yeni halini gerçekten çok çok çok beğendiğim sözlüktür. emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
benim gözümde en kralı (vurgula: screw you guys i'm goin' home) olmakla beraber benden önce yazılmış olması sebebiyle yine cartman dan gelsin
-i hate you guys, i hate you so much that words cannot explain..
ayrıca cartman ın (vurgula: i hate you guys) adlı şarkısı da dinlenmeye değer.
-i hate you guys, i hate you so much that words cannot explain..
ayrıca cartman ın (vurgula: i hate you guys) adlı şarkısı da dinlenmeye değer.
gece gece uykumu kaçırmıştır.
çok seviyorum. yaşadığıma şükrettiriyor bazen. nasıl anlatsam bilemiyorum... arada aklıma geliyor ve ''ne güzel ya..'' diye içimden geçiriyorum. bir coşkuya kapılıyorum durup dururken.
geçenlerde galatasaraylı birine ''keşke anlasan. bunu hissetmeni gerçekten çok isterdim'' dedim. o da dediki ''ben de kendi takımım için hissediyorum aynı şeyleri''. hiç sanmıyorum. ancak beşiktaşlı olan bilir nasıl bir duygu olduğunu.
çok seviyorum. yaşadığıma şükrettiriyor bazen. nasıl anlatsam bilemiyorum... arada aklıma geliyor ve ''ne güzel ya..'' diye içimden geçiriyorum. bir coşkuya kapılıyorum durup dururken.
geçenlerde galatasaraylı birine ''keşke anlasan. bunu hissetmeni gerçekten çok isterdim'' dedim. o da dediki ''ben de kendi takımım için hissediyorum aynı şeyleri''. hiç sanmıyorum. ancak beşiktaşlı olan bilir nasıl bir duygu olduğunu.
son zamanlarda beni çileden çıkaran taraftardır. birini alır anında beşiktaş'ın çocuğu yapar. sonra bir bakmışsın ağızlarından salya saça saça adamı yerin dibine sokmuş. 2 aralık 2012 galatasaray medical park beşiktaş maçının ardından ergin ataman ile ilgili az önce okuduğum taraftar yorumları resmen midemi bulandırdı. bu ne nankörlük yaa. geçen sezon bu adamı yere göğe sığdıramayan da bu taraftardı. kafaları nasıl çalışıyor bunların bir çözebilsem. ergin ataman profesyonel bir antrenör. beşiktaş basketbol takımını çok iyi yerlere getirdi ve çok güzel zaferler yaşattı. şimdi galatasaray basketbol takımı için elinden gelenin en iyisini yapıyor. adamın işi bu. kendisi beşiktaş taraftarı değil. bizim takımımıza duymuş olduğumuz bağlılığı duymak zorunda da değil. adamın ne para gözlülüğünü ne arkadan hançerlemesini ne hainliğini bırakmışlar. sen maçlara gitme, stadları doldurma, takımını adam gibi destekleme ama bu takıma senden çok daha büyük hayırları dokunmuş adama sırf işini yapıyor diye saldır. oldu canım.
bu iki yüzlü ve nankör tavrı yakıştıramıyorum beşiktaş taraftarına.
bu iki yüzlü ve nankör tavrı yakıştıramıyorum beşiktaş taraftarına.
600 bilet satıldığını öğrenince gitmek için bilet aldığım maçtır. çok çok çok hastayım ve basketboldan da zerre anlamıyorum. ama sadece 600 bilet satılması beni gerçekten üzdü. bu akşam desteğe ihtiyaçları var. coşkulu bir taraftar olmaya mecalim pek yok ama en azından yanımda zorla götüreceğim farklı takım taraftarı aile üyelerimin yeterince gürültü çıkaracağını umuyorum.
mümkünse gitmesini istediğim oyuncu. özellikle beyaz feda tişörtünü giymiş bir elinde beyaz bir elinde kırmızı beşiktaş formasıyla fotoğrafını gördüğüm an bu istek daha bir perçinlendi bende. gerçekten midem bulandı. kim vermiş ona bu akılları bilmiyorum ama komik olmuş. ücreti konusunda fedakarlık yapmasını beklemedim hiçbir zaman. profesyonel futbolcudur ve bu şartlar altında takımda oynamayı kabul etmiştir. buna içerlenen taraftarları ve yönetimi de anlamıyorum zaten. benim derdim hakkını vererek oynamaması, disiplinsizliği, şişkin egosu ve bu takıma saygı duymaması. zaten quaresma ile ilgili yönetimin de ergen tripleri çok usandırdı. gitsin ve bu sorunda bitsin artık.
aslında pek de yersiz yere yerdikleri söylenemeyecek olan ve hiç de yersiz olmayan insanlardır. ama aşırı yermeleri beni çok şaşırtmaktadır. yakın geçmişteki bombaları da göz önüne alacak olursak eğer burak yılmaz bu iğrenç bataklıkta sadece mide bulandırıcı bir kara sinektir. çünkü kara sinekler şu dünyada kurbağalardan sonra gelen en itici yaratıklardır. ve yıldırım demirören'in de bulunduğu bu bataklıkta kurbağa canlısı tabiki burak yılmaz olamaz. ayrıca şu yazdıklarımdan sonra;
(bkz: kendi ile çelişen insan )
(bkz: kendi ile çelişen insan )
aziz yıldırım için ciddi ciddi üzülmeme neden olmuş anons. çünkü kafayı yediğine artık emin oldum.
galatasaraylı babamla gideceğim maçtır. baştan anlaştık kendisiyle. gözyaşlarını içine akıtıp yenildikleri zaman kahrolduğunu belli etmeyecekmiş. sevinç, coşku v.b hisleri hakkında bir diyaloğumuz olmadı.ee gerek yok boş konuşmalara.
aziz yıldırım (b: 6 yıl 3 ay ceza) aldığı halde sırf tahliye oldu diye metris cezaevi önünde kutlama yapan taraftardır. neyin kafası bu anlamıyorum ben. başkanlarının şike yapmasının gururunu yaşıyorlar sanırım.
büyük mutlulukla katılacağım organizasyondur.
(b: ''aferin'') dediğim yazardır.
bugün beşiktaş ta yürürken karşıdan marş söyleyerek gelen topluluğa ''aha yoksa piknikten döndüler mi?!'' diye merak içerisinde bakmama neden olan organizasyondur.
bugün iş yerinde arkadaşlarıma bayıltana kadar defalarca dinlettiğim ah şarkısının nakaratında geçen ve eve gelip sol framede görünce suratıma bir gülümseme oturmasına neden olan cümle.
maalesef bünyesinde pek çok kadını da barındıran taraftar kitlesidir. sorsan hepsi feminist takılır ama maçlarda ağızlarından çıkanı kulağı duymaz. keşke bu çirkin söylemlerin farklı boyutları olduğunu da düşünseler.
çok beğenerek okuduğum, hep hak verdiğim, olaylara objektif yaklaşımını çok takdir ettiğim yazar.
kürt olsam bana bunla gelen adama ''bu mu s*kinde olmayan halin?!'' diyeceğim durumdur.
bi saniye ya!!
aslında türk halimle bile diyorum ben bunu.
bi saniye ya!!
aslında türk halimle bile diyorum ben bunu.
1 hafta önce sipariş verdiğim halde siparişimin daha onay aşamasına bile gelemediği hala beklemede olduğu tişört. bu sorunu pek çok kişi yaşıyormuş. sebebi ise yoğun talep yüzünden kargoların yetiştirilememesiymiş. ayrıca sayaçta olan sayının sadece kargoya verilmiş tişört sayısı olduğu da söyleniyor.
çok sık sözlüğe giremediğim için bana ''saçı boyalı kolpa'' dediğini çok sonra gördüğüm yazar.(b: sözlük formatı ile pek bağdaştıramasam da) o edit banaydı sanırım sözlük. çok kırıldım bunu ancak saçımı platin sarısına boyatıp atlatabilirim sanırım.
sağlık bakanı recep akdağ tarafından son zamanların gündem konusu olan kürtaj meselesi için sarf edilmiş sözdür. görme engelli vatandaşımıza ''körsün ama sana iş verdik'' diyen zihniyetten bile bekleyemeyeceğim bir cümle bu. en büyük endişem de bakanı böyle bir adam olan devletin baktığı çocukların geleceği. ebeveyni olan çocuğa bile kaliteli yaşam sunamazken kimsesiz çocuğa nasıl bakacak bu devlet çok merak ediyorum. bu açıklamayı yapanın aklından şüphe ederim. allah ıslah etse de kurtulsak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?