kırtasiyeden alınırken matematik defteri diye istenen defterdir. ilkokulda kareli defter diyenin alnından öperim.
aklın iplerinin koptuğu andır. patlamak üzere olan mutfak tüpünü dışarı atmak kimin harcıdır bilinmez.
yatağa uzanıldığında kemiklerin ağrıması uyuyamamak için bir sebeptir. aynı zamanda bir dostun gelmesi, sıcak bir çayı varlığı, güzel bir film, ağlamaklı bir yürek... bu sebeplerdendir.
gününü şenlendirecek bir şarkı dinlediğinde erken uyanmanın koymayacağı insandır. bundan ziyade (bkz: erken kalkan yol alır)
angelina jolie'nin sosyal sorumluluk anlamında ne kadar hassas olduğunu göstere bir filmdir. başkalarının acılarını görüp, bunlara derman olmaya çalışan bir kişidir. reklam yahut samimiyet bunun kararını veremem ama hoş bir eylem.
her dönem en az 4 dersimde başıma gelen hadisedir. şükür allaha yalnız 5 dersim var bu dönem sınav kaçırmam sanırım.
sınav saatinde uyumak neyse de yetişmeye çalışırken kaçırmak bir ayrı dert oluyor insana.
sınav saatinde uyumak neyse de yetişmeye çalışırken kaçırmak bir ayrı dert oluyor insana.
ne kadar sevimli, evcil, sadık bilmem ne olsa da en nihayetinde korkutucudur.
acı gününde de tatlı gününde de taraftar çocuktur.
zordur pek zordur.
ilk zamanlar büyüleyicidir. klavye masumiyetiyle sever insan bağlanır. sonsuz merak duygusu, ulaşamamanın verdiği lezzet imkansız şeyler hissettirir. mevzu aşk olunca mümkünleşir her şey. ama sonuçta biter bu merak , kaçar heves. maruz kaldığın radyasyon kar kalır yanına o kadar işte...
ilk zamanlar büyüleyicidir. klavye masumiyetiyle sever insan bağlanır. sonsuz merak duygusu, ulaşamamanın verdiği lezzet imkansız şeyler hissettirir. mevzu aşk olunca mümkünleşir her şey. ama sonuçta biter bu merak , kaçar heves. maruz kaldığın radyasyon kar kalır yanına o kadar işte...
rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları,
mor kıvılcımlar geçiyor dağlık yalnızlığımdan.
onu çok arıyorum, onu çok arıyorum.
her yerinde vücudumun ağır, yanık sızıları.
çünkü ayrılık da sevdaya dahil,
çünkü ayrılanlar hala sevgili.
bu bölüm koparır insanın yüreğinin sol parçasını. sağ odasına yerleşir orada kalır.
attila ilhanın nefis şiiridir.
mor kıvılcımlar geçiyor dağlık yalnızlığımdan.
onu çok arıyorum, onu çok arıyorum.
her yerinde vücudumun ağır, yanık sızıları.
çünkü ayrılık da sevdaya dahil,
çünkü ayrılanlar hala sevgili.
bu bölüm koparır insanın yüreğinin sol parçasını. sağ odasına yerleşir orada kalır.
attila ilhanın nefis şiiridir.
yeni yeni bu dersi alan öğrenciler için ilahlaşma yolunda olan hocadır. zamanla ezberden ders anlattığı fark edilir fakat yinede idoldür vesselam...
sesin ağzından değil burnundan kaynaklandığını düşününce gereksiz bir eylemdir. burnunun mandallanması daha geçerli bir yöntemdir.
yine aynı heyecanla türk halkının beklediği yarışma.
yerinde bir taleptir. şarkıları değil siyasetin, çıkarların yarıştığı bir yarışmayı izlemek için gerekli bir derstir.
fakat çokça önemli midir? işte o tartışılır.
fakat çokça önemli midir? işte o tartışılır.
insanı kah gülmekten kah sinirden öldüren çevirilerdir.
pazar kahvaltısı vardır,
alış veriş telaşı vardır,
anne dırdırı vardır,
babayla oturulması zorunlu kahvaltı vardır,
yeğen, kuzen gezdirme vardır,
ders çalışma zorunluluğu olduğu halde çöken rehavet vardır,
yarın içi hazırlanması gereken ödev vardır,
kıyafet sıkıntısı vardır,
tatil havasında yaşanması gerekirken yarına hazırlık evresi olduğu için sıkıntılıdır.
en yoğun geçen gün olmasından mütevellit yoğunluk pazar gününün sevilmemesine nedendir.
alış veriş telaşı vardır,
anne dırdırı vardır,
babayla oturulması zorunlu kahvaltı vardır,
yeğen, kuzen gezdirme vardır,
ders çalışma zorunluluğu olduğu halde çöken rehavet vardır,
yarın içi hazırlanması gereken ödev vardır,
kıyafet sıkıntısı vardır,
tatil havasında yaşanması gerekirken yarına hazırlık evresi olduğu için sıkıntılıdır.
en yoğun geçen gün olmasından mütevellit yoğunluk pazar gününün sevilmemesine nedendir.
doğrudur ve cacığın içinde mükemmelleşen ottur.
nurettin rençber'in, en mükemmel şarkısıdır.
mağrur bir uçurum oldu kalbim
sesin döner içimde kurşun gibi
ayrılık ne yaman bir ateşmiş
ne olur dön gel ezo
en bed sesimle bile söylemekten haya etmediğim, dinlenesi, sevilesi, söylenesi şarkıdır.
aynı zamanda bu şarkının atfedildiği ezo kadar sevilmek var tabi...
mağrur bir uçurum oldu kalbim
sesin döner içimde kurşun gibi
ayrılık ne yaman bir ateşmiş
ne olur dön gel ezo
en bed sesimle bile söylemekten haya etmediğim, dinlenesi, sevilesi, söylenesi şarkıdır.
aynı zamanda bu şarkının atfedildiği ezo kadar sevilmek var tabi...
erkeklerin kadınlarına olan saygısını ! gösteren ayrımdır.
bir erkeğe göre eğlenilecek kadın sevgilidir. günlere, gecelerce, aylarca bir anlamlı bakış için erkeğin kendisini paraladığı kadındır. sevgili olunca elde etmişliğin, tatmin duygusunun sımartmasıyla eylenilecek kadına dönüşür.
evlenilecek kadın ise annenin bulduğu ya da mantık çerçevesi içinde makbul olan kadındır.
erkeğin gözündeki ayrım bundan ibarettir.
tüketim kültürünün erkeğe dayattığı kullan at zihniyetinin ufacık bir örneğidir bu.
bir erkeğe göre eğlenilecek kadın sevgilidir. günlere, gecelerce, aylarca bir anlamlı bakış için erkeğin kendisini paraladığı kadındır. sevgili olunca elde etmişliğin, tatmin duygusunun sımartmasıyla eylenilecek kadına dönüşür.
evlenilecek kadın ise annenin bulduğu ya da mantık çerçevesi içinde makbul olan kadındır.
erkeğin gözündeki ayrım bundan ibarettir.
tüketim kültürünün erkeğe dayattığı kullan at zihniyetinin ufacık bir örneğidir bu.
sevgi gibi asil bir duyguyu tatmış ve sevgiliyi en çok kullandığımız o kirli maddi unsura benzeten kişi söylemidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?