newcastle

fc internazionale'den kiralanmasına ilişkin görüşmelere başlandığı, beşiktaş tarafından platforma bildirilmiş.

https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/555341

hakkında yazılmış bu entry ara ara aklıma gelen yazar abim:

#178997

kendisine her ne ad altında olursa olsun terbiyesizlik yapılmış olmasını hazmedemediğimi söylemek istiyorum. ama bunun sorumlusu maalesef kimse değil, biziz. zamanında yazarlar arası terbiye ve üslup kriterlerini doğru belirleyebilmiş olsaydık, bir yaptırımımız olsaydı en azından abimizi sözlük olarak burada tutabilirdik. tutamadık diyorum çünkü benim tanıdığım gidiyorum bu'nun döneceğini pek sanmıyorum.

umarım yanılırım, umarım yine yazmaya başlar bizimle beraber.

eğer param yok, zaman kısıtlı, kimseyi ikna edemiyoruz falan diyorsan alınması gereken oyuncudur. en kötü ihtimalle bir sezon oynatır, daha uzun vadeli bir forvet transferi için zaman kazanırsın.

tam ihtiyacımız olan futbolcu. esasen bu tip golcüleri izlemekten çok keyif almıyorum ama geçen sezon mario gomez'de gördüğümüz üzere şenol güneş'in sistemine gayet uygun. ayrıca hey! llorente'den bahsediyoruz amk[ybkz]swh[/ybkz]

bence beşiktaş taraftarının, mario gomez'in geri dönmeyeceği böylesi bir ortamda gomez'i geri getirmek için harcadığı nafile çabayı kendisinin olası transferine yönlendirmesi gerekir.

fc basel'de forma giyen 1988 doğumlu izlandalı merkez orta saha. "işimdeyim gücümdeyim" adamı, tam bir takım oyuncusu. böyle gösterişsiz adamlara bayılıyorum sözlük, her takıma lazım.

gün itibarıyla idmanlardaki performansına methiyeler düzülen kaleci. marijan mrmic de son derece iyi bulmuş kendisini.

chelsea fc ile beşiktaş'a transferi konusunda anlaşma sağlandığı iddia edilen defans oyuncusu.

şenol güneş'in kendisini çok istediği söyleniyordu. ben gerçekten anlamıyorum. aynı şenol güneş gustavo gomez'i de çok istiyordu?

şahsen çok kötü bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ama diğer beşiktaşlılarla aynı endişeleri taşıyorum açıkçası. şampiyonlar ligi nere, omeruo nere?

her hafta mutlaka en az bir spor haber metninde yer alan cümle. hatta cümle genellikle "idman sonrasında bir grup taraftar sahaya gelerek futbolculara baklava ikram etti" diye de devam eder.

"antrenmanlara başlamak" anlamına gelen, spor gazeteciliğinin okurlarına sunduğu müthiş söz öbeği.

bence "işbaşı yapmak"tan yola çıkarak gayet güzel bir tabir üretilmiş zamanında. keşke spor medyasında bütün tabirler bu kadar akıllıca üretilmiş olsa.

http://www.bjkonline.com/haber/11044/gokhan-gonul-topbasi-yapti.html

hakkında neredeyse 2 haftadır envayi çeşit hikaye duyduğumuz oyun. oyunu oynarken ceset bulan mı istersin, karakolun kapısında pokemon yakalamaya çalışırken gözaltına alınanı mı istersin... dünyayı saran bir çılgınlık haline geldiği kesin.

oynayanlar için bir-iki ufak tüyo verelim madem biz de...

1- camilerde sebil gibi poke topu var.
2- kanyon, özdilek, zorlu gibi avm'ler adeta pokemon cenneti.
3- su pokemonları su kenarlarında bolca bulunuyor.

kulislerde adı beşiktaş ile anılmaya başlamış. bence jose ernesto sosa'nın yerine gayet güzel bir tercih olur. üstüne bir de mustafa pektemek'i trabzonspor'a yaslayabilirsek çok tatlı olur.

https://www.sporx.com/sosanin-yerine-mehmet-ekici-iddiasi-SXHBQ555675SXQ

başkan kendisi hakkında doğru noktalara temas etmiştir bana göre:

--alıntı--

Sosa'yı biz Miami'den mi aldık. Kharkiv'den aldık. Ukrayna'da savaşın olduğu dönemlerden geldi. Ne gün aldık biz Sosa'yı? 4 dediler, 3.4 dedim ve kabul ettiler. Oyuncu neden son güne kadar bekledi? İngiltere'de İtalya'da kulüp vardı da mı bizi bekledi? Hayır. Biz alıcısıydık. O gün almasaydık Metalist Kharkiv'de oynayacaktı şimdi. Oyuncunun Beşiktaş'tan alacağı var mı? Yok. Diyor ki 'Türkiye'de terör var'. Kimse Beşiktaş'tan, benim ülkemden kendi ticari işlerinden dolayı o kıvama getirmesin. Paris'te Almanya-Fransa maç yapıyor. Trinünün önünde adam kendini patlatıyor. Paris Saint Germain'de oynayan bir oyuncu 'Paris'te ayrılmak istiyorum' diyebilir mi? Olamaz. Bu ayıp. 11 Eylül'ü yaşadı bu dünya. Kulelere uçakla terörist atakları yapıldı. New York'ta oynayan yabancılar ertesi gün gittiler mi. Ukrayna'da savaş oldu. Shakhtar'ın stadına bomba atıldı. 3 senedir başka şehirde ev olmadan, otel odalarında yaşarak maç yapıyorlar. Nato'nun merkezi Brüksel'de havalanında terör faciası yaşandı. Hiç böyle bir şey duydunuz mu? Ayıp!

--alıntı--

sezon hazırlıkları başlamasına rağmen hiç konuşmamasını, mutsuz olmasına bağlıyorum. çıkıp konuşursa sıçıp sıvayacak çünkü çok belli. belki fazla iddialı olabilir ama doğru dürüst bir stoper transfer edilmezse istifa bile edebileceğini düşünüyorum.

camiasız futbolcular kervanına katılmış olan futbolcu.

#440871

jose ernesto sosa için söylediklerim onun için de geçerli. bu kulübün eğer belli değer ve normları varsa bunlar uygulanmalı. eğer 8 yıldır oynadığı, bunun 2 yılını çatır çatır yatarak geçirdiği camiayla ipleri koparacak ölçüde para muhabbeti yapıyorsa işte kapı orada.

ama şu bir gerçek ki, hayatının en kötü kararını verdi. en çok ekmeği, "beşiktaş'ın çocuğu" kontenjanından yerdi halbuki.[ybkz]swh[/ybkz]

çok zor ama keşke beşiktaş alabilse. jose ernesto sosa'nın gidişi sonrası tam ihtiyaç duyulan adam.

gidiş şekli falan umrumda değil. burası birtakım kurumsal disiplinler çerçevesinde yürütülmesi gereken bir kulüp. bu mantık dahilinde atılan her adım, bir taraftar olarak kabulümdür. ister sosa olsun, ister gomez, ister atiba...[ybkz]swh[/ybkz]

özellikle 2015-2016 sezonunun ikinci yarısındaki performansıyla önemli katkı vermiştir sosa. gitmesi, planların değişmesine yol açacak. gözünü budaktan sakınmayacak iyi bir 10 numaraya ihtiyaç olacak. ben o bölgede oğuzhan özyakup'un, şu an oynadığı bölgeden daha verimli olacağına çok ihtimal vermiyorum.

euro 2016 avrupa futbol şampiyonasının büyük sürprizlerinden. gruptan çıkmaları yetmezmiş gibi bir de şimdi ikinci turda ingilizler'i elediler. herhangi spesifik bir oyun sistemini benimsemiş gibi değiller esasında ama özellikle top rakipteyken çok etkin bir pres uyguluyorlar. oyunu beraber oynuyorlar, saha içi iletişimleri çok iyi.

günlük hayatta birbirini tanıyan[ybkz]swh[/ybkz] taraftarları ise turnuva boyunca gayet güzel tribün yaptılar. özellikle hepsinin aynı anda "vuu" çektikleri bir şovları var ki, sahadaki rakipleri için son derece ürkütücü oluyordur muhtemelen.

"britain" ve "exit" kelimelerinin birleşiminden türetilen kavram.

(bkz: 23 haziran 2016 ingiltere'de yapılan ab referandumu)

yakında "frexit"[ybkz]swh[/ybkz] ve "gerexit"[ybkz]swh[/ybkz] gibi saçmasapan tabirleri duymamız da olası.

sonucunda büyük britanya halkının brexit kararı verdiği referandum olmuştur. sonuç birçok otorite için şok edici olmuştur. öyle ki, referandum öncesi piyasaların durumuna bakıldığında ingiltere'nin avrupa birliği'nde kalma yönünde karar vereceği öngörülmekte idi. buna mukabil, piyasadaki oyuncular pozisyonlarını korumayı tercih etmişlerdi. piyasalar, bahis siteleri son derece rahattı yani "remain in" sonucunun çıkacağı ile ilgili ama olmadı işte.

bu bana göre iki yönüyle yıllar sonra tarih kitaplarında anlatılma potansiyeli taşıyan bir olaydır:

1- bir şekilde bu referandum, avrupa'da ırkçılığın ve muhafazakarlığın yükselişini simgelemekte aslında. mülteci akınıydı, bombalı saldırılardı derken herifler kapılarına kadar gelen tehlikeye reaksiyon verdiler bence. yani sen devlet olarak göçmenlere istediğin kadar iyi davran. onunla aynı ırktan olan birisi 200 kişinin canına aynı anda kast ettiği zaman sen bunu halkına açıklayamıyorsun işte, açıklayamadın da. sonuç olarak birleşik krallık'ta çıkan bu sonuç diğer ülkelerin popülist sağ partilerine de hareket alanı açmıştır. bütün avrupa sağına kuvvet vererek etkilemesi kaçınılmazdır.

2- avrupa birliği fiilen dağılma sürecine girmiştir. her ne kadar ingiltere kendi para politikalarına serbestçe karar verse de, ortak vize bölgesinde olmasa da birlik londra gibi büyük bir finans merkezini kaybetmiştir. bunun muhakkak ki çok büyük olumsuz etkileri olacaktır. almanya ve fransa daha fazla sırtlamayacaktır bana göre bu yükü. son dalgada bulgaristan gibi, romanya gibi fakir ülkeleri birliğe dahil etmenin hiç de iyi bir fikir olmadığı şu an apaçık ortada işte.

en nihayetinde ingiltere dahil kimse için olumlu bir sonuç çıkmamış oldu referandumdan. emin olun buna abd ve bizimle birlikte şu an alakasız gibi görünen birçok ülke de dahil. çanlar, bazıları için çalmaya başladı bile.

http://www.independent.co.uk/voices/eu-referendum-brexit-victory-what-the-result-means-for-britain-s-future-in-europe-a7098451.html

(vurgula: edit:) sonucun 3. etkisi olarak şunu söylemeyi unuttum; bu çıkış kararından iskoçya müthiş rahatsız. çünkü daha geçen sene "ya bizce biz britanya'dan ayrılmayalım" diye karar verdiler. en büyük sebeplerden biri cepteki ab üyeliği idi. şimdi britanya'ya bağlı kalmak için bir sebepleri yok. dolayısıyla orada da uk'den ayrılık için yeni bir referandum sürecine girilebilir. hatta kuzey irlanda'dan bile böyle bir atak beklenebilir. galler'den bu tip bir talep geleceğini sanmıyorum. çünkü bölgesel sonuçlara göre herifler zaten brexit için oy vermişler.[ybkz]swh[/ybkz] yalnız ilerleyen dönemde başka bir sürpriz bekliyor olabilir insanları: (vurgula: londra'nın bağımsızlığını ilan etmesi). ben şahsen mümkün olduğunu düşünmüyorum ama bu referandumun, ingiltere'de ne çeşit bir keskin ayrışmaya yol açtığına dikkat çekmek gerekir.

http://indy100.independent.co.uk/article/there-is-already-a-campaign-calling-for-london-independence--b1eHFDE3Eb?utm_source=indy&utm_medium=top5&utm_campaign=i100

başbakanın belki de en yakışıklı cümlesi. bunun bir de bulut teknolojisiyle ilgili söyledikleri vardı değil mi? ne demişti başkan?

"bulut sistemi denen bir şey var bu aralar, herkes oraya bir şeyler atıyor. bu bilişim... fazla kafa yorarsan sıyırırsın. kullanacaksın, yararlanıp işini göreceksin. hikmetine fazla şey yapmamak lazım..."