confessions

tahazaki

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 907
  2. takipçi 0
  3. puan 16686

üniversiteye başlayanlara öğütler

tahazaki
ortamlara ayak uydurmak için sigara içmeyin. unutmayın sigara içinlerin çoğu lisede hatta ortaokulda da içiyordur, alışmıştır, salak ve ergen dönemlerinde sigaraya başlamıştır ama siz üniversite kazandınız mantıklı insanlar oldunuz, bok yere para harcamayın şu zıkkıma.

bol bol alkol alın, için sarhoş olun sızın sağda soda, koltuğa kusun ama lütfen rica ediyorum allah rızası için cumartesi günü içtiğiniz 3 biranın pazartesi günü '' vay a. goyum şöyle içtik böyle içtik şöyle sarhoş olduk '' diye anlatmayın, bir bok olduğu yok, bu tip şeylerle karizma falan olamazsınız, spor yapın vücüdunuz fit gözüksün daha çok şekliniz olur.

ve son olarak tahazaki abinizden

'' tarzınız için yaşayın, şekliniz için ölün''

ilk defa binilen uçağın düşmesi

tahazaki
şimdi sevgili arkadaşlar, yıllardır aklıma takılan ve çıkmaza sürükleyen bir mevzuyu anlatacağım.

uçaklar seyahat güvenilirliği bakımından kara ve demiryoluna göre daha güvenlidir. üsküdar beşiktaş arası yapılan deniz taşımacılığını seyahatten saymıyorum.

şimdi uçağa ilk defa binen birisi, o ilk heyecan, koltuğuna oturup kemerini bağlaması, check in işlemlerini yaparken cam kenarı koltuk istemesi, uçakta oturacağı koltuğu bulma heyecanı, koltuğuna oturduktan sonra camdan dışarı odaklanması falan bunlar herkesin ilk binişte başına gelen tatlı heyecanlar, hani bir şeyin ilk günü çok sıkıntılı geçer ya ( yazar burda sex'i erkekler için istisna olarak bırakıyor) uçak mevzusunda da öyledir.

uçağın pistte beklemesi, hızlanması havalanması falan, daha havalanırken dönüşler yapması, diğer yolcuların cool tavırları sizin o gergin tavrınız falan, bunları yaşadık hepimiz.

bu ilk uçma heyecanını yaşarken uçak arızalanıp düşmeye başlayınca benim merak ettiğim acaba o uçağa ilk defa binen yolcunun içinden geçenlerdir sevgili sözlük.

mesela ölüm korkusu bütün yolcularda oluşan bir şeydir muhtemelen.

ama o uçağa ilk defa binen yolcunun ruh hali daha da bir farklı olmalı, herkesin aklından geçirdiği şeyleri geçirmemeli, mesela millet sevdiklerini düşünürken, o ise başka dünyalarda belki de şansımı s.kiyim falan demektedir, daha yemek bitmemişti falan diye düşünecektir. daha sonra kara bahtına küfür edecektir.

kesinlikle bu ilk yolcunun ruh hali diğerlerinden farklıdır, başkadır, bambaşkadır, ahh nafile o bambaşkadır. ( eheheheh ehehehe, yazar burda espri kabiliyetine atıfta bulunuyor)

bu soru benim yıllardır aklıma takılmıştır, o yolcu daha uçağın zevkini çıkaracaktı, gökyüzünden, o bembeyaz bulutların üzerinden yemyeşil ormanları, akarsuları, zirvesinde erimekte olan o son karı taşıyan dağları izleyecekti. ( yazar burda da betimleme yapıyor)

yapmak istedikleri bunlardı ama yapamadı malesef. hani bir şeyi çok yapmak isteyip onun heyecanını taşırız ya, o işi yapacağımıza kesin gözüyle bakarız ve de yapamadığımız zamanki ruh halimiz işte o uçağa ilk defa binen yolcunun ruh halidir...

sigmund taha freudzaki

şan ökten

tahazaki
sürekli gözümde elinde benzin bidonlarıyla soyunma odasına girmiş adam silüeti canlanıyor.

bazen diyorum da iyi ki erken göçüp gitmişsin bu dünyadan şan abi , bu günlerimizi görmemişsin, imkansızlıklar içinde yaptığın fedakarlıkları görüp, şimdiki yöneticilerimizin milyonlarca doları oynamayan oynatmayan yabancılara peşkeş çekmesi, ödenen tazminatlar, yenilen haklar.

iyi ki erken gitmişsin bu dünyadan şan abi.

sen, takım zorda kalınca sırtında benzin bidonu taşımış güzel insan, şimdi takım zorda kalınca insanlar pılısını pırtısını toplayıp kaçacak delik arıyorlar.

şimdi görseydin bunları, eminim tekrar benzin bidonu taşırdın şan abi, bunları yakmak için.

iyi ki erken gitmişsin bu dünyadan şan abi.

ruhun şad olsun...

anne

tahazaki
artık bir şeyin çakmasını orjinalini ayırt etmesi gereken kişi. efendim, evde adidas çizgili eşofman altı ( ömrümde en neefret ettiğim şey) , şort kolesiyonum oldu, kendisine ısrarla bak anne işportada satılan adidas alma dememe rağmen bana orjinalmiş oğlum bunlar, gidip dünya kadar para verip mağazadan alıyorsun cevabını ısrarla veriyor, eve yatmaya falan misafir falan gelince eşofmanla beraber gönderiyom adamı, gözüm görmesin hesabı.

ayrıca haftasonu zat-ı şahaneleriyle alışverişe çıktık, kendisi cevahir avm manyağıdır. lc waikiki olmasa olmazsa olmazıdır, ne kadar süper lüks mağaza varsa hepsini gezer ama dönüp dolaşıp lc waikikiden alışveriş yapar. neyse beni de sürükledi kendisi pazar günü, hala mağazada elinde askılıkla gelip üzerime t-shirt gömlek falan tutuyor, bi koluyla tutuyor geriden izlemeyip çok yakıştı diye yorum yapıyor. aklım çıkıyor artık aga, önceden böyle değildi, son zamanlarda annem bana üzerinde ejderha desenli lc waikiki tişörtü falan almaya çalışıyor, en son getirdiği gömlek deseninin sırt kısmında amuda kalkmış motorsikletli eleman vardı, ısrarla çok yakışacağını söylüyor, 27 yaşındayım, mağazadan elim boş çıkmışlığım yok , yıllardır '' seneye de giyersin'' ci bir ailenin evladı olarak büyüdüm.

(bkz: atalay demirci) esprilerine falan katıla katıla gülüyor.

eve elinde üzerinde cola turca reklamı olan çakma çubuklu beşiktaş formasıyla gelmesinden korkuyorum.

bu arada lcw fazla tişört isteyen varsa özelden mesaj atsın, kaykay yapan bi çocuk var üzerinde medium,hafiften justin bieber'a benziyor...

yusuf tunaoğlu

tahazaki


--spoiler--

düzensiz yaşanan bir hayatın elinden aldığı virtüözler arasına girmiştir işte. futbolu dünya çapında olsa da yaşantısı türk tadında bitmiştir. ağızlara bir parça bal sürmüş , tadı damaklarda bırakmıştır.

eminim ki hepinizin sergen gibisi gelmedi lafından sonra büyüklerinizden " sen bir de yusuf'u izleseydin , onun gibisi bir daha gelmez" lafını duymuşsunuzdur.. İşte budur bu yazıyı yazdıran , aranızda hala sergen'den daha iyisi gelmedi diyenler varsa eğer.


--spoiler--
25 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol