protesto eden, bunu alışkanlık haline getirmiş bir grup. Muhtemelen bu sene futbol maçlarına fazla gidemedikleri için diğer ortamları fırsat biliyorlar ve esas meseleleri yönetim, Passolig gibi meseleler. Ahmet Kandemir’i de bu protestoların içine dahil ederek onun üzerinden bir hesaplaşmaya gitmeye çalışıyorlar. Basketbolla ilgileri, basketbol takımını ne kadar umursadıkları ya da basketboldaki başarılardan ne kadar haberdar oldukları büyük bşr soru işareti. Kelle aldıkça yönetime karşı güçleneceklerini zanneden bir muhalefet gruptan bahsediyorum ve onları samimiyetsiz buluyorum. Basketbol takımı üzerinden yürüttükleri protestolar samimiyetsiz.
İkinci grupsa daha iyi niyetli. Gerçekten Beşiktaşlı, basketbolsever, basketbolu iyi takip eden ve takımlarının çok daha iyi seviyelerde olmasını arzu eden bir kitle. Onlar iyi niyetli ama gerçekçi değiller. Birinci grup samimi değil, ikinci grupsa gerçekçi değil.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nin şu an önceliği Vodafone Arena’yı bitirmektir. Bütçeler buna göre şekillenmektedir. Biz bu durumu bilerek bu göreve gelmiş bir ekibiz. Beşiktaş sponsorluklardan aldığı desteklere rağmen büyük yıldız transferleri yapabilecek bir durumda değil. Bu bir geçiş dönemi ve bu dönemde denk bütçelerle, borçlanmadan, geleceği ipotek altına sokmadan büyük takımlara kök söktürebilecek bir yapı içinde olmalıyız.
Kadın basketbol takımımızın toplam bütçesi ezeli rakiplerimizin tek bir oyuncusunun ücreti kadar. Yine de Fenerbahçe kadın basketbol takımını yendik, Banvit’i Bandırma’da dört sene sonra yendik.
Bizim bütçemiz ligde 10. sırada ama biz 10. sırada değiliz. İyi niyetli protestoları da anlıyorum ancak onların arzu ettikleri seviyeler için de biraz zaman gerekiyor.
Her taraftarın takımından, koçundan, oynanan oyundan memnun olmama ve protesto etme hakkı vardır. Biz mümkünse çok rica ederek bu protesto hakkının maçın hava atışından son düdüğüne kadar kullanılmamasını rica ediyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz. 40 dakika boyunca beraber olalım, bizi desteklesinler, maç bittiğinde yine protesto etsinler.
Kendi sahamızda oynadığımız maçta seyirci avantajı dezavantaja döndü ve bu oyuncuların direncini düşürdü. Şu anda bizim için deplasmanda oynamak daha iyi hale geldi çünkü deplasmanda oynanan maçlarda çatlak sesler duymuyoruz. İzmir’deki Karşıyaka maçında maç kaybedilmiş olsa da takım iyi mücadele etti, orada takım Gaziantep karşısında olduğundan daha dirençliydi. Antep maçında kolayca çözülüverdik çünkü tribün arkamızda durmadı.
Bu hafta Çarşamba ve Perşembe akşamları erkek ve kadın takımlarımız sezonun şimdiye kadarki en önemli maçlarına çıkıyor. Eurocup’ta tamam ya da devam maçları oynanacak. Erkek takımı Paris Levallois takımını bir sayıyla bile yenerse son 16 takım arasına kalacak ve Polonya takımı Turow ile eşleşecek, yani yolumuz da açık görünüyor. Eşleşeceğimiz takım çok güçlü bir ekip değil. Büyük bir desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Akatlar’ın dolu olması ve atmosferin bize pozitif enerji vermesi şart.
Geçen seneden bu yıla kombine bilet fiyatlarını artırmadık, enflasyon yokmuş gibi davrandık. Üstelik aynı kombineyle erkek ve kadın basketbol maçlarıyla beraber erkek ve kadın voleybol maçları da izlenebiliyor. Neredeyse maçları bedavaya getirdik yine de Akatlar tıklım tıklım dolmuyor. Maçların saatleri ve günleri konusunda bizim yapabileceğimiz fazla bir şey olmuyor. 3200 koltuğumuzun dolabileceğine inancımız var.
Ahmet Kandemir’in istifa etmiş olduğu iddiaları asılsızdır. Kandemir kendisi her zaman tribünden geldiğini, Beşiktaşlılığını vurgulayacak şekilde davranmıştır. Kendisi, “Gerek olduğu zaman istifa mektubum cebimdedir, herhangi bir sürtüşmeye neden olmadan odamı boşaltırım, takımın benim yüzümden zarar görmesine izin vermem” şeklinde ifadeleri de sıkça kullanmıştır. Şu ana kadar bir istifa durumu meydana gelmedi. Bunun yanında Ahmet Kandemir’in yapısı, duruşu, Beşiktaşlılığı, böyle bir şey olsa bile kulübü zorlamaktan yana olmaz.
Ahmet Kandemir’in morali de çok iyi değil, bizim de moralimiz çok iyi değil. Kaybettikçe hepimiz bozuluyoruz. Biz bir ekibiz, Ahmet Kandemir ekibin en çok göz ününde bireyi olarak tüm şimşekleri üzerine çekse de ortada bir başarısızlık varsa bu sadece Kandemir’in kabahati değildir. Şu ana dek ortaya çıkan tablo başarısızlıksa, ki ben bu görüşte değilim, bu konuda ben de sorumluyum, Haluk Yıldırım da sorumlu, yardımcı antrenörlerimiz de oyuncularımız da sorumlu. Kaybedersek hep beraber kaybediyoruz, Ahmet Kandemir kaybetmiyor. Faturayı sadece ona kesmek büyük haksızlıktır.
Integral Forex’in sezon sonu bitecek sözleşmesini uzatmak kendi insiyatiflerinde ve bize Mayıs ayı içinde durumu bildirecekler. Devam etmezlerse mutlaka başka alternatifler gündeme gelecektir.
Ligde bazı takımlar zaman zaman sıkıntılar yaşarlar, bazı oyuncular antrenmanlara, maçlara çıkmazlar, bazı oyuncuların temsilcileri kulüplere ihtar mektupları çekerler. Beşiktaş’la ilgili bu sezon bugüne dek sadece bir tek buna benzer asılsız bir haber Tofaş maçından evvel çıktı, nitekim oyuncular maça çıktıla ve haberin asılsız olduğunu aynı gün belli oldu.
Maddi sıkıntılar olabilir, bizim de kulübün içinden geçtiği döneme destek olmak için yaptığımız fedakarlıklar tabi ki var, ama biz bunu asla konu etmeyiz. Bizim takımımızın en büyük özelliği budur. Biz öncelikle karaktet transfer etmeye çalıştık. Biz bu ekiple buralara kadar geldik ve ben bu ekiple savaşa da giderim. Ödeme sıkıntısı olmuştur, geri kalınmıştır, maddi sözler tutulamamıştır, bunları biz de yaşadık ama kimse nasıl yaşandığını bilmedi. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Bunları ilk defa burada söylüyorum. Fedakarlıklar hep yapıldı, yapılacaktır da. Bunlar hiçbir yerde haber olarak çıkmadı ve çıkmaz, hiçbir antrenmanımız, maçımız aksamadı. Sıkıntılar olur, aşılır, yaşanan sıkıntılar mazeret ya da mesele olmaz.
Hedefimiz bu sezonun bir öncekinden daha iyi olmasıdır.
Ryan Broekhoff’ta okyanusu geçtik. Kısa bir süre içinde anlaşma haberini duyururuz.
--alıntı--
--alıntı--
"Henrik Dettmann, Türk basketbolseverler için de yabancı bir isim değil. Uzun yıllardır uluslararası basketbol arenasında tanınıyor. Genellikle uzun vadeli projelerde yer almış ve kariyeri istikrarlı giden bir hoca olduğu söylenebilir. 7 sene Alman milli takımında çalıştıktan sonra kendi ülkesinin milli takımını çalıştırmanın yanı sıra, Fin basketbolunun gelişiminden ve genel koordinasyonundan da sorumlu kişi olarak basketbol federasyonunda etkili bir pozisyonu var. Dettmann, Fin basketbolunun son yıllardaki gelişim sürecinde de büyük pay sahibi.
Bartzokas’la görüşmelerimizden istediğimiz sonucu alamadık, daha sonra şu an Amerika’da Fin olimpiyat komitesi ile birlikte bulunan Dettmann ile görüştük. Çok uzaklarda olmasına rağmen kendisi ile temas kurduk ve olaylar çabuk gelişti.
Normal sezonun bitmesine 11 maç gibi kısa bir süre kaldı. Dettmann gelir gelmez çok radikal değişikliklere gitmeyecektir. Öncelikle burayı görüp tanımak ve oyuncuları analiz etmek isteyecektir. Gerçi bu noktada ilk adımları attı, bizim geçmişte oynadığımız maçları seyretti, notlarını aldı, hazırlıklarını yaptı.
Teknik kadromuz aynen kalacak ve ona her konuda yardımcı olacak. Dettmann adaptasyon süresince gerekli bilgileri teknik kadromuzdan alacaktır. Tabii ki kendi çalışma prensipleriyle, kendi yöntemleriyle farklı yollar da izleyecektir. Mevcut iş disiplinini kendine göre yoğurmaya çalışacaktır. Oyuncularda ya da teknik ekipte büyük bir değişiklik olmadan takımın çalışma düzeninde yenilikler meydana gelecektir.
Kalan 1 yabancı oyuncu transfer hakkımızı ne olur ne olmaz diye sezonun sonuna doğru belki de bir sakatlıkla karşı karşıya kalınırsa diye saklı tutma amacında olduk. Bu yöndeki tedbirli düşünce tarzımızı Dettmann’a da ileteceğiz ancak kendisi takımı inceledikten sonra bir pozisyona bir oyuncu takviyesi arzu ederse elbette bir transfer düşünülebilir."
--alıntı--
"Henrik Dettmann, Türk basketbolseverler için de yabancı bir isim değil. Uzun yıllardır uluslararası basketbol arenasında tanınıyor. Genellikle uzun vadeli projelerde yer almış ve kariyeri istikrarlı giden bir hoca olduğu söylenebilir. 7 sene Alman milli takımında çalıştıktan sonra kendi ülkesinin milli takımını çalıştırmanın yanı sıra, Fin basketbolunun gelişiminden ve genel koordinasyonundan da sorumlu kişi olarak basketbol federasyonunda etkili bir pozisyonu var. Dettmann, Fin basketbolunun son yıllardaki gelişim sürecinde de büyük pay sahibi.
Bartzokas’la görüşmelerimizden istediğimiz sonucu alamadık, daha sonra şu an Amerika’da Fin olimpiyat komitesi ile birlikte bulunan Dettmann ile görüştük. Çok uzaklarda olmasına rağmen kendisi ile temas kurduk ve olaylar çabuk gelişti.
Normal sezonun bitmesine 11 maç gibi kısa bir süre kaldı. Dettmann gelir gelmez çok radikal değişikliklere gitmeyecektir. Öncelikle burayı görüp tanımak ve oyuncuları analiz etmek isteyecektir. Gerçi bu noktada ilk adımları attı, bizim geçmişte oynadığımız maçları seyretti, notlarını aldı, hazırlıklarını yaptı.
Teknik kadromuz aynen kalacak ve ona her konuda yardımcı olacak. Dettmann adaptasyon süresince gerekli bilgileri teknik kadromuzdan alacaktır. Tabii ki kendi çalışma prensipleriyle, kendi yöntemleriyle farklı yollar da izleyecektir. Mevcut iş disiplinini kendine göre yoğurmaya çalışacaktır. Oyuncularda ya da teknik ekipte büyük bir değişiklik olmadan takımın çalışma düzeninde yenilikler meydana gelecektir.
Kalan 1 yabancı oyuncu transfer hakkımızı ne olur ne olmaz diye sezonun sonuna doğru belki de bir sakatlıkla karşı karşıya kalınırsa diye saklı tutma amacında olduk. Bu yöndeki tedbirli düşünce tarzımızı Dettmann’a da ileteceğiz ancak kendisi takımı inceledikten sonra bir pozisyona bir oyuncu takviyesi arzu ederse elbette bir transfer düşünülebilir."
--alıntı--
hakkında yazılan yorumların çoğu spoiler olan kişi. düşünün yani insanların bu adam hakkında fikri yok, sağdan soldan bilgiler toplanarak entry yazılıyor.
tanım: Beşiktaş jimnastik kulübünden maaş alan vasıfsızın teki.
tanım: Beşiktaş jimnastik kulübünden maaş alan vasıfsızın teki.
--alıntı--
"Yabancı ve yerli basında oyuncularımızın maaşlarını zamanında alamadığı hakkında çıkan haberler doğru ancak bir kriz ortamı yok. Tüm oyuncularımızın maaşlarında gecikmeler var ve özellikle Türk oyuncuların aslında şu anda transfer hakkında da çeşitli hakları ortaya çıkmış durumda ancak biz sezon başında karakterleri yüksek ve kaliteli oyunculardan bir takım kurduk. Şimdiye kadar da bu oyuncular ile hedeflerimize doğru devam ediyoruz. Tüm oyuncular durumu biliyorlar ama herhangi bir şekilde bu durum hakkında bir talepleri olmadı. Broekhoff ile çıkan haberler ile ilgili de şunu söyleyebilirim; Ryan amatör ruhla ama profesyonelliğin tüm gereklerini yerine getirerek takımı için mücadele eden çok çalışkan ve değerli bir oyuncu, biz de bu nedenle onu takımda tutmak istedik, o da bizle devam etmek istedi ve 2 senelik yeni bir sözleşme imzaladık. Söylendiği gibi şartları kullanarak serbest kalmak gibi bir isteği yok, olsaydı durumu bile bile yeni bir sözleşme imzalamazdı zaten. Kulübün üzerine düşen görevleri yerine getireceğini ve bizim play-off hedeflerimizde emin adımlarla bu oyuncularımızla ilerleyeceğimizi düşünüyorum."
--alıntı--
"Yabancı ve yerli basında oyuncularımızın maaşlarını zamanında alamadığı hakkında çıkan haberler doğru ancak bir kriz ortamı yok. Tüm oyuncularımızın maaşlarında gecikmeler var ve özellikle Türk oyuncuların aslında şu anda transfer hakkında da çeşitli hakları ortaya çıkmış durumda ancak biz sezon başında karakterleri yüksek ve kaliteli oyunculardan bir takım kurduk. Şimdiye kadar da bu oyuncular ile hedeflerimize doğru devam ediyoruz. Tüm oyuncular durumu biliyorlar ama herhangi bir şekilde bu durum hakkında bir talepleri olmadı. Broekhoff ile çıkan haberler ile ilgili de şunu söyleyebilirim; Ryan amatör ruhla ama profesyonelliğin tüm gereklerini yerine getirerek takımı için mücadele eden çok çalışkan ve değerli bir oyuncu, biz de bu nedenle onu takımda tutmak istedik, o da bizle devam etmek istedi ve 2 senelik yeni bir sözleşme imzaladık. Söylendiği gibi şartları kullanarak serbest kalmak gibi bir isteği yok, olsaydı durumu bile bile yeni bir sözleşme imzalamazdı zaten. Kulübün üzerine düşen görevleri yerine getireceğini ve bizim play-off hedeflerimizde emin adımlarla bu oyuncularımızla ilerleyeceğimizi düşünüyorum."
--alıntı--
görevi bırakma aşamasında olan bjk basketbol koordinatörü.
tofaş'ın başına genel direktör olarak geçmesi muhtemeldir.
ayrılışı resmiyet kazanmıştır.
--alıntı--
2013-14 sezonu sonlarında Basketbol Genel Direktörlüğü görevine getirilen Yiğiter Uluğ ile karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırmış bulunmaktayız.
Kendisine vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür eder, bundan sonraki meslek hayatında başarılar dileriz.
Beşiktaş Basketbol Şubesi
--alıntı--
--alıntı--
2013-14 sezonu sonlarında Basketbol Genel Direktörlüğü görevine getirilen Yiğiter Uluğ ile karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırmış bulunmaktayız.
Kendisine vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür eder, bundan sonraki meslek hayatında başarılar dileriz.
Beşiktaş Basketbol Şubesi
--alıntı--
--alıntı--
"Sporda profesyonel bir yöneticinin yaptığı işi değerlendirmek için öncelikli iki kriter olabilir. Birincisi, yönettiği takımların sahada başarılı olması. Taraftarların ve taraflı-tarafsız sporseverlerin beklentileri doğrultusunda sonuçlar alması… İkincisi, birlikte ekip oluşturduğu profesyonellere mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı yaratarak, herkesten aldığı verimi en yüksek düzeye çıkarabilmesi…
Geride kalan bir yılda Beşiktaş Basketbolu’nda bu iki kriterde de dişe dokunur bir şey yapamadık. Sanırım, ikinciyi beceremediğimiz için, ilk kriterde hedeflere ulaşılamadı…
Sonuç olarak, sezonu noktaladığımız gün ayrılmak istediğimi yöneticilerimize söyledim. Bu isteğim kabul edilmedi, yakın gelecekte koşulların değişeceği sözü verildi. Aradan geçen 45 günde olumsuzdan olumluya doğru herhangi bir gelişme göremedim. Bu şartlarda, hem Beşiktaş Basketbolu’nun geleceğe dönük kararlarını hızlandırabilmek, hem de Basketbol Direktörlüğü koltuğunu gereksiz yere daha fazla işgal etmemek adına ayrılma kararı aldım.
Ne yazık ki, Yiğiter Uluğ ismi için 30 yılda yaptıklarımın çoğunu alıp götüren bir yıl geçirdim Beşiktaş çatısı altında… Bunca yıldır beni takip eden, seven ve bana güvenen insanlara özür borçluyum. Geride kalan 390 günde bana verdiğiniz destekten ötürü hepinize teşekkür ederim."
--alıntı--
"Sporda profesyonel bir yöneticinin yaptığı işi değerlendirmek için öncelikli iki kriter olabilir. Birincisi, yönettiği takımların sahada başarılı olması. Taraftarların ve taraflı-tarafsız sporseverlerin beklentileri doğrultusunda sonuçlar alması… İkincisi, birlikte ekip oluşturduğu profesyonellere mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı yaratarak, herkesten aldığı verimi en yüksek düzeye çıkarabilmesi…
Geride kalan bir yılda Beşiktaş Basketbolu’nda bu iki kriterde de dişe dokunur bir şey yapamadık. Sanırım, ikinciyi beceremediğimiz için, ilk kriterde hedeflere ulaşılamadı…
Sonuç olarak, sezonu noktaladığımız gün ayrılmak istediğimi yöneticilerimize söyledim. Bu isteğim kabul edilmedi, yakın gelecekte koşulların değişeceği sözü verildi. Aradan geçen 45 günde olumsuzdan olumluya doğru herhangi bir gelişme göremedim. Bu şartlarda, hem Beşiktaş Basketbolu’nun geleceğe dönük kararlarını hızlandırabilmek, hem de Basketbol Direktörlüğü koltuğunu gereksiz yere daha fazla işgal etmemek adına ayrılma kararı aldım.
Ne yazık ki, Yiğiter Uluğ ismi için 30 yılda yaptıklarımın çoğunu alıp götüren bir yıl geçirdim Beşiktaş çatısı altında… Bunca yıldır beni takip eden, seven ve bana güvenen insanlara özür borçluyum. Geride kalan 390 günde bana verdiğiniz destekten ötürü hepinize teşekkür ederim."
--alıntı--
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?