confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123756

genel bir başlığa özel bir şeyler yazarken referans vermek

newcastle
ilk bakışta anlamsız gelebilecek, ancak örnekle açıklandığında bir şeyler ifade edecek başlık.

şöyle ki;

eğer başlık; genel bir kavram, durum, topluluk vs.'den bahsediyorsa ve siz mesela o başlığın öznesinden özel bir çerçevede bahsediyorsanız o çerçevenin ne olduğunu entry'nizde referans göstermeniz gerekir.

genelden özele inerek örnek vermek gerekirse beşiktaş taraftarı genel bir başlık olup bu taraftarın belli bir tarihte van için sahaya atkılarını fırlatması, özel bir konudur. dolayısıyla eğer bu özel konuya atıfta bulunularak genel olan başlığa bir şeyler yazılmak isteniyorsa, o özel olay referans gösterilmelidir.

daha net olması açısından,

"beşiktaş taraftarı" başlığına "dünkü olayla gözümdeki yerini sağlamlaştırmış taraftar grubu" gibi bir entry yazıp bırakmak doğru bir kullanım şekli değildir. zira bu noktada entry'niz "dün ne oldu ki?" sorusuna bir cevap veremeyecektir ve bugün bir şeyler çağrıştırsa da mesela bundan 1 sene sonra okunduğunda hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

bu nedenle yukarıda örnek olarak verdiğim entry'ye ek olarak bir bkz yahut yıldızlı bakınız vermek entry'nizi amaca uygun ve doğru bir hale sokacaktır.

mercedes benz

newcastle
2011 ilk yarısından itibaren 1 yıllık süreç içerisinde türkiye'deki chrysler evliliğini sonlandırmış olan şirkettir.

tüm büyük otomotiv şirketlerinin yaptığı gibi türkiye'de allahın unuttuğu yerlere konuşlanmış, istanbul genel müdürlük binasında nakit parayla alışveriş yapamayacağınız bir kafeteryası bulunan ve benim için bambaşka anlamlar içeren marka.

http://www.mercedes-benz.com.tr/content/turkey/mpc/mpc_turkey_website/tr/home_mpc/passengercars.flash.skipintro.html

beşiktaşlılık ölçer

newcastle
içinden çıkılamayacak tartışmadır bana göre. zira adama sorarlar o halde, "2 aralık 2012 beşiktaş haslum hk ehf 3. tur maçında neredeydin?" diye ama sormuyorum, sormam da. gerek yok çünkü. yine de eğer hakikaten enerjinizi bu yönde harcamaya devam etmek istiyorsanız önden buyrun, benim hiç işim olmaz.

şunu unutmayın, hiç kimse her zaman her yerde olamaz. bunun iki istisnası var: 1- vampirler, 2-

(bkz: artin)[ybkz]swh[/ybkz]

15 aralık 2012 beşiktaş rmk marine kdç karabükspor engelli basketbol maçı

newcastle
kartal sözlük amatör branşlar tayfasını göreve çağırdığım maç.

elbette bazı maçlara gidilemeyecek ama bazı maçlara da gidildiğinde çok güzel oluyor be. o nedenle kadın, erkek, genç, yaşlı, küçük, büyük, ihtiyar[ybkz]swh[/ybkz], kızlar, delikanlılar ve sevimli çocuklardan oluşan bir ekiple gidelim diyorum, var mısın sözlük?

hasan türk

newcastle
veli kavlak sahada her göründüğünde andığım genç futbolcumuz. hoca madem aslardan bir-ikisini dinlendirmek niyetindesin, neden orta alandaki bu kontenjanı hep veli'yle kullanıyorsun? hasan oynarsa veli'den daha büyük kambur olmayacaktır, eminim.

12 aralık 2012 medical park antalyaspor beşiktaş maçı

newcastle
tolga özkalfa faciasının kaldığı yerden devam ettiği maç. kendisinin hala beşiktaş maçlarına verilmesini nasıl açıklayabileceğimi bilmiyorum.

maç ile ilgili ise diyecek pek bir şey yok. zira biz veli kavlak ve uğur boral için ne kadar götümüzü yırtıyorsak, samet aybaba da bir o kadar ısrar ediyor bu arkadaşlara şans vermek konusunda. ikinci yarı batuhan karadeniz'i de alıp bu performansını taçlandırmasını diliyorum hocadan.

ha "yok ben turu alıp gelmek istiyorum" diyorsa ikinci yarıya veli yerine necip uysal ile başlaması gerekiyor. sakatlık vs risklere karşı bir 15 dk. da uğur'a tahammül edip olcay şahan'ı sürerse oyuna, neden olmasın diyorum.

sadri şener

newcastle
galatasaray'a dev giydirmiş trabzonspor başkanı.

11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçının ardından galatasaray'ın geleneği bozmayıp 1461 trabzon'u da satın alması gerektiğini, böylelikle kupada devam edebileceğini söylemiş.

rakibi ciddiye almadılar ki başkan. zira onlar daha ziyade maç öncesini severler. kaybetmekten çekinselerdi takımın en iyi oyuncusu için birkaç haber görürdün basında. "x cimboma yakın" gibi bir başlık mesela... neydi o sizin oğlanın adı?.. ha, göksu alhas... sor bakalım transfer teklifi almış mı maçtan evvel?

(bkz: geleneksel galatasaray spor etiği şenlikleri)

samet aybaba

newcastle
son yıllarda gittikçe yaygınlaşan messi esprilerine kendince dahil olmuş teknik direktörümüz. sir alex ferguson yorumu için;

http://tinyurl.com/adg2b63

- sir, transfer sezonunda elinize boş bir çek verilse ve bu çeki fc barcelona'dan sadece bir futbolcu için kullanabileceğiniz söylense hangi futbolcuyu tercih ederdiniz?
- ... bu muhtemelen hayatımda duyduğum en aptalca soru... (tövbe ya rabbim sessizliği) mascherano... sabırsızlandım bak...

holigan

newcastle
britanya kökenli bir tabir olup, tribün kökenli yıkımların aktörlerine verilen isimdir. bir paye değil, bilakis olumsuz bir rol modeldir.

şahsen sorunların her zaman bir müzakereye dayalı çözümü olduğuna inanan biriyim. ancak kimi sorunlar vardır ki, sorunu seven insanlarca çözümsüz hale sokulur. buna da varım. örneği çok çünkü, kabulleniyor insan bir yerde. amma ve lakin kahpeliğe diyecek söz bulmak mümkün değil.

9 aralık 2012 galatasaray beşiktaş rmk makine maçında gördük ki, kahpelik almış yürümüş. fiziksel problemlerini sahada unutan ve renk ayrımı olmaksızın her biri birer dev olan adamların, kadınların üzerinden manipülatif yaklaşımlarla diğer tarafın kafasına basmaya çalışan asalaklar türemiş. kendi namussuzluklarının muhasebesi bir yana, sorun esasında çok daha derinlerde. yani evet, bu olayda beyoğlu yosmasının maksatlı çığlıkları asılsız ve aşağılık yeterince ama bunun dışında kalan konuyu gözardı mı edelim?

tarafsız bölgeye intikal edip olan biteni oradan değerlendirdiğinizde gerçekler inanılmaz derecede acı geliyor. her beşiktaş maç günü onlarca örneğine denk geliyorum. beşiktaşlı olduğumu bir tarafa bırakarak söylüyorum, tribün olaylarında en çok gördüğüm profil 16-20 yaş grubu ergenler. daha geçen günkü ankaragücü maçından sonra taksime çıkmak için merdivenlere yöneldiğimizde 3-5 tanesi uzaktan polis müdahalesini izliyordu. o taraftan gelmişler belli ki. yolum gerektirdiği için bir tanesine doğru yürüdüm. bence 15'inden fazla değildi. kendisine sorsan "15 buçuk, haziranda 16 oluyorum." der, o derece. neyse, abi 15 ama sustalı sallıyor elinde. şöyle bir baktım, ulan dedim, herhalde hata bizde. bu çocukları kahramanlık hikayeleri ile büyütürken yanlış şeyleri vurgulamış durmuşuz. "optik cebinde çift döner bıçağı taşırdı.", "...adam mısınız lan dedi, kaybolun burdan.", "sen git polise aradan patlat yumruğu, copunu da kap. biz nasıl gülüyoruz ama..." şimdi o piç kurusu anlattıklarımızın etkisinde olmadık başka bir yerde o bıçağı çıkarsa yeminle söylüyorum elinden alıp götüne monte etmeniz 3 sn. falan. ama işte o bıçak tek bedene girmiyor ki, bir aileye giriyor farkında değiliz.

sorun burada yani bence. biz delikanlılığı yanlış anlatıyoruz. cesareti, asiliği yanlış aksettiriyoruz. el kadar çocuk akşam haberlerine malzeme sağladığında ise "artık spor konuşmak istiyoruz." ikiyüzlülüğüne sığınıyoruz.

yok hocam, ben spor konuşmak istemiyorum. ben bunu konuşalım istiyorum.
182 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol