peter pan

ilerde çok şey olabilecek çocuktur. iyi şeyler.

çünkü koşmayan, oynamayan, düşmeyen, yaralanmayan çocuktan bi bok olmaz.

memleketimin kezbanlarının hem kendilerini hem de memleketim garibanlarını kapattıkları mapushane.

(bkz: şut çeken futbolcuya şansını denedi diyen spiker )

komik ötesi ve ciddiye alınmaması gereken önermedir. zira konunun bağlı olduğu yasanın öngördüğü gibi sahaya yansımış ya da yansımamış şike yoktur. şike vardır sadece. şike var ya da yoktur. o kadar.

tonla gerizekalı çıkıp şimdi bunu kriminal suçlarla mukayese ediyorlar ya, ben onların hukuk bilgisine zıçim. gitsinler biraz hukuk okusunlar.

şike uzun ve bağlantılı bir süreçtir. ve ahlak, etikle doğru orantılı bir suçtur. amaca giden yolda bir çok aşamadan geçer bu suç. ve herhangi birine takılıp tökezleyebilir. bu senin şikeyi yapmadığın anlamına gelmez. kanunda geçtiği gibi.

mantık saçma geliyor belki. ama üzgünüm bu böyle. etik ve ahlak kavramların sporun direkt doğasında olduğu için senin amacın başarıya ulaşsın ulaşmasın sen bir şikecisindir!

olağanüstü bişey.. öyle böyle değil..

tatlının muhteşemliğini bir kenara bırakayım da, yahu bu peynir ne güzel bir şeydir. allah'ım ne güzel yaratmış her şeyin içinde her yer süpppperr oluyor harikulade bişey resmen..

peynir bi mucize olabilir mi lan[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

an itibariyle ibrahim seten'in twitter'da yazdığı;

---------------alıntı---------------
"Havuzdan çıkacak kulübün cezası çok sarih: "Lisansı iptal edilir.." Yani faaliyetleri askıya alınır.. Eee o zaman.."
---------------alıntı---------------

twitiyle sadece körü körüne biat etmiş köpeklerden değil, aynı zamanda şerefsiz yalancı o.ç. körü körüne biat etmiş köpeklerden oluşan kulüp olduğunu anladığım kulüp.

şimdi oldu.

son yaptıkları basın açıklamasının sonu aynen şu şekildedir;

---------------alıntı---------------
Unutulmamalıdır ki her soruna hazırlıklı bir Fenerbahçe Yönetim Kurulu Olarak, daima Başkanımız Aziz Yıldırım’ın yanındayız.

Bu ve bundan sonraki tüm kararlarında...

FENERBAHçE SPOR KULüBü YöNETiM KURULU
---------------alıntı---------------

böyle de haysiyetsizce ve körü körüne biat etmiş köpeklerden oluşan bir kulüptür.

ne acı.

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=30062

edit: link

havuzdan çıkarlarsa kendi maçlarını hiç bir yerde yayınlayamayacak olan şikeci spor kulübü. ama sanırım daha bunun tam olarak farkında değiller.

ha bi de goduklarımın kime atar yaptıkları belli değil ha.. federasyon 1 puanlarını bile silmemiş resmen götlerini yalıyor, yayıncı kuruluş işi ört pas etmek için 1 yıldır elinden geleni ardına koymamış, anadolu kulüpleri gelir azalmasın diye neredeyse "kara murat benim" diye ortalığa fırlayacak hale gelmiş, ama tüm bunlar Allah'ın adaletini sekteye uğratamamış, lobileri kulisleri iğrenç emekleri devletin mahkemesinde çürümüş, hiç bir halta yaramamış hala da salaklar kime saldıracağını şaşırmış çirkef çingeneler gibi yayın ihalesinden falan çıkıcaz diyorlar..

hayır arkadaşım bunca zamandır senin yaptığın dağ gibi suçu ört pas etmek, seni masum göstermek için elinden geleni yapan kendini bu uğurda rezil kepaze eden tff ve yayıncı kuruluş ile ne alıp veremediğin var? onlar da küme mi düşürsün istiyordun ha? şimdi olduğundan çok mu daha iyi durumda olacaktın? evet de de tüküreyim sıfatına yalancı pezevenk

çıkarsan çık. bi kere değil fb tv, hiç bir yerde yayınlayamazsın onu bi geç.

lig tv çok üye kaybeder bu kesin. ama dış saha maçları da azımsanamaz bir sayı. sen 34 maç yapacaksın yani evinde 17. ister havuzdan çık ister çıkma goduğum. yayıncı kuruluş da iyi bir strateji izlerse bu işten az bir hasarla kurtulabilir. ama yok azize çıkıp da "lig tv izleyen bizden değildir" falan derse işte o zaman kulüpler başlar tutuşmaya..

küçükken dayak yemiş olabilir ya da olmayabilir beni ilgilendirmez.

böylesini her gördüğümde gidip onu biraz dövüp sonra da "şimdi nasıl hissediyorsun" diye sormak hissediyorum. hem de çok. öyle ki bi gün yaparsam, ertesi gün "ben ne yaptım yahu" demeyeceğim sanırım.

5 yaşındaki çocuğun da gururu ve onuru olduğunu bilmeyecek kadar aşşağılık bir ülkeyiz. üzgünüm.

çok zor durumda olan erkektir.

bazı an içinden kıza öykünür, bu kadar kısa giyecek ne vardı diye ama çaktıramaz. sürekli apaçilerden rahatsız olur bunları savuşturmak için yer yer kızı sahiplenici tavırlar takınır, yer yer anlamsız atarlı bakışlar atar etrafa ama çok da atamaz zira yanında böyle bir kız varken bizim apaçiler 2-3 kişi adama dalmak için yer ararlar zaten. etraftaki bütün apaçilerin kıza bakıp ne hülyalara daldığını çok iyi bilir ve bundan maximal düzeyde tiksinti duyar. yine aynı apaçilerin kendisine bakıp "vay amk şanslı piç, kaç parası vardır bu puştun da böyle kızla gezio, bi hareket yapsa da ağzını burnunu kırsak" gibi gözlerinden gayet net okunan düşüncelerini görmezden gelmek zorundadır. öbür taraftaran bu kız[ybkz]swh[/ybkz] olduk olmadık bi frikik verir de bana, gözüm dalar yakalanırsam ya da maazallah benim dalga kalkarsa falan ne bok yerim korkusu duyar ara ara. ola ki yolda tanıdık arkadaş markadaş görürse mecburen durup iki laf ederken, karşı tarafın çaktırmadan müstehzi gülüşlerine maruz kalır ve bu gülüşü atan arkadaşın o hemen arkasını döndükten sonra "mesut abi bu gece desibel rekoru kırdıracak eheh kıhkıhkıh" minvalinde iğrenç bir muhabbet döndüreceğinden emindir ve kaderine isyan etmekten başka bir şey elinden gelmez.

ve hepsinden daha kötüsü bütün bunları yanında gezdirdiği mini etekli kıza asla ve asla çaktırmamalıdır.

çünkü ola ki bu makus hatayı yapıp çaktırırsa, gariptir ama bu işin üstadı olmalarına rağmen henüz yalnızca çinlilerin keşfedemediği o muazzam işkenceye, beyin sikişine maruz kalıcaktır ve bu yukarda saydıklarım adeta bir okşama, hafif esen bir bahar meltemi ayarında kalacaktır:

"ne yani ben obje miyim" "kaçıncı yüzyılda yaşıyorsun mesut sen" "off mesut amma dar kafalıymışsın sen de be"

veeeeee en kritik olanı da, ki lafın buraya kaymaması imkansız derecede zordur:

"sen bana hafif kız mı diyosuuuueeeaaaaannnn" "mini etek giydim diye nee olmuş yaniii"

-----------------

yani adam çok ama çok zor durumdadır. yardımcı olalım fakire. el uzatalım.

zırt pırt servis atamamak gibi bir ahmaklık yapıyorsan sonunun kaçınılmaz olduğunu gösteren maç olmuştur. zerre üzülmüyorum. futbolda 10 dakkada bir kendi 2. bölgende top kaybetmekten ne farkı var. hakettik.

türkçenin kullanımı itibariyle telaffuz feci şekilde zor hale geldiğinden, sonradan konulan mecburi bir kuraldır. yani bakılmıştır ki bunu çevirmenin yolu yok, o zaman kurallaştıralım bari..

türkçe, canımız ciğerimiz sahip çıkmamız gereken en önemli değerdir. ama bokum gibi bir dildir. dünyada sayılı en boktan dillerden biridir. sonuna kadar sahip çıkarım ama gerçek diye de bir şey var.

onu bunu bilmem de bu olimpiyatlara giden kadroda bulunan güzel kız sayısının bir daha yakalanmasının mümkün olmadığını düşündüğüm takım.

walla beton gibiler taş gibiler. doğru düzgün kural hatası oldu mu rakibin pasörleri yer değiştiriyor mu falan diye bile bakamıyorum.

önceki yıl alınan netice şampiyonluk değilse, sebebi ne olursa olsun bir teknik adamın, hele ki bir beşiktaşlı teknik adamın asla sarf etmemesi gereken talihsiz beyanat.

zira adama derler ki: "geçen seneki kadar ya da biraz daha iyi olmak isteseydik, geçen yıl ki teknik direktörü kovmazdık. o da en kötü geçen yıl ki gibi ya da kazandığı tecrübe oturttuğu takımla biraz daha iyisini yapardı. sen ne işe yararsın yaprağım. ne anlamı kaldı senin gelmenin o zaman?"

ayrıca bu tip açıklamalar taraftardan çok futbolcunun hedeflerini çizer. adam kasmaz. motive olmaz. takıma ve kendine olan inancını kaybeder.

sonra da en kötü geçen yıl ki gibi oluruz. bu arma her zaman şampiyonluğa oynar lafını da yöresel fıkra diye anlatırız amk.

ideal kadındır. niye mi? cevaplarını madde madde yazarım da hem çok kasar hem de bizim kazuletler sağlam depresyona girebilir. gerek yok.

ha "zevkler renkler tartışılmaz" "her satıcının alıcısı vardır" "herkesin zevki başkadır" gibi laflara gireceksek, yok paşam o öyle değil. o bizim milletin "nefes alsın yeter"ciliğinden. abazanlığından.

ama bu da sizin hakkınız yani kadınlar. yüzyıllardır erkekleri böyle abazan yetiştirip terbiye etmişsiniz dağılımı denk bir hale getirip dengeyi sağlamak için. başarmışsınız da. haliyle zevkler renkler edebiyatıyla kendiniz dahil herkesi yiyebilirsiniz. hakkınızdır.

yoksa minyon kadınlar isteseydi esameniz okunmazdı.. ama en azından bu konuda, kezbanlık konusunda bir konsensus oluşturup erkekleri abazanlığın karanlık dehlizlerine sürükleyip sonra da tek tek dilediğinizi çekip almanız büyük bir azim ve başarı öyküsüdür. bravo kezbanlar

(bkz: en buyuk besiktas)[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

dünyanın en iyi yönetmenleri sıralamasında kaçıncı olur bilmem ama dünyanın en kötü yönetmenleri sıralamasında ilk 10'da yeri garantidir.

büyük prodüksiyonlar, büyük paralarla uğraşır. sinema tarihinde vurduğu kendine has bir imza ne yazık ki bırakamamıştır henüz.

en iyi filmi tartışmasız Terminator 2: Judgment Day 'dir.

(bkz: james cameron)
(bkz: sözlükteki yalan yanlış sinema bilgilerini düzeltmekten bezmek)

fenerbahçe kulübünü -ekonomik sebeplerden dolayı- kimsenin küme düşürmeyi götünün yemeyeceğini iyice anladığı için, bugünkü konuşmasında açık açık ve aynen

"kulüpler ve kişiler ayrılamaz eğer şike yaptıysam benimle beraber kulübü de cezalandırın"

diyip kulübü kalkan olarak kullanmanın son noktasına ulaşan, arsız, yüzsüz, onursuz, haysiyetsizn mide bulantısı insanımsı. neden mi?

çünkü onuru olmayan insan insan değildir.

bu adamla aynı ülkenin vatandaşı olduğum için utanıyorum.

her gün keyifle sokaklarında yürüdüğüm, arkadaşlarımla anılar paylaştığım, her şeyiyle beşiktaş kokan güzide semtimiz.

lâkin son zamanlarda anlayamadığım bir apaçi popülasyonu görülmeye başlanmış durumda.

kadıköy'ü de çok seven ve çok zaman geçiren biri olarak, ordaki apaçi sayısının da azaldığını farketmemle, apaçilerin beşiktaş'a göç etmiş olabilecekleri gibi bir ihtimal belirdi kafamda..

tiz gitsinler yerlerine dilerim. oraya daha çok yakışıyorlar.