confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32651

sözlük yazarlarının korkuları

saniyede yirmidört kare
hayat darlayan korkulardır.

arı korkusu. bahar aylarının bir nevi gelmemesini isteme sebebim. arı gördüğüm an, elimde ne varsa atıp koşmaya başlıyorum. ya da kafamı bir yerlere gömmeye çalışıyorum. fotoğraflarını bile görmeye tahammül edemiyorum.

gözlük kullanmak zorunda kaldıktan sonra hediye gelen korku: düşüp, gözlüğümün camının kırılarak gözüme girmesi.

arabalar ve motorsikletler. özellikle motorsikletler, kontrolünü kaybedip çarpacakmış gibi hissediyorum. aynı şekilde saçma sapan bi' karşıdan karşıya geçme korkusu. yanımda birisi olmadan karşıdan karşıya geçmem neredeyse imkansız gibi. (bunun sebebi küçükken araba çarpmış olması büyük ihtimalle)

ön dişlerimin yere düşmek suretiyle kırılacağı korkusu. veya bir gün bir şey yerken kırılacağı korkusu. ön dişlerimi çok seviyorsam demek ki.

yarasa. düşüncesi bile içimi ürpertir. deli divane gibi uçmuyorlar mı? allahım çıldırıyorum. geceleri bu sebepten balkona/pencereye çıkamıyorum.



eti gong

saniyede yirmidört kare
eti formgillerden bir besin iken şimdilerde öküz gibi kaloriler içeren mükemmelliyet. eti formlusunun 'bunun tuzu çok az yeeaa' deyip üstüne tuz döküp yiyenleri, tuz dökme zahmetinden kurtarmış ve yepyeni kilolarla müşteriye küçük sürprizler yapmıştır.

gelelim fasulyenin faydalarına

saniyede yirmidört kare
çok başka, saçma sapan yerlere gitmiş konuyu saadete vardırma cümlesi. tamam güldük eğlendik cümlesinin mecazlısı.

mecazlı cümleleri henüz beynimde mantıksal yerlere oturtamadığım ilkokul birinci sınıfta bu cümle en çok korktuğum cümlelerin başında geliyordu. ilkokula dair pek çok şeyi unuttum ama bunu asla unutamadım. çünkü, yazı yazmayı bir türlü sökememiştim. (ilkokul 3'e kadar da adam gibi sökemeyecektim). hocamız da hep son derslerde plastik fasulyeleri çıkarıp sıranın üstüne yazı yazmamızı isterdi. allahım ölüm gibiydi o dakikalar benim için. ne zaman bu sözü kullansa yine o ölüm vakitlerinin geldiğini sanıp boşuna terlerdim. zaten bi' vakitten sonra hoca beni ve harf yazamadığım fasulyeleri allahımıza salmıştı ben de fasulyelerden cin ali falan yapıp öyle eğlenirdim kendi kendime ehe. [ybkz]swh[/ybkz]

sana bir fıkra anlatayım mı

saniyede yirmidört kare
çocukluğun kısır döngülü oyunu. sabır yegane kuralıdır. dayaksa muhtemeldir.

-sana bir fıkra anlatayım mı?
+anlat.
-öyle anlat demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+öfff anlat dedik ya
-öfff anlat dedik ya demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+anlat anlat!
-anlat anlat! demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+anlatcaksan anlat!
-anlatcaksan anlat! demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+....
-öyle susmakla olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+gerizekalı!
-gerizekalı! demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+öfff ben eve gitçem.
-öfff ben eve gitçem. demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
+...
-öyle yürüyüp gitmekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?

(bkz: bitmez)

modern sanat

saniyede yirmidört kare
sanatın kilise ve burjuva tekelinden çıkıp, klasik sanat algısının bambaşka boyuta taşındığı sanat devrimi. içerisinde birçok sanat akımı barındırmakla beraber, 1880'lerde sembolizm ile başlar, ekspresyonizm, kübizm, fütürizm, dadaizm, neo dada, fluxus [ybkz]swh[/ybkz] ve daha bir çok akımı kapsar.

modern sanatta temel düşünce, tekniğin olduğu gibi reddedilmesi ve ortaya sadece fikirin çıkması. bir fikrin hangi yolla anlatıldığı değil, anlatılması önemlidir. modern sanatçıların ''altına imzamı attığım her şey sanattır'', tavrından dolayı modern sanat günümüzde ve olduğu dönemde de 'korkunç, komik ve anlamsız' bulunmuştur. modern sanata göre herkes sanatçı olabilir, yaratıcı olabilir ve her insanın içinde sanat yaratıcılığı vardır. durumunda bir konserve kutusuna koyulmuş bok [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] veya bir galeride bulunan pisiuar [ybkz]swh[/ybkz] modern sanatın birer eseri olabilir.

katarsis

saniyede yirmidört kare
dilimize arınım veya duygusal arınım olarak çevrilen sözcük. psikanalizle oldukça yakın bağları olan sinema sanatı da [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] katarsisi kendi lehine kullanabilir. özellikle popüler sinema kuşağında, seyirciye tatmin ve beğeni duygusunu yaşatan şey katarsisin ta kendisidir. seyirci filmin kahramanı ve olaylar ile bir özdeşleşme yaşar. filmin içine girer. sinemanın en büyük büyüsü olan bu özdeşleşme sırasında, kahramanın başından geçen olaylar doruk noktasına ulaşır (yani klasik filmlerde iyilerin kazandığı nokta) seyirci filmin başından sonuna kadar kendi ile özdeşleştirdiği karakter vasıtasıyla duygusal boşalımını yaşar. bu filmin başarı kriterini belirleyen ögelerden birisidir. seyirci filmden çıktıktan sonra gerçek manada rahatlamış olur.

bazı yönetmenlerse bu klasik algıyı kırıp, karakterlerini seyircinin özdeşleşemeyeceği ve katarsise ulaşamayacağı şekilde bile isteye yapar. misal fransız yeni dalga akımı, seyircinin filmi bilinçsizce izlememesi için çeşitli teknikler geliştirip seyircinin filmin içinde değil 'dışında' olup anlatılanları bilinçli anlamasını hedeflemiştir.

türkiye sinemasından birkaç örnek vermek gerekirse, mesela çağan ırmak filmlerinde özdeşleşme üst noktada olup, örneğin babam ve oğlum'un doruk noktasında [ybkz]swh[/ybkz] ağlayıp, rahatlayıp ardından olayların durulması ve sonuç bölümünün seyircinin başından bu yana 'istediği gibi' olmasıyla katarsisini yaşayabilirken, zeki demirkubuz filmlerinde karakterler 'sorunlu' olduğundan en baştan özdeşleşme kurulamayıp, devamında da masumiyet filminde olduğu gibi 'tam katarsis' yaşanacakken yine olaylar gelişir/karışır ve ''mutlu'' son yaşananamaz.

firefox

saniyede yirmidört kare
program kurarken inatla toolbar veya diğer seçenekleri yükleme dediğim halde yükleyen tarayıcı. hayır bir de deli gibi seviyorum kendisini, üzerine tek gül dahi koklamamışım şu zamana kadar.

uzun zamandır bir kasılmalar, bir geç açılmalar, saçma sapan yerlere yönlendirmeler, ansızın cortlayan toolbarlardan sonra yaklaşık 2 saatin savaşın sonunda pürüpak hale geldi. meğersem çok pis virüsler varmış da azıcık araştırınca ortaya çıktı. aynı durumdan sıkıntılı olanlar varsa, araya araya mis gibi iki adet program buldum bi' daha aramayla uğraşmayın, yeşillendirin.
26 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol