peter pan

yapanın ellerine sağlık çok sevdim ben

seni "sen" olduğun için sevendir

yaşlılık ya da sigara belirtisidir.

şimdilerde yayınlanan suskunlar dizisinin "esinlendiği" şaheser.

esinlenmekten kasıt şudur: "eeeöööö şimdi kardeş biz bunu olduğu gibi uyarlasak, 1 beceremeyiz, 2 dünyanın eleştirisini çekeriz 3 ve en önemlisi tutmaz... bize böle silah olacak, yaw tamam sleepers'da da var ama bizde hep silah olcak, yoksa maazallah yapılan araştırmalar sonucu televizyon karşısındaki şahsiyetin 17 saniye içinde ilgisini çekecek bir attraksiyon yapamazsan kanalı değiştirir ki eyvah! eyvah ki ne eyvah! o yüzden biz en iyisi bundan esinlendik diyelim, hem entel güruhu kısmen tatmin edip izleyici buluruz, hem istediğimiz gibi dayarız döşeriz kavgayı silahı bağırtıyı haykırtıyı... malum her 3 dakkada bir atar yapman, her 9 dakkada bir tehdit etmen, her 15 dakkada bir birini ağlatman, her 25 dakkada bir kan dökmen gerekiyor ki dizi tutsun.. ehheeehheeöhööh"

hepinize afiyet olsun türk izleyicisi... sora cnbc-e dizilerini görürsünüz de ağzınızı yerden toplayamazsınız. kaldı ki onların pek çoğu da amerikada gösterilmiyor, haa ola ki bu bilgiyi de bir gün bi yerden duyarsan, "acaba orda ne gösteriliyor" diye düşünüp bir araştırmaya kalkarsan, o zaman gerçekten seyir zevki uyandıran bişilere tanık olabilirsin televizyonda

çok basit bir durum analiziyle hayatı kararacak denli depresyona sokulabilecek kız. ama korkmayın yapmicam[ybkz]swh[/ybkz]

detaylı analizdeyse intihar tehlikesi yaşayabilir ki o analizi benden daha iyi yapacak sosyologlar ve psikologlar varken bana düşmez.

etik dışı iğrenç rezil şey. dünyanın bir çok ülkesinde suç unsuru kabul edilmektedir ayrıca

2010 yapımı kanada'nın oscar adayı müthiş filmdir.

şu sıralarda istanbul devlet tiyatrosundan "yanık" ismiyle oyunu oynanmaktadır. sınıf arkadaşım canım kardeşim de oyunda görev almaktadır.

benim 2011-2012 sezonunda şimdiye kadar izlediğim en iyi oyundur. ısrarla tavsiye ederim. emel göksu keleş ve veda yurtseven ipek harika bir performans sergiliyorlar ayrıca.

o kıza yardım eden yaratığın ısrarla bunlardan yeme demesine rağmen kızın gidip de meyvelerden yemesinin ikna edicilik düzeyi filmin en büyük eksisidir. zira kızımız bundan önce o yaratığın her sözünü dinlemiş ve riayet etmiştir. ayrıca o sahneye kadar bir çok tehlikeyle karşılaşan kızımız zekidir de.

eksilerine rağmen güzel bir filmdir vesselam. vasat bir filmografiye sahip yönetmeni için de çıkış noktası kabul edilir ancak ispanyol sineması için sıradan bir filmdir.

ilk 15 dakikasında milli takımımızın pasif bir görüntü sergilediği karşılaşma. yine de mehmet topal'ın kalitesini ve bu takım için ne kadar gerekli olduğunu göstermeye yetmiştir.

erkek halinle kızlar tuvaletine dalıp, dalgınlığı devam ettirerek etraftaki kızlara rağmen tuvalette pisuvar aramak..

ben yaptım walla, az kaldı kızlara niye pisuvar yok diye bile soracaktım ki dilimin ucuna gelmesiyle mallığımı fark etmem bir oldu[ybkz]swh[/ybkz]

zekeriya alp[ybkz]swh[/ybkz] hamlesiyle umut vermiştir

(bkz: seattle için iftar vakti)[ybkz]swh[/ybkz]

tatlı güzel sıcak bişiydir. yeni hediye ettim bundan bi tane[ybkz]swh[/ybkz]

yeni mhk başkanı. demirören'in başkanlık koltuğuna oturduktan sonra yaptığı ilk olumlu hamle gibi görünüyor. umut verici. ama bekleyelim görelim yine de.

sürgün ülkeden başkentler başkentine

senin kalbinden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
sana geldim
ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim
affa layık olmasam da
uzatma dünya sürgünümü benim

güneşi bahardan koparıp
aşkın bu en onulmazından koparıp
bir tuz bulutu gibi
savuran yüreğime ah
uzatma dünya sürgünümü benim
nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
ayaklarımdan belli
lambalar eğri
aynalar akrep meleği
zaman çarpılmış atın son hayali
ev miras değil mirasın hayaleti ey gönlümün doğurduğu
büyüttüğü emzirdiği
kuş tüyünden
ve kuş sütünden
geceler ve gündüzlerde
insanlığa anıt gibi yükselttiği
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim

bütün şiirlerde söylediğim sensin
suna dedimse sen
leyla dedimse sensin
seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
salome'nin belkis'in
boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
ey gönüllerin en yumusağı en derini
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim

yıllar geçti sapan olumsuz iz bıraktı toprakta
yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
çatı katlarında bodrum katlarında
gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
hep kanlıca'da emirgan'da
kandilli'nin kurşuni şafaklarında
seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da

ey çağdaş kudüs (meryem)
ey sırrını gönlünde taşıyan mısır (züleyha)
ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim

dağların yıkılışını gördüm bir venüs bardağında
köle gibi satıldım pazarlar pazarında
günesin sarardığını gördüm konstantin duvarında
senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
verilmemiş hesapların korkusuyla
sana geldim
ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim
affa layık olmasam da
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim

ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
yoktan da vardan da ötede bir var vardır
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardir
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adli bir çınar vardır
sevgili
en sevgili
ey sevgili

bu akşam slovakya maçından kendisinden gol beklediğimiz, umudumuz, yeteneğimiz, kartalımız

saçma olduğu kadar materyalist bir önermedir. insanlar birbirlerinden yalnızca fiziksel[ybkz]swh[/ybkz] değil, manevi ve düşünsel olarak da etkilenir ve alışveriş yaparlar.

"insanım" diyen için bunların her biri eşit olmalıdır. kendi insaniyet piramidini oluşturduğunun farkındaysa tabii.

materyalist bakan için söylüyorum: kaldı ki insan hayatta bir çok insandan etkilenir[ybkz]swh[/ybkz] ama ömrünü yalnızca bir tanesiyle geçirir.

1933 diyarbakır ergani doğumlu türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. behçet necatigil kendisinden "karakoç, günümüz şiirinde, islami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştıran; mistisizmden, çarpıcı, benzetme ve imgelerle, denenmemiş sentezlere ulaşan, bağımsız sayfalar açtı." diye bahsetmiştir. müthiş şiirlerin sahibidir:

bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura
tüyüme horozdan çok itimat edeceğim
itimat edeceğim şu belalı yağmura
ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
asılmış bir adamın iki eli yağmura
bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

10-0 bahreyn üstünlüğüyle biten 2014 dünya kupası asya elemeleri 3.tur grup e maçıdır. naaaptın sen bahreyn. yuh diyorum, çüş diyorum, ohaaa diyorum. be arkadaş rakip zayıf belli, hiç mi durmazsın, hiç mi vicdanın insafın yok. kınıyorum seni bahreyn

şu hale bak, 10-0 yendiği için kınadığım takım bahreyn. bahreyn lan. hakatten herşey olabilirmiş hayatta

(bkz: dinin imanın yok mu bahreyn)

not: bu entry forzaquila'nın bilgilendirmesiyle düzeltilmiştir.

eski evimin karşısındaki okul