confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123807

cenk erdoğan

newcastle
uzaktaki andy mckee'leri yere göğe sığdıramazken burnumuzun ucunda duran gitar üstadı. jazz'ı türk halk müziği ile harmanlayan bu kardeşin bir de birlikte müzik yaptığı trio'su bulunmaktadır. erkan oğur seviyorsanız, cenk erdoğan'ı da seveceksinizdir diye düşünüyorum. başka yakın bir isim gelmiyor açıkçası aklıma.

http://www.youtube.com/watch?v=BEcDlFYtgRQ

futbol tarihinin en unutulmaz stoper ikilileri

newcastle
futbolseverlerin her daim hatırladıkları ikililerdir.

forvet ikililerinden daha gözdelerdir şahsen benim için. zira forvet ikilileri bencildir, birbirlerini beslemezler ama stoper ikilileri aralarında bir uyum yakaladıkları müddetçe iyi kontratlar elde ederler ve herkesçe hatırlanırlar.

(bkz: antonio carlos zago) - (bkz: ronaldo guiaro)
(bkz: alessandro nesta) - (bkz: jaap stam)

jaap stam

newcastle
"savunma oyuncusu" kelime grubunun canlı tanımı olan hollandalı stoper.

http://top250.webs.com/photos/undefined/JAAP%20STAM%20-%20SUPERCOPPA%20DI%20LEGA%202004%20-%20AC%20MILAN%20FOOTBALL%20SHIRTS%20www.freewebs.com%20-.jpg

90'ların sonuna kesinlikle ve kesinlikle damgasını vurmuştur. şahsen benim şu ana kadar en bayılarak izlediğim stoper ikililerinden biriydi jaap stam - alessandro nesta ikilisi.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

müthiş bir kariyer;

(bkz: psv eindhoven)
(bkz: manchester united)
(bkz: ss lazio)
(bkz: ac milan)
(bkz: afc ajax)

savaş kaya

newcastle
john benjamin toshack'ın beşiktaş'ın başındayken 1998-99 sezonunda bir cesaret altyapıdan a takıma aldığı gençlerden biri. diğerleri için;

(bkz: aydın tuna)
(bkz: hikmet çapanoğlu)
(bkz: yasin sülün)
(bkz: nihat kahveci)

belki başarısızlık gibi algılanabilir ama o dönem toshack, bu gençlere şans verirken beşiktaş için çok önemli bir şey yapmıştı bence. bu 5 çocuktan 2'si hala hatırlanmakta. o dönem, avrupa dahil olmak üzere birçok maçta şans bulmuşlardı. daha sonrası zaten doğal seleksiyon... gelişebilen devam etti, aldı yürüdü; gelişemeyen de ona göre bir kariyer yolu izledi. ama sonuç itibarıyla altyapı meyve verdi ve mesela bu meyvelerden olan nihat avrupa'ya gitti. maçlar bir şekilde kazanılır ama daha değerli olan, beşiktaş'ın öz evlatlarıyla bu maçları kazanmasıdır; iş o ki, buna cesaret edilebilinsin.

aydın tuna

newcastle
john benjamin toshack'ın beşiktaş'ı çalıştırdığı dönemde altyapıdan çıkarıp şans verdiği gençlerden biri. olduramayanlardandır kendisi.

aşağıdaki fotoğrafta, oturan beyazlıların en sağındaki bıdık.

http://www.hursertekinoktay.com/album/bjk18.jpg

aydın'ın yanındakini tanıyabildiniz mi peki?[ybkz]swh[/ybkz]

hikmet çapanoğlu

newcastle
beşiktaş altyapısından yetişmiş, john benjamin toshack zamanında formayı sırtına geçirmiş, ancak toshack'tan sonra bir daha adı dahî anılmamış orta saha oyuncusu. beşiktaş'tan ayrıldığı dönemde belçika'nın beveren takımının sportif direktörlüğüne bir türk getirilmişti ve o kişi nedeniyle beveren'e o sezon bir türk akını söz konusu idi. hikmet de bu kafileyle birlikte beveren'e gitti, bir daha da adı sanı duyulmadı. ama şimdi transfermarkt verilerine bakıyorum ve bir evliya çelebi görüyorum sözlük.

20 ekim 1993 afc ajax beşiktaş maçı

newcastle
1993/1994 sezonu kupa galipleri kupası 2. tur ilk maçı. louis van gaal yönetimindeki afc ajax'ın, gordon milne'in beşiktaş'ına karşı 2-1 kazandığı mücadele olmuştur.

beşiktaş, şifo mehmet ile öne geçmiş ve hepimizi sevinçten çılgına çevirmiş, ancak frank rijkaard ve ronald de boer'un gollerine engel olamamıştır.

http://www.mackolik.com/Karsilastirma/948371/Ajax-Besiktas

çarşaf giyen kadın örümcek kafalıdır

newcastle
kocasının, babasının vs. üzerinde kıyafet konusunda, yaşam tarzı konusunda kurduğu tahakkümü peşinen kabul etmiş kadındır; kendi başına düşünemeyen kadındır; korkuyla büyümüş kadındır; cahil kadındır; dolayısıyla örümcek kafalı kadındır.

(vurgula: şunu atlamamak lazım ki; kara çarşaf, özgür iradeye binaen giyilen bir şey değildir.) kara çarşaf, başka kadınların nefes alışverişinden dahî tahrik olan sapığın; karısına, kızına din kisvesi altında zorla giydirdiğidir.

(vurgula: peşinen not): kara çarşaf fikrinin temelinde yatan mantık budur. kimsenin anası, babası sapıktır demiyorum, baştan anlaşalım. ha ama tabi ki bu mantığa eyvallah diyebilen adama da parantez açmak gerekir elbette.

2 kasım 1993 beşiktaş afc ajax maçı

newcastle
1993/1994 sezonu kupa galipleri kupası 2. tur 2. maçı.

deplasmandaki ilk maç, 2-1 afc ajax üstünlüğüyle sona erince hepimiz bir umutluyduk.[ybkz]swh[/ybkz] beşiktaş mor formasıyla çok da kötü oynamamış, şifo'nun golüyle hayata tutunmuştu. burada 1-0'da koparırdık biz bu işi, ne de olsa ajax eski gücünde değildi.

ancak maalesef pek öyle umduğumuz gibi olmadı. jari litmanen hat trick yaptı, son golü de (vurgula: stefan pettersson) attı; göt üstü oturduk kaldık, 4-0.

ben o gece galibiyete biraz fazla hazırlamıştım sanırım kendimi. basın çok gazlamıştı, "biz bunları burada haşat ederiz" falan diye. e babam da çok umutlandırmıştı "merak etme sen, beşiktaş bu." diye. ta 80. dakikaya kadar 1-0 ajax üstünlüğüyle devam etti maç. ben o vakte kadar osvaldo nartallo'dan 2 tane gol beklerken ne olduğunu anlayamadan 4-0 oldu maç. o ara biraz da zayıf düşmüşse demek vücudum, o gece kabuslar kabuslar... 1 hafta hasta yattım o maçtan sonra...

o maç mı beni hasta etti, yoksa o gün mahallede terleyip üşüttüm mü bilmiyorum ama bu maç benim beşiktaş'a ilişkin ilk travmamdır.

http://www.mackolik.com/Karsilastirma/948372/Besiktas-Ajax

futbolun katili türk hakemleri

newcastle
hepsi ayrı bir hikaye, her biri birbirinden merdanedir.

cüneyt çakır; türk hakemlerinin belki de en özelidir. zira, cüneyt çakır sadece bir hakem değil, hem federasyonun uefa'ya dönük yüzü hem türkiye'nin kamuoyu nezdinde en gözde hakemidir. diplomatik ve siyasi bir yönü vardır yani cüneyt çakır'ın, dokunulmazdır.

fırat aydınus; tam bir iç saha hakemidir. dikkatli izlendiğinde seyirci baskısını çok iyi yönettiğini, maçlarını iç sahada oynayan takımlara karşı daha toleranslı maç yönettiğini görürüz. maç içinde futbolcularla kimi zaman abartıya varır düzeyde sıcak diyalogları vardır. 9 kasım 2012 beşiktaş bursaspor maçına kadar beşiktaş'a karşı belki de en adil davranan hakemlerden biri olmuştur.

halis özkahya; tam bir fenerlidir. 2011-2012 sezonunda oynadığımız antep deplasmanında bizi nasıl doğradığını asla unutmayacağım. rakibine orta sahada faul yapan ismail köybaşı'nın son adam yorumuyla oyundan atılması, maç boyunca devam eden yanlı kararlar... beşiktaş, ritm yakaladığı birçok dönemde kendisine toslamıştır.

kuddusi müftüoğlu; gerçek bir beşiktaş düşmanıdır. ya küçükken okulda beşiktaşlılar bunu çok dövmüştür ya da küçükken beşiktaşlı babası tarafından terk edilmiştir. yani çünkü beşiktaş'ı her maçta bu kadar fazla doğramasını ancak bir çocukluk travmasıyla açıklayabilirim ben. bağıra bağıra beşiktaş düşmanıdır ama beşiktaş aleyhine hiçbir haksız kararı maçtan sonra tartışılmaz. ha eğer adamın hakemliği böyleyse, 10 yıldan fazla süredir hakemlik yapmasını nasıl açıklayabiliriz? hiç unutmuyorum 100. yıl şampiyonluk senesinde bu arkadaşın verdiği kararlar yüzünden mircea lucescu'nun kenardan "kudusiiiiii... kudusiiiii..."[ybkz]swh[/ybkz] diye kendini paraladığını. masum değil, hem de hiç.

yunus yıldırım; bir başka beşiktaş düşmanı. tıpkı kuddusi müftüoğlu gibi beşiktaş'ı birçok maçta net bir şekilde doğramaktadır. en yakın örnek 1 şubat 2013 beşiktaş kdç karabük maçıdır. maç içinde lomana tresor lualua'ya gösterdiği müsamaha, ersan gülüm'e yaptığı faule ses etmemesi, ısrarla her takdir hakkını rakipten yana kullanması...

hüseyin göçek;
(bkz: 16 nisan 2012 beşiktaş galatasaray maçı)


gelelim başarısız ve basiretsiz oldukları için beşiktaş'a devamlı zarar verenlere;


özgür yankaya; kararsızdır, futbolcuya tereddütte olduğunu hissettirir. büyük takım maçlarında kontrolü kaybedip maçı melo'ya/emre belözoğlu'na teslim etmesi toplamda 10 dk'yı geçmez. otorite diye kötü bir alışkanlığı yoktur.

mustafa kamil abitoğlu; maç kondisyonu felaket düşüktür. pozisyonlara uzak kalır. almeida'nın buz gibi golünü yediği ve o karabük maçını katlettiği gün zaten tamamdı benim için.

#265745

tolga özkalfa; bunun da en büyük problemi, pozisyonları süzememesi. yok abi, adam hakemlik yapmamalı. ne futbolu bilir -ki bir hakem için mühim bir durumdur- ne pozisyonu algılayabilir. çok sık yanlış karar verir. yönettiği maçlarda sadece beşiktaş taraftarını değil, diğer takım taraftarlarını da çileden çıkarır.

artık sinirden devam edemeyeceğim sanırım sözlük. bu herifler beşiktaş'ı her sene bitirmeye yönelik yapılan harekatın baş aktörleridir. her sene bir şekilde direncimizi kıran bir-iki maç oynuyoruz ve şampiyonluktan uzaklaşıyoruz. maç içinde hakeme ana avrat sövüyoruz, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatlarımıza devam ediyoruz. beşiktaş'ın diplomasisi hiçbir zaman iyi olmadı ama ne yapılıp edilip federasyon ve hakemler üzerinde baskı oluşturmamız şart. şark kurnazlığıyla yapılan maç öncesi baskıdan bahsetmiyorum tabi. söylemeye çalıştığım şey şu ki, beşiktaş aleyhine hata yapmak artık bir lüks haline gelmeli. alenen beşiktaş'ı doğrayan hakemin üzerine gidilmeli, gerekiyorsa hakemliği bırak baskısı güçlü bir şekilde yapılarak nefes aldırılmamalı. eğer fenerbahçe, ayda yılda bir aleyhine bariz çıkan bir kartın hesabını sorabiliyorsa, fifa kokartlı ve avrupa'da da faal olarak maç yöneten gözde bir hakeme[ybkz]swh[/ybkz] neredeyse hakemliği bıraktıracak düzeye geliyorsa; bizim bence beşiktaş olarak kendimizi sorgulama zamanımız çoktan geldi de geçiyor demektir.
141 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol