şutmesafesişutpozisyonu

bugünkü yazısı ile beşiktaş'taki transfer rezaletini hiç eleştiri yapmadan açıkça yüzümüze vuran milliyet gazetesi futbol yazarı.

şaşırtmıyor, üniversite hocam iken irticacı faaliyetleri yüzünden devlet üniversitesinden kovulan bir adam milli eğitimin başındayken, hakkında daha önce yolsuzluk soruşturmaları açılan adam çevre bakanı, vatandaşına takla at da görelim deyip eğlenen , iki lafı bir araya getirmesi az görülen bu bir kişi içişleri bakanı iken, vb vb... halen türkiyenin gelmiş geçmiş en büyük yazarına sırf bir konuşması yüzünden 33 kişinin diri diri yakılmasının suçu atılıyorsa , işte o ülkede ki insan hakları bu kadardır.Başkanıda bu zihniyettedir.
Eğer müslmansan ve akp sempatizanıysan hem demokratsın hem herşeye hakkın var, ancak aksini dile getirisen ya diri diri yakılırsın, ya hapisi boylarsın, yada taraf medyanın hedefi olursun işte 2012 türkiyesi.
Bu kadar karanlık ve baskıcı bir dönemi inanıyorum ki büyük yazar aziz nesin bile tahmin edemezdi.
Atatürke ve ilkelerine dil uzatmanın adı demokrasi, rte ve hükümetini eleştirince darbeci oluyorsun bu ülkede.
Bir tek subayı için menemeni haritadan silmek isteyen ve trenle geçerken menemende kafasını çeviren atatürk, bu olaylara falan şahit olsaydı sanırım kederinden yıkılırdı ama o bugünleri taa o günlerde görmüş ve tam da bugünü anlatarak demiş ki;

---------------alıntı---------------
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. (b: Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.) Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit iç
---------------alıntı---------------

Bazılarının çok beğendiği ama klübe ne kazandırdığı meçhul olan ve bu borçlanmada kendisininde payı olan Serdal adalı gibi son anda cesaret edemeyip görevden kaçmamış, '' bu dönemde görev almıyacağız da ne zaman alacağız diyerek beşiktaşlılığını ortaya koymuştur''
şimdi futbol takımında küçülmeye gideceği ve mali disiplin getireceği için sevmeyeni çok olacak ve eleştiriler ardı sıra gelecektir, ama şunu unutmayın ki camia olarak tam kenetleneilemezse ise sonuç felakete doğru gidebilir. Dünyada örenkleri çok notthingham forest, torino, st.etien gibi ülkelerinin bir zamanlar en iyi takımları alt liglerde sürünüyor. ülkemizde kocaelispor, göztepe gibi örnekler var.
Tamam bunların hiçbiri beşiktaşla karşılaştırılamaz ama bu gidiş durdurulamaz ise durum vahim.
Fikret başkan kendini ve ailesini ve sağlığını bu iş için ortaya koymuşken, tüp kafa federasyon koltuğunda caka satar serdal beyde atlarını okşamaya devam eder olan bize olur.

rastgele karşıma çıkan gerçekten çok hoş bir site. Bir anda aldı beni eskilere çocukluğuma götürdü.Gerçekten çok hoş.

http://www.besiktasformalari.com/

Benim tek adayım var o da Sanja Popoviç 'dir.

Ahanda budur;

http://www.turkishajan.com/spor/en-seksi-voleybolcu-besiktasta-35244.html

Futbolculuk kariyerine vojvodina klübünde başlamış, yolu önce ülkemizde adanaspor ile kesişmiş 3 sezon burada oynadıktan sonra 1973 yılında beşiktaşımıza transfer olmuştur.46 maçta 7 gol atmıştır.
Sonrasında teknik direktörlük kariyerine başlamış adanasporu UEFA kupasına taşıdıktan sonra, sezon ortasında kovulan metin türelin yerine gelmiş 13. sırada aldığı takımızı 5. taşımıştır.
Bir sezon sonra kadaroda zaten yeni yeni şans bulmaya başlayan, rıza,fikret,haluk gibi oyunculara feyyaz ve metin gibi oyuncları ekleyerek sadece kaleci adem ve trabzonspordan ali kemal denizciyi transfer ederek, 15 sezon sonra takıma şampiyonluğu getirmiş kişi olmuştur.
Bugün aradan 30 yıl geçmiş olsa bile , tabiki şartlar değişmiş olsa bile miliç tarzında genç oyunculara şans verebilecek onların gelişimini sağlayacak bir hocaya ihtiyacımız olduğu gerçektir.
çok yaşa miliç sen beşiktaş tarihine hem futbolcu hem de antranör olarak çok şeyler verdin, allah da sana daha uzun ömr versin.

aslında toplam borcun temlikler ile beraber yaklaşık 600 milyon tl olduğunu ve futbol takımının bütçesinin yarı yarıya düşürüleceğini, yeni yapılanmada kimsenin başarı beklememesi gerktiğini, durumun berbattan da öte olduğunu ama bunları bilerek geldiklerini ve zaman içersinde düzelteceklerini söylemiştir. Ulan yd yazıklar olsun san takımı klübü bitirdin...şimdi git türk futbolunu bitir.

---------------alıntı---------------
Yengen nedir anlamak için ilk yapılacağı yapıp TDK’nın sözlüğüne göz attım. Yengen, ilk olarak “Yemesi hoş nesne” anlamına geliyormuş. Bu açıklama bizlere birçok şey anlatıyor ama yine konumuz bu değil. Biz ikinci anlama göz atalım: “içine peynir ve sucuk konularak hazırlanan tost”. Yengen’in kaşarlı sucuklu bir tost türü olduğunu hepimiz biliyoruz aslında ama esas bu tostun içinde bir de yumurta olması lazım ki adı yengen olsun. Yazının girişinden yengesinden hoşlanan nüktedan bir büfe aşçısının bu tostu icat ettiğini söyleyeceğimi sanmış olabilirsiniz, öyleyse yanıldınız.

Yengen isimli tostun kökeni Enişten’den gelmektedir. Türkçe bildiğimiz birçok kelimenin kökeni gibi bunun da kökeni Fransızca’dır. Fransızcası Croque-Monsieur olan bir tost türü vardır. Bu tost, en genel tarifiyle yağ sürülmüş ve arasına jambon koyulmuş iki dilim ekmeğin üstünde peynir eritilerek yapılır. Croque-Monsieur ise aslen Enişten demek değil tabii ki. Croque çıtır demek. Monsieur ise beyefendi anlamında. Yani Croque-Monsieur aslında “çıtır Beyefendi” gibi bir anlama sahip. çıtır-Beyefendi lafının nereden çıktığı net olmamakla birlikte konumuz bu değil zaten. Croque-Monsieur’un kaydına ilk defa 1910 yıllarındaki bir Paris kafesinin menüsünde rastlanmış. Bu sebepten bu tostu bizden önce Fransızların bildiğini varsaymak yanlış olmaz herhalde.

çıtır-Beyefendi’yi enişten olarak çevirdiklerini tahmin ediyorum. Dilbilimci değilim ama bu da zararsız görünen çıkarımlar yapmama engel değil, değil mi? Geriye yengen kalıyor. Yengenin orijinali ise Croque-Madame. Croque-Madame ise tahmin edilebileceği gibi “çıtır Hanımefendi” demek. Az evel tarif ettiğimiz çıtır-Beyefendi’nin üstüne kızarmış yumurta koyularak yapılıyor. Tahminlere göre kızarmış yumurtanın eski moda şapkalara benzemesinden çıtır-Hanımefendi adını almış. (örnek için buraya bakın) E beyefendiye kadın şapkası giydirirsen olur hanımefendi (Günümüzde başka şey oluyor tabii).

Türk milleti olarak jambon yerine sucuğu, kızarmış yumurta yerine de haşlanmış yumurtayı tercih ettiğimizi varsayarsak Yengen’in Croque-Madame’dan geldiğini iddia etmek çok da yanlış olmasa gerek. Croque-Madame’ı Türkçeye Yengen diye çevirmek yine de nüktedan birine kalmış, o kesin. Ama anlayacağınız üzere kökeni bize değil, biraz daha tuhaf bir millete yani Fransızlara kadar dayanıyor bu tostun. Afiyet olsun.
---------------alıntı---------------

hakkında entri girilmeye bile değmeyecek bir insan benzeri, ama tam olarak ne? onu isviçreli bilim adamlarına bırakıyorum.

Amaç sadece fenerbahçenin ligden düşürülmemesi ve karkaşa ortamının yatıştırılmasıydı ama türk insanının balık hafızası ve medya tarafından unutturulmaya çalışılan şike davası sonucunda, tüpçü başkan ile beraber anlaşılıyorki delliler ortada ayan beyan dururken '' şike sahaya yansımadı oldu da bitti maşallah denecek'' kimse suçlu olmayacak playofflu ligde tarih sayfasında ki yerini alacak.

evet dün gibi aklımda ilk yarı stefan kuntz golü atmıştı, ve baskılı oyun devam ediyordu ikinci yarı kornerde johnsen topu ağlarla buluşturackken topu çizginin 2 metre içinden çevirdiler ama golü vermedi fransız. ve maç 2-0 olacak iken akabinde gol yedik sonra maçı 3-1 aldık ama ilk maç 3-0 dı ve dumur olmuştuk.Bu maçın unutulmaz bir yanı ise 3-0 a rağmen tribünlerin hınca hınç dolması ve ateşini yolla bana lay lay lay lay layyy layy olayının ilk kez tribünlerde yerini almasıydı.

24 nisan barcelona chalsea maçında yine rahat durmamış ve john terry'in benim ölçülerimde en fazla sarı kart göreceği pozisyonda cüneyt çakırı uyararak yine hata yapmasına neden olmuştur.bela misali adam hiç bir yerde rahat durmuyor.

Erken boşalmamak adına kendini fazla kasarsan, ve partnerin boşalırsa bir süre sonra ortamın ıslaklığı yok olacağı için durum hoş almayan ve acı veren bir hale kadar uzanabilir. makul süreler idealdir.

ayrıca beşiktaş yönetimini ibra eden herkes de bu suça iştirak etmiştir.

---------------alıntı---------------
Adem ibrahimoğlu, 1 Ocak 1957'de Yugoslavya'nın (bugün Makedonya) Manastır kentinde doğdu. 1965'te ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç ederek o dönem Kartal'a bağlı oılan Pendik semtine yerleşti. Amatör olarak sırayla Sanatspor, Acarlarspor, Yeşilbağlar, Balkanspor, Fenerbahçe genç takımlarında oynadıktan sonra çorumspor'da profesyonel oldu. Daha sonra Eskişehirspor'a transfer olan ve burada başarılı bir performans çizen ibrahimoğlu [1], 1978-81 sezonlarında Fenerbahçe SK ve 1981-87 sezonlarında da Beşiktaş'ın kaleciliğini yapmış futbolcudur. Aynı dönemlerde Türk Milli Futbol Takımı'nda da görev alan Adem ibrahimoğlu, daha sonra Bakırköyspor, Antalyaspor, Gaziosmanpaşaspor (1989-1990), Elazığspor (1990-1991) oynmış ve Nişantaşıspor'da (1991-1992) futbolu bıraktıktan sonra da antrenörlük yapmaya başlamıştır. 1996-98 yıllarında Fatih Terim'in ekibinde, Milli Takım'ın kaleci antrenörlüğü yapmıştır. Daha sonra çanakkale Dardanelspor, 2005-2006 sezonunda Beşiktaş alt yapısında kaleci antrenörlük yapmıştır
---------------alıntı---------------
Hatırladığım ilk kaleciydi kendisi, çok iyi bir kaleci değildi çocuk aklımda kalan ama bazen çok etkili maçlar çıkartırdı.Beşiktaşa fenerbahçeden gelmişti ve tribünlerde adem yine oldun badem derlerdi.

Bora öztürk 1955 yılında istanbulda doğar, profesyonel kariyerine göztepede başlar ve burdan altaya transfer olur. 1,87 boyu ile tam bir bitirici forvettir kendisi. 1979-1980 sezonunda beşiktaşa transfer olur ve o sezon 29 maçta 6 gol atar,ama ertesi sezon adanaspora gönderilir ve çok başarılı olunca bir sezon sonra geri gelir.81-83 sezonlarında toplam 52 maçta 17 gol atar ve yıllar sonra gelen şampiyonlukta attığı 7 gol ile en büyük katkıyı yapar.Bir sezon sonra antalyaya kiralır ve ertesi seon tekrar geri gelir.Artık yeni forvetler vardır ve fazla forma şansı bulamaz .
Kendisi gırtlak kanseri nedeniyle henüz 42 yaşındayken 6 ağustos 1997 yılında aramızdan ayrılmıştır.

http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/12/29/2822281/goalcom-%C3%B6zel-unutmamal%C4%B1-bora-%C3%A7akar-%C3%B6zt%C3%BCrk

Pek çok kimsenin bilmediği hatırlamdığı bir oyuncuydu şaban. 70 li yılların ikinci yarısında beşiktaşımızda forma giydi. O yıllarda çok meşhur olan inek şaban filimleri yüzünden ne zaman ayağına topu alsa rakipler mööö mööö diye bağırılardı. Sonrasında rasim kaptan bu durumun onu çok etklediği ve bu duruma üzüldüğünü anlatmıştı. 1979-1980 sezonunun son maçı beşiktaş- zonguldakspor maçıydı ve beşiktaş kümede kalmak için bu maçı almak zorundaydı ve golü atan şaban'dı. 1981-1982 sezonunda 15 yıl aradan sonra şampiyon olurken en kritik virajda fenerbahçenin 5 puan gerisindeyken kazanılan maçta 85. dakikada möö sesleri arasında gol atan yine oydu. Sonrasında futboldan koptu ve inşaat işlerine girdi, ama işler istediği gibi gitmedi. Kenidisini evinin kalorifer dairesinde bir 9 eylül sabahı astı.
yıllarda 1998 idi.

işte gelinen nokta bu yazık çok yazık bir şey söyleyemiyor insan.yok o antranör yok bu futbolcu derken yapılan aptal transferler ve bu anlaşmalar yapılırken katlanılan berbat maddeler ile gelinen son nokta bu.Bu klübü bu duruma sokan zatı muhtrem federasyonun başında şimdi mükafat gibi.
Hey gidi aziz nesin sen bile bugün bu durumları görsen herhalde benim hikayeler falan güdük kaldı der hayıflanırsın kendi kendine.

GS Tv'nin son bombası. Kanımca her ne kadar cüneyt çakır avrupa da daha ileride olsa bile, türkiyenin en iyi hakemi fırat aydınus için hazırlanmış klip.
Ulan adi herfiler bir hafta önce attığınız ofsayt golleri ne oldu? neymiş efendim fenerli futbolcular zaman geçirmiş, geçen hafta senin sahtekar oyuncuların ne yaptı?
Maçta hakeme dahil en ufak bir olay, tartışmalı tek pozisyon yok ( bir tek caner ikinci sarı kart olabilirdi) neymiş galatasarayın hakkı yenmiş.Oyunlar oynanıyormuş falan yemin ediyorum kargalar güler bunlara hazırladıkları pozisyonlar falan gerçekten komikiki maçta 2 ofsayt gol ile hakkı yenen beşiktaş nerde neymiş selçuğun ayapı uff olmuşşşş, gerçekten rezalet.
Senin kazma adamların 28 şutta bir gol attıysa hakem ne yapsın, yani ucuz ve adi hareketler bunlar ama galatasaray tv ye bu yakışır tabii.

http://www.youtube.com/watch?v=bHvftDk8svI

tam adı carlos alberto arroyo bermudez olan ve beşiktaşın tarihinde bir avrupa kupasına sahip olup olmaması en çok onun elinde olacak oyuncudur. Kariyeri boyunca zaman zaman takımı kurtarmak rolüne soyunup zorlama atışlar tercihine bu turnuvada yeltenmez, daha çok takımı oynatmaya çalışırsa ve dış atışlarda iyi bir yüzde tututrabilirse sanırım bunu başarmamızda aslan payı kendisinde olacaktır.
Umarım bizi yanıltmaz.