"hukuken birçok hak talep etme imkânım olmasına rağmen yönetimin teklifi dışında hiçbir talebim yoktur" demiştir. yani bunun bundan başka olma şansı zaten yoktu. . ama bu olay gösterdi ki maalesef, toplum olarak hemen galyana geliyoruz, hemen herşeye inanıyoruz ve en acısı insanlara savunma hakkı bile vermeden linç ediyoruz. umarım samet hoca hakkında ilerde elde edeceği başarılar hakkında entry girme şansım olur bu sözlükte . ama artık beşiktaş ve samet hoca ilişkisi hakkında yorum yapmak yersiz. ben kendi adıma kendisinin performansından ve yaptıklarından herşeye rağmen memnunum ve yolu açık olsun diyorum.gözümü açtığımda siyah beyalı formanın kaptanı samet'ti, o zaman soyadları kullanılmıyordu daha, kimse beni ırgalamaz ve herkese saygı duyuyorum ama benim için samet her zaman beşiktaşın büyük kaptanıdır ve öyle kalacaktır.
--spoiler--
Göksel Kortay 6 Nisan 1939'da İstanbul'da doğdu. Robert Kolej'den mezun olduktan sonra Fulbright bursunu kazanarak ABD'ye gitti ve eğitimine orada devam etti. Bennington College Yaz Okulunu bitirdi. Boston Üniversitesi Tiyatro ve Televizyon bölümünden aktörlük ve yönetmenlik dalında Master derecesi ile mezun oldu. Ayrıca Michigan Üniversitesi'nden İngiliz Dili ve Edebiyatı diploması aldı. New York, San Fransisko ve Massachusetts'ın Provincetown kentinde profesyonel ve yarı profesyonel birçok tiyatroda hem oyuncu hem de yönetmen olarak çalıştı. 6,5 yıl kaldığı Amerika'dan dönmeden önceki son görevi New York'taki ünlü televizyon stüdyosu NBC'de yayınlanan "Say When" ve "Tonight Show" adlı programların produksiyon amirliğiydi.
1962 yılında İstanbul'a döndükten sonra Kenter Tiyatrosu'nda çalıştı. Burada Türk seyircisinin karşısına ilk kez Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera" oyununda Mrs. Peachum rolüyle çıktı. Aynı yılarda TRT İstanbul Radyosu'nda program uzmanı olarak görev aldı. Hem radyo oyunları yönetti, hem de turizm ve gençlik programları yaptı. Aralarında Dormen Tiyatrosu, Altan Erbulak-Metin Serezli Tiyatrosu, Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu, Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nun da olduğu çeşitli tiyatrolarda çalıştı. 17 yıl boyunca radyoda bir bankanın çocuk programlarını yazdı, yönetti ve seslendirdi.
1970 yılında Dormen Tiyatrosu'nun "A Tale of Istanbul" (Bir İstanbul Masalı) oyunuyla Roma'da ve Londra'da Aldwych Tiyatrosu'nda turneye çıktı. 1978 yılında "International Istanbul Players" tiyatro topluluğuyla birlikte Necati Cumalı'nın "Nalınlar" adlı eserini Londra'da Old Vic tiyatrosunda İngilizce oynadılar. Dünyada bir ilki gerçekleştirmişlerdi, yani anadili İngilizce olmayan bir topluluk, o dilde yazılmamış bir oyunu İngiltere'de İngilizce oynuyordu. Aynı oyunla Norwich, New Castle, Hull gibi kentlerde de bir ay boyunca turneye çıktılar.
1964'ten bu yana sanat yaşamını kesintisiz sürdüren Kortay, 10 yıldır da Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Ayrıca dönem dönem Doğuş Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi'nde de dersler verdi.
Göksel Kortay otuzun üzerinde yabancı oyunu Türkçeye çevirmiş ve bunların tamamı sahneye konmuştur. 20'nin üzerinde Türk filminde ve birçok TV dizisinde rol alan Kortay, 150 kadar tiyatro oyununda oynamıştır. Oniki yıl boyunca Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER)'nin başkanlığını yapmış, beş yıl Afife Jale Tiyatro Ödülleri jürisine başkanlık etmişti. Göksel Kortay, 1979 yılında oyuncu ve seslendirme sanatçısı Kerem Yılmazer'le evlenmiş, eşini Kasım 2003'te İstanbul'da gerçekleşen bombalı bir terör saldırısında kaybetmişti[1].
--spoiler--
Göksel Kortay 6 Nisan 1939'da İstanbul'da doğdu. Robert Kolej'den mezun olduktan sonra Fulbright bursunu kazanarak ABD'ye gitti ve eğitimine orada devam etti. Bennington College Yaz Okulunu bitirdi. Boston Üniversitesi Tiyatro ve Televizyon bölümünden aktörlük ve yönetmenlik dalında Master derecesi ile mezun oldu. Ayrıca Michigan Üniversitesi'nden İngiliz Dili ve Edebiyatı diploması aldı. New York, San Fransisko ve Massachusetts'ın Provincetown kentinde profesyonel ve yarı profesyonel birçok tiyatroda hem oyuncu hem de yönetmen olarak çalıştı. 6,5 yıl kaldığı Amerika'dan dönmeden önceki son görevi New York'taki ünlü televizyon stüdyosu NBC'de yayınlanan "Say When" ve "Tonight Show" adlı programların produksiyon amirliğiydi.
1962 yılında İstanbul'a döndükten sonra Kenter Tiyatrosu'nda çalıştı. Burada Türk seyircisinin karşısına ilk kez Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera" oyununda Mrs. Peachum rolüyle çıktı. Aynı yılarda TRT İstanbul Radyosu'nda program uzmanı olarak görev aldı. Hem radyo oyunları yönetti, hem de turizm ve gençlik programları yaptı. Aralarında Dormen Tiyatrosu, Altan Erbulak-Metin Serezli Tiyatrosu, Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu, Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nun da olduğu çeşitli tiyatrolarda çalıştı. 17 yıl boyunca radyoda bir bankanın çocuk programlarını yazdı, yönetti ve seslendirdi.
1970 yılında Dormen Tiyatrosu'nun "A Tale of Istanbul" (Bir İstanbul Masalı) oyunuyla Roma'da ve Londra'da Aldwych Tiyatrosu'nda turneye çıktı. 1978 yılında "International Istanbul Players" tiyatro topluluğuyla birlikte Necati Cumalı'nın "Nalınlar" adlı eserini Londra'da Old Vic tiyatrosunda İngilizce oynadılar. Dünyada bir ilki gerçekleştirmişlerdi, yani anadili İngilizce olmayan bir topluluk, o dilde yazılmamış bir oyunu İngiltere'de İngilizce oynuyordu. Aynı oyunla Norwich, New Castle, Hull gibi kentlerde de bir ay boyunca turneye çıktılar.
1964'ten bu yana sanat yaşamını kesintisiz sürdüren Kortay, 10 yıldır da Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Ayrıca dönem dönem Doğuş Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi'nde de dersler verdi.
Göksel Kortay otuzun üzerinde yabancı oyunu Türkçeye çevirmiş ve bunların tamamı sahneye konmuştur. 20'nin üzerinde Türk filminde ve birçok TV dizisinde rol alan Kortay, 150 kadar tiyatro oyununda oynamıştır. Oniki yıl boyunca Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER)'nin başkanlığını yapmış, beş yıl Afife Jale Tiyatro Ödülleri jürisine başkanlık etmişti. Göksel Kortay, 1979 yılında oyuncu ve seslendirme sanatçısı Kerem Yılmazer'le evlenmiş, eşini Kasım 2003'te İstanbul'da gerçekleşen bombalı bir terör saldırısında kaybetmişti[1].
--spoiler--
(bkz: snipper)
--spoiler--
sedat annesi mürüvvete doysun diye 3 kere sünnet olmuş, 5 kere evlenmiş bir insandır. bizzat menkıbe'nin ağzından duydum
--spoiler--
bir de bir bölümde hiç unutmam krize girmiştim gülmekten bu mazhar'ın annesi menkibe hanım[ybkz]swh[/ybkz] kıyaslama yaparken, oğlum mazhar bu ne hal bu ne düzensizlik, ruşen amca'nın oğlu sedat o kadar düzenli bir insan ki hayatında tostunu dikey çizgili yediği vacip değilmiş, her zaman tostunu bile yatay çizgi ile yapar öyle yermiş demişti. hey gidi günler..
sedat annesi mürüvvete doysun diye 3 kere sünnet olmuş, 5 kere evlenmiş bir insandır. bizzat menkıbe'nin ağzından duydum
--spoiler--
bir de bir bölümde hiç unutmam krize girmiştim gülmekten bu mazhar'ın annesi menkibe hanım[ybkz]swh[/ybkz] kıyaslama yaparken, oğlum mazhar bu ne hal bu ne düzensizlik, ruşen amca'nın oğlu sedat o kadar düzenli bir insan ki hayatında tostunu dikey çizgili yediği vacip değilmiş, her zaman tostunu bile yatay çizgi ile yapar öyle yermiş demişti. hey gidi günler..
lise yıllarında şişli lisesinde okumuş ve okulda sürekli dayak yiyen sünepe bir tipmiş.
şeftalisinden nefret ettiğim, limonlusuna bayıldığım içecek. birde bunun amerikada brisk denilen bir türü vardı ki mükemmel bişeydi.
http://www.polyvore.com/wholesale_lipton_brisk_iced_tea/thing?id=4244357
http://www.polyvore.com/wholesale_lipton_brisk_iced_tea/thing?id=4244357
beşiktaşla 243 maça çıkmış ve 20 gol atmış defans oyuncusu. 9 yıldır formamız terletiyor. topuk büyümesi ile sezonu tamamlar, kasığında yırtıkla oynar takımı yanlız bırakmaz, stoper,sağ bek, ö libero her yerde görev yapar. bence mücadele hırsı ve gözü pekliği ile beşiktaşı temsil etmktedir.
nt: çok uzun yıllar bir takımda, kurumda veya şirkette çalışan herkes biraz oranın ağabeyi olur , ona türlü yakıştırmalar yapılır bu çok doğadır.
nt: çok uzun yıllar bir takımda, kurumda veya şirkette çalışan herkes biraz oranın ağabeyi olur , ona türlü yakıştırmalar yapılır bu çok doğadır.
ben samet hocanın geriye kalan 3 yılın parasını istediğine asla inanmıyorum. haberlerin çıktığı vatan ve milliyet gazetesi ile ilgili zaten muhabiri, müdürü, sahibi herşeyi belli. tek amaçları seçim öncesinde beşiktaşı ve fikret orman'ı karalamak zor duruma düşürmek. zaten opsiyon olan 2 yıl hukuken de istenmez ama sallamada sınır yok. dün fikret başkan bile bunlara siz sebep oluyorsunuz derken göndermelerini bu gazeteci görüntsü altındaki satılık, onursuz kalemlere yapmıştı. ben bu gazetelerde çıkan hiç bir habere inanmıyorum, bence hiç bir beşiktaşlı da bunlara itibar etmemeli.
kendisi başka bir sölükte yazarsa ve kendi entrisini kopyalıyorsa sorun yok, ancak kişi bunu alıntı yapmadan direkt kopyalayıp kend fikiri gibi sunuyorsa bu acınacak bir durum. çünkü sözlüğün amacı herkesin kendi fikirlerini yazması, başkasının fikrini kendi fikri gibi sunan insanın demmeki düşünme yeteneği yoktur diye düşünürüm ben. ancak bizim sözlükte böyle bir durum olduğuna kesinlikle inanmıyorum.
beşiktaşın aradığı kaleci . öncelikle gerçekten iyi kaleci, ayrıca türk, bunu nyanı sıra yaşı bir kaleci için ideal ve en önemlisi takımında onun kadar iyi bi diğer kaleci var, ve iki karpuz bir koltuğa sığmaz. beşiktaşın ntransferde ki ilk hedefi kesinlikle tolga olmalıdır. maceraya gerek yok
(bkz: sinir küpü)
fettullah hoca cemaati'nin özellikle afrika'da ve diğer geri kalmış ülkelerde açtığı ve aç insanları müslümanlık bahanesi ile kandırıp kendi ideolojisini yaymak için kullandığı okullarında okuyan çocuk veya bir başka deyişle muridlerinin, türk insanının cebinden çıkan vergiler harcanarak ev sahipliği yapıldığı rezillik.
2012'de sinan erdem'in bu organizasyona ev sahipliği yapması nedeniyle, final serisinin abdi ipekçi'ye taşınmasına neden olmuş, kimin paralarıyla kimin vergileriyle yapıldığını merak ettiğim, tek amacının fettullah ile cemaatinin özellikle afrika'da açtığı müslümanlık kisvesi altında kendi fikirlerini aşıladığı okulların ve bu okullarda okuyan yabancı öğrencilerin veya muridlerin bir araya gelmesini sağlayan rezillik.
ben bu kişiyim evet beyinsizim ama kimseye küfür falan etmedim. türkiye'de sırdan takımlarla 3 kupa kaldırmış, yıllarını beşiktaş'a vermiş, 6 sene kaptanlığını yapmış, uzun yıllara 1. ligde görev yapmış ayrıca tüm herkesin kaçıştığı bir dönemde elini taşın altına sokarak bu işe cesaret etmiş olmasından dolayı samet hocayı savundum. ancak baktım ki sözlükte samet hocanın imzası kurumadan başladı bir sürü eleştiri, yetersiz dendi, çarşı sevmiyor dendi (çarşının götünü yırtıp getirdiği oyuncuların sonucu ve ne kadar futboldan anladıkları ortada) dendi de dendi. samet hoca saçma konuşmalar yaptı doğru gençlere fazla şans vermedi doğru, ancak yaşanan sakatlıklar hakem hataları olmasa rahat rahat en azından bu takımı lig ikincisi yapardı. sonuçta samet hoca, kendi evlatlarını yerin dibine sokup, şarlatan portekizlileri, karekteriz almanları savunanalara tokat gibi cevabını verdi, bakın bakalım sıralamadaki yere ve toplanan puanlar eğer tek derdiniz lig tablosu ise.
benim başlığını açtığım ama çoğu kimsenin tanımadığı olcay, yavaş yavaş hazırladığı oğuzhan özellikle ligin ilk yarısında beşiktaş kariyerlerinde en üst noktaya çıkan holosko, fernandes, toraman'ın üzerinde ne etkileri var, necip'in kendini geliştirmesinde rolü nedir bunlara bakmak lazım.
sonuçta çok açık ve net samet hoca bu yıl bu takımla ve bu şartlarda başarılı olmuştur bunu başkan dahil herkes söylüyor. galatasaray ve fenerbahçe yaklaşık 100 milyon euro transfer yaparken beşiktaş 5 milyon euro ile transfer yapmıştır. ancak çalışmadığı yılların parasını istemesi akla mantığa sığmıyor bu da onun kötü bir hoca olduğunu değil, çıkarcı bir insan olduğunu gösteriyor.
benim başlığını açtığım ama çoğu kimsenin tanımadığı olcay, yavaş yavaş hazırladığı oğuzhan özellikle ligin ilk yarısında beşiktaş kariyerlerinde en üst noktaya çıkan holosko, fernandes, toraman'ın üzerinde ne etkileri var, necip'in kendini geliştirmesinde rolü nedir bunlara bakmak lazım.
sonuçta çok açık ve net samet hoca bu yıl bu takımla ve bu şartlarda başarılı olmuştur bunu başkan dahil herkes söylüyor. galatasaray ve fenerbahçe yaklaşık 100 milyon euro transfer yaparken beşiktaş 5 milyon euro ile transfer yapmıştır. ancak çalışmadığı yılların parasını istemesi akla mantığa sığmıyor bu da onun kötü bir hoca olduğunu değil, çıkarcı bir insan olduğunu gösteriyor.
yeni sezonda forma giyeceği bayern münich karşısında sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek oyuncu. artık kaderin bir oyunumu yoksa kendisimi istemedi bilinmez ama oynasaydı hem kendisi için hem iki klüp taraftarları için büyük sorun olacaktı. gol kaçırsa kötü oynasa dortmund taraftarı maç sattı diyecek, aksi durumda goller atsa kupayı kazandırsa ister istemez daha gitmeden bayernde kalpleri kıracaktı.
ikisininde soyadı büyük ünlü uyumuna uymaktadır ayrıca soyadlarında sadece a ünlüsü bulunmaktadır.
yeni bir hasan vezir, tarık daşgün ,mehmet topuz olmuştur. şimdiden geçmiş olsun.
http://skorer.milliyet.com.tr/albayrak-g-saray-a-gelmek/galatasaray/detay/1712405/default.htm
http://skorer.milliyet.com.tr/albayrak-g-saray-a-gelmek/galatasaray/detay/1712405/default.htm
federasyonun büyük başkanı olan zat-ı muhterem dah 2 yıl önce bu konuda yabancı sınırlaması kalksın diyorken, şimdi sayıyı azaltmayı planlıyor. neden acaba? kendi fikri mi? yoksa büyükleri mi öyle istedi? cevap vermeye bile gerek yok şikenin üstünü örtmek için oraya atanan bir memur ve uygulamaları başka söze gerek yok.
http://spor.haberturk.com/futbol/haber/639886-yabanci-serbest-olsun
http://spor.haberturk.com/futbol/haber/639886-yabanci-serbest-olsun
sitilini ve yazım tarzını çok beğendiğim yazar.
bir yıllık parasını tamamen almışken ve sezon sonu geldiğinde halen çalışmadığı yılların parasını istiyorsa ki ben buna inanmıyorum, ona koca bir hassiktir çekerim ve yine bir insan hakkında nasıl tamamen yanıldığıma yanarım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?