"inzaghi'nin kardeşi" olması dışında pek de bir özelliği olmayan, 1976 doğumlu emekli italyan futbolcu. bir de hepimiz onu hasbelkader beşiktaş'a attığı gol sonrası turkcell reklam panosunu tekmelemesiyle hatırlarız muhtemelen.
(bkz: 13 mart 2003 ss lazio beşiktaş maçı)
defans üçlüsünde klasik 11'imizin aksine ali eren beşerler'in yer aldığı ve adamı olan simone inzaghi'yi kaçırarak gole sebebiyet verdiği maç olmuştur.
belki de mircea lucescu'nun, beşiktaş'ın 100. yılında takımın başındayken yaptığı tek hataya sahne olan maçtır.
https://youtu.be/YEN3nQiEwjE
uefa kupası çeyrek final turu... roberto mancini'nin ss lazio'su ile eşleşmişiz. ilk maç italya'da 1-0 lazio üstünlüğüyle sonuçlanmış.
(bkz: 13 mart 2003 ss lazio beşiktaş maçı)
istanbul'da sahaya bir çıkıyoruz ki, orta 5'linin solunda izlemeye alıştığımız deli ibo defans 3'lüsünde. sergen, ahmet ve ilhan var ilerde. takım haldır haldır saldıracak belli ki. e tabi o kadar hurra saldırırsan olacağı, arkada boşluk vermektir. nitekim herifler ilk 10 dakikada 2 gol sallayıp 80 dakika öylesine sahada "bulundular". biz de tarihimizde ilk kez uefa'da yarı final görecekken heveslendiğimizle kaldık.
https://youtu.be/YEN3nQiEwjE
uefa kupası çeyrek final turu... roberto mancini'nin ss lazio'su ile eşleşmişiz. ilk maç italya'da 1-0 lazio üstünlüğüyle sonuçlanmış.
(bkz: 13 mart 2003 ss lazio beşiktaş maçı)
istanbul'da sahaya bir çıkıyoruz ki, orta 5'linin solunda izlemeye alıştığımız deli ibo defans 3'lüsünde. sergen, ahmet ve ilhan var ilerde. takım haldır haldır saldıracak belli ki. e tabi o kadar hurra saldırırsan olacağı, arkada boşluk vermektir. nitekim herifler ilk 10 dakikada 2 gol sallayıp 80 dakika öylesine sahada "bulundular". biz de tarihimizde ilk kez uefa'da yarı final görecekken heveslendiğimizle kaldık.
tutması genellikle pek mümkün olmayan taktik. yaşı yeten tüm beşiktaşlılar bunun en güzel örneğini hatırlarlar;
(bkz: 20 mart 2003 beşiktaş ss lazio maçı)
(bkz: 20 mart 2003 beşiktaş ss lazio maçı)
eskilerin deyimiyle sağ iç oynardı bu gürcü keltoş. çok yer gezdi, gördü ama 3 sene oynadığı newcastle united fc'de mücadeleci oyunu ve savaşçı kimliğiyle gönüllere taht kurdu, "georgian geordie"[ybkz]swh[/ybkz] lakabıyla hatırlandı hep. e tabi manchester united fc'ye gol atınca ayrı bir sevildi. bak bu fotoğraf man utd'ye attığı gol sonrası çekilmiş:
http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2013/06/01/article-0-001160F600000258-387_634x381.jpg
newcastle'daki ilk sezonu falandı galiba. bir bolton wanderers maçı hatırlıyorum. son dakikada attı golü ve kayış kopardı resmen. bu isyan dolu gol sevinci hala hatırlanır mesela.
https://youtu.be/SQaZQMzOIt8
kariyerinin sonlarında ise henüz futbolcuyken anorthosis famagusta'nın teknik direktörü oldu. bu ikili unvan altında 2005-2006 sezonunun başında şampiyonlar ligi ön elemesinde trabzonspor'u çarptı.
severiz kendisini, özlemle anarız.
http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2013/06/01/article-0-001160F600000258-387_634x381.jpg
newcastle'daki ilk sezonu falandı galiba. bir bolton wanderers maçı hatırlıyorum. son dakikada attı golü ve kayış kopardı resmen. bu isyan dolu gol sevinci hala hatırlanır mesela.
https://youtu.be/SQaZQMzOIt8
kariyerinin sonlarında ise henüz futbolcuyken anorthosis famagusta'nın teknik direktörü oldu. bu ikili unvan altında 2005-2006 sezonunun başında şampiyonlar ligi ön elemesinde trabzonspor'u çarptı.
severiz kendisini, özlemle anarız.
nam-ı diğer nikos dabizas. bir newcastle united fc efsanesi olan yunan stoper.
http://www.sporting-heroes.net/content/thumbnails/00140/13878-zoom.jpg
evet, dennis bergkamp'ın o efsane golünde, o efsane çalımı yiyen ta kendisidir.
http://www.thetimes.co.uk/tto/multimedia/archive/00243/99915996_bergkamp_243719c.jpg
hayır, 34 numaralı formasının konstantinapolis ile bir alakası yoktur.
http://www.sporting-heroes.net/content/thumbnails/00140/13878-zoom.jpg
evet, dennis bergkamp'ın o efsane golünde, o efsane çalımı yiyen ta kendisidir.
http://www.thetimes.co.uk/tto/multimedia/archive/00243/99915996_bergkamp_243719c.jpg
hayır, 34 numaralı formasının konstantinapolis ile bir alakası yoktur.
bildiğimiz patent.
gerçeklerin gizlenemeyeceğini anlatan atasözü.
(bkz: güneş balçıkla sıvanmaz)
kardeş payı'ndaki düşüş ile birlikte tam yeniden bir hikaye içinde kendimizi bulabilmişken, yayından kaldırılan dizi. yayından kaldırıldı diyorum. çünkü yani haziran'a kadar kim öle kim kala. ayrıca yaz dizisi olarak yayınlanması bile çok acı yani.
james hunt ile giriştiği sıkı rekabet filmlere bile konu olmuş avusturyalı emekli f1 pilotu.
kariyeri gayet iyi gidiyordu. 1974'te ferrari ile iyi bir kontrat yapmış, ertesi sene şampiyonluk kupasını havaya kaldırmıştı. 1976 senesine gelindiğinde hunt ile arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyordu. nürburgring'de koşulacak yarış öncesi, lauda diğer pilotlara boykot çağrısı yaptı. çünkü lauda, nürburgring'in uzun düzlükleri ve sonrasında gelen keskin virajları ile ilgili güvenlik düzenlemelerinin yeterli olmadığını düşünüyor, pole pozisyonunda olmasına rağmen yarışın boykot edilmesi gerektiğini savunuyordu. buna istinaden pilotlar arasında kısa bir oturum ve devamında oylama yapıldı. sonuçta, ezeli rakibi james hunt'ın da gazlamalarıyla pilotların büyük çoğunluğu yarışın yapılması yönünde oy kullandı ve o vahim kaza, tam da lauda'nın öngördüğü şekilde gerçekleşti;
https://youtu.be/bQ8kknM7niM
lauda, hayati tehlikeyi atlattıktan sonra bile peş peşe bir yığın ameliyata girdi. görüntüsü kalıcı bir şekilde değişmişti artık ama sorun değildi. aslına bakarsanız zaten normalde de -kendi ifadesiyle- "güzellik abidesi" olmadığından tipi, hiçbir zaman kendisi için sorun olmamıştı.
http://i.telegraph.co.uk/multimedia/archive/02652/lauda_2652111b.jpg
asıl derdi, bir an önce geri dönmekti. bu nedenle sınırlarını zorladı ve karşılığını da aldı. ertesi sene 1977'de f1 şampiyonluk kupası, yine onun ellerinde yükseliyordu.
kariyeri gayet iyi gidiyordu. 1974'te ferrari ile iyi bir kontrat yapmış, ertesi sene şampiyonluk kupasını havaya kaldırmıştı. 1976 senesine gelindiğinde hunt ile arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyordu. nürburgring'de koşulacak yarış öncesi, lauda diğer pilotlara boykot çağrısı yaptı. çünkü lauda, nürburgring'in uzun düzlükleri ve sonrasında gelen keskin virajları ile ilgili güvenlik düzenlemelerinin yeterli olmadığını düşünüyor, pole pozisyonunda olmasına rağmen yarışın boykot edilmesi gerektiğini savunuyordu. buna istinaden pilotlar arasında kısa bir oturum ve devamında oylama yapıldı. sonuçta, ezeli rakibi james hunt'ın da gazlamalarıyla pilotların büyük çoğunluğu yarışın yapılması yönünde oy kullandı ve o vahim kaza, tam da lauda'nın öngördüğü şekilde gerçekleşti;
https://youtu.be/bQ8kknM7niM
lauda, hayati tehlikeyi atlattıktan sonra bile peş peşe bir yığın ameliyata girdi. görüntüsü kalıcı bir şekilde değişmişti artık ama sorun değildi. aslına bakarsanız zaten normalde de -kendi ifadesiyle- "güzellik abidesi" olmadığından tipi, hiçbir zaman kendisi için sorun olmamıştı.
http://i.telegraph.co.uk/multimedia/archive/02652/lauda_2652111b.jpg
asıl derdi, bir an önce geri dönmekti. bu nedenle sınırlarını zorladı ve karşılığını da aldı. ertesi sene 1977'de f1 şampiyonluk kupası, yine onun ellerinde yükseliyordu.
formula 1 pilotları genellikle, herkesçe kabul gören normallerden uzak insanlardır. james hunt da tam olarak böyle bir karakter. adam hep zevk ü sefaya yetecek kadar kazanmanın peşinde olmuş sadece. bir şeyleri ciddiye almayı hep reddetmiş. onu göklerden yere indiren ise, niki lauda ile giriştiği rekabet olmuş. gerçi onunla da sıkça dalga geçmiş. zira; görünüşü, konuşması, çalışma şekli ve ciddiyeti ile niki lauda'nın hep tam tersi olmuş. birinin ak dediğine diğerinin kara demesi, artık herkesin alıştığı bir konu haline gelmişken 1976'da o vahim olay yaşandı.
#396175
hunt, yıllarca o toplantıda pilotları etkilemiş olmasının vicdan azabını yaşadı ve 1993 yılında henüz 45 yaşında kalp krizinden öldüğünde bile kendini bu konuda tam olarak affetmemişti.
#396175
hunt, yıllarca o toplantıda pilotları etkilemiş olmasının vicdan azabını yaşadı ve 1993 yılında henüz 45 yaşında kalp krizinden öldüğünde bile kendini bu konuda tam olarak affetmemişti.
prodüktörlüğünü özkan uğur'un yaptığı bir ah canım ahmet albümü. diskografisi şu şekil;
01. ah canım vah canım (3:39)
02. hasret (5:45)
03. anılar (3:09)
04. sen ve ben (3:49)
05. başımın taci (4:35)
06. rüya gibi dünya (4:25)
07. imparator zaman (3:24)
08. gel diyorum (4:53)
09. sonsuz çile (4:47)
10. mehtab altında (4:03)
bana göre türk pop müzik tarihinin en iyi 5 albümünden biridir bu albüm.
01. ah canım vah canım (3:39)
02. hasret (5:45)
03. anılar (3:09)
04. sen ve ben (3:49)
05. başımın taci (4:35)
06. rüya gibi dünya (4:25)
07. imparator zaman (3:24)
08. gel diyorum (4:53)
09. sonsuz çile (4:47)
10. mehtab altında (4:03)
bana göre türk pop müzik tarihinin en iyi 5 albümünden biridir bu albüm.
90'lara damgasını vurmuş popçulardan biri. (vurgula: ahmet akkaya) dersen kimse bilmez ama bugün bile "ah canım ahmet" dersen akıllara hemen almancı aksanı, komik dans figürleri ve siyah şapkasıyla o genç çocuk gelir.
insanlar -biraz da haklı olarak- komik klipleri ve şarkı sözleri nedeniyle kendisini çok sallamasa da bana göre oldukça yetenekli bir müzisyendi ahmet. çıkış yaptığı albüm olan hasreti mesela muhakkak dinleyin. şahsen ben yıllar sonra tesadüf eseri bir dinledim, "ulan bu adam nasıl olur da şu an piyasada olmaz" diye düşündüm. biraz araştırdım ki, kendisi biraz gamsız bir arkadaş imiş.
insanlar -biraz da haklı olarak- komik klipleri ve şarkı sözleri nedeniyle kendisini çok sallamasa da bana göre oldukça yetenekli bir müzisyendi ahmet. çıkış yaptığı albüm olan hasreti mesela muhakkak dinleyin. şahsen ben yıllar sonra tesadüf eseri bir dinledim, "ulan bu adam nasıl olur da şu an piyasada olmaz" diye düşündüm. biraz araştırdım ki, kendisi biraz gamsız bir arkadaş imiş.
mustafa sandal'ın, açık ara en iyi albümü olan gölgede aynı'nın lokomotif parçalarından.
(bkz: gidenlerden)
"kime göre, neye göre?" diye sorarak kilitlenebilecek anket başlık.[ybkz]swh[/ybkz] hani esasında herkesin katkısı muazzam ama sözlükte iyisiyle kötüsüyle bir dönemi geride bırakıp yeni bir sayfa açarken ilk aklıma gelenleri de yazmazsam olmaz;
(bkz: ederson)
(bkz: skender)
(bkz: laissez faire laissez passer)[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: kadıköy panteri)
(bkz: ederson)
(bkz: skender)
(bkz: laissez faire laissez passer)[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: kadıköy panteri)
(bkz: özlenen yazarlar)
(bkz: anonymous)
(bkz: pomfrit)
esasında sözlüğe üye olan birçok insanın genel eğilimi budur. başta yardır yardır yardırırsın. sonra muhtelif sebeplerle eskisi kadar yazmaz olursun. en son bir bakmışsın, uğramaz olmuşsun sözlüğe. valla yalan yok, ilk girdiğim zaman bende de buna benzer bir seyir izlemişti ama üstün iradem, insanüstü çabam ve benzersiz adanmışlığım sayesinde tutunmayı başardım. manyağım diye hayata küsmedim, azmettim.[ybkz]swh[/ybkz]
edit: metalmilitia, sirti donuk orta saha ve chubuzun da geldi aklıma sonradan. hakikaten ne çok adam varmış ya.
(bkz: anonymous)
(bkz: pomfrit)
esasında sözlüğe üye olan birçok insanın genel eğilimi budur. başta yardır yardır yardırırsın. sonra muhtelif sebeplerle eskisi kadar yazmaz olursun. en son bir bakmışsın, uğramaz olmuşsun sözlüğe. valla yalan yok, ilk girdiğim zaman bende de buna benzer bir seyir izlemişti ama üstün iradem, insanüstü çabam ve benzersiz adanmışlığım sayesinde tutunmayı başardım. manyağım diye hayata küsmedim, azmettim.[ybkz]swh[/ybkz]
edit: metalmilitia, sirti donuk orta saha ve chubuzun da geldi aklıma sonradan. hakikaten ne çok adam varmış ya.
'61 anayasasına yapılan '73 değişikliğiyle hayatımıza girmiş, kuruluş gayesi kabaca "devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren" suçlara bakmak olan özel yetkili mahkemelerdir. 2004 yılında kaldırılmıştır. zaten yerin dibine batsındır.
cesur bir avukattır. arkadaşlarıyla birlikte meclis kürsüsünde kürtçe yemin etmiş[ybkz]swh[/ybkz], devlet güvenlik mahkemesi'nde yargılanmış ve 15 yıl hapis cezasına çarptırılarak türk demokrasi(!)sinin bedel ödeyenlerinden biri olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?