nickbulmakdanezorişmiş

genellikle erkeklerin kullandığı tabir.
kullanıldığı yerlerin başında önsevişme gelir ki daha bir etkileyici olsun,iş yatağa gidebilsin...

(bkz: ottomantwo)

çevrimiçi olduğunda sevindiğim yazar.
öyle ki sadece o online olunca yazdıklarım beğeniliyor.ya kötü yazıyorum -öyleyse gerçekten söyleyin alınmam- ya da gerçekten bir sorun var sözlüğümüzde.

necip fazıl ile nazım hikmet ramazan ayında bir arabayla gezmektelermiş.tabi necip fazıl oruçlu,nazım hikmet oruç tutmuyor.bir ormanın yanında geçiyorlarmış o sıra nazım hikmet dalga geçmek için zapzayıf bir ceylanı göstermiş ve ''necip şu ceylana bak oruçtan kurumuş kalmış,neredeyse ölecek.''demiş.tabi necip fazıl hemen cevabı yapıştırmış.''Nazım biliyor musun?hayvanlar oruç tutmaz.''

ergen erkeklerin yapmayı çok sevdiği eylemlerden.ergen olan kız ise ''kaldıra bilir misin ki?'' diyerek gaza getirip istekli olduğunu belirtir.ergen çocuk ise kaslarından konu açarak yapabileceğini belirtir.
ergen çocuk görev için nefesini tutar ve dalar.yine bir cinsel istekle hedefi şaşırmayayım görüntüsü vererek bacaklara dokunur ve ergen kızı omzuna alır.ensesine kadın cinsel organı değdiğini hisseden erkek bunun etkisiyle,cinsel organının bir erkek tenine değmesiyle ise ergen kız orgazm olur.çocuk kızın bacaklarından tutar,okşar.en sonunda kızı suya bırakır.ergen çocuk tekrar yapmak isteğinde kızdan şöyle bir cevap duyulabilir: başım ağrıyor hedecaan...[ybkz]swh[/ybkz]

şoför'ün bir sucu olmayan eylem.
hain falan ayıp oluyor ama.adam beklemiştir bakmıştır inen yok kapatmıştır kapıyı.
ne yapsın yani?

1982 doğumlu,soyadı hathaway olan, güzel bir bayan.oyuncudur kendisi
angelina jolie ye benziyor sanki.

http://tinyurl.com/ye7l9vp

(bkz: hayvan gibi abartmak)

televizyon izlemeyi sevmeyen benin odamdan çıktığım zaman ev ahalisinin ağladığını gördüğüm ve her salı özetini izlediğim dizi.çok güzel ama ağlayamıyorum,boğazımda birşeyler düğümleniyor gelmiyor gerisi.utanıyor muyum,etkilenmiyor muyum bilemiyorum.ağlamak istiyorum gerçekten.belki de o ümitle izliyorum özetlerini.

şubat başı ise okul ve dersanenin tatil olacağını bilip katılmak istediğimdir.
hayatımda daha hamama gitmiş olmamamdan çok pis olduğumu düşündüğümden,biraz da utandığımdır.

amblemine daha yeni anlam yüklediğim banka.birşeyler karalamışlar zannederdim.
demek ki neymiiş?
bakmak değil,önemli olan görmekmiş.

beklenenler hep vazgeçildikten sonra gelir.

iranlı şair şirazi'nin söylediği sözdür.
ardından mevlana: ''aşka uçmazsan kanat neye yarar?'' gibi bir cevap vermiştir.
mevlana'ya cevabı ise yunus emre şöyle vermiştir:
''aşka uçtuktan sonra kanadı kim ne yapar?''

meybuz 250 lira

konuya daha bir dikkat çekmek,meraklandırmak isteyen kişidir.
önemsiz bir olayı aşırı önemli hale getirebilirde...

dersane ve okuldaki okuldaki sınavlarım yüzünden katılamadığım zirve.
yalancı durumuna düşmek istemem gerçekten dersane sınavına denk geldi.tahmin ettiğime göre sabah olup zirveye katılabilecektim.ama olmadı.dikkat edersiniz 1-2 haftadır entry de giremiyorum.
bunalımdayım sözlük[ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: manda diye anana demiştir o. siktir git tipini siktiğimin chucky'si. )

fenerbahçe galibiyetiyle çok büyütülen takım.altı üstü feneri yendi abartmanın ne lüzumu var yahu!

yararlı olarak bilinsede sanıldığı gibi yararlı değilmiş.akşam,gece, çalışmak daha iyi,daha akılda kalıcıymış.nereden duyduğumu bilmiyorum ama öyle.

berk bayındırın güzel yazısı.şöyledir:

En değerli misafirim,

Bugün bıraktığın anılarınla boğuşuyorum odamda..
Sen düzenlemişsin her tarafı.
Her taraf sen kokuyor,sen var gibisin aslında...
ya da ben senin hayalinle süsledim her tarafı...

Son nefesleri vereceğimiz güne kadar kalamadın.
Oysa tahminimce otuz sene kalmıştı benim son nefesime.

Bir yaşam vaad ettim ben sana,bu evin içinde.
Kabul etmiştin.
Meğer sen hep bu izbe evin penceresinden bakıyormuşsun.

Ben seni elimden geldiğince ağarlamaya çalıştım.
Yapamamışım.
Bazen bu evi talan etmişiz o saçma sapan kavgalarla.
Hala kırık dünlerin etkisi var bütün yarınlarda...
Sen bu evin karanlığı ile başedemedin sevgilim.
Bense o karanlığın en ücra köşesinde yaşıyorum şimdi.

Bavulunu toplamış misafirin ayaklarına kapanmak değer mi?

Kapıları kilitlemeli mi bir yere kaçmasın diye sevgili?

Bu evi yıkma sevgilim!
Ben burada yaşıyorum.
Ben buradayım hep.
Hep seni bekliyorum kapılar pencereler açık,duvarlar yıkık.
ama yine ışık yok sen olmadıkça,hala karanlık...

Dışarısı çok korkunç sevgilim gitme.
Gitme,seni izlemek zor başka evlerin içinde.
Başka düzenlerle,Başka aşklarda,Başka sevgilerde,Başka dudaklarda...
Sen başkalaştıkça...

Seni kimse almadı benden,ama alacaklı gözler var etrafta.
Senin kalbin yabancılaştı şimdi insanlara.
Ama biliyorum tanıdık birisi çıkacak o insanlar arasında.
Seni benden kimse almadı,ama beni benden sen aldın be sevgilim.
işine yaramam bırak beni.
Bırak kırılmış kalbimi,Bırak umutlarımı,Bırak gülücüklerimi,Bırak yalan tebessümlerimi...
Beni yalnız bırak bu evde ama sende ol içinde.

Ben bu aşk sorumluluğunu üstlenemedim.
Her şeyden çok sevmek yeterli olmuyormuş demek.
Bilemedim.
Gitmeni kabullenmeyi bilemedim.
Hayatımın tadını kaçırdın,o yüzden tadını çıkarmayı bilemedim.
Bu evi kendim yıkmayı bilemedim.
"Başka evlerde senin mutluluğun" dediler taşınmayı bilemedim.
En mutsuz olduğum anlarda sen olmadıkça Ağlamayı bilemedim.
En gülünç esprilere kahkahalar atarken içten Gülmeyi bilemedim.

şimdi Tek bildiğim dışarıya baktığın pencerelerden seni izlemek.
Ya gel bu eve yeniden,ya da git bu mahalleden...
Penceremdeki manzaram olma.
Gözümdeki yaşlar olarak karış yağmurlara...

Terket bedenimi,ben terketmeden.
Benim yarınım ol , umudum değil!
Gelirsen de hiç gitme.
Benimle paylaş bu evi ve ev arkadaşım ol,

Misafirim değil...