bayanlar için çıkartmış oldukları (vurgula: küçük armalı) olanları gerçekten çok beğendiğim tişört. benim gibi genelde düz tişört seven, büyük baskılı tişörtleri çok tercih etmeyenlerin severek kullanacaklarını düşünüyorum.
http://goo.gl/myhVn
babasının ağzını burnunu dağıtmak istediğim çocuktur.
bursa'ya gitmek istememin tek sebebi.
bursa'ya lisede gitmiştim. okul gezisi programında olan bir yer değildi ama hocamız mutlaka görmemizi istediği için bir saatliğine bursa'da durdu otobüs. herkes aç olduğu için gezmekten çok bir şeyler yeme telaşına düştü. otobüsün durduğu yerin bir arka sokağında(vurgula: küçük saray) diye bir restauranta girdik aceleyle. meğerse pideli köfteyi iyi yapan mekanlardan biriymiş küçük saray. arkadaş o ne güzel şeydi yaa. mest olduk yerken. kendimizden geçtik resmen.
neredeyse on yıl oldu o güzelim köfteleri yiyeli ve liseden kimle görüşsem (vurgula: bursa) denilince (vurgula: pideli köfte) diyor hala. ya biz çok pis boğaz insanlarız ya da bu yemek gerçekten fantastik ötesi.
bursa'ya lisede gitmiştim. okul gezisi programında olan bir yer değildi ama hocamız mutlaka görmemizi istediği için bir saatliğine bursa'da durdu otobüs. herkes aç olduğu için gezmekten çok bir şeyler yeme telaşına düştü. otobüsün durduğu yerin bir arka sokağında(vurgula: küçük saray) diye bir restauranta girdik aceleyle. meğerse pideli köfteyi iyi yapan mekanlardan biriymiş küçük saray. arkadaş o ne güzel şeydi yaa. mest olduk yerken. kendimizden geçtik resmen.
neredeyse on yıl oldu o güzelim köfteleri yiyeli ve liseden kimle görüşsem (vurgula: bursa) denilince (vurgula: pideli köfte) diyor hala. ya biz çok pis boğaz insanlarız ya da bu yemek gerçekten fantastik ötesi.
sanırım basketbol maçıdır. [ybkz]swh[/ybkz]
her pazar, ertesi gün işe gitmeme kararımı çevremdeki insanlara açıklarken kullandığım söz. şimdiye kadar kararım hep sözde kaldı ama bu sefer özde olacak sözlük. bu dayatmayı kaldıramıyorum artık. her pazar aynı terane. gitmiyorum arkadaş.[ybkz]swh[/ybkz]
eğer (vurgula: 3 mart 2013 beşiktaş fenerbahçe maçında) yapılmışsa, yapan için gerçekten çok üzüldüğüm davranış.
beşiktaşlı olmasına üzüldüğüm adamdı. ama ''bayan bile böyle giyinmez'' sözünü duyduğum andan itibaren tükettiği oksijen için de kahrolmaya başladım.
sevdiğim teknik direktör. emek verdi, elinden geleni yaptı sağolsun. özellikle geçen sezonu sancılı yaşamış ve çok üzülmüş beşiktaş taraftarına beklenenin ötesinde bir takım sundu. ''hiçbir halt olmaz.'' denilen bu kadroya, kısıtlı imkanlara rağmen şampiyonluk beklentisine girmemizde ve futbol heyecanını tekrar yaşamamızda çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. takıma bir ruh geldi ve ben gerçekten bunu özlemiştim.
benim samet aybaba ile ilgili sıkıntım kaybedilen maçlar filan değil. ilk olarak bu (vurgula: menemen edebiyatını) sevmedim ben. bana hiç cool (dakikalardır düşünüyorum ne diyebilirim diye. türkçe karşılığını bulan mesaj kutumu yeşillendirsin [ybkz]swh[/ybkz]) gelmedi bu durum. başka takım taraftarlarının ağzına ''menemen spor'' diye sakız olamız da güzel olmadı hani. sonra kaybedilen maçların ardından futbolcular ile ilgili yorumlarını, suçu üstünden atmak isteyen küçük çocuklar gibi konuşmalarını yakıştıramadım. son olarak 16 mart 2013 beşiktaş kasımpaşa maçından sonra yaptığı açıklamalarla, her an tüyecek gibi duran banker misali tavırlarıyla iyice sıtkımı sıyırdım.
vizyondur, misyondur, kapasitedir her şeyi geçtim. sonuç olarak bu adamda beşiktaş teknik direktörü olacak karizma ve duruş maalesef yok. büyük takımlara da başka türlüsünün olmadığını samet aybaba sayesinde anladım.
benim samet aybaba ile ilgili sıkıntım kaybedilen maçlar filan değil. ilk olarak bu (vurgula: menemen edebiyatını) sevmedim ben. bana hiç cool (dakikalardır düşünüyorum ne diyebilirim diye. türkçe karşılığını bulan mesaj kutumu yeşillendirsin [ybkz]swh[/ybkz]) gelmedi bu durum. başka takım taraftarlarının ağzına ''menemen spor'' diye sakız olamız da güzel olmadı hani. sonra kaybedilen maçların ardından futbolcular ile ilgili yorumlarını, suçu üstünden atmak isteyen küçük çocuklar gibi konuşmalarını yakıştıramadım. son olarak 16 mart 2013 beşiktaş kasımpaşa maçından sonra yaptığı açıklamalarla, her an tüyecek gibi duran banker misali tavırlarıyla iyice sıtkımı sıyırdım.
vizyondur, misyondur, kapasitedir her şeyi geçtim. sonuç olarak bu adamda beşiktaş teknik direktörü olacak karizma ve duruş maalesef yok. büyük takımlara da başka türlüsünün olmadığını samet aybaba sayesinde anladım.
kötü oynadığımız maç. bahaneler bulmaya gerek yok bence. ne hakem, ne şansızlıklar, ne de başka şeyleri konuşmamız kendimizi kandırmaktır. 3 gol yemişiz ötesi yok. beşiktaş kanseri böyle bir şey işte. olsun(vurgula: taraftarız biz çekeriz cefa)...ama o real madrid bayrağı açanlar var ya onlar keşke ''beşiktaş taraftarıyım'' diye dolaşmasalar ortalıkta. ezik dangalakları yakıştıramıyorum bizim takıma.
adanalı arkadaşlarımdan duyduğum bir söz. benim (vurgula: barzo, keko, kro )dediğim kişilere onlar (vurgula: cono )derdi. sonradan adana'da yaşayan çingenelere denildiğini öğrendim.
aşka şeytan karışır kitabından şu sözü akla getirmiştir;
"sizinle sevişen bir insanın aslında kiminle savaştığını bilemezsiniz, sizi öperken kimi öldürmeye çalıştığını, sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezsiniz. "
"sizinle sevişen bir insanın aslında kiminle savaştığını bilemezsiniz, sizi öperken kimi öldürmeye çalıştığını, sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezsiniz. "
muhteşem dizidir. ingilizler kesinlikle bu işi biliyor.
dizi (vurgula: ''ilerleyen teknoloji ve değişen düzen sonumuz olacak'') mesajını o kadar sarsıcı ve etkileyici bir şekilde veriyor ki izledikten sonra uzun süre etkisinde kalıyorsunuz. black mirror, diğer dizilerden farklı olarak düşündürüyor.
çok çok başarılı bir dizi. kesinlikle izleyin.
dizi (vurgula: ''ilerleyen teknoloji ve değişen düzen sonumuz olacak'') mesajını o kadar sarsıcı ve etkileyici bir şekilde veriyor ki izledikten sonra uzun süre etkisinde kalıyorsunuz. black mirror, diğer dizilerden farklı olarak düşündürüyor.
çok çok başarılı bir dizi. kesinlikle izleyin.
sonucunun beni mutlu ettiği maç. helal olsun galatasaray'a.
inşallah beşiktaşımla da yaşarız bir gün bu sevinçleri.
inşallah beşiktaşımla da yaşarız bir gün bu sevinçleri.
aşağıdaki diyalogtan sonra tabu oynamadım. işi zirvede bırakmak istedim.
arkadaş: hani böyle eskiden atardı bir şeyler.
saanen: mancınık
herkes: yuuuhhhh!!!
o dönem fazlasıyla stronghold oynamam nedeniyle aklıma direk mancınığın gelmesini kendilerine söylemedim tabii ki.
arkadaş: hani böyle eskiden atardı bir şeyler.
saanen: mancınık
herkes: yuuuhhhh!!!
o dönem fazlasıyla stronghold oynamam nedeniyle aklıma direk mancınığın gelmesini kendilerine söylemedim tabii ki.
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)
3 mart 2013 beşiktaş fenerbahçe maçında beni fıtık etmiştir. fazla asi ve havalı gördüm kendisini. bir kaç yerde kendi futbolunu beğenmediği için şişeleri tekmelediğini söylemiş diye okudum ama pek inandırıcı gelmedi. biz taraftar olarak olaya pek profesyonel bakamıyoruz maalesef. böyle davrandığı sürece messi olsa kaç yazar. aklını başına alır umarım.
bana tuhaf duygular hissettiren maç.uzun süredir bir maçtan bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. iki takımda iyi mücadele etti ve gerçekten heyecanlı bir maç zevki yaşattılar bizlere. mutlu olmamak elde değil. beşiktaş'ın ve beşiktaşlıların gerçekten buna ihtiyacı vardı. ama o verilmeyen gol nedeniyle buruk bir sevinç yaşıyorum şu anda. hatta 2. golü attıktan sonra arkadaşa '' bir gol daha atmamız lazım. yoksa bu galibiyet içime sinmez benim. feneri iki farkla yenmek şart oldu.'' dedim. kısmet olmadı. yıllardır uğradığımız haksızlıkların diyeti olsun o gol de artık.
allah uzun ömürler versin. bütün promiller ona ve neşet ertaş'a feda olsun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?