sezer:1500000 euro
eneramo:bedelsiz
dany:bedelsiz kiralık
jones:200000 euroya kiralık
kerim:3 150 000 euro (gelecek vadeden futbolcu olduğu için zamanı gelince kadroya alınacağına eminim, pedro örneği ortada)
escudenin katkı yapmadığını düşünen sene başında beşiktaş maçı izlememiştir.
toraman yıllarca "ben beşiktaş çocuğuyum para konuşmam rererörö" edebiyatı yaparak yılların cukkasını yapmıştır.bence yıllardır gereğinden yüksek paralara oynatıldı ve gereğinden fazla değer gördü.kaldı ki bu açıdan bakıyorsak sir samet'de quaresmayı, simaoyu yolladı.carvalhal gutiyi yolladı.
beşiktaş'a en çok "beşiktaş'ın çocuğuyum" diyenler zarar vermiştir.feda edebiyatı yapıp görev yapmadığı halde dava açmışlardır.bu kadar da severler camiayı.
önder özen'i eleştiriyorum bilic'i eleştiriyorum ama başarıdan ziyade temiz bir beşiktaş sayfası istediğimden dolayı kendilerini destekliyorum.bizleri yıllardır özlenen duruşa kavuşturdukları için, geleceğe dair umutlar verdikleri için...
beşiktaş için 2.lik veya 3.lük hiçbir zaman başarı değildir.beşiktaş'ın 1. olması her zaman bir gerekliliktir.bunun dışındaki bütün durumlar başarısızlıktır.
sezon başında bir çok transfer yapıldı,bunları şöyle sıralayalım(eksiğimiz olursa düzeltin lütfen):
-pedro
-sezer
-atiba
-tolga
-motta
-gökhan
-serdar
-eneramo
-kerim
-ömer
-günay
12 transfer.bunlardan 6 tanesi ilk 11 oyuncusu şu anda(pedro-atiba-tolga-motta-gökhan-serdar),2 tanesi hamle oyuncusu (ömer-kerim),2 tanesi elimizde patladı (sezer-eneramo),12 tanesi zaten geliştirme amaçlı alınan kaleci.
bu tranferler için 13 400 000euro bonservis ücreti 350 000 euro kiralama bedeli çıkmış.yani 14 milyon euro diyelim.
fenerbahçe için bu ücret 30 milyon 250bin euro (5 futbolcu)
galatasaray için 22milyon 750bin euro (5futbolcu)
takıma gelen bu ucuz oyuncular ne mi yaptı?25. hafta itibariyle savunmacılar takımın 11 gol daha az yemesini sağladı.ayrıca hücuma alınan g.töre takımına 10 gol sağladı(gol+asist), ömer sonradan girdiği 4 maçta 2 gol atmıştır.
transferde %100 başarı olmaz, %70 başarı başarılı sayılır.hesabını siz yapın.
bilici eleştirenlere birşey demiyoruz, biz de eleştiriyoruz.ancak ben kendi adıma umut beslediği için kalması gerektiğini düşünüyorum.açıkçası böyle zor bir dönemde takımın bu halini de başarısızlık olarak görmüyorum, yazının başında belirttiğimin aksine.
stad konusuna gelince, zaten stadı gerekli verimi ve geliri alamadığımız için yeniliyoruz:) o yüzde son 4 seneye bakarak değerlendirmek yanlış bence.
not:dany-eneramo-sezer patlak transferlerdir.ancak jones'a aynısını söylemek için daha erken diye düşünüyorum.ancak bu oyuncu neticede defansif orta sahadır.ofans istatistikler beklemek yanlış olur.
sezon başında bir çok transfer yapıldı,bunları şöyle sıralayalım(eksiğimiz olursa düzeltin lütfen):
-pedro
-sezer
-atiba
-tolga
-motta
-gökhan
-serdar
-eneramo
-kerim
-ömer
-günay
12 transfer.bunlardan 6 tanesi ilk 11 oyuncusu şu anda(pedro-atiba-tolga-motta-gökhan-serdar),2 tanesi hamle oyuncusu (ömer-kerim),2 tanesi elimizde patladı (sezer-eneramo),12 tanesi zaten geliştirme amaçlı alınan kaleci.
bu tranferler için 13 400 000euro bonservis ücreti 350 000 euro kiralama bedeli çıkmış.yani 14 milyon euro diyelim.
fenerbahçe için bu ücret 30 milyon 250bin euro (5 futbolcu)
galatasaray için 22milyon 750bin euro (5futbolcu)
takıma gelen bu ucuz oyuncular ne mi yaptı?25. hafta itibariyle savunmacılar takımın 11 gol daha az yemesini sağladı.ayrıca hücuma alınan g.töre takımına 10 gol sağladı(gol+asist), ömer sonradan girdiği 4 maçta 2 gol atmıştır.
transferde %100 başarı olmaz, %70 başarı başarılı sayılır.hesabını siz yapın.
bilici eleştirenlere birşey demiyoruz, biz de eleştiriyoruz.ancak ben kendi adıma umut beslediği için kalması gerektiğini düşünüyorum.açıkçası böyle zor bir dönemde takımın bu halini de başarısızlık olarak görmüyorum, yazının başında belirttiğimin aksine.
stad konusuna gelince, zaten stadı gerekli verimi ve geliri alamadığımız için yeniliyoruz:) o yüzde son 4 seneye bakarak değerlendirmek yanlış bence.
not:dany-eneramo-sezer patlak transferlerdir.ancak jones'a aynısını söylemek için daha erken diye düşünüyorum.ancak bu oyuncu neticede defansif orta sahadır.ofans istatistikler beklemek yanlış olur.
ben özellikle ligin 2. yarısında dengesizlik ve istikrarsızlık gösterdiğini düşünmüyorum.
şimdi yeniden yapılanma genç takım filan... bunların hepsi bir faktör ancak esas bu seneki ana sıkıntı stad sorunu.şimdi beşiktaş'ın kendi evinde kaybettiği puanlara baktım, 11 puan kaybetmiş.yarıştığı rakiplere bakalım, fenerbahçe 4, gs 4.
kendi evinde oynamanın avantajı şudur(bilmeyen varsa diye yazıyorum):
kendi semtinde oynarsın.sahayı tanırsın, taraftarı tanırsın, görevlileri tanırsın.taraftarın seni destekler, karşıyı bozar.hakem etki altında kalır.senin aleyhine düdük çalmaya çekinir.karşı takım çekingen oynar.falan filan.senin normal atıyorum %65 olan yenme şansını %85-90 a kadar çeker.bu da sana puan olarak döner.
bir kere takım bu çok önemli bir avantajdan mahrum durumda oynamakta.
ikincisi kadro sıkıntımız var hakkaten.bunun ilk sebebi sakatlıklar.şu sorun bir türlü çözülemiyor.bu da kadro sıkıntısı çektiriyor bize.tabi buna bir de takımın en üretken oyuncularından birinin oyundan düşmesi de eklendi.iyi kötü birşey demeyeceğim ama fernandes ya da daha iyisi olmadan beşiktaş hiçbir zaman istediği ofans gücüyle oynayamadı.çok iyi oynadığı maçlar da genelde olcay-gökhan-oğuzhan-almeidanın hepsinin birlikte iyi oynadığı maçlardır.birisi oynayamadımmı sıkıntı çıkmaya başlıyor.
fernandes'in yerine muhammed, olcay'ın yerine frei filan diyen arkadaşlar var.arkadaşlar bir kere muhammed'i geçin.muhammed kiralık falan verilmedikçe beşiktaş'ta kolay kolay olgunlaşacak bir adam değil.bir kere çok güçsüz, oyunda hemen kayboluyor.takım savunmasını zaafa uğratıyor.kısacası oyuna girdiği hiçbir maçta bir fark yaratabilmiş, hatta akılda kalan herhangi bir hareket bırakabilmiş değil.benim hatırladığım sadece direkten dönen bir tane serbest vuruşu var.
frei ise olcay'ı kesebilecek bir adam değil an itibariyle.olcay dediğin adamın 7 golü 4 asisti var.140 dol girişiminde bulunmuş bu sezonda.son birkaç hafta dışında ise çok formda ve en önemlisi sakatlanmıyor.sen bunu kesip kerim'i alamazsın şu anda.ha diyeceksin ki nasıl kullanacaksın bu oyuncuyu.olcay sakatlanırsa ya da cezalı olursa kullanacaksın.ya da maç garantiye binmişse.onun dışında olcay'ı kesip kerim'i oynatırsan adamın hamuga korlar.
gelelim slaven bilic'in yeterliliği / yetersizliği konusuna.geçen sezon konuşuyor olsak bilic kesinlikle yetersiz derdim.çünkü takım ikinci yarılarda oyundan düşüyordu.en ufak bir krizde oyuncular dağılıyordu ve oyuncu değişikliklerinde sıkıntılar yaşanıyordu.ancak bence bilic devre arasını boş geçirmemiş.ikinci devre sendromlarını çözdü, takımın özgüven sorunlarını aştı, artık kadro dizilişi ve oyuncu değşiklikleri konusunda da benden tam not alıyor.duruşunu filan değerlendirmiyorum bile.ancak dediğim gibi elinde ozzy'nin arkasında oynayacaj fernandes tipi bir ofansif orta saha eksikliği var.tabi bir de yine bu pozisyonda kullanılabilecek. "yetişmiş muhammed" tipi bir oyuncu eksikliği.ben beşiktaş'ın bundan başka bir eksikliği olduğunu düşünmüyorum.
bir de geçen senenin beşiktaşıyla filan kıyaslamayın.geçen sene hiçbir taktiksel planı olmayan, it gibi koşan, 3 atıp 4 yiyen bir takım vardı.ha diyeceksin aşağı yukarı bununla aynı puandaydılar, doğru.ancak geçen seneki takım 10 yıl aynı performansta oynasa şampiyon olamayacak takımdır.ancak şu andaki beşiktaş'ın iyi takviyeler ve stad işini çözmesiyle şampiyonlar liginde bile çatır çatır oynayabileceğini düşünüyorum.takımda dengesizlik görenler ise bence maçları izlemiyor ve hatta özetleri bile izlemiyorlar.
bir de önder özen'e sektiren arkadaşlar şunu bilsin ki, o gidince gelmesi muhtemel tipler beyaz tv'de program yapıyorlar.çok mu özlediler bilmiyorum ama ben kurtulduğumuza şükrediyorum.önder özen'e zaman verilirse beşiktaş'a çağ atlatacaktır.o kadar netim bu konuda.
edit:şöyle birşey var bir dehttp://www2.sporx.com/futbol/superlig/besiktas/onder-ozenin-dedigi-olmadi-SXHBQ374494SXQ
şimdi yeniden yapılanma genç takım filan... bunların hepsi bir faktör ancak esas bu seneki ana sıkıntı stad sorunu.şimdi beşiktaş'ın kendi evinde kaybettiği puanlara baktım, 11 puan kaybetmiş.yarıştığı rakiplere bakalım, fenerbahçe 4, gs 4.
kendi evinde oynamanın avantajı şudur(bilmeyen varsa diye yazıyorum):
kendi semtinde oynarsın.sahayı tanırsın, taraftarı tanırsın, görevlileri tanırsın.taraftarın seni destekler, karşıyı bozar.hakem etki altında kalır.senin aleyhine düdük çalmaya çekinir.karşı takım çekingen oynar.falan filan.senin normal atıyorum %65 olan yenme şansını %85-90 a kadar çeker.bu da sana puan olarak döner.
bir kere takım bu çok önemli bir avantajdan mahrum durumda oynamakta.
ikincisi kadro sıkıntımız var hakkaten.bunun ilk sebebi sakatlıklar.şu sorun bir türlü çözülemiyor.bu da kadro sıkıntısı çektiriyor bize.tabi buna bir de takımın en üretken oyuncularından birinin oyundan düşmesi de eklendi.iyi kötü birşey demeyeceğim ama fernandes ya da daha iyisi olmadan beşiktaş hiçbir zaman istediği ofans gücüyle oynayamadı.çok iyi oynadığı maçlar da genelde olcay-gökhan-oğuzhan-almeidanın hepsinin birlikte iyi oynadığı maçlardır.birisi oynayamadımmı sıkıntı çıkmaya başlıyor.
fernandes'in yerine muhammed, olcay'ın yerine frei filan diyen arkadaşlar var.arkadaşlar bir kere muhammed'i geçin.muhammed kiralık falan verilmedikçe beşiktaş'ta kolay kolay olgunlaşacak bir adam değil.bir kere çok güçsüz, oyunda hemen kayboluyor.takım savunmasını zaafa uğratıyor.kısacası oyuna girdiği hiçbir maçta bir fark yaratabilmiş, hatta akılda kalan herhangi bir hareket bırakabilmiş değil.benim hatırladığım sadece direkten dönen bir tane serbest vuruşu var.
frei ise olcay'ı kesebilecek bir adam değil an itibariyle.olcay dediğin adamın 7 golü 4 asisti var.140 dol girişiminde bulunmuş bu sezonda.son birkaç hafta dışında ise çok formda ve en önemlisi sakatlanmıyor.sen bunu kesip kerim'i alamazsın şu anda.ha diyeceksin ki nasıl kullanacaksın bu oyuncuyu.olcay sakatlanırsa ya da cezalı olursa kullanacaksın.ya da maç garantiye binmişse.onun dışında olcay'ı kesip kerim'i oynatırsan adamın hamuga korlar.
gelelim slaven bilic'in yeterliliği / yetersizliği konusuna.geçen sezon konuşuyor olsak bilic kesinlikle yetersiz derdim.çünkü takım ikinci yarılarda oyundan düşüyordu.en ufak bir krizde oyuncular dağılıyordu ve oyuncu değişikliklerinde sıkıntılar yaşanıyordu.ancak bence bilic devre arasını boş geçirmemiş.ikinci devre sendromlarını çözdü, takımın özgüven sorunlarını aştı, artık kadro dizilişi ve oyuncu değşiklikleri konusunda da benden tam not alıyor.duruşunu filan değerlendirmiyorum bile.ancak dediğim gibi elinde ozzy'nin arkasında oynayacaj fernandes tipi bir ofansif orta saha eksikliği var.tabi bir de yine bu pozisyonda kullanılabilecek. "yetişmiş muhammed" tipi bir oyuncu eksikliği.ben beşiktaş'ın bundan başka bir eksikliği olduğunu düşünmüyorum.
bir de geçen senenin beşiktaşıyla filan kıyaslamayın.geçen sene hiçbir taktiksel planı olmayan, it gibi koşan, 3 atıp 4 yiyen bir takım vardı.ha diyeceksin aşağı yukarı bununla aynı puandaydılar, doğru.ancak geçen seneki takım 10 yıl aynı performansta oynasa şampiyon olamayacak takımdır.ancak şu andaki beşiktaş'ın iyi takviyeler ve stad işini çözmesiyle şampiyonlar liginde bile çatır çatır oynayabileceğini düşünüyorum.takımda dengesizlik görenler ise bence maçları izlemiyor ve hatta özetleri bile izlemiyorlar.
bir de önder özen'e sektiren arkadaşlar şunu bilsin ki, o gidince gelmesi muhtemel tipler beyaz tv'de program yapıyorlar.çok mu özlediler bilmiyorum ama ben kurtulduğumuza şükrediyorum.önder özen'e zaman verilirse beşiktaş'a çağ atlatacaktır.o kadar netim bu konuda.
edit:şöyle birşey var bir dehttp://www2.sporx.com/futbol/superlig/besiktas/onder-ozenin-dedigi-olmadi-SXHBQ374494SXQ
23 ağustos 1995 beşiktaş-rosenborg maçıydı.kalede auman vardı iyi hatırlıyorum.şapkalı alman kalecimiz.orada 3-0 yenilmiştik sanırım.babamla izlediğimiz maç son on dakikaya da 1-1 girince, ümidimizi yitirip ve staddan erken çıktık.ancak biz dışardayken beşiktaş 2 gol birden atmış.şifo atmıştı sanırım.zaten ondan sonra da maçtan erken çıkmadım bir daha.
http://vliegendenederlander.blogspot.com.tr/2008/07/trk-seyircisini-yikan-malar-210-1995-96.html
edit:inönüde izlediğim tabi ki bu.ilk izlediğimi ise pek hatırlayamıyorum.
http://vliegendenederlander.blogspot.com.tr/2008/07/trk-seyircisini-yikan-malar-210-1995-96.html
edit:inönüde izlediğim tabi ki bu.ilk izlediğimi ise pek hatırlayamıyorum.
mevkisi ne olursa olsun bir futbolcunun oyun kalitesi, topla buluşabilmesi ve buluştuğu topu kendisinden daha avantajlı bir pozisyona taşımasıyla ölçülür.kendisinin bulunduğu pozisyonla, topu taşıdığı pozisyonun avantaj farkı ne kadar açıksa o futbolcu o kadar başarılıdır.örnekleyelim, ronaldo orta sahada çok da tehlikeli olmayan bir pozisyonda aldığı topu taşıyarak çok avantajlı bir hale (gol ya da asist) taşır.başarısı bundandır.mesela iniesta aldığı basit bir topu beklenmeyen zaman ve yerde öyle başarılı bir şekilde tehlikeli pozisyona çevirir ki.ya da ramos, gol olacak kadar avantajsız bir topu keser, hatta bazen onu kontra olarak oyuna sokar.neyse uzatmayayım.
veliden asist ya da gol yapmasını beklemek futbol bilgisizliğiyle olur ancak.bir defansif orta saha olarak veliden beklenen 3 temel hamle vardır:
1-alan kaplamak: düzgün alan kaplamak için yüksek pozisyon bilgisine ihtiyaç vardır.pozisyon akışını takip etmek, nerede duracağını ya da ne zaman müdahale edeceğine karar verebilmek gerekir.veli tam olarak nerede duracağını bilmediğinden dolayı bu eksikliğini çok koşarak kapatmaya çalışıyor.bunu bir yere kadar da başarıyor aslında.ancak pozisyon bilgisinin zayıf olması onun daha üst düzey bir futbolcu olmasını engelliyor.
2-top/pozisyon kesebilmek:bunu da yer yer faulle yapıyor,yer yer de koşarak kapatıyor.ancak genellikle biz golleri veli'nin olması gerekip de olmadığı yerlerden yiyoruz.veli o esnada o bölgede olmadığı için golün sorumlusu gibi de görünmüyor.
3-kaptığı topu oyuna sokabilme: bence bir öl liberonun ya da dos oynayan birinin en iyi yapması gereken işlerden biridir.en azından önündeki top dağıtıcılara topu ulaştırabilmesi lazım.mesela barcelona'daki mascherano'nun tek yaptığı iş budur.topu keser xavi'ye verir, iniesta'ya verir.bundan başka bir halt yapamaz ama bu işi çok düzgün yaptığı için ve kendisinden beklene de bu olduğu için kendisi barca'da oynar.
veli yeteneksiz ya da yetersiz bir oyuncu değil bence.bizim kalibremizdeki bir takım için gayet yeterli ve istikrarlı bir oyuncudur.herkesin çatır çatır sakatlandığı bir takımda olcay'la birlikte en istikrarlı futbolcudur.sırf bu bile formayı kapma sebeplerinden biridir.ancak şamp.liginde oynaycaksanız veli yetmez size.ancak klübede bekletirsiniz ve skor avantajını korumak için atiba ve jones'un yanına alır, çok geriye yaslanmadan oyunu tutabilirsiniz.
veliden asist ya da gol yapmasını beklemek futbol bilgisizliğiyle olur ancak.bir defansif orta saha olarak veliden beklenen 3 temel hamle vardır:
1-alan kaplamak: düzgün alan kaplamak için yüksek pozisyon bilgisine ihtiyaç vardır.pozisyon akışını takip etmek, nerede duracağını ya da ne zaman müdahale edeceğine karar verebilmek gerekir.veli tam olarak nerede duracağını bilmediğinden dolayı bu eksikliğini çok koşarak kapatmaya çalışıyor.bunu bir yere kadar da başarıyor aslında.ancak pozisyon bilgisinin zayıf olması onun daha üst düzey bir futbolcu olmasını engelliyor.
2-top/pozisyon kesebilmek:bunu da yer yer faulle yapıyor,yer yer de koşarak kapatıyor.ancak genellikle biz golleri veli'nin olması gerekip de olmadığı yerlerden yiyoruz.veli o esnada o bölgede olmadığı için golün sorumlusu gibi de görünmüyor.
3-kaptığı topu oyuna sokabilme: bence bir öl liberonun ya da dos oynayan birinin en iyi yapması gereken işlerden biridir.en azından önündeki top dağıtıcılara topu ulaştırabilmesi lazım.mesela barcelona'daki mascherano'nun tek yaptığı iş budur.topu keser xavi'ye verir, iniesta'ya verir.bundan başka bir halt yapamaz ama bu işi çok düzgün yaptığı için ve kendisinden beklene de bu olduğu için kendisi barca'da oynar.
veli yeteneksiz ya da yetersiz bir oyuncu değil bence.bizim kalibremizdeki bir takım için gayet yeterli ve istikrarlı bir oyuncudur.herkesin çatır çatır sakatlandığı bir takımda olcay'la birlikte en istikrarlı futbolcudur.sırf bu bile formayı kapma sebeplerinden biridir.ancak şamp.liginde oynaycaksanız veli yetmez size.ancak klübede bekletirsiniz ve skor avantajını korumak için atiba ve jones'un yanına alır, çok geriye yaslanmadan oyunu tutabilirsiniz.
bence amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok.ekşi sözlük bu işi şöyle çözmüş:
(bkz: 11 şubat 2014 kasımpaşa beşiktaş maçı )
(bkz: 8 ekim 2012 san marino andorra u17 maçı )
(bkz: 3 şubat 2014 anadolu efes fenerbahçe basket maçı )
(bkz: 28 mayıs 2013 bb ankara beşiktaş hentbol maçı )
(bkz: 11 şubat 2014 kasımpaşa beşiktaş maçı )
(bkz: 8 ekim 2012 san marino andorra u17 maçı )
(bkz: 3 şubat 2014 anadolu efes fenerbahçe basket maçı )
(bkz: 28 mayıs 2013 bb ankara beşiktaş hentbol maçı )
gerekli olmadığını düşündüğüm eylemdir.yani en azından bu konuda bir uyarı filan almadıkça.aslında hukuki olarak doğru olan belirtmektir, ancak işlevsiz bir uygulama olur.misal "beşiktaş basketbol takımı" başlığı o zaman her sene güncellenmeli.sadece başlık olsa iyi, bu başlık altında yazılan bütün entryler de editlenmeli.kaldı ki bu başlık altında hangi "beşiktaş"yazısının klübe, hangisinin basketbol takımına filan ait olduğunu bilmenin imkanı yok.ayrıca ekşi sözlük gibi büyük sözlüklerde bile bu olaya gerek duyulmamakta.illa isteniyorsa şöyle bir uygulama yapılabilir; mesela inci sözlükte bir küfür yazdınız.öerneğin "göt".bu üye olmayan kişiler tarafından "arka" olarak görünüyor.belki bu işe mecbur olunursa, admin tarafından bütün ilgi yazılar sponsorlu olarak görülebilir.
dün atletico maçında kafasına çakmak yemiş çağımızın en iyi sporcularındandır.
şimdi öncelikle şunu belirteyim, maçı statda değil tv başında izledim. o yüzden detay bilmiyorum. maça giden arkadaşlar aydınlatırsa sevnirim.
öncelikle televizyonda kasımpaşa taraftarının (ya da klübün, tam bilemiyorum) "beşiktaş'ımız hoşgeldin" minvalinde içeriğe sahip pankartlarının beşiktaş taraftar girişine asıldığını gördük. daha sonra beşiktaşlılara yiyecek içecek dağıtan kasımpaşalıları. daha sonra tribünlerde kasımpaşalılarla beşiktaşlıların yan yana oturduğunu... açıkçası kapımpaşa'yı şota hariç sevmesem de bu yaptıkları şey benim hoşuma gitti. yine eğer olaylar dışardan göründüğü gibiyse, kasımpaşa taraftarına buradan teşekkür etmek istiyorum.çünkü (haklı ya da haksız) tam tersini de yapabilirlerdi. her türlü pisliği-kavgayı-gürültüyü yapmaktansa bunu tercih ettikleri için kendilerine teşekkür ediyorum bir beşiktaşlı olarak.
maça gelecek olursak, iki takım da temkinli başladı ve çok çekişmeli bir maç olacağı izlenimi yaratıldı. ancak kasımpaşa'nın forvetsiz gibi oyuna başlaması bütün yükü babel' e bindirdi (bu adam hakikaten çok iyi bir topçu). ancak beşiktaş savunması kendisini kaleye yaklaştırmadığı için o da birkaç çalım yapıp pas vermekten başka bir şey yapamadı. neticede kasımpaşa savunma olarak beşiktaş'a yakın oynadıysa da hücum anlamında üretkenlikten çok uzaktı. tabii burada sahanın her yanında yapılan savunma ve markajın rolü büyük. almeida, gökhan töre bile ileride müthiş bastılar.
daha sonra gollerimiz geldi. bence güzel gollerdi ve pedro'nun atmasına da sevindim.
ikinci yarıya serdar'ın kırmızısıyla başladık. serdar, zaten güçlü ve baskın karakterli bir oyuncu değil. bence teknik olarak da yetersiz değil. ancak mental sorunları var. zaten beşiktaş'a geldiğinde ürkekti, galatasaray maçındaki[ybkz]swh[/ybkz] hatadan sonra toparlanması epey zor oldu. her ne kadar kırmızı karttan dolayı kendisine yüklensek de bir asist yaptı süper bir bindirmeyle. yine dediğim gibi sorunları kafasında. bence özgüven problemi var ve bu yüzden maç içinde yanlış tercihler yapabiliyor. nerede faul yapacağını nerede yapmaması gerektiğini bilmiyor. bu yüzden de gerçekten 2 gereksiz sarı kartla oyundan atıldı. bence bir oyuncu 2 sarıdan atıldıysa, bunun takıma ne kazandırdığına bakmak lazım. yani iki tane tehlikeli atak kesmişsindir anlarım. ama bu kadar boş kart görülmez. necip'in fenerbahçe maçında[ybkz]swh[/ybkz] yediği kırmızıya benziyor.
ne diyorduk 2. yarıya kırmızıyla başladık. daha sonra kırmızı kart ve önde olmamızın sebebiyle kendi sahamıza çekilip kontralarla şans denedik.kimi arkadaşlar "fener 10 kişi kaldığında canavar gibi oynuyordu" filan diyorlar ama fenerin 10 kişi kaldığı maç beşiktaş ve sivas maçlarıdır benim hatırladığım.ikisinde de yenik durumdadır.yenik durumdaysan saldıracaksın tabi ki.ama bence beşiştaş önde olan bir takımın yapması gerekeni yaptı geri çekildi.atiba sağa geçti oğuzhan daha geri geldi.daha sonra da yerini necip'e bıraktı ki bence doğru bir değişiklikti (gerçi necip de bir kırmızı görür kesin dedim ama beni şaşırttı.[ybkz]swh[/ybkz] neticde oyunu çok soğutamasak da sıkı savunma yaptık ve kasımpaşa'ya o tempoyu yakalatmadık. bence beşiltaş iki yarıda da oynaması gerektiği gibi oynadı ve çok net ve temiz bir galibiyet aldı. mutluyuz.[ybkz]swh[/ybkz]
hakeme gelirsek: çok dikkatli olmaya çalıştı. önceki maça[ybkz]swh[/ybkz] iyi çalışmış. serbest vuruşları filan hep yerlerinden kullandırmaya çalıştı. ancak dikkatli olma isteği bir yerden sonra paranoyaklaştırdı, ota boka düdük çalmaya başladı. bir süre daha sonra beşiktaş'ın yaptığı her şeye faul çalmaya başladı. kasımpaşalı adem büyük'ün pisliklerini görmedi, kendini yere attığında sarı kart çıkartmadı. çoğu tehlikeli pozisyonlar olmasa da beşiktaş aleyhine bir sürü düdük çaldı. aslında veli'nin filan gördüğü sarıyı anlayabiliyorum. çünkü ota boka faul çalıp hakkımız yenmeye başlandı. yine de beşiktaşlı oyuncular veli'nin hareketini dışında dönüp gitmeyi, tahriklere kapılmamayı bildi. kendilerine bu açıdan teşekkür ederim ama yönetimin bu hakem hatalarını dillendirmeleri lazım. galibiyet geldiği için kulak üstüne yatılırsa bunlar çok tekrarlanır.
öncelikle televizyonda kasımpaşa taraftarının (ya da klübün, tam bilemiyorum) "beşiktaş'ımız hoşgeldin" minvalinde içeriğe sahip pankartlarının beşiktaş taraftar girişine asıldığını gördük. daha sonra beşiktaşlılara yiyecek içecek dağıtan kasımpaşalıları. daha sonra tribünlerde kasımpaşalılarla beşiktaşlıların yan yana oturduğunu... açıkçası kapımpaşa'yı şota hariç sevmesem de bu yaptıkları şey benim hoşuma gitti. yine eğer olaylar dışardan göründüğü gibiyse, kasımpaşa taraftarına buradan teşekkür etmek istiyorum.çünkü (haklı ya da haksız) tam tersini de yapabilirlerdi. her türlü pisliği-kavgayı-gürültüyü yapmaktansa bunu tercih ettikleri için kendilerine teşekkür ediyorum bir beşiktaşlı olarak.
maça gelecek olursak, iki takım da temkinli başladı ve çok çekişmeli bir maç olacağı izlenimi yaratıldı. ancak kasımpaşa'nın forvetsiz gibi oyuna başlaması bütün yükü babel' e bindirdi (bu adam hakikaten çok iyi bir topçu). ancak beşiktaş savunması kendisini kaleye yaklaştırmadığı için o da birkaç çalım yapıp pas vermekten başka bir şey yapamadı. neticede kasımpaşa savunma olarak beşiktaş'a yakın oynadıysa da hücum anlamında üretkenlikten çok uzaktı. tabii burada sahanın her yanında yapılan savunma ve markajın rolü büyük. almeida, gökhan töre bile ileride müthiş bastılar.
daha sonra gollerimiz geldi. bence güzel gollerdi ve pedro'nun atmasına da sevindim.
ikinci yarıya serdar'ın kırmızısıyla başladık. serdar, zaten güçlü ve baskın karakterli bir oyuncu değil. bence teknik olarak da yetersiz değil. ancak mental sorunları var. zaten beşiktaş'a geldiğinde ürkekti, galatasaray maçındaki[ybkz]swh[/ybkz] hatadan sonra toparlanması epey zor oldu. her ne kadar kırmızı karttan dolayı kendisine yüklensek de bir asist yaptı süper bir bindirmeyle. yine dediğim gibi sorunları kafasında. bence özgüven problemi var ve bu yüzden maç içinde yanlış tercihler yapabiliyor. nerede faul yapacağını nerede yapmaması gerektiğini bilmiyor. bu yüzden de gerçekten 2 gereksiz sarı kartla oyundan atıldı. bence bir oyuncu 2 sarıdan atıldıysa, bunun takıma ne kazandırdığına bakmak lazım. yani iki tane tehlikeli atak kesmişsindir anlarım. ama bu kadar boş kart görülmez. necip'in fenerbahçe maçında[ybkz]swh[/ybkz] yediği kırmızıya benziyor.
ne diyorduk 2. yarıya kırmızıyla başladık. daha sonra kırmızı kart ve önde olmamızın sebebiyle kendi sahamıza çekilip kontralarla şans denedik.kimi arkadaşlar "fener 10 kişi kaldığında canavar gibi oynuyordu" filan diyorlar ama fenerin 10 kişi kaldığı maç beşiktaş ve sivas maçlarıdır benim hatırladığım.ikisinde de yenik durumdadır.yenik durumdaysan saldıracaksın tabi ki.ama bence beşiştaş önde olan bir takımın yapması gerekeni yaptı geri çekildi.atiba sağa geçti oğuzhan daha geri geldi.daha sonra da yerini necip'e bıraktı ki bence doğru bir değişiklikti (gerçi necip de bir kırmızı görür kesin dedim ama beni şaşırttı.[ybkz]swh[/ybkz] neticde oyunu çok soğutamasak da sıkı savunma yaptık ve kasımpaşa'ya o tempoyu yakalatmadık. bence beşiltaş iki yarıda da oynaması gerektiği gibi oynadı ve çok net ve temiz bir galibiyet aldı. mutluyuz.[ybkz]swh[/ybkz]
hakeme gelirsek: çok dikkatli olmaya çalıştı. önceki maça[ybkz]swh[/ybkz] iyi çalışmış. serbest vuruşları filan hep yerlerinden kullandırmaya çalıştı. ancak dikkatli olma isteği bir yerden sonra paranoyaklaştırdı, ota boka düdük çalmaya başladı. bir süre daha sonra beşiktaş'ın yaptığı her şeye faul çalmaya başladı. kasımpaşalı adem büyük'ün pisliklerini görmedi, kendini yere attığında sarı kart çıkartmadı. çoğu tehlikeli pozisyonlar olmasa da beşiktaş aleyhine bir sürü düdük çaldı. aslında veli'nin filan gördüğü sarıyı anlayabiliyorum. çünkü ota boka faul çalıp hakkımız yenmeye başlandı. yine de beşiktaşlı oyuncular veli'nin hareketini dışında dönüp gitmeyi, tahriklere kapılmamayı bildi. kendilerine bu açıdan teşekkür ederim ama yönetimin bu hakem hatalarını dillendirmeleri lazım. galibiyet geldiği için kulak üstüne yatılırsa bunlar çok tekrarlanır.
bir türlü ısınamadığım yeni stadımızın ismi. farkındayım futbol artık endüstrileşti ve başarı için sağlam gelirlere ve iyi bir ekonomiye ihtiyaç var. ve yine fakındayım ki stad isim hakkı bu gelirin çok büyük bir halkası. hatta belki stadı toki yerine kendimiz yapabiliyorsak, isminin vodafone arena olması sayesindedir. ama yine de sindiremiyorum.
eskiden inönü'nün önünden geçen her takım taraftarı buranın beşiktaş'ımın, kartalımın yuvası olduğunu bilirdi. hemen fotoğrafını çeker, eşine dostuna gösterirdi. çünkü o ruhun yarısının burada, diğer yarısının da çarşı'da ve kazan'da olduğunu bilirdi.
şimdi artık öyle olamamasından korkuyorum. tt arena'ya bakan hiç kimsenin "işte bak burası galatasaray'ın yuvası" dediğini duymadım. "ne güzel stad" diyorlar sadece. oysa ben inönü'ye daha önce gelme fırsatı olmayan bir arkadaşımın istanbul'a gelir gelmez inönü'nün oraya gitmek istediğini, "olum yıkıldı birşey yok ki" dememe karşın ısrar ettiğini ve beleştepe'den şantiye çalışmalarını izleyip sigara içtiğini, derin derin havayı soludğunu ve stadın tozundan toprağından almaya çalıştığı unutmayacağım. ve tabii biz oradayken ellerinde biralarla stadı izleyen takımdaşlarımı...
şimdi artık öyle olmamasından çok çekiniyorum. orada beşiktaş armasından fazla vodafone reklamı görmekten ve orada semtle bir türlü bütünleşemeyen bir yapı olarak kalmasından korkuyorum. neticede ne kadar güzel olursa olsun, içinde o ruhu bulamamaktan çok korkuyorum.
eskiden inönü'nün önünden geçen her takım taraftarı buranın beşiktaş'ımın, kartalımın yuvası olduğunu bilirdi. hemen fotoğrafını çeker, eşine dostuna gösterirdi. çünkü o ruhun yarısının burada, diğer yarısının da çarşı'da ve kazan'da olduğunu bilirdi.
şimdi artık öyle olamamasından korkuyorum. tt arena'ya bakan hiç kimsenin "işte bak burası galatasaray'ın yuvası" dediğini duymadım. "ne güzel stad" diyorlar sadece. oysa ben inönü'ye daha önce gelme fırsatı olmayan bir arkadaşımın istanbul'a gelir gelmez inönü'nün oraya gitmek istediğini, "olum yıkıldı birşey yok ki" dememe karşın ısrar ettiğini ve beleştepe'den şantiye çalışmalarını izleyip sigara içtiğini, derin derin havayı soludğunu ve stadın tozundan toprağından almaya çalıştığı unutmayacağım. ve tabii biz oradayken ellerinde biralarla stadı izleyen takımdaşlarımı...
şimdi artık öyle olmamasından çok çekiniyorum. orada beşiktaş armasından fazla vodafone reklamı görmekten ve orada semtle bir türlü bütünleşemeyen bir yapı olarak kalmasından korkuyorum. neticede ne kadar güzel olursa olsun, içinde o ruhu bulamamaktan çok korkuyorum.
(bkz: optik başkan)
akıllı ve bilgili bir fitbol direktörüdür. başarı konusunda henüz aynısını söyleyememkle birlikte, sorunlara yaklaşımından dolayı oldukça güven vermektedir. yaptığı şu tespit bile olaya nası yaklaştığını gösteriyor:
"avrupa yakası'nda bir ayağımız olacak. 2-3 ay içinde anadolu yakası'nda da bir ayak bulacağız. çünkü istanbul'da avrupa yakası'nda galatasaray, anadolu yakası'nda da fenerbahçe bütün depoyu kullanıyor. beşiktaş'ın semt olarak fulya'da nefes alıyor olması sebebiyle. oraya nereden oyuncu gelir, nişantaşı'ndan, bebek'ten, ortaköy'den... oralardan da futbolcu olmaz. o sebeple biz bir kulübün altyapısını besleyecek ana damarlara, ana kaynaklara uzağız. onlara yakın olmanın yolu biraz daha uzak semtlere gitmek. ekmeğin ucundan asıl tutacak, soğuk havada çok soğuk demeyecek. sıcakta çok sıcak demeyecek. tuttuğunu koparan çocukların yaşadığı, ekmeğin kaç para olduğunu bilen ailelerin yaşadığı, ucuz ekmeğin hangi bakkalda satıldığını bilen ailelerin yaşadığı bölgelere, ekmeğin nasıl geldiğini bilen ailelerin yaşadığı bölgelere yaklaşmamız gerekiyor. o bölgelerden birisini dün bulduk."
"avrupa yakası'nda bir ayağımız olacak. 2-3 ay içinde anadolu yakası'nda da bir ayak bulacağız. çünkü istanbul'da avrupa yakası'nda galatasaray, anadolu yakası'nda da fenerbahçe bütün depoyu kullanıyor. beşiktaş'ın semt olarak fulya'da nefes alıyor olması sebebiyle. oraya nereden oyuncu gelir, nişantaşı'ndan, bebek'ten, ortaköy'den... oralardan da futbolcu olmaz. o sebeple biz bir kulübün altyapısını besleyecek ana damarlara, ana kaynaklara uzağız. onlara yakın olmanın yolu biraz daha uzak semtlere gitmek. ekmeğin ucundan asıl tutacak, soğuk havada çok soğuk demeyecek. sıcakta çok sıcak demeyecek. tuttuğunu koparan çocukların yaşadığı, ekmeğin kaç para olduğunu bilen ailelerin yaşadığı, ucuz ekmeğin hangi bakkalda satıldığını bilen ailelerin yaşadığı bölgelere, ekmeğin nasıl geldiğini bilen ailelerin yaşadığı bölgelere yaklaşmamız gerekiyor. o bölgelerden birisini dün bulduk."
sirf su tablo bile onumuzdeki senelere umutla bakmamiza sebeptir:
-muhammed demirci-18 yasinda
-kerim frei-19 yaşında
-oguzhan ozyakup-20 yasinda
-gokhan tore-21 yasinda (umarim bonservisi alinir)
-pedro franco-22 yasinda
-necip uysal-22 yasinda
-gunay guvenc-22 yasinda
-ismail koybasi-24 yasinda
-tanju kayhan-24 yasinda
-mustafa pektemek-24 yasinda
-veli kavlak-24 yasinda
-omer sismanoglu-24 yasinda
-cenk gonen-25 yasinda
-ramon motta-25 yasinda
-olcay sahan-26 yasinda
-ersan gulum-26 yasinda
-serdar kurtulus-26 yasinda
-gokhan suzen-26 yasinda
-manuel fernandas-27 yasinda
-sezer ozturk-27 yasinda
-zeki onder ozen(aslinda ilk siraya yazilabilir)
-slaven bilic(adamsin)
-fikret orman (becerikli olmasa bile becerikli insan barindirma kabiliyeti var)
-inonu stadi (ikigözüm)
-demiroren'in yoklugu
-jose sambade
-edin terzic (bilic'in yardımcısı sarışın oğlan)
-muhammed demirci-18 yasinda
-kerim frei-19 yaşında
-oguzhan ozyakup-20 yasinda
-gokhan tore-21 yasinda (umarim bonservisi alinir)
-pedro franco-22 yasinda
-necip uysal-22 yasinda
-gunay guvenc-22 yasinda
-ismail koybasi-24 yasinda
-tanju kayhan-24 yasinda
-mustafa pektemek-24 yasinda
-veli kavlak-24 yasinda
-omer sismanoglu-24 yasinda
-cenk gonen-25 yasinda
-ramon motta-25 yasinda
-olcay sahan-26 yasinda
-ersan gulum-26 yasinda
-serdar kurtulus-26 yasinda
-gokhan suzen-26 yasinda
-manuel fernandas-27 yasinda
-sezer ozturk-27 yasinda
-zeki onder ozen(aslinda ilk siraya yazilabilir)
-slaven bilic(adamsin)
-fikret orman (becerikli olmasa bile becerikli insan barindirma kabiliyeti var)
-inonu stadi (ikigözüm)
-demiroren'in yoklugu
-jose sambade
-edin terzic (bilic'in yardımcısı sarışın oğlan)
son beş maçta üç beraberlik ve iki yenilgi aldığımız deplasmandır.
beşiktaş'ın son yıllardaki sakatlık sorununun sebebi olarak gösterilen sıkıntılı bir zemine sahip antrenman tesisleridir. şimdi jermaine jones da sakatlanmış. başka bir açıklaması yok diye düşünüyorum.
cuma maçı olmasının sebebi salı günü kasımpaşa maçı[ybkz]swh[/ybkz] olmasındandır. en azından bu sefer art niyet yok. maça gelirsek, ilk yarıyı yine galip kapatacağımızı düşünüyorum. ikinci yarıda eğer oyuna jermaine jones girer ve beklenen etkiyi yapabilirse oyundan düşmeyeceğimizi düşünüyorum. ancak şunu kabul etmek lazım adam daha hiç maça çıkmadı. gerçek anlamda bir motivasyon ve konsantrasyon kaynağı olabilir mi bilemiyorum. eğer jones oynamazsa ki antremanda sakatlandığına dair söylentiler var, ikinci yarı fernandes kesinlikle oyundan alınmalı, yerine kesinlikle muhammed alınmamalı, atiba'nın yanına defansif bir orta saha alınmalı. veli gibi. ancak veli'nin sakatlığı var mı onu da bilemiyorum. bizimkiler o kadar sakatlanıyor ki artık hızlarına yetişemiyoruz.
bence beşiktaş'ın ikinci yarılarda oyundan düşme sebebi mental. ancak biliç de ikinci yarılarda fernandes'i almamakta ve muhammed'i almakta direttiği için üzerine tüy dikiyor. umarım devre arası kampta bu soruna bir çözüm bulunmuştur. zira tirabizon maçının[ybkz]swh[/ybkz] ikinci yarısında bir düşüş göremedim. hoş, ilk yarı epey ezildiğimiz için ondan daha da alta düşebilir miydik bilemiyorum.
bence beşiktaş'ın ikinci yarılarda oyundan düşme sebebi mental. ancak biliç de ikinci yarılarda fernandes'i almamakta ve muhammed'i almakta direttiği için üzerine tüy dikiyor. umarım devre arası kampta bu soruna bir çözüm bulunmuştur. zira tirabizon maçının[ybkz]swh[/ybkz] ikinci yarısında bir düşüş göremedim. hoş, ilk yarı epey ezildiğimiz için ondan daha da alta düşebilir miydik bilemiyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?