rındık

çok sevip az belli eden kadınlardır.

mükemmel olan erkektir yahut iyi bir kadına denk gelmiş erkektir.

ucundaki flüte benzeyen müzik aletine sipsi denen müthiş çalgı. fakat davulun sesi gibi uzak mesafeden dinlenmelidir.

akıl karı bir eylem değildir.
psikolojinizin en savunmasız anında türlü türlü hüzünler getirir önünüze. anıların canlanması, onu hatırlatacak objeler görmek, ortak bir arkadaşın onu sorması, fesleğen koklamak, deniz görmek depreştirir yaraları.
fakat eskiyi düşünmek bir anlamda güçlenme evresidir. her eskiyi hatırlamanız bir şeyler koparır götürür. gitgide azalır sizdekiler.
öldürmez elbet eskiyi düşünmek. sadece karşı tarafı az biraz şımartır. olsun o kadar bir insanın hayatından gelip geçmek kolay değil en nihayetinde.

henüz dinlediğim güzel bir şarkıdır.

takımların en güzelidir beşiktaş. geç takım tutmaya başlamanın verdiği bir pişmanlıkta yok değil hani.

bilmem kaçıncı nesil taraftardır.
neyse ama neden rındık? rındık ne ola ki?
şöyle: o yalnızca o bana rındık derdi öyle severdi. kürtçe yanlış hatırlamıyorsam maharetli, hünerli demekti.
bana bıraktıklarıyla yaşıyorum.

insanı hayattan soğutan acıdır. kötüdür, fenadır.
sen adamı çok sevmişsindir. kimleri kimleri acıtmışsıdır onun uğruna.

...
bu üç noktada binlerce anı vardır şöyle mesela.
''özgürlüğüm. sana böyle seslenirdim.
özgürlüğüm uzaktasın kokunu özledim, bakışlarını özledim, beden sakladıklarını özledim. beni karşında çıplak bırakırken içinde taşıdıklarını özledim. çılgınlıklarımızı özledim, hesapsız,plansız yaşamamızı özledim.
elim yandığında sakaryadan yanık kremi getirmeni özledim, limonlu birayı özledim, sarhoşken kustuğum zaman kovanın içinde yüzen makarnalara bakıp bakıp gülmeyi özledim. karanlık bir gecede taş sektirmeyi özledim.
bunlardan ziyade özgürlüğüm bana rındık demeni özledim.
okur musun bunları bilmem ama sen bilmeden sesiz sedasız seni bunları yazıp aptal aptal ağlamak çok kolay geliyor bana.
mehmet atlıyı sürekli dinliyorum biliyor musun, denge dile min şarkısını çalmayı bile öğrendim. sen gelince çalacaktım sana... olmadı aramızdaki ''o'' duvara yenildin sen önce ardından ben aramızdaki uzaklığa yenildim.
aptal aptal neden buraya bunları yazıyorum bilmiyorum ama sadece dayanamıyorum artık.
off yine çok konuştum ben demi.
mutlu ol sen özgürlüğüm bakma bana, bakma seni görmek istemiyorum dememe ben hep seni istiyorum''

neyse konumuza dönelim. o sırf size öğretti diye binlerce turna kuşu yaparsınız kağıttan o gelsin diye.

ardından o gelmez başka bir ülkede, başka kollarda kalır. velhasıl terkedilmek acıdır ömrünüzde tadmadığınız bir acı...

genellemelerin en popüleridir. annem bana demişti ile bitirilmesi en makbulüdür.

umutsuzluk söylemidir. sevmediklerimdendir.
umutsuzluk yok inceldiği yerden falan kopmasın, onarsın insan incelen yerleri...

''silebilir misin sende kalan dudaklarımın nemini''
mükemmel mükemmel sevmeler bunlar.
yaşar kurt'un en güzel şarkılarındandır.

insanlık tarihinin en aşağılık mevzusudur. insanları birbirine düşüren, kan akıtan bir akımdır.
kendilerini kanıtlama çabasının hayvanlaştırdığı insan birikiminin totemidir.

bende çarşının sosyal sorunluluk anlamında yaptığı eylemler, hassasiyeti bu sevginin başlamasında ilk kıvılcım olmuştur.
sevilmeyi hak eden bir takımdır.
seviyorum çarşıyı, beşiktaşı.

ne din ne din dersi mahiyetinden bir şey kaybetmeyeceği eylemdir. fakat sorgulanması gereken, din dersini veren hocadır.
niteliksiz bir herif kalkıp sana kendi uygulamadığı, hakkı ile yaşayamadığı bir dersi 2 saatlik bir zamanda anlatmaya alışırsa halt etmiş olur efendim.
gel gelelim alkol kullanmaya. din nazarında haram mıdır? evet. haram olan insan maneviyatı ve biyolojisi için zararlı mıdı? bana göre evet.

her insan inançlı ve onun gerekliliğini yapmak zorunda mıdır? hayır. peki inançsız bir insan ötelenmeli midir? zinhar.
işin özü fazlaca laf kalabalığına gerek yok.

içen içer, yaşayan yaşar yargılamaya gerek yok.

umutsuz bir aşk hikayesini notalara döken güzel bir şarkıdır.
nedense çoğunlukla Karadeniz de imkansız aşkların yankısını duyuyoruz. ilginçtir bu sevmeyi iyi bilen insanların kavuşamayan çocukları ilginç.

onun pişman olduğunu görmek.
haksız oluşunu, yargılarının yarattığı yıkımı onaramayacağının farkına varması, bizi hiçliğe mahkum edişinin günahını çekeceğini kabullenmesi en zevkli anlardan daha zevklidir.
sezarın hakkı sezara kardeşim.

bulunduğu sokak dahi kültür kokan kültür merkezidir.

bu yazılanlara bakıp, örgüt propagandası ve başbakana hakaretten 13er yıl hapse mahkum ettirebilecek kudrete sahip kişi zat.
adaletini seveyim akp adaletini seveyim akp organı olmuş yargı organı...

her şey spor için dedirten mevzudur.

google arama motorunu aşağılayan tişörttür.