saanen

türkiye' nin uyuşturucusudur.

90 ların tadını tekrar alabildiğim ve benim de defalarca dinlemekten posasını çıkardığım pink ve nate ruess düeti. gerçekten çok güzel şarkı ve nate ruess'in performansını çok beğendim. klibi de ayrı güzel. ancak şarkının sözlerine dikkat ettiğinizde büyüsü bozuluyor maalesef.

eskisi gibi olmayan, eski hali çok özlenendir.

gece gece anlama kıtlıklarıyla beni yine dumurlara uğratmış taraftar topluluğu. tebrikler. şampiyon oldular. doğal olarak kutlamalar filan... ama geçen seneden sonra hala beşiktaş'a gs forması ile girmeye çalışan cesur yürekler ya da aptallar semtten kovulunca bu güruh yine ağız dolusu kıyamet koparmaya başladı. neyin tatavası bu ya?! semtte beşiktaş dışında başka takım için kutlama yapılmamasının nesi idrak edilemiyor?! papa'nın kabe'ye gitmişliğini görmedim. camide çocuk vaftiz edilmiyor. kilisede cuma namazı kılınmıyor. beşiktaş'ta da başka takımın şampiyonluğu kutlanmıyor. bunun anlaşılması zor bir tarafı yok.
bir de azıcık akıllı olsalar keşke. bu olay geçen sene o kadar büyüdüki, onların şampiyonluğu kadar beşiktaş taraftarının semtte kutlama yaptırmaması konuşuldu. bu senede aynı terane. hala geliyorlar beşiktaş'a kutlama yapmaya. sonra gündem konusu onların şampiyonluğu ve geçen sene olduğu gibi yine beşiktaş taraftarı. yapmasınlar bence bunu takımlarına.

sözleri güzel olan beste. ancak söylenebilmesi için tüm taraftarın şan eğitimi alması yerinde olacaktır. [ybkz]swh[/ybkz]

sahip olduğum kart. ama maç bileti almak nasip olmadı. 27 nisan 2013 beşiktaş orduspor maçı için biletixten bilet almak istediğimde ''böyle bir üye kaydı bulunmamaktadır.'' uyarısını görmekten fenalık geçirdim. bankayı aradığımda ''bizde bir sorun yok isterseniz takımı arayın.'' yanıtını aldım. konuyla ilgili hala muhatap bulmuş değilim.

sofrada konuşan varken kafasını önüne eğip hapır hupur yemek yiyen tipin dayı oğludur.
ikisi de sinir bozucudur. çünkü ben biri konuştuğunda ilgi göstermeden yemek yiyen insanlara çok gıcık olduğum için geveze olanını dinlemek zorunda hissederim kendimi. olan benim yemeğe olur.
ama eğer sofrada (vurgula: kadınbudu köfte, spagetti ve patates püresi) varsa yemek yenilirken muhabbet etmeye çalışan tipe çaktırmamaya çalışsam da nefretimin boyutları içten içe tahmin edilemeyecek boyutlara ulaşır. benim için orada biter bu tip.[ybkz]swh[/ybkz]

kendisi, herkesin bildiği gibi telefonun mucidi değildir.
telefonun mucidi antonio meucci'dir. ama meucci maddi imkansızlıklardan dolayı buluşunun patentini alamaz. bundan bir kaç sene sonra bell'in eline meucci'nin çizimleri geçer ve telefonun patentini alır. böylelikle telefonun mucidi olarak kendini tarihe yazdırır. ancak 2002 yılında abd temsilciler meclisi tarafından meucci'nin telefonun mucidi olduğu kabul edilir. buna rağmen telefonun mucidi hala alexander graham bell olarak bilinir.

samet aybaba'ya beşiktaş gibi bir takıma teknik direktör olmanın ne kadar fazla geldiğini anlamamı sağlayan açıklama. başka takım taraftarı olan dangalak bir kaç arkadaşım ''beşiktaş küme düşer'' diye beni kızdırmaya çalışırlardı geçen yıl. demek samet aybaba gerçekten inanıyormuş buna.
yalnız bu sözün öncesinden söylenen ''ben bir hata yaptım'' lafına çok daha fazla takıldım. samet aybaba şunu demek istiyor herhalde;
''beşiktaş taraftarına şampiyonluk yolu fazlaymış. allah beni kahretsin. bu nankörlere değmezmiş'’.
şahsen böyle anladım söylediğini. ‘’ben bir hata yaptım.’’ demesinin başka ne manası olabilir ki?!
ama suç bizde. ‘’feda’’ diye diye bu camianın ne kadar büyük bir camia olduğunu unutturduk samet aybaba gibilerine. dünden beri benim için feda olayı bitmiştir. taraftarın ‘’feda’’ demesi; beşiktaş’ın teknik direktörüne ''ben bir hata yaptım. herkesin küme düşer kaleye gidemez dediği takımı şampiyon adayı bir takım yaptım.'' deme cesaretini vermiştir. beşiktaş büyük takımdır. tek hedef şampiyonluktur. artık bunu sir samet’e de ağlak yöneticilere de hatırlatmanın vakti geldi.
bu beyanın geçtiği konuşmayı dinlerken ''sen kimsin yaa?!!'' diye geçirdim içimden. onun da cevabını verdi kendisi;
''ben beşiktaş tarihinin en önemli üç kaptanından biriyim.''
keşke izin verse de onun takdirini biz yapsak.
adam nasıl bitirdi kendini arkadaş...

''neden olmasın?'' dediğim durum. yazarların boyunlarında kartal sözlük atkısıyla samba yaparken çekilen resimlerinin medyada büyük yankı uyandıracağını düşünüyorum. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: alternatif çılgın proje önerileri)

bir erdem yener şaheseridir. sözleri ayrı güzel müziği ayrı güzeldir ve çok az şarkı hayatı bu kadar güzel özetler. kısacası başucu şarkılarındandır. ayrıca klibi de oldukça iyidir.

http://goo.gl/0OkZm

üniversite, yüksek lisans ve doktora gibi eğitim aşamalarının sonunda bilimsel bir konuyu ele alan çalışmalara da verilen isimdir. [ybkz]swh[/ybkz]

istiklal caddesine her gittiğimde mutlaka yediğim tatlı. [ybkz]swh[/ybkz]
bu arada inci pastanesi istiklal caddesinin girişine yakın olan (vurgula: mis sokakta )tekrar açıldı. özleyenlere duyurulur. [ybkz]swh[/ybkz]

(vurgula: the intouchables) filmi sayesinde tanıdığım sanatçı.
film gerçekten güzeldi ama filmin çeşitli sahnelerinde çalan bir şarkı nedeniyle normalden fazla etkilendim hikayeden. hemen araştırdım ve bestenin bu muhteşem adamın (vurgula: una mattina )adlı şarkısı olduğunu öğrendim. o günden beri büyük bir zevkle dinliyorum kendisini. sözsüz müziğin bu kadar çok şey anlatabileceğini ludovico einaudi sayesinde anladım.

saygı duyduğum futbol yorumcusuydu. 3 temmuz sürecinde gözümden çok düşse de ahmet çakar'ın olduğu bir piyasada kendisine saygı duymamak elde değil. ama fikret orman' la yaşadığı tartışmada sergilediği saçma sapan tavırlardan sonra fazlasıyla itici geldi gözüme. özellikle güntekin onay'a ''savunma beni.'' dediği an...gören de çok büyük haksızlıklara uğradı sanır.
içinde gizlediğin ne ergenlikler varmış be rıdvan.

tanımaktan mutluluk duyduğum kral insan.
iyi ki doğmuşsun başgan. buralar senle daha bir güzel.

fevkaladenin fevkinde bir (vurgula: malt) parçasıdır.
dinlemeyen dinlesin, unutan hatırlasın diye buyrunuz;

http://goo.gl/r8YSZ

15 nisan 2013 beşiktaş medical park antalyaspor maçında tribüne yaptığı hareket yanlıştır. kendi adına elinden geleni yapıyor olabilir ve taraftara gücenmiş olabilir ama(vurgula: futbollarını eleştirenler) çok haklı. fazla duygusal davranmaması lazım. o beşiktaş için oynuyorsa buz gibi havada taraftar da beşiktaş için orada bulunuyor. maç sırasında moral bozacak tezahürat ve tepkilerden hoşlanmasam da o davranış olmadı.
daha sonra yaptığı açıklamadan da aşırı tepki verdiğini anladığını düşünüyorum.

kendisini kartal sözlüğün en hızlı entry yazan yazarı ilan ediyorum.[ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: 15 nisan 2013 beşiktaş medical park antalyaspor maçı)

olcay'ın golü ile 1-0 öne geçtiğimiz maç