confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123692

sefa kalya

newcastle
bir de fenerbahçe taraftarından dinlenilmesi gereken şahıs. gerçi dinlemeye gerek de yok. aziz ile olan fırtınalı aşkı, tayyip için yaptıkları, dövdürdükleri, hakkını gasp ettikleri, bindiği audi a8 falan gibi tonla hikaye var.

ne abidir, ne amigo... düpedüz binlerce ah almış bir modern zaman denyosudur. ölüp gitmiştir, toprağı bol olsun.

jacques songo'o

newcastle
(bkz: unutulmayan siyahi kaleci ekolü)

muhtemelen birçok futbolseverin aklında, 90'ların sonundaki deportivo la coruna performansıyla kalmış olan kamerunlu kaleci. kendisini biraz idriss carlos kameni'ye benzetebiliriz sanırım.

bir de şöyle hatırlatmayı deneyeyim; fifa 1994 dünya kupasında kamerun-rusya maçında, oleg salenko kendisini elma şekerine çevirmişti. herif koca kupada tek maç oynadı, onda da joseph-antoine bell'i mumla aradı kamerun. neymiş efendim, iki maçta 5 gol yemiş... e noldu? songo'o tek maçta 6 gol birden yedi. hem de 5'i aynı adamdan.

(bkz: oleg salenko)

petr kouba

newcastle
zamanının pek iyi kalecilerinden. 96 avrupa şampiyonası sonrası, o dönem adı gözcü olan gazetenin spor sayfasında beşiktaş için; "henüz beşiktaş'a gidecek kadar ayağa düşmedim" dediğini okumuştum. tabi o zamanlar renkli basın, asparagas haber falan bilmediğimizden baya bir hınçlanmıştım ben kendisine. büyük beddua ettim. nitekim, ertesi sezon deportivo la coruna şampiyon olurken sevgili jacques songo'o bu arkadaşa neredeyse kale yüzü göstermedi. bu tipsiz de öylece silinip gitti.

pavel is a geordie

newcastle
pavel srnicek'in hayatını anlatan biyografi türündeki kitap. ancak bunun ötesinde, bu cümlenin çok daha derin bir taraftar-futbolcu bütünleşmesini ifade ettiğini belirtmek gerekir diye düşünüyorum.

http://i4.chroniclelive.co.uk/incoming/article1946220.ece/ALTERNATES/s615d/Pavel-Srnicek.jpg

çek cumhuriyeti'nin küçük bir kasabasından premier lig'e uzanan samimi bir başarı öyküsü onunkisi. önce ingilizce öğrenip ardından geordie aksanına kadar ilerletiyor işi. herkesten daha geordie oluveriyor onca senenin sonunda. portsmouth forması giyerken olası tepkilere karşın "newcastle is always with me" diyebilecek kadar da bağlı kalıyor hep bu sevgiye.

işte belki tam da bu yüzden pavel is a geordie...

http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2016/01/02/15/2FBD226F00000578-0-image-a-12_1451749045840.jpg

http://www.dailymail.co.uk/sport/football/article-3382008/Pavel-Geordie-Newcastle-players-wear-special-t-shirts-tribute-club-s-former-goalkeeper-Srnicek-ahead-Arsenal-clash.html

mario gomez

newcastle
formda olması, formsuz olması benim gözümde zerre mühim olmayan futbolcu. çünkü o sahada olduğu zaman ben biliyorum ki, öyle veya böyle elinden gelenin fazlasını verebilmek için yanıp tutuşuyor. e zaten çok kaliteli bir futbolcu. o nedenle onu beşiktaş formasıyla izleyebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.

başta hiç sıcak bakmamıştım. esasında stuttgart döneminden, onu bayern'e taşıyan performansını hatırlıyorum ama ne bileyim, son dönemlerdeki düşüşü beni çokça düşündürüyordu. hele ki demba ba ile geçirilen verimli bir sezondan sonra. ama bugüne geldiğimizde bu kaygıların ne denli boşa olduğunu gördüm. tek bir kaygım kaldı kendisiyle ilgili, o da performansı üzerindeki avrupa şampiyonası etkisi. yani 2016-2017 sezonundaki gomez'i çok merak ediyorum açıkçası.

her şey bir tarafa, şayet beşiktaş tarihinin 4. gol kralı gomez olursa bu beni inanılmaz derecede mutlu edecek. haydi oğlum, göreyim seni.

tolga zengin

newcastle
ölçüsüz tepkilere maruz kalan kaleci. insanlarda sevgi ya da nefret söz konusu olduğu zaman gizli bir sidik yarışı başlıyor. "en çok ben severim.", "bileğimi keserim", "manitamı yakarım" gibi "sevgi" cümlelerinin yanı sıra iş nefrete geldiği zaman da aynı ciddiyette bir yarış başlıyor. en ağır küfrü eden kendini en başarılı olarak addediyor. tolga'da da durum bu oldu mesela.

korkarım bu durum, vicdanlı olup tolga'yı beşiktaş kalesine yakıştırmayan insanlarda bir empati eğilimi yaratacak şimdi. aman diyeyim; ikisi ayrı şeyler.

not: şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; tolga zengin, tıpkı herhangi bir insan gibi edilen küfürlerin hiçbirini hak etmemektedir. bırak kudurmuşlarca annesine edilen küfürleri, diğer ağır küfürleri de hak etmemektedir. tepkiyi anlarım -ki ben de çok tepkiliyim- ama pozisyonu itibarıyla cevap dahi veremeyen bir insana bu denli yüklenmeye kimsenin hakkı yok.

mario gomez

newcastle
ne yalan söyleyeyim, başta hiç ihtimal vermiyordum bu aşının tutacağına ama bir faktörü gözden kaçırdım: bu sezon sonunda avrupa şampiyonası var abi.[ybkz]swh[/ybkz] adam canla, başla mücadele ediyor maaşallah.

belki yine küçük, tatlı bir linç girişimine maruz kalabilirim[ybkz]swh[/ybkz] ama bence sezon sonunda kendisiyle ilgili duygusal davranılmamalı. sözleşme ayrıntılarına hakim olmamakla beraber şayet demba ba'da olduğu gibi mükemmele yakın bir kazanç söz konusu olursa satılmalı.

çünkü seneye artık daha doymuş bir gomez olacak sahada. bu ihtimal gözden kaçırılmamalı.

14 aralık 2015 beşiktaş galatasaray maçında çıkacak ilk 11

newcastle
şenol güneş'in sırf laz inadından dolayı da olsa tolga'sız çıkarmayacağı on birdir.

şahsi kanaatim, tolga'sız olunması gerektiği yönünde. neticede tolga zengin, ilk kez 10 aralık 2015 sporting lizbon beşiktaş maçında sıçmadı, kaç maçtır s.o.s veriyor. kaldı ki kendisi, sabredilmesini gerektirecek ölçüde iyi bir kaleci de değil yani.

ayrıca eğer raimond aumann örneğinden gideceksek, beşiktaş'ta oynadığı sezon içerisinde fevzi tuncay'ın, şener kurtulmuş'un ve dahi zafer öğer'in kaç maçta kadroda olduğuna bir bakılmalı. demem o ki, arada yedek kaleci kullanılır, bundan çekinilmemeli.

ille şener'in, o sene galatasaray maçında kurtardığı penaltıyı mı hatırlatalım yani, nedir?[ybkz]swh[/ybkz]
23 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol