confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123705

why this kolaveri di

newcastle
çok fena bağımlılık yapan şarkı.

hintli iki herif oturmuş, ingilizce kelimelerin hintçe telaffuzlarıyla nasıl saçmalasak diye düşünmüş, ortaya böyle lezzetli birşey çıkmış ve 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenmiş; etnik müzik seven biri olarak ben bayıldım açıkçası.

http://tinyurl.com/7nvk2zb

iskenderun

newcastle
doğudan geldiyseniz paris e eşdeğer, batıdan geldiyseniz cehennemden hallice memleket. ha eğer orada doğduysanız her zaman şikayetleneceğiniz ama asla onsuz olamayacağınız bir memleketiniz var demektir.

bir kere mükemmel bir mozaik olduğunu söylemek lazım. yani ezan sesine çan sesi karışır, en sağcısı bile bunun rahatsızlığını duyumsamaz, çünkü komşusu hristiyandır, süryanidir. empoze edilenin aksine bunun bir ayıp, kusur ya da bölücü bir unsur olmadığını; aksine oranın kültürel zenginliği olduğunu iliklerinize kadar hissedersiniz. oranın insanı için gayet normal birşeydir, kimse lafını bile etmez.

öyle ki; hristiyan türklerle tanıştığım yerdir. daha da güzeli, hristiyan araplarla tanıştığım, arap aleviliğini tanıdığım, az da olsa arapça öğrendiğim yerdir. en sıkı dostluklarımın temelini attığım, lise hayatımdır.

ilk kez gidecekseniz mutfak konusunda ufkunuzun genişlemesine hazır olun derim, zira neredeyse antep kadar zengin bir yerel mutfağa sahiptir. biberli ekmek, oruk, tuzda tavuk, hummus, künefe gibi lezzetlerin çıkış noktası olduğu gibi, kendine has döneri ve kebabından muhakkak yemeniz gerekir.

gidin görün bence, çok güzel yerdir.

edit: mutfak kısmı daha ziyade tümüyle hatay'ı anlatmaktadır.

100. yıl nostaljik forması

newcastle
benim için farklı anlamları ve hikayesi olan bir formadır.

o dönem iskenderun'da beşiktaş forması bulabileceğim bir yer yoktu ve henüz e-alışveriş yeterince güvenli değildi. ya adana'ya gittiğimde forma arayacaktım ya da iskenderun'da spor malzemeleri satan ve ara ara normal fiyatın biraz üstüne beşiktaş formaları getiren o mağazayı abluka altına alacaktım. ikinci seçeneğin peşinden iskenderun'daki o mağazaya gittim. bağcıklı oradaydı ama şu an hatırlamadığım astronomik bir fiyat çektiler.[ybkz]swh[/ybkz] formanın orijinalliğini kontrol ettim, şöyle bir kokladım başım döndü.

forma her an satılabilirdi ve ben ya başka bir yol bulacaktım forma için ya da direk ay başını bekleyip bir ay aç gezecektim. biraz düşündüm ve yasal yollardan okuldaki renkli arkadaşlarımı söğüşlemeye karar verdim.

basket takımından bir arkadaşımı gaza getirdim önce. kendisinin üçlükleri baya iyiydi. "attığın her basket başına benden 10 tl alacaksın, kaçırdığın her basket için bana 5 tl ödeyeceksin." dedim, kabul etti. eli çokça titredi ve 10 atışın sonunda sadece iki isabet bulabildi. benim için yeterli değildi ama neyse ki onun için de yeterli değildi. bu sefer serbest atış denemek istedi, sonuç yine benim lehime oldu. durmadı, geç kaleye dedi; "5'te 3 yaparım" dedi, "yapamazsın" dedim. dedi "yaparım, geç". peki dedim kaleye geçtim. penaltılarım iyidir evet ama ilk postada nasıl bir motivasyonsa artık ilk üç şutunu çıkarmayı beklemiyordum açıkçası. anlamı kalmayan son iki vuruş için iddiayı büyüttük ve biri bile gol olursa tüm parasını geri vermeyi, yok olmazsa 20 tl'sini daha almayı teklif ettim; kabul etti[ybkz]swh[/ybkz]. neyse bu ilkini direğe vurdu. ikinciyi atacak ama artık bizim iddiayı tüm okul izliyor. benim derdim hocalar fark etmeden alışverişimizi tamamlayalım da ben öğleden sonra okulu asıp formamı almaya gideyim. o kadar eminim kaçıracağından. kafamda 40 tilki, oradan gelecek paraya bendekini ekliyorum; hesabım tamam. adaş bu bir koydu topa, gerisi hala yok bende... meğer kafayı direğe vurmuşum ama topu da kurtarmışım.[ybkz]swh[/ybkz] tam bir inancın zaferi hikayesi yani.

neyse sonuç olarak formayı alabildim mi? tabi ki hayır. satılmış amına koyim. ben de sinirlenip[ybkz]swh[/ybkz] kırmızı formayı aldım. daha sonra bizim emrah'a[ybkz]swh[/ybkz] aynı gün yemek ısmarladım, gizli gizli sigara felan içtik.

ama o günden beri kaldı işte içimde, bulduğum ilk yerde alacağım ama bu sefer. gerçi o kadar değerli bir forma ki, bugün bile harçlığımı biriktirmem gerekebilir.[ybkz]swh[/ybkz]

ülkücüler

newcastle
özellikle lise öğrencileriyle köşe kapmaca oynamayı çok seven, hiçbir ideolojik temeli olmayan, olsa da bilmeleri mümkün olmayan "güruh".

sorun, kimsenin ülkesini sevmesi değil; ülke, bayrak gibi kavramların arkasına sığınan kansızların kafasına göre istediğini yapmasıdır. o yüzden milliyetçiye bile saygı duyulur ama ülkücüye değil.

george dalaras

newcastle
ismi aslında giorgios[ybkz]swh[/ybkz] olan yunan müzisyen. gırtlak yapmaktan büyük haz alsa da pek sık yapmaz ama dinleyende enfes bir tat bırakır.

türk düşmanı olarak bilindi uzunca bir süre ama etnik müzik yapan birinin ırkçı olması düşünülemezdi zaten. zülfü livaneli ile birlikte harbiye'yi yıkmışlıkları vardır.

ölmeden yapılması gereken 567 şey arasında[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bardezum yorumunu dinlemek olmalıdır. o nedenle;

http://tinyurl.com/c33xxuq

the police

newcastle
70lerin sonuna damgasını vurup, 80lerin başında dağılmış efsane ingiliz rock grubu. birçok şarkıları coverlanmış, günümüze kadar gelmiştir. bu bile bıraktıkları izin büyüklüğünü anlatmaya yeter.

khaled

newcastle
kuzey afrika'nın medar-ı iftiharı güleç müzisyen.

aslında hepimiz birçok şarkısını biliyoruz. örneğin tarkan, "didi" yi "kimdi" olarak söylemişti. aicha'yı bilmeyen yok zaten.
240 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol