işsiz için pek bir şey ifade etmeyen gündür.
manchester united'daki bitmek bilmeyen yedeklik günlerinden ve oyuna girdiğinde yüksek ihtimalle gol bulduğundan dolayı futbolculuk döneminde "super sub" lakabıyla anılan futbolcu.
(bkz: işte öyle)
pembe dizi yönetmeni ve senaristi abilerin "diziye koymazsa ölecek" hastalığına yakalanmış olmalarından mütevellit her bir dizide karşımıza çıkan ama her birinin ayrı tat verdiğini düşündüğüm klişeler bütünü.
örneğin,
- zengin kız-fakir oğlan aşkı muhakkak vardır.[ybkz]swh[/ybkz]
- ilerleyen bölümlerde birbirine aşık olacak olan çiftlerin başlangıcı mutlaka kavgalı olur.
- bir malikane varsa çalışanları muhakkak sempatiktir.
- dizi karakterleri arasındaki kan bağı her zaman tartışmaya açıktır. her an bir karakterin; diğerinin oğlu, kızı, eltisi falan çıkma olasılığı vardır.[ybkz]swh[/ybkz]
vs. vs.
örneğin,
- zengin kız-fakir oğlan aşkı muhakkak vardır.[ybkz]swh[/ybkz]
- ilerleyen bölümlerde birbirine aşık olacak olan çiftlerin başlangıcı mutlaka kavgalı olur.
- bir malikane varsa çalışanları muhakkak sempatiktir.
- dizi karakterleri arasındaki kan bağı her zaman tartışmaya açıktır. her an bir karakterin; diğerinin oğlu, kızı, eltisi falan çıkma olasılığı vardır.[ybkz]swh[/ybkz]
vs. vs.
genellikle güney amerika ekolünden gelen ve entrikalar silsilesi halindeki olay örgüsüyle özellikle bir dönem her allahın günü yayınlanan dizi türü.
hepsini sayarım saymasına ama iki tanesi aklımda yer etmiştir:
(bkz: yalan rüzgarı)
uzunca bir dönem atv'de haberlerden önce yayınlanan yalan rüzgarı'nı sülalenin bütün kadınları + dedem seyrederdi. dedem ve babaannemin dizi üzerine yaptığı kritikler ise anlatılmaz yaşanır.
(bkz: vahşi güzel)
##233103
ayrıca şöyle de bir şey var:
(bkz: pembe dizi klişeleri)
hepsini sayarım saymasına ama iki tanesi aklımda yer etmiştir:
(bkz: yalan rüzgarı)
uzunca bir dönem atv'de haberlerden önce yayınlanan yalan rüzgarı'nı sülalenin bütün kadınları + dedem seyrederdi. dedem ve babaannemin dizi üzerine yaptığı kritikler ise anlatılmaz yaşanır.
(bkz: vahşi güzel)
##233103
ayrıca şöyle de bir şey var:
(bkz: pembe dizi klişeleri)
zengin bir oğlan[ybkz]swh[/ybkz] ve onun evinde hizmetçi olarak çalışan fakir kızın[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] aşk hikayesini anlatan eski bir kanal d dizisi. ilk kez bir pembe dizinin müptelası olmuştum, bu aynı zamanda son oldu.[ybkz]swh[/ybkz]
dizinin başrol oyuncularından natalia oreiro[ybkz]swh[/ybkz]'nun seslendirdiği bir parçanın[ybkz]swh[/ybkz] klibini jenerik olarak kullanmaktaydılar. ya da klip dizi için çekilmişti, bilemiyorum.
http://tinyurl.com/9umlntf
dizinin başrol oyuncularından natalia oreiro[ybkz]swh[/ybkz]'nun seslendirdiği bir parçanın[ybkz]swh[/ybkz] klibini jenerik olarak kullanmaktaydılar. ya da klip dizi için çekilmişti, bilemiyorum.
http://tinyurl.com/9umlntf
http://tinyurl.com/8ooq8j8
en lezzetli örneği en başta vereyim istedim.
şelpe, bağlamanın tellerinin tekne bölümünde kalan kısmına dokunulmaksızın[ybkz]swh[/ybkz] sap bölümünde kalan kısmın, parmakların basılıp çekilmesi suretiyle çalınması tekniğine verilen isimdir.
en lezzetli örneği en başta vereyim istedim.
şelpe, bağlamanın tellerinin tekne bölümünde kalan kısmına dokunulmaksızın[ybkz]swh[/ybkz] sap bölümünde kalan kısmın, parmakların basılıp çekilmesi suretiyle çalınması tekniğine verilen isimdir.
en basit anlatımıyla gitarın başına, kıçına vurulmak suretiyle tatbik edilen çalış tekniği. bir anlamda şelpenin farklı bir yorumu.
http://tinyurl.com/yadtjs
http://tinyurl.com/yadtjs
rte görse ucube olarak nitelendirip ülkeye girişini yasaklayabilir, öyle bir çalgıdır. isminden de anlaşılacağı üzere harp ve gitarın iç içe geçmesi suretiyle servis edilir.
afiyet olsun...
http://tinyurl.com/y3nmlu
afiyet olsun...
http://tinyurl.com/y3nmlu
guitar tapping hadisesini aşmış, bitirmiş; harp guitar diye çok acayip bir enstrüman da çalan amerikalı gitar virtüözü.
her ne kadar amerikalı olsa da çaldıkları, insanı irlanda coğrafyasına götürür. o çalar, siz mest olursunuz. kafa dinlemek istediğinizde mutlaka bir doz deneyin, iyi gelecektir.
her ne kadar amerikalı olsa da çaldıkları, insanı irlanda coğrafyasına götürür. o çalar, siz mest olursunuz. kafa dinlemek istediğinizde mutlaka bir doz deneyin, iyi gelecektir.
(bkz: adet görmek)
bir danone puding reklam sloganı. aynı zamanda şahsen takip etmeye ve uygulamaya çalıştığım fikir.[ybkz]swh[/ybkz]
kişisel olarak fazla ciddiye almaktan korkulmaması gereken, bunun da ayıp ya da samimiyetsizlik olarak algılanmaması gereken sözlük.
bu cümleyi sabaha kadar temellendirip açabilirim ama sanki özünden uzaklaşmamak lazım konunun. özetle;
(bkz: sana göre süt bana göre çikolata)
bu cümleyi sabaha kadar temellendirip açabilirim ama sanki özünden uzaklaşmamak lazım konunun. özetle;
(bkz: sana göre süt bana göre çikolata)
dükkan sahiplerinin belalısı olan kelime. zira; pohaça, puaça, hatta poğça gibi yanlış kullanımları mevcuttur. bir diğer belalı sözcük için;
(bkz: egzoz)
(bkz: egzoz)
en önemli bileşeni insan olduğundan mıdır nedir, belli periyotlarla huzursuzluk yaşanan mecradır. huzursuzluk her ne kadar kulak tırmalayan bir sözcük olsa da, aslında temelinde insan olan oluşumların besin kaynaklarından biridir. ha ben demiyorum ki, "yiyelim birbirimizi" ama öte yandan fikri çatışmalar her zaman meyve verir, çirkinleşilmediği sürece. kaldı ki, insanın olduğu yerde hata ve belli oranda huzursuzluk olması kaçınılmazdır.
mesela her tartışmada hortlayan birkaç başlık gözlemliyorum.
(bkz: kartal sözlük moderasyonu)
(bkz: seri eksi oy veren ibne)
ilk başlığın hortlamasını anlarım. dediğim gibi insanın olduğu yerde hata ve huzursuzluk belli oranda olabilir. eğer amacınız[ybkz]swh[/ybkz] aksaklığın düzeltilmesi yönünde katkı sağlamak ise özel mesaj yoluyla bu derdinizi karşı tarafa iletirsiniz, amacınıza ulaşırsınız. moderasyon adına konuşacak olursam bizim önceliğimiz bu. o nedenle yanlış, eksik ve/veya hatalı yazılan bir entry'den sonra moderasyondan gülücüklü, sempatik bir mesaj almanız; mesajı atan moderatörün ikoncan olmasından değil amaca yönelik hareket etmeye çalışmasındandır. şahsi eğilimim de bu yöndedir ve sizi temin ederim ki, bundan vazgeçmek gibi bir niyetim yoktur.
çünkü burası diğer sözlükler gibi binlerce üyesi olan bir ticarethane olmaktan çok uzak; yazarların büyük bir çoğunluğunun birbirini zaman içinde tanıdığı, birlikte zaman geçirdiği bir -deyim yerindeyse- aile ortamıdır. dolayısıyla diğer sözlüklerde görülen, direkt olarak entry silmek eylemini burada kimi zaman göremeyeceksiniz; daha önce kendi adıma söylemediysem söylemiş olayım.
son olarak bir kez daha şu anlamsız uyarıyı yapmadan geçemeyeceğim:
kırmayın, dökmeyin, ulaşmaya çalışın, iletişmeye çalışın; büyüklüğünüzden bir şey kaybetmediğinizi göreceksiniz.[ybkz]swh[/ybkz]
mesela her tartışmada hortlayan birkaç başlık gözlemliyorum.
(bkz: kartal sözlük moderasyonu)
(bkz: seri eksi oy veren ibne)
ilk başlığın hortlamasını anlarım. dediğim gibi insanın olduğu yerde hata ve huzursuzluk belli oranda olabilir. eğer amacınız[ybkz]swh[/ybkz] aksaklığın düzeltilmesi yönünde katkı sağlamak ise özel mesaj yoluyla bu derdinizi karşı tarafa iletirsiniz, amacınıza ulaşırsınız. moderasyon adına konuşacak olursam bizim önceliğimiz bu. o nedenle yanlış, eksik ve/veya hatalı yazılan bir entry'den sonra moderasyondan gülücüklü, sempatik bir mesaj almanız; mesajı atan moderatörün ikoncan olmasından değil amaca yönelik hareket etmeye çalışmasındandır. şahsi eğilimim de bu yöndedir ve sizi temin ederim ki, bundan vazgeçmek gibi bir niyetim yoktur.
çünkü burası diğer sözlükler gibi binlerce üyesi olan bir ticarethane olmaktan çok uzak; yazarların büyük bir çoğunluğunun birbirini zaman içinde tanıdığı, birlikte zaman geçirdiği bir -deyim yerindeyse- aile ortamıdır. dolayısıyla diğer sözlüklerde görülen, direkt olarak entry silmek eylemini burada kimi zaman göremeyeceksiniz; daha önce kendi adıma söylemediysem söylemiş olayım.
son olarak bir kez daha şu anlamsız uyarıyı yapmadan geçemeyeceğim:
kırmayın, dökmeyin, ulaşmaya çalışın, iletişmeye çalışın; büyüklüğünüzden bir şey kaybetmediğinizi göreceksiniz.[ybkz]swh[/ybkz]
aslen rugby oyuncularının kullandığı türden bir kask olmakla birlikte futbol sahalarında çek kaleci petr cech tarafından kullanılan kask.
cech bahsi geçen kaskı reading'e karşı oynanan bir maçta yaşadığı sakatlık sonucu kullanmaya başlamış[ybkz]swh[/ybkz], daha sonra bütün maçlara bu özel kask ile çıkmıştır. bunun sebebi, yaşadığı sakatlığın kafasında travmaya açık bir bölge yaratmış olması ve gelebilecek darbelere karşı koruyucu bir önlem olması olarak bilinse de daha önemli sebebi petr cech'in kafatasının zaten olması gereken kalınlıktan daha ince olmasıdır.
şöyle ki; cech, tek yumurta üçüzüdür ve tek yumurta üçüzlerinin anne karnındaki özel durumlarından ötürü kafatasları normalden daha az gelişmekte ve daha hassas olmaktadır. yani esasında sakatlıktan önce dahi koruyucu önlem olarak kask taksa olurmuş.
öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam bildirdi.
cech bahsi geçen kaskı reading'e karşı oynanan bir maçta yaşadığı sakatlık sonucu kullanmaya başlamış[ybkz]swh[/ybkz], daha sonra bütün maçlara bu özel kask ile çıkmıştır. bunun sebebi, yaşadığı sakatlığın kafasında travmaya açık bir bölge yaratmış olması ve gelebilecek darbelere karşı koruyucu bir önlem olması olarak bilinse de daha önemli sebebi petr cech'in kafatasının zaten olması gereken kalınlıktan daha ince olmasıdır.
şöyle ki; cech, tek yumurta üçüzüdür ve tek yumurta üçüzlerinin anne karnındaki özel durumlarından ötürü kafatasları normalden daha az gelişmekte ve daha hassas olmaktadır. yani esasında sakatlıktan önce dahi koruyucu önlem olarak kask taksa olurmuş.
öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam bildirdi.
başkenti kabil olan ülke.
kısaca hiç kimseye huzur getirmeyendir.
özellikle yakın tarihe bakıldığında savaşların galip tarafı bulunmadığını görürsünüz. kan, gözyaşı, ağlayan çocuklar gibi klişeler -yerli yersiz her muhabbette dile getirildiğinden midir nedir- her ne kadar insanlar üzerinde artık yeterince etki uyandırmasa da savaşın gerçeği ve kaçınılmaz sonucudur. ekonomik bunalımları söylemiyorum bile.
şahsen savaşın ne menem bir şey olabileceğini uzunca bir süre önce silahlı bir çatışmanın ortasında kaldığımda anlamıştım. yani evet bir anda tesadüfen gelişti ve bir duvar arkası bulup serseri kurşunlardan yırtmıştık ve yıl gibi gelen 45-50 saniye sonunda silahlar sustuğunda saklandığım yerden bembeyaz olmuş bir şekilde çıktığımda anlamıştım savaşın ortasında kalmış insanların, evlerinde bile saklanacak bir yer bulamama halinin nasıl da gerçek bir şey olduğunu.
şimdi 2012 türkiye'si suriye ile savaş hazırlıkları içerisinde, tıpkı son 10-15 yılda ara ara olduğu gibi. en saf ve basit haliyle "savaş çıkacak mı?", bence çıkmayacak ama çıktığı takdirde bizden çok sınır illerinde yaşayan nüfusu düşünüyorum.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
yiğit bulut amca diyor ki, "suriye ile savaşırsak, türk ekonomisi rahatlar." esad, pardon esed'den arınmış bir suriye türkiye ile ekonomik ilişkilere yeniden başlarmış. bu da bizim için son derece iyi olurmuş.
ne desem ki...
özellikle yakın tarihe bakıldığında savaşların galip tarafı bulunmadığını görürsünüz. kan, gözyaşı, ağlayan çocuklar gibi klişeler -yerli yersiz her muhabbette dile getirildiğinden midir nedir- her ne kadar insanlar üzerinde artık yeterince etki uyandırmasa da savaşın gerçeği ve kaçınılmaz sonucudur. ekonomik bunalımları söylemiyorum bile.
şahsen savaşın ne menem bir şey olabileceğini uzunca bir süre önce silahlı bir çatışmanın ortasında kaldığımda anlamıştım. yani evet bir anda tesadüfen gelişti ve bir duvar arkası bulup serseri kurşunlardan yırtmıştık ve yıl gibi gelen 45-50 saniye sonunda silahlar sustuğunda saklandığım yerden bembeyaz olmuş bir şekilde çıktığımda anlamıştım savaşın ortasında kalmış insanların, evlerinde bile saklanacak bir yer bulamama halinin nasıl da gerçek bir şey olduğunu.
şimdi 2012 türkiye'si suriye ile savaş hazırlıkları içerisinde, tıpkı son 10-15 yılda ara ara olduğu gibi. en saf ve basit haliyle "savaş çıkacak mı?", bence çıkmayacak ama çıktığı takdirde bizden çok sınır illerinde yaşayan nüfusu düşünüyorum.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
yiğit bulut amca diyor ki, "suriye ile savaşırsak, türk ekonomisi rahatlar." esad, pardon esed'den arınmış bir suriye türkiye ile ekonomik ilişkilere yeniden başlarmış. bu da bizim için son derece iyi olurmuş.
ne desem ki...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?