newcastle

türkiye'de görülebilecek, hem de sıkça görülebilecek durum.

(bkz: abdullah çatlı)
(bkz: haluk kırcı)
(bkz: ahmet şahbaz)

edit: meşru müdafaa halini unutmuşum pardon[ybkz]swh[/ybkz]

bir tansu çiller vecizesi(!)

susurluk olayları henüz yaşanmışken bu abla kalktı, abdullah çatlı için bunu söyledi.

35. amerikan başkanıdır. 46 yaşındayken texas'ta bir suikaste kurban gitmiştir.

failleri devlet kademelerine kadar ödüllendirilen, erdal inönü de dahil olmak üzere dönemin siyasetçilerinin seyirci kaldığı, tam 37 insanımızın canlı canlı yakılarak öldürüldüğü mezalim.

john fitzgerald kennedy, zamanında demiş ki; "forgive your enemies but don't forget their names." yani,

(vurgula: düşmanlarını affet ama isimlerini unutma.)

ne mümkün ki unutmak?

son dönemde sözlükte sıkça karşımıza çıkan yazar tipidir.

sırf bu nedenle sözlüğe girmeye çekinir olduğunu söyleyen yazarlar olması şahsen beni artık önlem almaya itiyor. bu anlamda görüş belirtmenin ötesine geçilip insanların tahrik edilmemesini özellikle tavsiye ediyorum![ybkz]swh[/ybkz]

28 temmuz dışındaki tarihlerden birinde yapılmasını iple çektiğim organizasyon.

sözlük ahalisini bir arada 6 ay boyunca bir daha göremeyeceğim için kesinlikle katılmak istediğim organizasyon.

allah'ın "yap" dediğini yapmaktan öte, "yapma" dediği şeyleri yapmamanın öncelik arz ettiği düşünce ve inanç sistemi.

her babayiğidin harcı değildir. zira, allah'ın emirleri anlamında herhangi bir tutarsızlığa müsaade etmez. misalen, "ben takva inancını benimsiyorum, takva yolunu tutuyorum." deyip ölmüş birinin arkasından konuşursanız olmaz o iş.

anlamını kavramak isteyen için bazı soruların cevabına ihtiyaç duyulan slogan. benim şahsen öncül iki sorum olur anlayabilmek isteyene:

1- türkiye'de kürt nüfusun yoğun olduğu bir yerde hiç bulundun mu?
2- bulunduysan ne süreyle?

eğer 3 aydan fazla süreyle kürt nüfusun yoğun olduğu bir yerde bulunup da neye ihtiyaç duyduklarını hala soruyorsak, o halde ya objektif bakamıyoruzdur konuya ya da başka bir sorun vardır. ancak, bu iki soruya verilecek cevap olumsuzsa işte o zaman burası[ybkz]swh[/ybkz] da dahil olmak üzere "mesele"nin ne olduğu konusunda bilgi verebilecek birçok insan ve ucu bucağı olmayan bir internet alemi size yardımcı olacaktır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

haykıranı bol olasıca cümle; umudu kaybetmeme sebebi.

2008 yapımı bir çağan ırmak filmi.

(vurgula: ukdeyi veren:) ahh yavrum

henüz somut bir adımı atılmamış olan dönüşüm.

bu tarihlerde istanbul'un muhtelif parklarında düzenlenen forumların bu soruna çare olamayacağını düşünüyorum. forumlarda aracısız bir şekilde birbirimizi ilk kez duyuyoruz belki de, bu bile müthiş bir aşamadır esasında.

sağlıklı, doğru haber almanın neredeyse imkansız olduğu zulüm. şayet okuyabildiğim kadarı doğruları yansıtıyorsa, dönem itibarıyla doğu türkistan'da çok ciddi bir insanlık dramı yaşanmaktadır.

yani tabi şöyle de bir şey var, yine bildiğim kadarıyla[ybkz]swh[/ybkz] bu ilk değil ve bu konu yeni bir konu değil. yıllardır doğu türkistan halkı[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] resmen kapana kısılmış bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. ve az da olsa siyasetten ve devlet reflekslerinden anladığına inanan biri olarak şunu düşünüyorum ki, orada 30'a yakın insanın öldüğü ilk olay 26 haziran tarihli olay olamaz. çin'in doğu türkistanlılar'a yaklaşımı, bugüne kadar onlarca, belki de yüzlerce insanın canına mal olmuş olmalı. basın olanları yazmıyor, yazıyorsa da "çin polisi'ne saldırıldı" olarak yazıyor olma olasılığı çok yüksek; çin devleti kendisini hesap vermek zorunda hissetmiyor, çünkü herhangi bir baskı yok üzerlerinde. her sabah, "acaba bugün ne olacak? beni ne tür bir kötülük bekliyor?" düşüncesiyle uyanan koca bir halk düşünün; allah yardımcıları olsun.

bu konuyu gezi olayları ile kıyaslamak meselesine gelecek olursak, bence hiç gelmeyelim oraya. zira, komik olmaya gerek yok.

1985 yapımı türk filmi. başrollerinde ilyas salman ve deniz akbulut oynamaktadır.

(bkz: biri de çıkıp demiyor ki aga bu nedir)

nasıl oluştuğunu bilmediğim genel kanının aksine bazı kavramları/konuları durduk yere kaşımaya çalışan, yazdıklarıyla ortalığı ateşe vermeyi seven. bir de, söyleyeceğini söyledikten sonra "yanlış anlamayın" ya da "ortalığı germek gibi bir niyetim yok" gibi cümlelerle başlayan ve yatıştırıyormuş gibi yaptığı bir kısım oluyor mutlaka yazdığı provokatif entry'lerde, ben en çok o kısıma hastayım. örnek;

#284737

yani ne gerek var ki, chp'ye sallamak için dersim üzerinden "alevi"ye sıçramaya? hem de sanki sivas'ta o "alevi"yi yakan kendi zihniyeti değilmiş gibi...

edit: yazdığı "bazı" entry'lerden bahsediyorum burada, bu kısmı önemli. yani genel olarak düşünce yapısını ya da bakış açısını yargılamak gibi bir derdim yok; "banane"dir, "banane" olarak kalır. benim derdim, kimliğimdir; kendi düşüncelerimdir. hele ki kimliğimi mecra neresi olursa olsun bulunduğum yerde asla yedirtmem, aşağılatmam; durum bundan ibarettir.

antalyaspor ile anlaşarak kulübü mali bir külfetten kurtarmış antrenör. zira hatırlarsak, kulüp bulana kadar sözleşmesindeki rakam kendisine beşiktaş tarafından ödenecekti.

türkiye'de futbolu takip eden herkesin gs maçlarında kenarda tekerlekli sandalyesi ve "aslan yelesi" saçlarıyla çok iyi bildiği, galatasaray ile hayatının tamamını doldurmuş bir taraftar; allah rahmet eylesin.

özellikle hakan şükür ile çok farklı bir gönül bağı olduğunu hatırlıyorum. hakan gollerden sonra mümkünse mutlaka sezgin'e koşardı.

yeni yeni reklamları sağda solda görülen özel hastane. medicalpark ile göbek bağı vardır. yani paravanlar, paravanlar... ve bakıyorsunuz, son tahlilde sahibi rte.

biz kendilerini gezi parkı direnişi esnasında yaralıları polise teslim etmeleriyle tanıdık. o yüzden şöyle söyleyeyim; size, "bu hastaneyi kullanmayın, buraya gitmeyin, bunlara para kazandırmayın arkadaşlar" dersem tazminat ödemek zorunda kalabilirim bu heriflere ama demiyorum işte.[ybkz]swh[/ybkz]

geçenlerde, bizim şirkette çalışanlar göz muayenesinden geçtiler. bu iş için de liv hospital ile anlaşmış yönetimden birileri. 100'e yakın insan çalışıyor bu lokasyonda ve inanır mısınız, muayeneye 10 kişi falan girmiştir. onlar da "ulan zaten bizimkiler bir bok yemişler; tutup bu heriflerle anlaşmışlar. bu dakikadan sonra o para zaten ödenecek, madem öyle ben giriyorum muayeneye." düşüncesiyle girmiştir.

seviyorum lan çalıştığım yeri.[ybkz]swh[/ybkz]

tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş dedirten işbirliğinin adı.