medya için büyük, tüm taraftarlar için "aldım verdim ben seni yendim" adımı kadar küçük karşılanan festival
kan değişiminin işe yaradığını gördüğümüz milli takım. fatih terim'in bu konuda farklı bir otoritesi ve motivasyon gücü var.
#299533
bir binanın çatısından insanlığı düştü kafanıza. güneş paneli attığını doğrularsak aklanırız telaşındasınız aksine aklanamazsınız. o çocuk neden oradaydı? bu sorunun yanıtını kendinize verin ve orada ne yaparken neyi düşünürken ne için ölüme meydan okurken öldü?
benim için öldükten sonra hiçbir önemi yoktur ölen kişinin yaşarken savunduğu benden farklı fikirleri. benimle aynı ekmeği yedi o çocuk meydanlara çıkarak şehrini sizin zihniyetinizden arındırmak istedi tıpkı benim gibi.
neden oradaydı o çocuk soruyorum ?
bir binanın çatısından insanlığı düştü kafanıza. güneş paneli attığını doğrularsak aklanırız telaşındasınız aksine aklanamazsınız. o çocuk neden oradaydı? bu sorunun yanıtını kendinize verin ve orada ne yaparken neyi düşünürken ne için ölüme meydan okurken öldü?
benim için öldükten sonra hiçbir önemi yoktur ölen kişinin yaşarken savunduğu benden farklı fikirleri. benimle aynı ekmeği yedi o çocuk meydanlara çıkarak şehrini sizin zihniyetinizden arındırmak istedi tıpkı benim gibi.
neden oradaydı o çocuk soruyorum ?
--spoiler--
CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, gencin, yakın mesafeden gaz kapsülüyle vurularak hayatını kaybettiğini belirtirken, polis, bir binanın çatısından Atakan’ın güneş enerjisi panelini atmak isterken düştüğü iddiasında bulundu
--spoiler--
iki lafından biri başbakan olan trabzonspor başkanı.
ayrıca geleceğin futbol federasyonu başkanı.
ayrıca geleceğin futbol federasyonu başkanı.
sabah sabah gözlerimi dolduran çocuk. iki üç günde bir gözlerim doluyor hakkında bir şeyler okuduğumda. aç gözlerini bi sımsıkı sarılayım yanına gelip istiyorum. yaşşa be çocuk.
ülke geneline yayılar direnişti bitti. yeniden başlaması için kıvılcıma ihtiyaç vardı ankara bu kıvılcımı yaktı ancak istanbul ayağı oldukça sessiz kaldı. o duyarlı halk kendisini hepten sokağa atmasın diye sanırım örgütlerin sahip çıkması bekleniyor. ben net takvimi kaçırdığım için gidemiyorum ayrıca eylül ekim aylarım malum sebeplerimden dolayı zaten hep çok yoğun olmuştur. kendi vicdanımı bu bahaneyle ölenleri düşündükçe rahatlatamıyorum, gidenlerin direnişi son günlerinde makaraya almasına çok kızanlardanım ve devamlılığında bu yüzden sağlanamadığını düşünüyorum. sike sike kendi yaşadıklarımdan örnek veriyorum. hafta içi bir gün iznim oluyordu ve direniş boyunca her izinli olduğum gün gece saat 11 gibi gezi parkına çıkıp sabah 4 e kadar yerleri temizleyip kahve, çay ve yiyecek içecek dağıtıyordum. son günlerde turizm bölgesi gibi kullanıldığına şahit oldum hataydı. siyasi grupların gelmesine izin verilmesi çok daha büyük bir hataydı. aynı zamanda bdp ve benzeri toplulukların meydanda boy göstermelerine izin verilmesi hataların en büyüğüydü. kendi direnişimize kendimiz sahip çıkmadık o yüzden aslında böyle oldu. hükümet kafamıza vurdukça vurdu yılmadık sonra bir şey oldu kendiliğimizden sustuk. neden oldu, nasıl oldu hiç anlamadım.
bugün devlet büyüklerimiz alkol yasağını uygulamaya koydu, baş örtülü vatandaşlarımızın üstünden daha fazla siyaset yapmaya başladı, üniversite öğrencileri birer düşman, saçı açık olan annem vahşi bir vatan haini ilan edilme noktasına geldi. halk bölündü herkes birbirine onlar demeye başladı. sanırım şu an işin büyük kısmı, bizim gibi herhangi bir yöne çok fazla kaymadan, insan gibi vatanında rahatça yaşamak isteyenlere kalıyor. derdimizi tasamızı daha net anlatmamız gereken bir döneme girdik. bu viraj alındı arkadaşlar neden direndiğinizi düşünün ve sakin sakin kin kusmadan sağınıza solunuza anlatın. anlatın ki ölenler gibi sessiz kaldık demeyelim yarın. onların anılarını yaşatın, kim olduklarını herkese anlatın. ölenlerinde hepsi aleviydi diyenle de kavga etmeyin, siz dış mihrakların oyununa geliyorsunuz diye yaftala-yanlara da kin kusmayın.
bana sorarsanız bir ülkenin bakanı halkın bir kısmına haklı veya haksız yere götünüze kına yakın diyorsa bırak sokağa çıkmayı eve girmemeliyiz ancak olmuyor farkındayım. sonumuz hayrola.
bugün devlet büyüklerimiz alkol yasağını uygulamaya koydu, baş örtülü vatandaşlarımızın üstünden daha fazla siyaset yapmaya başladı, üniversite öğrencileri birer düşman, saçı açık olan annem vahşi bir vatan haini ilan edilme noktasına geldi. halk bölündü herkes birbirine onlar demeye başladı. sanırım şu an işin büyük kısmı, bizim gibi herhangi bir yöne çok fazla kaymadan, insan gibi vatanında rahatça yaşamak isteyenlere kalıyor. derdimizi tasamızı daha net anlatmamız gereken bir döneme girdik. bu viraj alındı arkadaşlar neden direndiğinizi düşünün ve sakin sakin kin kusmadan sağınıza solunuza anlatın. anlatın ki ölenler gibi sessiz kaldık demeyelim yarın. onların anılarını yaşatın, kim olduklarını herkese anlatın. ölenlerinde hepsi aleviydi diyenle de kavga etmeyin, siz dış mihrakların oyununa geliyorsunuz diye yaftala-yanlara da kin kusmayın.
bana sorarsanız bir ülkenin bakanı halkın bir kısmına haklı veya haksız yere götünüze kına yakın diyorsa bırak sokağa çıkmayı eve girmemeliyiz ancak olmuyor farkındayım. sonumuz hayrola.
kendileri 2020 yaz olimpiyatlarının istanbul'a gelmesi için yoğun çaba gösterdi. Çabalarına da oldukça yaklaşmalarına rağmen ne yazık ki bu güzel organizasyonu ülkemize getiremedi. ben olimpiyatların ülkemize gelmesini isteyenlerdendim maliyet vs. detaylarına takılmadan ak parti yapıyor diye bu güzel organizasyona tanıklık etme fırsatını kaçırmayı istemiyordum, olmadı. şimdi bakıyorum ben geziye çıktım diye vatan haini ilan ediyorum hatta ülkemin bakanı kıçıma kına yakmamı istiyor. halkla olan iletişime bakar mısınız ülkenin spor bakanı bana olmasa dahi olimpiyatları istemeyenlere küfür ediyor. ağlayacağım sinirimden biz bunu hak edecek ne yaptık? olimpiyatlar ülkemize gelseydi o temiz yüzlü bakanımız nasıl koyduk ama mı diyecekti? demeyecekti ee işi yarıştığın ülkelerle değil kendi halkınla yarışmaya sürüklersen olacaklardan kaçamazsın sayın bakanım. nasıl devlet adabınız var sizin anlamakta güçlük çekiyorum.
bugün itibariyle uygulanmaya başlanacak olan yasak. neye yasak getirildi kısmını özetlersek kadıköy belediyesinin 4 ay önceden başlatığı akşam saat 10 dan sonra alkol satışı yasak uygulaması tüm türkiye ye yayıldı. alkol şişe / kutularının üzerine ağzınıza sıçar cehennemde yakar veya benzeri uyarılar gelecek.
sonucu karaborsa olarak bitecek. arkadaşlar biz zamanında bir şey demiştik öyle kolay kolay bizi bu konuda yıldıramazlar asla ve asla alkolik hareket engellenemez.
sonucu karaborsa olarak bitecek. arkadaşlar biz zamanında bir şey demiştik öyle kolay kolay bizi bu konuda yıldıramazlar asla ve asla alkolik hareket engellenemez.
kimilerine göre pkk nın şehir yapılanması, kimilerine göre tüm pkk örgütünün üst çatısı olarak nitelendirilen oluşum.
ak parti hükümetinin, kürt sorunu başlığı altında pkk ile yaptığı müzakerelerden sonuç alamayacaklarını düşündükleri için geri çekilmeyi durdurduklarını açıklamışlar. bütün yayın organları flaş ve son dakika haber olarak an itibariyle geçiyor.
--haber--
KK elebaşlarından Cemil Bayık geçtiğimiz hafta gazetecilere yaptığı açıklamada "1 Eylül’e kadar Türk hükümetine süre vermiştik. Şimdiye kadar bir şey görmedik. Bu şu anlama geliyor: sorunu çözmek istemiyor, ezmeyi esas alıyor. Savaşmak istiyor. Buna karşı kendimizi savunacağız. Gerillayı durduruyoruz. Eğer operasyon yaptıklarını görürsek, bu operasyonlara karşı meşru savunma yapacağız. Savaşı daha da şiddetlendirmek isterlerse, Güney’e (Kuzey Irak) gelen grupları yeniden göndereceğiz” demiş bu açıklama tartışmalara neden olmuştu.
--haber--
ak parti hükümetinin, kürt sorunu başlığı altında pkk ile yaptığı müzakerelerden sonuç alamayacaklarını düşündükleri için geri çekilmeyi durdurduklarını açıklamışlar. bütün yayın organları flaş ve son dakika haber olarak an itibariyle geçiyor.
--haber--
KK elebaşlarından Cemil Bayık geçtiğimiz hafta gazetecilere yaptığı açıklamada "1 Eylül’e kadar Türk hükümetine süre vermiştik. Şimdiye kadar bir şey görmedik. Bu şu anlama geliyor: sorunu çözmek istemiyor, ezmeyi esas alıyor. Savaşmak istiyor. Buna karşı kendimizi savunacağız. Gerillayı durduruyoruz. Eğer operasyon yaptıklarını görürsek, bu operasyonlara karşı meşru savunma yapacağız. Savaşı daha da şiddetlendirmek isterlerse, Güney’e (Kuzey Irak) gelen grupları yeniden göndereceğiz” demiş bu açıklama tartışmalara neden olmuştu.
--haber--
mütemadiyen alkol alan bir insan olarak kaçındığım eylem. çnkü btün yzğının ne andştmaya öllçtıkğını anlmktnza zorlnmblrsinz. gözleriniz çok yorgun değil ve vücut uyuşmaya başlamadıysa belki ne antmya çlştığınzı braz dha net anyablirlr
olsa olsa o güzelim askeri kıyafetin içinde tüm tombiş sevimliliğiyle verdiği asker selamıdır. fazla heyecanlanmaya gerek yok takıma dönelim arkadaşlar.
edit : askerden mi gelip eksiledin naptın ?
edit : askerden mi gelip eksiledin naptın ?
kartal sözlüğü hekleyerek kendisine yönetici kadrosunda görev yazdığı ve aslında moderasyon ekibinin iç yüzünü ve içten içe beslediği fenerbahçe aşklarını şifreleri kırdığı için görüp site yöneticilerini tehdit ederek görevde kalmayı başarabilen sarı çiyan.
çiyaaansınn seeeen çiyaaaaaan
çiyaaansınn seeeen çiyaaaaaan
adamın kazandığı saygıya bakıp ayak serçe parmağını masaya vursa masaya dalacak en az 300 sözlük yazarı olduğunu düşünmeye başladım.
yazar, yazmaz ayrımının en güzel yazarı.
yazar, yazmaz ayrımının en güzel yazarı.
Gel de, Gitme..
Sahte bir tebessümle yüzüme güldü
bakıp bakıp öldürmek istiyordu
sahi yarım saat sonra gideceğini bildiğimi sanki bilmiyor gibiydi
onun bu duruşu aklıma unuttuğum en güzel şarkıların gelmesine sebep oluyordu
ya belki de gitmeyecekti
kim bilir 5 dakika sonra dudaklarımı öpmek için bana uzanmayacağını?
işten çıkmış ve yine o en güzel beyaz gömleğini giyinmişti
iki düğmesi açık gömleğinin, aklım gibi
keşke gelmeden önce iki üç duble bir şeyler içseydim belki ben eğilirdim yüzüne
dudağından olmasa da yanağına kuru bir ıslaklık bırakırdım
yapacak bir şey yok
rüyamda iki el arkamdan gelip gözlerimi kapatıyordu
saçlarım bembeyaz, açıklamasını ve hesabını senelere zaten vermişliğin rengine bürünmüş
sigaram elimde ama azaltmışım doktor kontrolünde
ilk tanıştığımız yerin duvar yazılarını kapatmışlar
gençler yine içeride birbirlerine sorgusuz aşıklar
onları izliyordum, ne güzel nereden çıktı bu eller
uğraş vermek istemiyorum çünkü rüyamda dahi olsa öyle ellerini kolay kolay gözlerime sürmezsin biliyorum
iyi de kimse tanımaz ki beni burada gerçi senden sonra kimse herkes seni tanıyamıyoruz diyor ama anlamıyorum, yahu beni ben, o gitti diye beni de mi unuttunuz diyemiyorum
meğersem bir yanımmışsın ve beni seninle sevdiğim için onlarda seni elim ayağım bir organım sanmış
şu elleri de çekse her kimse gözümden keyfim kaçıyor hepten zira!
tam gözümü açacak, tam kim olduğunu göreceğim derken
oğlum uyan yüzünü hemen yıka omlet yaptım sana dedi annem
gözlerimi sımsıkı yumdum uyanmamak için belki görürüm kim gözlerimi kapattı diye, göremedim.. ya sensen?
Hala uzanıp öpmedin bu arada beni onu da görmedim sanma
sanma gideceğini bilmediğimi
sanma öyle güzel güzel seni bir kez olsun öpmediğim için canıma kıymak istemediğimi
sanma sen gidiyorum demeden “gitme olur mu?” dememek için bir canımın kaldığını
diyemedim
neden susuyorsun? Öldük mü yahu? Tanrı ömrümden alsın ömrüne katsın susma..
kahve içer misin dedim, hayır dedin. E seversin sen kahve iç diyorum inatla hayır diyorsun
ben biliyorum sevgilim o hayır başka hayır, ne dersen de hayır diyeceğim itirazı o
bir şiir filan okusam tuvalete gidip sana hissettirmeden ağlasam bi rahatlayacağım ama kalmaya gücüm yok.
+ olmuyor, dayanamıyorum artık. seninle ilgili bir sorun değil bu, gitmem gerek. Belki bir gün yeniden başlarız, üzülme çok, üzülmeni istemiyorum çünkü. Şimdi kalkmam lazım sabahtan beri anlatıyorum zaten bir şey de demiyorsun, acelem var. Lütfen dikkat et kendine, çok içme..
dedi.
demeseydi sanki ölürdü
öldü.
sonra oracıkta kaldım
sen de kalsaydın az daha, ömrün bitti sanki
gözlerimi rüyamda kapatan sen miydin? Onu deseydin bari.
hesabı ödeme
ben öderim
gitme dedim biraz seslice, arkanda kalan kokuna, kokun gitmesin bari, arada gel sarıl ben uyurken, özgürlüğüme çekeyim, içime içime çekeyim kokunu. Burnum kanayana kadar beklerim. Burnum kanarsa bırakırım özlemeyi. Hadi gel geri, burnumu kırmak istemiyorum.
Sahte bir tebessümle yüzüme güldü
bakıp bakıp öldürmek istiyordu
sahi yarım saat sonra gideceğini bildiğimi sanki bilmiyor gibiydi
onun bu duruşu aklıma unuttuğum en güzel şarkıların gelmesine sebep oluyordu
ya belki de gitmeyecekti
kim bilir 5 dakika sonra dudaklarımı öpmek için bana uzanmayacağını?
işten çıkmış ve yine o en güzel beyaz gömleğini giyinmişti
iki düğmesi açık gömleğinin, aklım gibi
keşke gelmeden önce iki üç duble bir şeyler içseydim belki ben eğilirdim yüzüne
dudağından olmasa da yanağına kuru bir ıslaklık bırakırdım
yapacak bir şey yok
rüyamda iki el arkamdan gelip gözlerimi kapatıyordu
saçlarım bembeyaz, açıklamasını ve hesabını senelere zaten vermişliğin rengine bürünmüş
sigaram elimde ama azaltmışım doktor kontrolünde
ilk tanıştığımız yerin duvar yazılarını kapatmışlar
gençler yine içeride birbirlerine sorgusuz aşıklar
onları izliyordum, ne güzel nereden çıktı bu eller
uğraş vermek istemiyorum çünkü rüyamda dahi olsa öyle ellerini kolay kolay gözlerime sürmezsin biliyorum
iyi de kimse tanımaz ki beni burada gerçi senden sonra kimse herkes seni tanıyamıyoruz diyor ama anlamıyorum, yahu beni ben, o gitti diye beni de mi unuttunuz diyemiyorum
meğersem bir yanımmışsın ve beni seninle sevdiğim için onlarda seni elim ayağım bir organım sanmış
şu elleri de çekse her kimse gözümden keyfim kaçıyor hepten zira!
tam gözümü açacak, tam kim olduğunu göreceğim derken
oğlum uyan yüzünü hemen yıka omlet yaptım sana dedi annem
gözlerimi sımsıkı yumdum uyanmamak için belki görürüm kim gözlerimi kapattı diye, göremedim.. ya sensen?
Hala uzanıp öpmedin bu arada beni onu da görmedim sanma
sanma gideceğini bilmediğimi
sanma öyle güzel güzel seni bir kez olsun öpmediğim için canıma kıymak istemediğimi
sanma sen gidiyorum demeden “gitme olur mu?” dememek için bir canımın kaldığını
diyemedim
neden susuyorsun? Öldük mü yahu? Tanrı ömrümden alsın ömrüne katsın susma..
kahve içer misin dedim, hayır dedin. E seversin sen kahve iç diyorum inatla hayır diyorsun
ben biliyorum sevgilim o hayır başka hayır, ne dersen de hayır diyeceğim itirazı o
bir şiir filan okusam tuvalete gidip sana hissettirmeden ağlasam bi rahatlayacağım ama kalmaya gücüm yok.
+ olmuyor, dayanamıyorum artık. seninle ilgili bir sorun değil bu, gitmem gerek. Belki bir gün yeniden başlarız, üzülme çok, üzülmeni istemiyorum çünkü. Şimdi kalkmam lazım sabahtan beri anlatıyorum zaten bir şey de demiyorsun, acelem var. Lütfen dikkat et kendine, çok içme..
dedi.
demeseydi sanki ölürdü
öldü.
sonra oracıkta kaldım
sen de kalsaydın az daha, ömrün bitti sanki
gözlerimi rüyamda kapatan sen miydin? Onu deseydin bari.
hesabı ödeme
ben öderim
gitme dedim biraz seslice, arkanda kalan kokuna, kokun gitmesin bari, arada gel sarıl ben uyurken, özgürlüğüme çekeyim, içime içime çekeyim kokunu. Burnum kanayana kadar beklerim. Burnum kanarsa bırakırım özlemeyi. Hadi gel geri, burnumu kırmak istemiyorum.
son zamanların popüler eylemi olan "diren x, diren y "olaylarının en haklı direnişlerinden birini gerçekleştiriyor odtü lü öğrenciler. mevzu ağaç değil bu kez gerçekten bir zihniyet. normalde odtü nün kendisini farklılaştırmasından pek haz etmezdim, ancak bu olaya dibine kadar destek vermek gerektiğini düşünüyorum. bir kaç gündür odtü karalama kampanyalarının meyvesini de yiyemediler, şimdi haklı bir direnişin kıvılcımları parlamaya başladı. umarım herkesin gezi parkı gibi gözü, kulağı ve en önemlisi yüreği açık olur.
oğlu yağmur atsız tarafından eleştirilen türkçü.
başlık başa kalmış. ama dursun şöyle. fikrimiz madem beyan ettik üslubunca.
zaman olgusundan yola çıkarak bakılması gereken kişisel sorun. diktatör müydü? diktatör mü? soruları aslında net yanıta ulaşmamızı sağlıyor. şöyle düşünelim olgunlaşmamış hatta sınırlarına dair en ufak bir belirti dahi olmayan bir ideolojinin üzerine inatla giden mustafa kemal savaştan gün yüzü görmemiş bir hayat yaşamış. savaşlar bitmiş iç çekişmeler ve türlü entrikalarla uğraşmış bir lider olarak zaman zaman bir insan olduğunu unutmazsak ciddi hatalar yapmış olmasını kabul edebiliriz. hiç yoktan bugünün şartlarına kadar ülkeyi, mustafa kemal kökenli fikirleri zorlamalarla dahi olsa kullanan devlet büyüklerimiz iyi kötü demokrasinin ne demek olduğunu az çok halka anlatmış ve yaşatmaya çalışmışlardır. şimdi bir fikir düşünün en nefret eden bile sike sike kullanıyor. bir de bugüne gelip baktığımızda tayyip erdoğan'ın direkt bir diktatör olduğunu söyleyemesekte bu yönde eğilimleri olduğunu çok net dile getirebiliriz. güç odaklı bir insan karakterinin sağlıklı düşünmesini beklemek zaten imkansızdır. evine sarhoş gelip her gün kızım ya orospu olursa diyerek kızını döven baba gibi bir karakter ortaya sermektedir.
uzatmayacağım bu ülkenin bugünlere gelmesine çok büyük emekleri olan mustafa kemal ve hataları, diğer tarafta bugün gözümüzün içine baka baka bizi döven devlet baba koltuğunun sahibi var. ikisi de diktatör değil ancak birisine görüşünüz ne olursa olsun bugün müdahale edebilir ya da dur diyebilirsiniz. onun dışında horoz mu yumurtadan yumurta mı tavuktan tavuk mu migrostan yenir, çıkar çok önemli değil.
ayrıca günümüzde yaşanılan olayların iç yüzünü anlamayan / anlayamayan ya da anlamak istemeyen bir kişinin sadece okul kitapları ve bir kaç "abi" fikriyle atatürk'ü eleştirmesi acı verici bir durum. vicdan yahu.
zaman olgusundan yola çıkarak bakılması gereken kişisel sorun. diktatör müydü? diktatör mü? soruları aslında net yanıta ulaşmamızı sağlıyor. şöyle düşünelim olgunlaşmamış hatta sınırlarına dair en ufak bir belirti dahi olmayan bir ideolojinin üzerine inatla giden mustafa kemal savaştan gün yüzü görmemiş bir hayat yaşamış. savaşlar bitmiş iç çekişmeler ve türlü entrikalarla uğraşmış bir lider olarak zaman zaman bir insan olduğunu unutmazsak ciddi hatalar yapmış olmasını kabul edebiliriz. hiç yoktan bugünün şartlarına kadar ülkeyi, mustafa kemal kökenli fikirleri zorlamalarla dahi olsa kullanan devlet büyüklerimiz iyi kötü demokrasinin ne demek olduğunu az çok halka anlatmış ve yaşatmaya çalışmışlardır. şimdi bir fikir düşünün en nefret eden bile sike sike kullanıyor. bir de bugüne gelip baktığımızda tayyip erdoğan'ın direkt bir diktatör olduğunu söyleyemesekte bu yönde eğilimleri olduğunu çok net dile getirebiliriz. güç odaklı bir insan karakterinin sağlıklı düşünmesini beklemek zaten imkansızdır. evine sarhoş gelip her gün kızım ya orospu olursa diyerek kızını döven baba gibi bir karakter ortaya sermektedir.
uzatmayacağım bu ülkenin bugünlere gelmesine çok büyük emekleri olan mustafa kemal ve hataları, diğer tarafta bugün gözümüzün içine baka baka bizi döven devlet baba koltuğunun sahibi var. ikisi de diktatör değil ancak birisine görüşünüz ne olursa olsun bugün müdahale edebilir ya da dur diyebilirsiniz. onun dışında horoz mu yumurtadan yumurta mı tavuktan tavuk mu migrostan yenir, çıkar çok önemli değil.
ayrıca günümüzde yaşanılan olayların iç yüzünü anlamayan / anlayamayan ya da anlamak istemeyen bir kişinin sadece okul kitapları ve bir kaç "abi" fikriyle atatürk'ü eleştirmesi acı verici bir durum. vicdan yahu.
hiçbir şeye benzemeyen rakı. rekabet etmek istiyorsa öncelikli olarak anason kokusunu buram buram vermek yerine tadında bırakmayı bilecek. eski içiciler için bir şey fark etmiyor ancak yeni başlayanlar için rakı içilemez hale geliyor.
oyunbozan tekirdağ dan bildirdi.
oyunbozan tekirdağ dan bildirdi.
eğitimsiz insanların, türkiye de yaşanan işsizlik ve düşük ücret sonrası kolaylıkla silahlı veya silahsız sertifikasına sahip olabildiği sektör. çalışanları, insan haklarını bir kenara bırakın bir insana nasıl davranmasını dahi bilmiyordur.
eğitim eksikliği ön planda olduğu için memnuniyetsizliğimiz üst seviyede.
eğitim eksikliği ön planda olduğu için memnuniyetsizliğimiz üst seviyede.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?