Görgü tanıklarından alınan bilgilere göre beton mikser çarpması sonucu oluşan kaza. Çok sayıda yaralı olduğu ve enkaz altında kalanların olduğu belirtiliyor. Umarım ufak tefek yaralarla atlatırlar.
Diğer yandan şimdiden söylemek lazım bu işin de fıtratında bu var. Kadere isyan etmek olmaz.
İlk buluşmada yapılmaması gerekenleri okumak.
1949 İstanbul doğumlu müzisyen. Aynı zamanda yazar, aynı zamanda ressam ve hatta aynı zamanda yönetmen. Bir ara İkinci Bahar adlı dizide oyunculuk da yaptı. Kent Ozanları adlı albümünde Kimse Bilmez şarkısı muazzam. Dinledikçe dinleyesi geliyor insanın. Şarkı Ömer Hayyam'ın bir rubaisinden alıntı. Rubainin tam hali;
seher yeli eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarından toprak olmadalar her gün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe
aklin yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte
bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
gezecek, bizim toprağın yeşilliğince
Şarkının sözleri;
bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez
seher yeli eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarından toprak olmadalar her gün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe
aklin yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte
bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
gezecek, bizim toprağın yeşilliğince
Şarkının sözleri;
bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez
Sözleri Leman Sam'ın kızı ve aynı zamanda efsanemiz Metin Tekin'in eski eşi Şevval Sam'a aittir. Üniversitedeyken [ybkz]swh[/ybkz] Leman Sam bir söyleşide, Şevval Sam'ın bu şarkıyı daha küçük bir kız çocuğuyken yazdığından bahsetmişti.
O zaman ben de şöyle düşünmüştüm büyüdükçe küçülüyor dünyamız.
O zaman ben de şöyle düşünmüştüm büyüdükçe küçülüyor dünyamız.
Çaykur Rizespor ile sözleşme imzalamış futbolcu. Kayseri'nin o kadar atarlanmasının ne sonuç verdiğini çok merak ediyorum açıkçası. Bonservis ücreti ödendiğine dair herhangi bir açıklama yok.
Neyse ki Mehmet Hoca [ybkz]swh[/ybkz] kaçırmamış bu genç yeteneği. Umarım Rize'de yeterince şans bulur ve milli takıma kadar yükselir.
Neyse ki Mehmet Hoca [ybkz]swh[/ybkz] kaçırmamış bu genç yeteneği. Umarım Rize'de yeterince şans bulur ve milli takıma kadar yükselir.
Beşiktaş'ın Süper lig 2014-15 sezonu ilk yarı fikstürüdür. Açıklanmasına müteakip aklıma her Beşiktaşlı gibi şu soru düştü; acaba bu sene adaletli bir maç takvimi yapıldı mı? Bu soru kafamda büyüdü ve ilk etapta Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor ile birlikte maçlar genel olarak hangi günlere verilmiş ona baktım. Aşağıda genel toplamda hangi takıma hangi günler kaç adet maç verildiğini gösterir tablo mevcut.
---------------Cuma-------Cumartesi-------Pazar-------Pazartesi
BJK-------------0----------------2---------------10--------------5------
GS--------------4---------------10---------------3---------------0------
FB--------------2----------------8----------------6---------------1------
TS--------------1----------------3----------------8---------------5------
Bu duruma göre Beşiktaş 5 hafta içi maça verilirken, bu sayı Galatasaray’da 4, Fenerbahçe’de 3 ve Trabzonspor’da 6 olmuş. Her ne kadar yine Beşiktaş'ın hafta içi maçı GS ve FB’ye göre fazla olsa da, çok fazla bir fark yok gibi görünüyor. Cumartesi ve Pazar dağılımı en düzenli takım Fenerbahçe olurken Galatasaray'a Cumartesi ağırlıklı, Trabzon ve Beşiktaş'a Pazar ağırlıklı maç verildiği görülüyor. Bu durum da GS’nin Şampiyonlar Liginde, TS ve BJK’nin Avrupa Liginde olması dolayısıyla oluşmuş gibi görünüyor. Zira GS maçlarını Salı ve Çarşamba, TS ve BJK Perşembe günü oynayacaklar. Aynı mantıkla BJK ve TS’ye 5’er pazartesi, GS’ye 4 Cuma verilmesi de açıklanabiliyor.
Hal böyle olunca bu tablo beni kesmedi ve sene içindeki dağılımı takımlar bazında tek tek incelemeye çalıştım. Aşağıdaki tabloda da hangi hafta hangi takıma hangi gün maç verildiğini, Avrupa maçları ve milli maçları gösterir tablo mevcut.
----------------------CUMA-------CMTS---------------PZR--------------PZTS------------SAL-----------ÇRŞ---------------PRŞ----
1. Hafta----------------------------BJK,GS-------------TS,FB----------------------------------------------Milli Maç-------------------
Milli Maç Arası---------------------------------------------------------------------------------Milli Maç------------------------------------
2. Hafta------------------------------GS----------------TS-FB---------------BJK---------- ŞL-GS--------------------------AL-BJK,TS
3. Hafta------------------------------GS------------------FB---------------BJK,TS-------------------------------------------------------
4. Hafta----------------GS---------BJK,TS----------------FB----------------------- ------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
5. Hafta-----------------------------GS,FB--------------BJK,TS ------------------------------------------------------------------------
Milli Maç Arası----------Milli Maç ---------------------------------------------Milli Maç ----------------------------------------------------
6. Hafta----------------------------GS-FB--------------BJK,TS----------------------------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
7. Hafta------------------------------FB-----------------TS,GS --------------BJK--------------------------------------------------------
8. Hafta-----------------GS----------TS----------------BJK-FB----------------------------ŞL-GS---------------------------AL-BJK,TS
9. Hafta----------------------------GS,FB--------------BJK,TS---------------------------------------------Milli Maç-------------------
Milli Maç Arası----------------------------------------------Milli Maç ------------------------------- ---------------------------------------
10. Hafta----------------------------GS-TS---------------BJK------------------FB-----------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
11. Hafta------------------------------GS------------------FB----------------BJK,TS--------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
12. Hafta-----------------GS----------FB-----------------BJK-TS--------------------------- ŞL-GS---------------------------AL-BJK,TS
13. Hafta ----------------FB----------GS-----------------BJK------------------TS-----------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
14. Hafta-----------------FB----------GS---------------BJK,TS------------------------------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
15. Hafta-----------------GS----------FB-----------------BJK -----------------TS---------------------------------------------------------
16. Hafta------------------------------FB-----------------BJK-GS -------------TS---------------------------------------------------------
17. Hafta ----------------TS----------FB------------------GS------------------BJK----------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
Bu tabloya baktığımızda, geçtiğimiz senelere göre nispeten adaletli bir dağılım yapılmış gibi görünse de, FB ve GS bir miktar da olsa kayırılmış görünüyor. Geçtiğimiz senelerdeki fikstürleri iyi bilen biri olarak, bu tabloya çok fazla bir itirazım yok fakat yine de Trabzon ve Beşiktaş'ın reyting oranları çerçevesinde üvey evlat muamelesi görmeye devam ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bunları hafta hafta giderek açıklamaya çalışalım.
1. hafta herkesin malumu tamamlandı. 4 takım da maçlarını hafta sonu oynadı. Önümüzdeki hafta milli maç olması sebebiyle Cuma günü maç yok. GS'nin bir sonraki hafta Salı günü Ş.L. maçı olduğu için maçını Cumartesi oynuyor. Salı gününe kadar 2 günlük dinlenme süresi mevcut. Maçı cumaya alırsan bu sefer milli takım dönüşünde 2 günlük dinlenme süresi mevcut olacak. Şimdilik burayı geçiyorum. Perşembe avrupa kupası oynayacak TS, 2. hafta FB ile karşılaşıyor. Bu maçı cumartesi veya pazar oynatman çok fark etmiyor. Beşiktaş ise aynı şekilde Perşembe avrupa kupası maçına çıkacak ve maçı pazartesi. Dinlenme süresi 2 gün.
Peki başa dönersek, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda oyuncun oynayacak olan milli maç dönüşü mü az dinlenmeyi tercih edersin, yoksa tüm oyuncularını oynattığı lig maçı sonrası mı? diye GS'ye sorulsa sizce hangisini tercih eder? sonuç olarak GS'nin maçı Cuma'ya alınarak, TS-FB maçının da pazar gününde kaldığını varsayıyorum, Beşiktaş maçı Cumartesi'ye alınabilir. Böylece 2. hafta için en optimum tablo çıkar. Kaldı ki bir çok haftada olduğu gibi GS ve BJK aynı gün oynayabilir, böylece BJK A.L. maçı öncesi daha fazla dinlendirilebilir.
3. Hafta: GS salı oynadığı için Cumartesi çıkıyor, BJK ve TS Perşembe oynadığı için Pazartesi maça çıkıyor. Makul bir tablo.
4. Hafta: Bir sonraki çarşamba maçı olan GS Cuma günü, perşembe maçı olan TS ve BJK Cumartesi oynarken, FB pazar oynuyor. Yine makul bir tablo.
5. Hafta: Bir sonraki Cuma milli maç olması nedeniyle ve perşembe günü TS ve BJK maç yaptığı için makul bir tablo.
6. Hafta: GS-FB derbisi var ve bir sonraki çarşamba GS Ş.L. maçı oynayacak. O yüzden bu maç Cumartesi TS ve BJK maçları Pazar. Makul.
7. Hafta: Avrupa kupası nedeniyle Pazartesi oynuyoruz. Kabul edilebilir.
8. Hafta: Salı maçı olan GS Cuma, perşembe maçı olan TS c.tesi oynuyor. bu hafta BJK-FB derbisi var ve yine BJK'nin perşembe A.L. maçı var. Derbi c.tesiye alınarak TS pazar oynatılabilir ama burada da A.L'de Trabzon'un deplasmanda BJK'nin içeride oynayacağını hesap edilmiş olabilir.
9. Hafta: Bir sonraki Çarşamba milli maç olması nedeniyle ve perşembe günü TS ve BJK maç yaptığı için makul bir tablo.
10. Hafta: Çarşamba GS'nin maçı var, GS-TS maçı C.tesiye konmuş, BJK Pazar, FB P.tesi oynuyor. İtirazımız yok.
11. Hafta: Perşembe A.L.'de oynayan TS ve BJK p.tesi oynuyor. Türkiye kupası fikstürü belli olmadığı için şimdilik itirazımız yok ama belli olduğunda BJK ve TS'nin maçları perşembe gününe konmazsa haksızlık olur.
12. Hafta: BJK-TS maçı var ve önceki hafta Türkiye kupasında perşembe oynadığını varsaydığım bu iki takımın maçı pazar günü. Uygun bir tablo, zira perşembe A.L. maçları var.
13., 14.,15. ve 16. Hafta: Üst üste pazar maçları oynuyoruz. Görünce insanın gözleri yaşarmıyor değil fakat Türkiye kupası fikstürü belli olduğunda acısını çıkarmazlar umarım.
17. Hafta: Bir önceki hafta herhangi bir ekstra maç yok ve sonraki hafta fikstürü belli olmayan Türkiye Kupası maçları var. Bu hafta FB pekala pazartesi maç yapabilir. Böylece BJK maçı cumartesine alınabilirdi. Reyting üzerinden bulunduğum serzenişin en bariz kanıtı da bu hafta. FB ve GS ile BJK ve TS tercihi yapılması gerektiğinde herhangi bir zorunluluk yoksa ibre direkt FB ve GS'den tarafa kayıyor.
Sonuç olarak daha önce de belirttiğim gibi geçtiğimiz senelere göre çok başarılı bir fikstür fakat değindiğim nedenlerden hala adil değil. Diğer yandan bu futbol düzeni içinde daha fazla adil olmasını beklemek biraz romantikliğe giriyor. Fikstüre en azından ilk yarı için bu seferlik itirazım yok. Takımın da olduğunu düşünmüyorum. O yüzden Comandante Bilic ve ekibine sesleniyorum: Tatava yapmayalım basın geçin. Bu sene şampiyonluk bizim.
Ayrıca;
Vamos a Ganar !
---------------Cuma-------Cumartesi-------Pazar-------Pazartesi
BJK-------------0----------------2---------------10--------------5------
GS--------------4---------------10---------------3---------------0------
FB--------------2----------------8----------------6---------------1------
TS--------------1----------------3----------------8---------------5------
Bu duruma göre Beşiktaş 5 hafta içi maça verilirken, bu sayı Galatasaray’da 4, Fenerbahçe’de 3 ve Trabzonspor’da 6 olmuş. Her ne kadar yine Beşiktaş'ın hafta içi maçı GS ve FB’ye göre fazla olsa da, çok fazla bir fark yok gibi görünüyor. Cumartesi ve Pazar dağılımı en düzenli takım Fenerbahçe olurken Galatasaray'a Cumartesi ağırlıklı, Trabzon ve Beşiktaş'a Pazar ağırlıklı maç verildiği görülüyor. Bu durum da GS’nin Şampiyonlar Liginde, TS ve BJK’nin Avrupa Liginde olması dolayısıyla oluşmuş gibi görünüyor. Zira GS maçlarını Salı ve Çarşamba, TS ve BJK Perşembe günü oynayacaklar. Aynı mantıkla BJK ve TS’ye 5’er pazartesi, GS’ye 4 Cuma verilmesi de açıklanabiliyor.
Hal böyle olunca bu tablo beni kesmedi ve sene içindeki dağılımı takımlar bazında tek tek incelemeye çalıştım. Aşağıdaki tabloda da hangi hafta hangi takıma hangi gün maç verildiğini, Avrupa maçları ve milli maçları gösterir tablo mevcut.
----------------------CUMA-------CMTS---------------PZR--------------PZTS------------SAL-----------ÇRŞ---------------PRŞ----
1. Hafta----------------------------BJK,GS-------------TS,FB----------------------------------------------Milli Maç-------------------
Milli Maç Arası---------------------------------------------------------------------------------Milli Maç------------------------------------
2. Hafta------------------------------GS----------------TS-FB---------------BJK---------- ŞL-GS--------------------------AL-BJK,TS
3. Hafta------------------------------GS------------------FB---------------BJK,TS-------------------------------------------------------
4. Hafta----------------GS---------BJK,TS----------------FB----------------------- ------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
5. Hafta-----------------------------GS,FB--------------BJK,TS ------------------------------------------------------------------------
Milli Maç Arası----------Milli Maç ---------------------------------------------Milli Maç ----------------------------------------------------
6. Hafta----------------------------GS-FB--------------BJK,TS----------------------------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
7. Hafta------------------------------FB-----------------TS,GS --------------BJK--------------------------------------------------------
8. Hafta-----------------GS----------TS----------------BJK-FB----------------------------ŞL-GS---------------------------AL-BJK,TS
9. Hafta----------------------------GS,FB--------------BJK,TS---------------------------------------------Milli Maç-------------------
Milli Maç Arası----------------------------------------------Milli Maç ------------------------------- ---------------------------------------
10. Hafta----------------------------GS-TS---------------BJK------------------FB-----------------------------ŞL-GS---------AL-BJK,TS
11. Hafta------------------------------GS------------------FB----------------BJK,TS--------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
12. Hafta-----------------GS----------FB-----------------BJK-TS--------------------------- ŞL-GS---------------------------AL-BJK,TS
13. Hafta ----------------FB----------GS-----------------BJK------------------TS-----------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
14. Hafta-----------------FB----------GS---------------BJK,TS------------------------------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
15. Hafta-----------------GS----------FB-----------------BJK -----------------TS---------------------------------------------------------
16. Hafta------------------------------FB-----------------BJK-GS -------------TS---------------------------------------------------------
17. Hafta ----------------TS----------FB------------------GS------------------BJK----------Türkiye Kupası Salı Çarş. Perş.--------
Bu tabloya baktığımızda, geçtiğimiz senelere göre nispeten adaletli bir dağılım yapılmış gibi görünse de, FB ve GS bir miktar da olsa kayırılmış görünüyor. Geçtiğimiz senelerdeki fikstürleri iyi bilen biri olarak, bu tabloya çok fazla bir itirazım yok fakat yine de Trabzon ve Beşiktaş'ın reyting oranları çerçevesinde üvey evlat muamelesi görmeye devam ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bunları hafta hafta giderek açıklamaya çalışalım.
1. hafta herkesin malumu tamamlandı. 4 takım da maçlarını hafta sonu oynadı. Önümüzdeki hafta milli maç olması sebebiyle Cuma günü maç yok. GS'nin bir sonraki hafta Salı günü Ş.L. maçı olduğu için maçını Cumartesi oynuyor. Salı gününe kadar 2 günlük dinlenme süresi mevcut. Maçı cumaya alırsan bu sefer milli takım dönüşünde 2 günlük dinlenme süresi mevcut olacak. Şimdilik burayı geçiyorum. Perşembe avrupa kupası oynayacak TS, 2. hafta FB ile karşılaşıyor. Bu maçı cumartesi veya pazar oynatman çok fark etmiyor. Beşiktaş ise aynı şekilde Perşembe avrupa kupası maçına çıkacak ve maçı pazartesi. Dinlenme süresi 2 gün.
Peki başa dönersek, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda oyuncun oynayacak olan milli maç dönüşü mü az dinlenmeyi tercih edersin, yoksa tüm oyuncularını oynattığı lig maçı sonrası mı? diye GS'ye sorulsa sizce hangisini tercih eder? sonuç olarak GS'nin maçı Cuma'ya alınarak, TS-FB maçının da pazar gününde kaldığını varsayıyorum, Beşiktaş maçı Cumartesi'ye alınabilir. Böylece 2. hafta için en optimum tablo çıkar. Kaldı ki bir çok haftada olduğu gibi GS ve BJK aynı gün oynayabilir, böylece BJK A.L. maçı öncesi daha fazla dinlendirilebilir.
3. Hafta: GS salı oynadığı için Cumartesi çıkıyor, BJK ve TS Perşembe oynadığı için Pazartesi maça çıkıyor. Makul bir tablo.
4. Hafta: Bir sonraki çarşamba maçı olan GS Cuma günü, perşembe maçı olan TS ve BJK Cumartesi oynarken, FB pazar oynuyor. Yine makul bir tablo.
5. Hafta: Bir sonraki Cuma milli maç olması nedeniyle ve perşembe günü TS ve BJK maç yaptığı için makul bir tablo.
6. Hafta: GS-FB derbisi var ve bir sonraki çarşamba GS Ş.L. maçı oynayacak. O yüzden bu maç Cumartesi TS ve BJK maçları Pazar. Makul.
7. Hafta: Avrupa kupası nedeniyle Pazartesi oynuyoruz. Kabul edilebilir.
8. Hafta: Salı maçı olan GS Cuma, perşembe maçı olan TS c.tesi oynuyor. bu hafta BJK-FB derbisi var ve yine BJK'nin perşembe A.L. maçı var. Derbi c.tesiye alınarak TS pazar oynatılabilir ama burada da A.L'de Trabzon'un deplasmanda BJK'nin içeride oynayacağını hesap edilmiş olabilir.
9. Hafta: Bir sonraki Çarşamba milli maç olması nedeniyle ve perşembe günü TS ve BJK maç yaptığı için makul bir tablo.
10. Hafta: Çarşamba GS'nin maçı var, GS-TS maçı C.tesiye konmuş, BJK Pazar, FB P.tesi oynuyor. İtirazımız yok.
11. Hafta: Perşembe A.L.'de oynayan TS ve BJK p.tesi oynuyor. Türkiye kupası fikstürü belli olmadığı için şimdilik itirazımız yok ama belli olduğunda BJK ve TS'nin maçları perşembe gününe konmazsa haksızlık olur.
12. Hafta: BJK-TS maçı var ve önceki hafta Türkiye kupasında perşembe oynadığını varsaydığım bu iki takımın maçı pazar günü. Uygun bir tablo, zira perşembe A.L. maçları var.
13., 14.,15. ve 16. Hafta: Üst üste pazar maçları oynuyoruz. Görünce insanın gözleri yaşarmıyor değil fakat Türkiye kupası fikstürü belli olduğunda acısını çıkarmazlar umarım.
17. Hafta: Bir önceki hafta herhangi bir ekstra maç yok ve sonraki hafta fikstürü belli olmayan Türkiye Kupası maçları var. Bu hafta FB pekala pazartesi maç yapabilir. Böylece BJK maçı cumartesine alınabilirdi. Reyting üzerinden bulunduğum serzenişin en bariz kanıtı da bu hafta. FB ve GS ile BJK ve TS tercihi yapılması gerektiğinde herhangi bir zorunluluk yoksa ibre direkt FB ve GS'den tarafa kayıyor.
Sonuç olarak daha önce de belirttiğim gibi geçtiğimiz senelere göre çok başarılı bir fikstür fakat değindiğim nedenlerden hala adil değil. Diğer yandan bu futbol düzeni içinde daha fazla adil olmasını beklemek biraz romantikliğe giriyor. Fikstüre en azından ilk yarı için bu seferlik itirazım yok. Takımın da olduğunu düşünmüyorum. O yüzden Comandante Bilic ve ekibine sesleniyorum: Tatava yapmayalım basın geçin. Bu sene şampiyonluk bizim.
Ayrıca;
Vamos a Ganar !
Geçen sene bu zamanlar kaç para ulan bi' sol bek sorusu kafassını kurcalayan, Beşiktaş taraftarının bu seneki meşgalesi olan soru. Çok pahalı olmalı ki yıllardır alınamıyor. Önce sağ kanat oyuncusu Roberto Hilbert beke devşirildi, belirli bir ölçüde verim alındı da aslında. Sonra yönetime biraz rahat battı gidip daha önce denenmiş ve olmamış bir sağ bek olan Serdar Kurtuluş alındı. Sonuç malum, daha fazla anlatıp gerginlik yaratmaya gerek yok. Üç aydır da Martin Linnes ile pazarlık yapılıyor ama bir türlü transfer sonuçlanmıyor. Yokluktan sol bek için bile yeterli olmayan İsmail Köybaşı orada deneniyor. 2014-15 transfer döneminin kapanmasına 6 saat civarı bir zaman kalmışken sağ bek konusunda umutları tükenmekte olan Beşiktaş taraftarı ise tek bir soruyu merak ediyor; Kaç para ulan bi' sağ bek?
Bu kadar pahalı bir şey mi bu sağ bek? bu kadar pahalıysa transfer sezonunun açılmasına yakın, aramızda para toplayalım kurbanlık danaya girer gibi 7 kişi sağ beke girelim, transfer sezonunda satarız. Olmadı gündemi değiştirelim, Türk halkına seslenelim en az 3 sağ bek yapın diye. Buradan yönetime seslenip satırlarımı ufak bir şiir ile bitirmek istiyorum; geçtiğimiz senelere göre nispeten iyi hamleler yapıldı bu sefer sonunu getirelim
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Beşiktaş taraftarının bek beklediği kadar
Bu kadar pahalı bir şey mi bu sağ bek? bu kadar pahalıysa transfer sezonunun açılmasına yakın, aramızda para toplayalım kurbanlık danaya girer gibi 7 kişi sağ beke girelim, transfer sezonunda satarız. Olmadı gündemi değiştirelim, Türk halkına seslenelim en az 3 sağ bek yapın diye. Buradan yönetime seslenip satırlarımı ufak bir şiir ile bitirmek istiyorum; geçtiğimiz senelere göre nispeten iyi hamleler yapıldı bu sefer sonunu getirelim
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Beşiktaş taraftarının bek beklediği kadar
1,5 ay için 1.4 milyon euro bedelle kiralanmış, 15 Ekim 2014 tarihine kadar 2 milyon euro opsiyon konulmuş orta saha orijinli kanat oyuncusu. Aşağıdaki açıklamadan ben bunu anladım. Başka da bir şey anlamadım.
alıntı--
JOSE ERNESTO SOSA`NIN GECICI TRANSFERI ILE ILGILI OLARAK OYUNCUNUN KULUBU VE KENDISI ILE ANLASMAYA VARILMISTIR. BUNA GORE;
FC METALIST KULUBUNE KIRALAMA BEDELI OLARAK 1.400.000 AVRO ODENECEKTIR. AYRICA SIRKETIMIZ FC METALIST KULUBUNE 15 EKIM 2014 TARIHINE KADAR 2.000.000 AVRO ODEMEK SURETIYLE SEZON SONUNDA OYUNCUNUN TRANSFER HAKLARINI SATIN ALMA OPSIYONUNA SAHIPTIR.
OYUNCUYA 2014-2015 SEZONU ICIN 1.500.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI ODENECEKTIR. AYRICA OYUNCUNUN TRANSFER OPSIYONUNUN KULLANILMASI HALINDE OYUNCUNUN KENDISI ILE ASAGIDAKI SARTLARDA ANLASMAYA VARILMISTIR;
-2015-2016 SEZONU; 1.550.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI,
-2016-2017 SEZONU; 1.600.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI,
-2017-2018 SEZONU; 1.650.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI.
alıntı--
alıntı--
JOSE ERNESTO SOSA`NIN GECICI TRANSFERI ILE ILGILI OLARAK OYUNCUNUN KULUBU VE KENDISI ILE ANLASMAYA VARILMISTIR. BUNA GORE;
FC METALIST KULUBUNE KIRALAMA BEDELI OLARAK 1.400.000 AVRO ODENECEKTIR. AYRICA SIRKETIMIZ FC METALIST KULUBUNE 15 EKIM 2014 TARIHINE KADAR 2.000.000 AVRO ODEMEK SURETIYLE SEZON SONUNDA OYUNCUNUN TRANSFER HAKLARINI SATIN ALMA OPSIYONUNA SAHIPTIR.
OYUNCUYA 2014-2015 SEZONU ICIN 1.500.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI ODENECEKTIR. AYRICA OYUNCUNUN TRANSFER OPSIYONUNUN KULLANILMASI HALINDE OYUNCUNUN KENDISI ILE ASAGIDAKI SARTLARDA ANLASMAYA VARILMISTIR;
-2015-2016 SEZONU; 1.550.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI,
-2016-2017 SEZONU; 1.600.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI,
-2017-2018 SEZONU; 1.650.000 AVRO GARANTI UCRETI VE 10.000 AVRO MACBASI UCRETI.
alıntı--
1. torbadan Tottenham'ı çektiğimiz, böylece 3. torbadan Everton çekme ihtimalimizi sıfırladığımız kura çekimi. 1. torbadan zaten kim gelse hemen hemen tottenham ayarında olacaktı zaten ama 3. torbadan Everton'a göre görece daha güçsüz bir takım gelecek olması güzel oldu.
İlk sıçramasını 2008 yılında, 360 bin Euro bedelle transfer olduğu Hollanda’nın Nec takımında yapan, 2012 yılında bedelsiz transfer olduğu Ajax takımında da bu çıkışı sürdüren Danimarkalı orta saha oyuncusu.
Bryan Ruiz Gonzalez ile hemen hemen yakın özelliklere sahip ve Ruiz’e göre daha hazır durumda. Takıma adaptasyon süreci göz önüne alınarak Ruiz ile yapılan pazarlıkların uzaması durumunda, vakit kaybetmeden alınması gerektiğini düşünüyorum. Oyuncunun neden alınması gerektiği ile ilgili nedenleri açıklamaya çalışırsak;
1) Klasik bir 10 numaradan fazlası.
Orta saha orijinli ve daha önce 6 numara, 8 numara pozisyonlarında ve kanatlarda oynadığı için 10 numara dışında bu bölgelerde de kullanılabilir.
2) Eli belinde bir 10 numara değil.
Maç içinde geziyor, pas dağıtıyor, baskı yapıyor, kanata açılıyor ve dripling yapıyor. Ayrıca Kuzey ülkelerinin genel özelliği olarak disiplinli bir profesyonel. Hocaya göre ya da takıma göre performansı değişmiyor.
3) Duran topları etkili kullanıyor.
Şu an için en önemli eksikliğimiz duran topları etkili kullanacak birine sahip olmamamız. Ne direkt vuruş yapılabilecek serbest vuruşlarda topun başına geçtiğinde heyecanlandıracak bir oyuncumuz mevcut, ne de etkili orta yapacak oyuncumuz mevcut. Schöne bu açığı kapatacak kalitede.
4) Uzaktan şutları çok etkili.
Önemli bir eksiğimiz de uzaktan kaleyi deneyen oyuncu eksikliğimiz. Bunu zaman zaman belirli ölçüde Veli yapıyor, bundan sonraki dönemde de Demba Ba’dan göreceğiz büyük ihtimalle ama orta sahada uzaktan şut çekerek kilit açacak oyuncumuz eksik. Schöne’nin mesafe tanımaksızın yaptığı vuruşlar oldukça etkili. Bu açığımızı da kapatacak kalitede.
5) Hem gol hem de asist istatistikleri vasat üstü.
Son 5 yılda 161 maça çıkmış 44 gol 36 asistlik bir performans ortaya koymuş. Sahada toplam 12.741 dk. (141.57 maç) kalmış. Sezon ortalaması 40 maç 11 gol 9 asist. Bu seneye de hızlı başladı (2 maç 3 gol 2 asist). Sezon başına performansı da aşağıdaki gibi;
---------------------Maç------ Gol---Asist---Süre (Dk.)----Süre (Maç)------Takım
14/15 Sezonu-----2---------3-----2--------180 dk.----- -2,00 maç-------- Ajax
13/14 Sezonu----42-------14----10-----3.008 dk.-----33,42 maç-------Ajax
12/13 Sezonu----44--------8-----10-----3.230 dk.-----35,89 maç-------Ajax
11/12 Sezonu----40-------14-----6------3.409 dk.-----37,88 maç-------NEC
10/11 Sezonu----35--------8-----10-----3.094 dk.-----34,38 maç-------NEC
6) Sakatlık geçmişi uzun değil ve soru işareti içermiyor.
İstatistiklerinden de anlaşılacağı üzere senede ortalama 40 maça çıkan bir oyuncu. Disiplinli ve çalışkan olduğunun bir diğer göstergesi.
7) Haziran ayında sözleşmesi bitiyor.
Transfermarkt verilerine göre değeri 7 milyon Euro civarı görünüyor fakat sözleşmesi sezon sonunda biteceğinden daha uygun bir rakama transferi bitirilebilir. Ajax’a 2012 yılında bedelsiz transfer olduğu göz önüne alınırsa takıma sadakati düşük diyebiliriz. Hatta kariyerinde kayda değer 3 transferi var 2’si bedelsiz, biri 360 bin Euro bedelle yapılmış.
8) Kaliteli Türk Medyası için kazandırdığı maçlar sonrası manşet bolluğu sağlayacak.
Demba Ba ile birlikte medyanın işi oldukça kolaylaşacak. Manşetleri şimdiden görebiliyorum. Demba Ba, Schöne ikilisinin kazandırdığı bir maç sonrası; Beşiktaş'ın Baba'sı çok Schöne. Schöne ile kazanılan bir Avrupa Kupası maçı sonrası; Danke "Schöne" Beşiktaş.
Yönetim, nasıl olsa Arsenal maçına yetişmeyecek, transfer sezonunun kapanmasına da daha var diye düşünerek Ruiz transferini daha fazla ağırdan almamalı, takıma adaptasyon süreci de dikkate alınmalı.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, maksimum 3-4 milyon Euro seviyesinde transferi bitirilebilirse, oldukça iyi bir transfer olacaktır. Lasse Schöne için pazarlık yapıldıktan sonra belirlenen rakam veya bir tık üstü, Ruiz için son fiyat olarak verilmeli ve dönüş için de kulübüne yeterli süre verildikten sonra, olumsuz olması halinde Schöne alınmalı.
Bryan Ruiz Gonzalez ile hemen hemen yakın özelliklere sahip ve Ruiz’e göre daha hazır durumda. Takıma adaptasyon süreci göz önüne alınarak Ruiz ile yapılan pazarlıkların uzaması durumunda, vakit kaybetmeden alınması gerektiğini düşünüyorum. Oyuncunun neden alınması gerektiği ile ilgili nedenleri açıklamaya çalışırsak;
1) Klasik bir 10 numaradan fazlası.
Orta saha orijinli ve daha önce 6 numara, 8 numara pozisyonlarında ve kanatlarda oynadığı için 10 numara dışında bu bölgelerde de kullanılabilir.
2) Eli belinde bir 10 numara değil.
Maç içinde geziyor, pas dağıtıyor, baskı yapıyor, kanata açılıyor ve dripling yapıyor. Ayrıca Kuzey ülkelerinin genel özelliği olarak disiplinli bir profesyonel. Hocaya göre ya da takıma göre performansı değişmiyor.
3) Duran topları etkili kullanıyor.
Şu an için en önemli eksikliğimiz duran topları etkili kullanacak birine sahip olmamamız. Ne direkt vuruş yapılabilecek serbest vuruşlarda topun başına geçtiğinde heyecanlandıracak bir oyuncumuz mevcut, ne de etkili orta yapacak oyuncumuz mevcut. Schöne bu açığı kapatacak kalitede.
4) Uzaktan şutları çok etkili.
Önemli bir eksiğimiz de uzaktan kaleyi deneyen oyuncu eksikliğimiz. Bunu zaman zaman belirli ölçüde Veli yapıyor, bundan sonraki dönemde de Demba Ba’dan göreceğiz büyük ihtimalle ama orta sahada uzaktan şut çekerek kilit açacak oyuncumuz eksik. Schöne’nin mesafe tanımaksızın yaptığı vuruşlar oldukça etkili. Bu açığımızı da kapatacak kalitede.
5) Hem gol hem de asist istatistikleri vasat üstü.
Son 5 yılda 161 maça çıkmış 44 gol 36 asistlik bir performans ortaya koymuş. Sahada toplam 12.741 dk. (141.57 maç) kalmış. Sezon ortalaması 40 maç 11 gol 9 asist. Bu seneye de hızlı başladı (2 maç 3 gol 2 asist). Sezon başına performansı da aşağıdaki gibi;
---------------------Maç------ Gol---Asist---Süre (Dk.)----Süre (Maç)------Takım
14/15 Sezonu-----2---------3-----2--------180 dk.----- -2,00 maç-------- Ajax
13/14 Sezonu----42-------14----10-----3.008 dk.-----33,42 maç-------Ajax
12/13 Sezonu----44--------8-----10-----3.230 dk.-----35,89 maç-------Ajax
11/12 Sezonu----40-------14-----6------3.409 dk.-----37,88 maç-------NEC
10/11 Sezonu----35--------8-----10-----3.094 dk.-----34,38 maç-------NEC
6) Sakatlık geçmişi uzun değil ve soru işareti içermiyor.
İstatistiklerinden de anlaşılacağı üzere senede ortalama 40 maça çıkan bir oyuncu. Disiplinli ve çalışkan olduğunun bir diğer göstergesi.
7) Haziran ayında sözleşmesi bitiyor.
Transfermarkt verilerine göre değeri 7 milyon Euro civarı görünüyor fakat sözleşmesi sezon sonunda biteceğinden daha uygun bir rakama transferi bitirilebilir. Ajax’a 2012 yılında bedelsiz transfer olduğu göz önüne alınırsa takıma sadakati düşük diyebiliriz. Hatta kariyerinde kayda değer 3 transferi var 2’si bedelsiz, biri 360 bin Euro bedelle yapılmış.
8) Kaliteli Türk Medyası için kazandırdığı maçlar sonrası manşet bolluğu sağlayacak.
Demba Ba ile birlikte medyanın işi oldukça kolaylaşacak. Manşetleri şimdiden görebiliyorum. Demba Ba, Schöne ikilisinin kazandırdığı bir maç sonrası; Beşiktaş'ın Baba'sı çok Schöne. Schöne ile kazanılan bir Avrupa Kupası maçı sonrası; Danke "Schöne" Beşiktaş.
Yönetim, nasıl olsa Arsenal maçına yetişmeyecek, transfer sezonunun kapanmasına da daha var diye düşünerek Ruiz transferini daha fazla ağırdan almamalı, takıma adaptasyon süreci de dikkate alınmalı.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, maksimum 3-4 milyon Euro seviyesinde transferi bitirilebilirse, oldukça iyi bir transfer olacaktır. Lasse Schöne için pazarlık yapıldıktan sonra belirlenen rakam veya bir tık üstü, Ruiz için son fiyat olarak verilmeli ve dönüş için de kulübüne yeterli süre verildikten sonra, olumsuz olması halinde Schöne alınmalı.
ing. yol çok baydı
Belki de bundan sonra taraftar olarak diğer futbolcularımıza Demba Ba'yı göstererek bitirebileceğimiz çaresizlik.
[ybkz]swh[/ybkz]
[ybkz]swh[/ybkz]
Saati yaklaştıkça kafamda kurguladığım taktiğin değiştiği maç. Tabi bunda Atiba’nın oynayamayacak olması da etkili oldu.
İlk etapta, oyunu kilitleyip 0-0 olsun bizim olsun, atarsam bayram olsun taktiği daha ön plandaydı. Buradaki kilit oyuncular da tabi ki Veli ve Atiba’ydı.
Herkesin bildiği gibi Arsenal, ayağa kısa pas oynayarak savunma kilidini açmaya çalışan bir takım. Alexis Sanchez, Cazorla gibi önemli kanat oyuncularına sahip olsalar da henüz kanat hücumları ölümcül değil. Necip ve Motta bu hücumları bertaraf edebilir diye düşünüyorum.
Asıl tehlikenin ortadan geleceğini düşündüğümüzde, düne kadar, Veli’nin yıldırıcı presi ve Atiba’nın durması gereken yerde olmaya dayalı oyun yapısıyla, topu rakibe verip, kapılacak toplarla kontratak fırsatları aramak en makul seçim gibi görünüyordu. Bu taktikteki en önemli görev orta alanda kapılan topları, belirli oranda ayağa pasla çıkabilen Atiba ve bu pasların kanat oyuncularına dağılımını yapacak olan Oğuzhan’dı. Haliyle Demba Ba ile tek forvet oynamıştık kafamda.
Fakat bu taktikteki kilit oyuncu olan Atiba’nın sakatlığı ve bu akşam oynayamayacağının belli olmasıyla, aynı taktiğin Necip orta sahası ve Serdar sağ beki ile aynı etkiyi yaratamayacağını düşünmeye başladım.
Aynı zamanda bu taktiğin, Arsene Wenger’in de karşısında bulmayı beklediği bir taktik olduğunu ve buna göre atak varyasyonları hazırladığını düşündüğüm için, oyuna, daha riskli ama daha etkili olmaya müsait bir 4-4-2 kırması ile başlanmasını şu an daha doğru buluyorum defans hattındaysa Pedro yerine daha tecrübeli olan Sivok ile başlanması daha uygun olacaktır. Bu duruma göre oluşan 11 ve dizilişi;
--------------------Tolga----------------------
Necip----- Sivok------Ersan------- Motta
--- --------- Veli-------------------------------
--------------------------- Oğuzhan----------
Töre------------------------------------Olcay
-----------Pektemek-------------------------
--------------------- Demba Ba--------------
Bu taktiğin uygulanabilirliği tabi ki uzun süreli değil ve oldukça riskli bir taktik. O yüzden gol bulana kadar ya da taktiğin işlemediği ana kadar devam ettirilmesi çok önemli. Burada oyuna doğru anda müdahale çok önemli. Her ne kadar geçtiğimiz sene Bilic bu konuda biraz eksik kalmış olsa da takımı tanımasıyla kendini geliştirdiğini düşünüyorum.
Bir diğer kritik konu da şok hücum pres. Bilindiği üzere Arsenal’in en zayıf noktası defansının göbeği. Arsenal hücuma çıkarken, İkili, üçlü, dörtlü ve hatta Oğuzhan’ın katılımıyla zaman zaman beşli hücum pres ile defansı hazırlıksız yakalamak mümkün olabilir. Bu da Kanat oyuncularımızın ve Pektemek’in fırsatçılığı ve Demba Ba’nın bitiriciliği ile skora dönüşebilir. Böyle bir durumda veya taktiğin artık işlemediği Arsenal’i gümbür gümbür gelmeye başladığı, golün geliyorum diye bağırdığı anların hemen başında, ilk etapta düşündüğümüze yakın, kontratağa dayalı bir 4-2-3-1 dizilişine dönüş ile umutlar rövanş maçına taşınabilir. Pektemek’in yerine Pedro, önlibero stoper arası stoperlere daha yakın bir görev ile oyuna dahil olabilir. Aynı zamanda Olcay ve Töre de bir tık geriye çekilerek defansa daha fazla yardım edebilirler. Burada Töre’nin yerine Kerim de düşünülebilir. Bu durumda oluşan 11 ve diziliş ise;
--------------------Tolga----------------------
Necip----- Sivok------Ersan------- Motta
--- --------- Pedro-----Veli------------------
---Töre----------Oğuzhan------- Olcay----
------------------------------------------------
--------------Demba Ba --------------------
------------------------------------------------
Sonuç olarak, bazen sizden bekleneni yapmak yeterli olurken, bazen de şartlar sizden beklenmeyeni yapmanız için sizi yönlendirebilir. Doğru zamanda alınacak bir risk ise sizi başarıya götürebilir. Teknik, taktik ve diğer bütün istatistikler bir kenara bu akşam yüreğiyle oynayan maçı kazanacak. Arsenal’in bu akşam işi çok zor çünkü Beşiktaş’ın geçtiğimiz Çarşamba kaybedecek bir şeyi kalmadı. Aynı şekilde Beşiktaş’ta da kim oynarsa oynasın işi çok zor olacak zira her zamanki iki düsturumuzu bugün üç olarak sahaya yansıtmak zorunda;
Şeref’inle oyna, Hakkı’nla kazan, Süleyman Seba’ya armağan et.
İlk etapta, oyunu kilitleyip 0-0 olsun bizim olsun, atarsam bayram olsun taktiği daha ön plandaydı. Buradaki kilit oyuncular da tabi ki Veli ve Atiba’ydı.
Herkesin bildiği gibi Arsenal, ayağa kısa pas oynayarak savunma kilidini açmaya çalışan bir takım. Alexis Sanchez, Cazorla gibi önemli kanat oyuncularına sahip olsalar da henüz kanat hücumları ölümcül değil. Necip ve Motta bu hücumları bertaraf edebilir diye düşünüyorum.
Asıl tehlikenin ortadan geleceğini düşündüğümüzde, düne kadar, Veli’nin yıldırıcı presi ve Atiba’nın durması gereken yerde olmaya dayalı oyun yapısıyla, topu rakibe verip, kapılacak toplarla kontratak fırsatları aramak en makul seçim gibi görünüyordu. Bu taktikteki en önemli görev orta alanda kapılan topları, belirli oranda ayağa pasla çıkabilen Atiba ve bu pasların kanat oyuncularına dağılımını yapacak olan Oğuzhan’dı. Haliyle Demba Ba ile tek forvet oynamıştık kafamda.
Fakat bu taktikteki kilit oyuncu olan Atiba’nın sakatlığı ve bu akşam oynayamayacağının belli olmasıyla, aynı taktiğin Necip orta sahası ve Serdar sağ beki ile aynı etkiyi yaratamayacağını düşünmeye başladım.
Aynı zamanda bu taktiğin, Arsene Wenger’in de karşısında bulmayı beklediği bir taktik olduğunu ve buna göre atak varyasyonları hazırladığını düşündüğüm için, oyuna, daha riskli ama daha etkili olmaya müsait bir 4-4-2 kırması ile başlanmasını şu an daha doğru buluyorum defans hattındaysa Pedro yerine daha tecrübeli olan Sivok ile başlanması daha uygun olacaktır. Bu duruma göre oluşan 11 ve dizilişi;
--------------------Tolga----------------------
Necip----- Sivok------Ersan------- Motta
--- --------- Veli-------------------------------
--------------------------- Oğuzhan----------
Töre------------------------------------Olcay
-----------Pektemek-------------------------
--------------------- Demba Ba--------------
Bu taktiğin uygulanabilirliği tabi ki uzun süreli değil ve oldukça riskli bir taktik. O yüzden gol bulana kadar ya da taktiğin işlemediği ana kadar devam ettirilmesi çok önemli. Burada oyuna doğru anda müdahale çok önemli. Her ne kadar geçtiğimiz sene Bilic bu konuda biraz eksik kalmış olsa da takımı tanımasıyla kendini geliştirdiğini düşünüyorum.
Bir diğer kritik konu da şok hücum pres. Bilindiği üzere Arsenal’in en zayıf noktası defansının göbeği. Arsenal hücuma çıkarken, İkili, üçlü, dörtlü ve hatta Oğuzhan’ın katılımıyla zaman zaman beşli hücum pres ile defansı hazırlıksız yakalamak mümkün olabilir. Bu da Kanat oyuncularımızın ve Pektemek’in fırsatçılığı ve Demba Ba’nın bitiriciliği ile skora dönüşebilir. Böyle bir durumda veya taktiğin artık işlemediği Arsenal’i gümbür gümbür gelmeye başladığı, golün geliyorum diye bağırdığı anların hemen başında, ilk etapta düşündüğümüze yakın, kontratağa dayalı bir 4-2-3-1 dizilişine dönüş ile umutlar rövanş maçına taşınabilir. Pektemek’in yerine Pedro, önlibero stoper arası stoperlere daha yakın bir görev ile oyuna dahil olabilir. Aynı zamanda Olcay ve Töre de bir tık geriye çekilerek defansa daha fazla yardım edebilirler. Burada Töre’nin yerine Kerim de düşünülebilir. Bu durumda oluşan 11 ve diziliş ise;
--------------------Tolga----------------------
Necip----- Sivok------Ersan------- Motta
--- --------- Pedro-----Veli------------------
---Töre----------Oğuzhan------- Olcay----
------------------------------------------------
--------------Demba Ba --------------------
------------------------------------------------
Sonuç olarak, bazen sizden bekleneni yapmak yeterli olurken, bazen de şartlar sizden beklenmeyeni yapmanız için sizi yönlendirebilir. Doğru zamanda alınacak bir risk ise sizi başarıya götürebilir. Teknik, taktik ve diğer bütün istatistikler bir kenara bu akşam yüreğiyle oynayan maçı kazanacak. Arsenal’in bu akşam işi çok zor çünkü Beşiktaş’ın geçtiğimiz Çarşamba kaybedecek bir şeyi kalmadı. Aynı şekilde Beşiktaş’ta da kim oynarsa oynasın işi çok zor olacak zira her zamanki iki düsturumuzu bugün üç olarak sahaya yansıtmak zorunda;
Şeref’inle oyna, Hakkı’nla kazan, Süleyman Seba’ya armağan et.
[ybkz]swh[/ybkz]
700 bin euro bedelle Akhisar'a satılacağı haberleri gelen sevimli hayalet.
[ybkz]swh[/ybkz]
[ybkz]swh[/ybkz]
Galatasaray ile anlaşırsa Beşiktaş taraftarı tarafından hava alanında karşılanması gereken santrafor.
Porto'nun 6,5 milyon euro'ya aldığı 38 milyon euro'ya sattığı Fransız stoper. Hay elia quim, biz niye zamanında almıyoruz böyle adamları, anlamak mümkün değil.
Stephane Mbia'yı bonservissiz [ybkz]swh[/ybkz], Younes Belhanda'yı 5-6 milyon euro aralağında takıma katarak transferi kapatabilirsek gayet yeterli bir kadroya ulaşıyoruz. Transfere de toplam 17-18 milyon euro harcamış oluyoruz. O kadar standart sapma olur.
Ayrıca Musa Muhammed eğer bir yere kiralanamayacaksa devre arasında takıma katılabilir. Musa devre arasına kadar takıma katılamadığı için Holosko onun yerine devre arasına kadar tutulabilir. Sonrasında satılır, kiralanır, bir miktar para ile birlikte takas yapılır ya da...
Böylece aşağıdaki gibi bir yabancı kadromuz oluyor;
Sivok +3
Franco 5
Motta 5
Musa +3+1
Mbia+3
Atiba 5
Belhanda 5
Demba Ba 5
Holosko +3 (Takımın akustik ahengini bile bozuyor[ybkz]swh[/ybkz])
Ayrıca Musa Muhammed eğer bir yere kiralanamayacaksa devre arasında takıma katılabilir. Musa devre arasına kadar takıma katılamadığı için Holosko onun yerine devre arasına kadar tutulabilir. Sonrasında satılır, kiralanır, bir miktar para ile birlikte takas yapılır ya da...
Böylece aşağıdaki gibi bir yabancı kadromuz oluyor;
Sivok +3
Franco 5
Motta 5
Musa +3+1
Mbia+3
Atiba 5
Belhanda 5
Demba Ba 5
Holosko +3 (Takımın akustik ahengini bile bozuyor[ybkz]swh[/ybkz])
Demba ba'nın akşam namazini kacirmamak icin hattrick yapacagi karsilasma.
Edit: Allah kabul etsin koca oğlan.
Edit: Allah kabul etsin koca oğlan.
Trabzon'un transfer görüşmelerini Kap'a bildirmesinden sonra Beşiktaş'ın devreye girdiğine dair haberler gelen sağ kanat oyuncusu.
Pek sağlam olmasa da Kaynak;
[ybkz]swh[/ybkz]
Pek sağlam olmasa da Kaynak;
[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?