tahazaki

muhasebecinin maaşları 3 gün geç verecez dediği andır...

beşiktaş inönü stadyumu dur...

işte bu o ...

doğu bölgesi ruslar ve ermeni çeteleri tarafından işgal edildiği zaman ders verdiği 500 talebesiyle beraber bizzat savaşa katılmış,her zaman en tehlikeli görevleri üstlenmiştir veya kendisine en tehlikeli vaziifeler verilmiştir, bunun sebebi savaş esnasında talebelerinin kendilerine olan bağlılığı sebebiyle komutanlık ettiği birliğin kolay kolay dağılmaması ve zaafiyet göstermemesidir. bu talebelerden 498 tanesini şehit vermiştir. kendisi de ruslara esir düşmüştür. rus ordusunun kafkas cephesi başkomutanı aynı zamanda rus çarının dayısı (bkz: nikola nikoloviç) esir kampını ziyaret ettiği zaman '' ben kafirin önünde ayağa kalkmam'' diyerek ayağa kalkmayı reddetmiş ve rus ordusu ve devlete hakaretten idama mahkum olmuştur. idam edileceği gün son isteği namaz kılmak olan said nursi, namaz kılarken kendisini gören (bkz: nikola nikoloviç ) tarafından affedilmiştir. daha sonra fırsatını bulup bir kaç türk subayıyla beraber kologriv'deki esir kampından kaçarak 2540 km. yol katederek almanyaya ulaşmıştır. ordan kendisine ayarlanan bir pasaportla tekrar istanbul'a gelmiştir. esir tutulduğu andan tekrar istanbul'a geldiği zaman üzerinden 2 yıl 4 ay geçmiştir.

ayrıca kendisi yeşilay cemiyetinin kurucularındandır.

osmanlı eğitim sisteminde dini ilimlerinin yanında fen ilimlerinin de öğretilmesi için büyük çaba sarfetmiştir.

türk tarihi kendisinden çok da iyi bahsetmese de vatana ciddi hizmetleri dokunmuştur...

80 ve sonrası doğmuş neslin malzeme kaynağı, güneş ışığı, ilk sevgilisi. küçük bebeğin ilk emeklemesi neyse, ergenliğe giren çocuğun da ilk emeklemesi bulvar gazetesidir.

manşette memesinin ucunda yıldız olan taş hatun resimlerini hala gözümün önüne gelir, eski günleri yad ederim, ne yokluk günleriydi. bir kaç damla göz yaşı damlar gazetenin üzerine, hala saklarım tavan arasındaki sandıkta o eserleri.

şimdiki gençlere tavsiyem kıymetini bilin bu günlerin, biz bir bulvar almak için 2 saat gazete bayinin önünde dolanırdık, kavga ederdik, aramızda kura çekerdik kim alacak gazeteyi diye.

ayrıca sezen aksu'dan ''eller günahkar'' adlı parçayı tüm bulvar okuyucularına armağan ediyorum...

(bkz: bulvar)

(bkz: bulunmaz hint kumaşı)

kadınlarla problemi yoktur, yazdığı her şey kendi manevi inançları ve kişisel inançları doğrultusunda yazılmıştır, inandığı bir şey hakkında yazması onun o yazdıklarıyla problemi olduğunun göstergesi olamaz, karşı tarafın rahatsız olabileceği bir durum oluşmuşsa işte o zaman bir problemden bahsetmek mümkündür...

tahazaki özgürlük bildirgesi

2. kısım 7. madde 6. fıkra

not: olm niye ciddiye alıyorsunuz lan beni...

elenirsek valeranga faciası gibi unutulmazlar arasına girecek facia, her 15 yılda bir görürüz biz bu faciaları...

kendileri çok yakar dedikleri arabalara binip sen alacağın zaman çok yakar bu alma diyen yavşak, çekemeyen piç kurusu insanlardır, bre gavat sen alırken bilmiyor muydun çok yaktığını? niye ben alırken çok yakar alma diyorsun...

gece yarısı mola verilen yerlerde otobüsten inenlerin kiminle konuştuğunu merak ettiğim yolculuk.

bu merakımı gidermek için şahsım da bayramdan sonra memlekten istanbula giderken bolu da gece saat 3 te mola veren otobüsten inip hemen telefona sarılmıştır.

otobüsten yolcular inince aman allahım herkes telefona sarılıyor birileriyle konuşuyor telefonda, istisnasız her 13 kişiden 10 tanesi telefonla konuşuyor, ulan kiminle konuşuyor millet gece yarısı, hadi bir iki tane olur da bu kadar da olmaz.

hani koyunların kapısı açılınca teker teker çıkıp koşmaya başlarlar yai bunda da otobüsten inen hemen telefonla birisini arıyor.

neyse ben de psikolojik etki altına girip bu saatte uyumayan kim vardır diye rehberi karıştırırken aklıma birden ipsiz sapsız serseri ailenin yüz karası alkolik karı kız düşkünü, ailede herkesin nefret ettiği dayım geldi, dedim olsa olsa uyumaz bu adam, hemen aradım telefonla herifi, açar acmaz küfür etti, bu saatte aranırmıymış diye , suratıma kapattı o anda göt oldum ama yılmadım, gene yakın bir arkadaşı aradım o da batak oynuyormuş sonra konuşalılm dedi, tamam dedim kaaaardişim görüşürüz dedim, göt oldum gene.

şimdi soruyorum ,

ey otobüs yolcuları, gece yarısı kiminle konuşuyorsunuz bu kadar, yoksa konuşma numarası mı yapıyorsunuz, yksa dayınız küfür edip de 10 dakika boyunca küfür mü yiyiyorsunuz...

tuncay güneyin müebbet + 16 yıl hapse mahkum olduğu dava, müebbet + hapis ne lan, hakim devlet bahçeliydi herhalde ...

halbuki 13-14 yaşındaki kızlara bile 20-30 erkeğin tecavüz ettiği güzel ülkemde insan tedirginliğini dile getirmiştir, art niyet arayın aaa dostlar,

orda kızın birisine gecenin bi yarısı 3 orospu çocuğu hallense o milli eğitim müdürünü linç ediyor musunuz etmiyor musunuz aa dostlar, az biraz düşünün

allah aşkına.

öpüyorum o olmayan beyninizden...

keşke zamanında ciddiye alsaydık; hep alay ettik dalga geçtik, taşşak geçtik bunları söyleyenlerle ,

şimdi ülke şeriatla yönetiliyor, laiklik elden gitti.

geyik olsun diye girip genel kültür ve genel yetenek bölümünden 85 aldığım sınav...

bu okulun kalitesini en iyi açıklayan söz ;

'' itü bulur, odtü geliştirir, boğaziçi partisini yapar '' sözüdür ...

başlığı ilk okuduğumda laissez faire laissez passer sanma durumu oluşmasıyla beraber sonra küfür ettim ne kadar çok entry giriliyor adam için demem ve kıskanmamı sağlayan başlık.

(bkz: formata uygun yazmak için entrynin içine sıçmak)

bir adam var amerikalı joseph, 20 yaşında falan müslüman olmuş bir türkle evlenmiş, türkiyede islam araştırmaları üzerine doktora yapmış , bu sırada yüksek lisans yaparken geçimini sağlamak için çeşitli işlerde çalışmış falan.

bu adam ne alaka diyeceksiniz, şimdi bu adam ortamlarda benim eniştelerle falan tanışmış, bakmış 28 yaşında yağız bir delikanlı , iş de arıyor bunlar kendi çocuklarına haftada 2 gün ingilizce dersi falan aldırmaya başladılar, hem çocuklar ana dili ingilizce olan birinden uygun fiyata ders alıyorlar, hem adam 3-5 kuruş kazanıyor, alan memnun satan memnun anlayacağınız.

eleman daha 28 yaşında antrepolog, harward'da yüksek yapmış insan bilimi üzerine, sonra müslüman olunca türkiye'ye falan gelmiş.

şimdi doktora bitince abd'ye dönmüş eşiyle, ama abd'de yapacak iş nerde, işsizlik had safhada, eleman uçak bileti parası pahalı diye hanımı orda bırakıp türkiye'ye geliyor tekrar.

şimdi bizim kuzenler bu adama hayran, teyzemler, eniştemler acayip taktir ediyorlar bu adamı.

aq yum herifin yaptığı işlere bakıyorum ;

1- istiklal'de gitar çalıyor, günlük 25-30 tl kazanıyor

ben yapsam itin serserinin önde gideniyim, ama abd'li yavşak yapınca cool oluyor, özgürlüğüne düşkün oluyor, s.kiyim adaletinizi eniştem..

2- herif haftasonu adalarda modalarda etilerde zenginlerin köpeklerini topluyor, sokaklarda 2-3 saat boyunca köpekleri gezdiriyor. para kazanıyor.

sonra bu adam hayvansever oluyor , ben böyle bir iş yapsam, işsiz güçsüz serseri derler ailemde, dışlarlar lan beni, kendi öz annem teyzem benden utanır ama joseph taktir ediliyor ailede, adamın yaptıkları örnek gösteriliyor şahsıma, kuzenlerin hepsi hayran zaten, adam idolleri yani.

3- herif ingilizce dersi veriyor, ama öğretmen değil, sadece ingilizce bildiği için ders verebileceği inancı ilişmiş bizimkilerde.

bu şöyle bir şey mesela champion'un abd'ye gidip sırf türkçe bildiği için insanların ondan türkçe dersi alması, abi adam biliyor ama öğretici değil, ben de hayvan gibi türkçe biliyorum ama gidip birisine masa başında nasıl türkçe öğretiyim lan, bu nasıl zihniyettir, herif amerikalı ama, ben gidip ders versem benle taşşak geçerler '' sen ne biliyorsun da ne öğreteceksin'' derler.

4- adam bilardo oynuyor, cidden iyi oynuyor falan ama ben yıllardır evden sinanpaşa pasajı'nın altındaki salonda bilardo oynamaya diye evden çıksam annem daima '' senin adam olmaya niyetin yok serseri olacaksın sen, allah seni kahretmesin'' demiştir istisnasız her seferinde. ama josep bilardo oynayınca cidden cool bir adam oluyor yaw arkadaş vallahi anlamıyorum ben bizim türk annesini türk teyzesini.


şimdi gidip ben de özgürlüğüme düşkünüm, ben de şunu yapmak istiyorum mesela gidip insanlara caddede kendi yaptığım bileklikleri satayım desem, cümleyi bitirdiğim anda annem ağzımın ortasına elinin tersiyle geçirir, ''gerizekalı gerizekalı konuşma '' der ama amerikalı yapınca cool oluyor.

taha kardeş yapınca it, serseri, piç , piç kurusu, adam olmaz gibi laflara maruz kalıyor.

yeter ulan artık, herif iş bulamadı diye karısını orda bırakıp türkiye'ye geldi, ağzıma sıçılıyor şu anda , dün tüm aile iftar yaptık, varsa joseph yoksa joseph, heriften kendi anne babası bu kadar bahsetmemiştir.

joseph gey olsa ipne olsa adama bildiğin saygı duyacaklar, seçimi için tebrik edecekler, yapmak istediği şeyi yaptığı için tebrik edecekler adamı.

ama tahazaki gey olmaya kalksa ( olm mesela diyorum lan hemen hallenmeyin akıllı olun laaağğn hüloğğğğğ) aile meclisi toplanır valla kafaya sıkar lan.

...

ve bu böyle uzar gider...

abileri gibi son dakikada işin icine etme olayını bunlarda da gördüm, allahtan maçı vermedik süpersiniz çocuklar.

gençlerden büyüklere son periyodun sonlarında bokta oynamamız genetik galiba.

allahtan japonum da fazla koymuyor...