tarifi olmayan ve içinizde bir sancı olur , bu sancının tek çaresi alkoldür , genellikle yeni rakı tek çaresi olarak bilinir
terkedilmenin acısı
ihanet sosu ile süslendiğinde isotun bile yanında baklava börek kaldığı acıdır.
ne olduğunu anlayamamaktır. bir zamanlar sol kolunda birinin olduğu hatırlamaktır. hatırladıkça sol kolundan nefret etmektir.
nuha selam eyleyinde gelsinde tufan görsün dedirtendir
terketmenin acısıyla eşdeğerdedir belki de.
köpek gibi severken hoşçakal demek her yiğidin harcı mı..
köpek gibi severken hoşçakal demek her yiğidin harcı mı..
tek çaresi zaman diyolar.[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: giden mi sürgün kalan mı )
önce kötü bir şaka gibi gelir, algılanması uzun sürer.
-artık diğer yarınız yoktur, hayatınız boyunca hep bir şeyler eksik kalacaktır
-birlikteyken öylesine dinlenen ayrılık temalı şarkılar birer birer anlam kazanır
-eskiden onun resmine bakmak umutla dolduruken tüm benliğini, bundan sonra sadece ağlatacaktır
-verilen sözler, yaşanan kavgalar, sık sık rüyalarda yer alır
-gözleriniz yaşlı uyanmaya alışırsınız
-şehirler arası otobüs molalarında cep telefonunu açmaya gerek duymazsınız
-aslında ne kadar yalnız olduğunuzu anlarsınız
-ve en kötüsü bir daha onu göremeyecek olmanın tarifsiz acısını kalbinizde ölene kadar hissederseniz, özellikle hala onu seviyorsanız
-artık diğer yarınız yoktur, hayatınız boyunca hep bir şeyler eksik kalacaktır
-birlikteyken öylesine dinlenen ayrılık temalı şarkılar birer birer anlam kazanır
-eskiden onun resmine bakmak umutla dolduruken tüm benliğini, bundan sonra sadece ağlatacaktır
-verilen sözler, yaşanan kavgalar, sık sık rüyalarda yer alır
-gözleriniz yaşlı uyanmaya alışırsınız
-şehirler arası otobüs molalarında cep telefonunu açmaya gerek duymazsınız
-aslında ne kadar yalnız olduğunuzu anlarsınız
-ve en kötüsü bir daha onu göremeyecek olmanın tarifsiz acısını kalbinizde ölene kadar hissederseniz, özellikle hala onu seviyorsanız
alkolik hareketle kovuşturulmaya çalışılacak olan durumdur...
hayatının belli bi bölümünü varla yok arasında geçirmene sebep olan olay.
mide boşluğunuza vurulduğunda hissedilen acı gibidir. mideden başlayıp boğazına kadar garip bir uyuşukluk verir. ne ağlatır ne de güldürür. belli bir süre süründürür.
yaklaşık iki saat süren, sonrasında rahatlama hissene dönüşen acıdır.
insanı hayattan soğutan acıdır. kötüdür, fenadır.
sen adamı çok sevmişsindir. kimleri kimleri acıtmışsıdır onun uğruna.
...
bu üç noktada binlerce anı vardır şöyle mesela.
''özgürlüğüm. sana böyle seslenirdim.
özgürlüğüm uzaktasın kokunu özledim, bakışlarını özledim, beden sakladıklarını özledim. beni karşında çıplak bırakırken içinde taşıdıklarını özledim. çılgınlıklarımızı özledim, hesapsız,plansız yaşamamızı özledim.
elim yandığında sakaryadan yanık kremi getirmeni özledim, limonlu birayı özledim, sarhoşken kustuğum zaman kovanın içinde yüzen makarnalara bakıp bakıp gülmeyi özledim. karanlık bir gecede taş sektirmeyi özledim.
bunlardan ziyade özgürlüğüm bana rındık demeni özledim.
okur musun bunları bilmem ama sen bilmeden sesiz sedasız seni bunları yazıp aptal aptal ağlamak çok kolay geliyor bana.
mehmet atlıyı sürekli dinliyorum biliyor musun, denge dile min şarkısını çalmayı bile öğrendim. sen gelince çalacaktım sana... olmadı aramızdaki ''o'' duvara yenildin sen önce ardından ben aramızdaki uzaklığa yenildim.
aptal aptal neden buraya bunları yazıyorum bilmiyorum ama sadece dayanamıyorum artık.
off yine çok konuştum ben demi.
mutlu ol sen özgürlüğüm bakma bana, bakma seni görmek istemiyorum dememe ben hep seni istiyorum''
neyse konumuza dönelim. o sırf size öğretti diye binlerce turna kuşu yaparsınız kağıttan o gelsin diye.
ardından o gelmez başka bir ülkede, başka kollarda kalır. velhasıl terkedilmek acıdır ömrünüzde tadmadığınız bir acı...
sen adamı çok sevmişsindir. kimleri kimleri acıtmışsıdır onun uğruna.
...
bu üç noktada binlerce anı vardır şöyle mesela.
''özgürlüğüm. sana böyle seslenirdim.
özgürlüğüm uzaktasın kokunu özledim, bakışlarını özledim, beden sakladıklarını özledim. beni karşında çıplak bırakırken içinde taşıdıklarını özledim. çılgınlıklarımızı özledim, hesapsız,plansız yaşamamızı özledim.
elim yandığında sakaryadan yanık kremi getirmeni özledim, limonlu birayı özledim, sarhoşken kustuğum zaman kovanın içinde yüzen makarnalara bakıp bakıp gülmeyi özledim. karanlık bir gecede taş sektirmeyi özledim.
bunlardan ziyade özgürlüğüm bana rındık demeni özledim.
okur musun bunları bilmem ama sen bilmeden sesiz sedasız seni bunları yazıp aptal aptal ağlamak çok kolay geliyor bana.
mehmet atlıyı sürekli dinliyorum biliyor musun, denge dile min şarkısını çalmayı bile öğrendim. sen gelince çalacaktım sana... olmadı aramızdaki ''o'' duvara yenildin sen önce ardından ben aramızdaki uzaklığa yenildim.
aptal aptal neden buraya bunları yazıyorum bilmiyorum ama sadece dayanamıyorum artık.
off yine çok konuştum ben demi.
mutlu ol sen özgürlüğüm bakma bana, bakma seni görmek istemiyorum dememe ben hep seni istiyorum''
neyse konumuza dönelim. o sırf size öğretti diye binlerce turna kuşu yaparsınız kağıttan o gelsin diye.
ardından o gelmez başka bir ülkede, başka kollarda kalır. velhasıl terkedilmek acıdır ömrünüzde tadmadığınız bir acı...
kimi insanın hiç umursamadığı, kimi insanınsa uzun süre içinden çıkamadığı ve bunalıma sürüklendiği durum
arkadaş ortamı ve komedi filmleriyle tedavisi mümkündür
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?