confessions

musalla tasi

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1071
  2. takipçi 0
  3. puan 20184

6 nisan 2015 beşiktaş istanbul başakşehir maçı

musalla tasi
biletimi alabildiğim maç. ayrıca passolig denen işin bir saçmalığına daha şahit oldum. benim hem beşiktaş hem başakşehir logolu passolig kartım var. başakşehir olanı sponsordan aldım. ikisinde de kombine var. bu maç için kale arkası ceza durumu için bilet alıp alamayacağımı merak edip passolig müşteri temsilcisini arayıp bilgi aldım. karşımdaki kişi bana bilet alabileceğimi söyledi tam kapatıyorduk ki "ama bir dakika sizin iki takım için de passolig kartınız var" dedi. ben de evet dedim var. siz dedi bu maça giremezsiniz zaten. nasıl yani dedim. ben iki takımında tüm maçlarını izlemek için için kombine almışım ve bu maça giremeyeceğim öyle mi dedim adam aynen öyle dedi. çözüm olarak tek yolun birini iptal etmek olduğunu söyledi ve ben de başakşehir possolig kartımı iptal ettirdim. ben ömrümde böyle saçmalık görmedim. ama oldu.

beşiktaş futbol şubesinin 2015 yaz sezonu transfer politikası

musalla tasi
yönetimin elin korkak alıştırmaması gereken ve özellikle takımın en gerideki 5 adamını tam kapsayan transferleri takıma katması gerekendir. yabancı kuralının kalktığını düşünerek planlanması gerekir. tek mevkilere bakacak olursak:

kaleci: kesinlikle yabancı bir kaleci alınmalı, kale kendisine emanet edilmeli. yediğimiz her atak, çekilen her şut, kenardan yapılan her orta yüreğimizi ağzımıza getirmemelidir. tercihen arada bir de olsa penaltı kurtaran kaleci alınabilir. cech gelebilir.

sağ bek: her ne kadar serdar kurtuluş 2. yarıya iyi girse de hala top kullanmakta büyük sıkıntıları var. top ayağındayken hep tedirgin bu adam. oyun kurarken ayağına aldığı her topu bir an önce önündeki töre'ye atmaya çalışıyor. iyi ortası nadiren çıkar. beşiktaş gibi şampiyonluğa oynayan takımlarda canavar gibi bek gerekir. topu alıp gitmeli, top töre'nin ayağındayken bindirmesini yapmalı, ya onun önünü açmalı ya topu önüne almalı sonunda da ellerine vermelidir. bana opare demeyin. iyi yedek olur ama tek ve yırtıcı bek olup tahtaya direkt yazılacak adam değil.

stoper: kanayan yaradır. sivok reisin yokluğu ile oluşan pedro ersan necip stoper hattı adeta bomba. hava toplarını havada kapan, rakibi rahatsız eden, gerekirse tükürecek, çimdik atacak adamlar değil. stoper dedin miydi, en az birisi çirkef olacak, üstten rakibi eliyle dürtüklerken alttan dizi koyacak da bünyamin gezer gibi adamlar 6 kere izleyip, kale arkası kamerasından çekilen görüntüden görecek o darbeyi. "aa bu arada fener'in penaltısı verilmemiş" lafı maçtan en az 3 saat sonra duyulacak. diğer stoper kardeşimiz çok tecrübeli olmalı. tercihen ayağı iyi olmalı. attığını vurmalı. hatırlayın erciyes maçında necip olcayın golünde asistin asistini yaptı hatta demba ba yoga hareketine borçluyum dediği kadar değişik bir top indirişle asist yaptı da bilic "ulan ne top attın" diye necip'i öptü. arkadaş bu kadar mı zor durumdayız biz. psg'nin iki stoperi takımı 10 kişiyle deplasmanda oynadığı maçta takımı çeyrek finale attı. gol attılar lan gol. öyle pas mas değil. bu adamlardan ben de istiyorum sayın orman. çirkin, gıcık, uzun, net stoperler istiyoruz. son anlarda gol yememk için kapandığımız anlarda topu ayağına alınca topu uzaylayacak. o top inene kadar maç bitecek.

sol bek: motta yalan. hiç lafı uzatmaya gerek yok. adam çalım yeme dehası. her türlü geçiliyor. sağından atıyorlar geçiliyor, solundan yine. boy desen yok. hava topu desen yok. orta desen, yaptığı orta rakibe çarpıp taca gidince seviniyorum ben top bizde diye. olcay sadece bu adama çok yardıma geliyor diye hala takımda beyler. ayık olun. sağ bek için ne dediysek aynında istiyorum. fener'de caner oynuyor lan orada. adam her hafta ceza sahasına en çok top atan oyuncu oluyor.

orta saha: atiba kalsın. mustafa denen kadavraya 1.7 milyon verdiyseniz verin 2 milyonu kalsın atiba. adam hem sakatlanmıyor. senede iki kere falan. fazlası yok. bence bu beşiktaş özelinde iyi özellik sayılmalı başlı başına. oyuna katkısı çok. dikine oynayan değil, pasla giden takım olduğumuz için top ilerden hep geri oynanıyor duvara çarpınca. o geri gelen toplar öyle önemli ki atiba aklı başında biri olarak orada kalmalı. gerisi iyi bence. töre, sosa, olcay, tolgay, kerim derken iyi baya.

forvet: umut vaadeden yabancı genç uzun forvet alınabilir. okyanus ötesi, bilmem kimin alt yapısının oynamayan bir zamanların çıkış beklenen topçular alınabilir. gelecek vaadeden derken bir batuhan karadeniz, gs'li sercan falan değil. insan azmanı olmalı. gerekirse pis burun bile vurabilmeli. 70'den sonra demba ba bitince topu ayağında tutacak, rakibe dirsek atacak, kendini yere atacak falan adamdan bahsediyorum. sezonda 5 gol atsın, o gollere de çok sevinsin. o tip biri.

el hasılı kelam beşiktaş'ımda transfer bitmez. ama gelecek sene idare edecek adamlar yedek olsun. kısaca bunu istiyorum. o sakatlanınca boku yedik demeliyiz. yani demba ba- pektemek ilişkisi gibi. yeri dolmamalı adamın.

hadi hepsini alın gelin. göreyim sizi.


beşiktaş futbol takımı masörünün sakatlanması

musalla tasi
son kaybımızdır. hem de düşmüş de ayağında damar damar üstüne binmiş falan değil adamda bildiğin kas yırtılması olmuş. ismail köybaşı, pektemek gibi sakatlarımız yaşadığı sakatlıklardan. artık kimse bana yok ümraniye'nin zemini yok antrenman tekniği falanla gelmesin. cenabet arkadaş bu takım.

http://www.fanatik.com.tr/2015/03/30/besiktasta-surpriz-sakatlik-420274

beşiktaş taraftarının çabuk gaza gelmesi

musalla tasi
(bkz: beşiktaş taraftarının gazının çabuk sönmesi)

asıl olay bence budur. özellikle bu sene için. kabul ediyorum. kadıköy'de seyircisi dağılmış, oyunu 4 puan farkı kafasına yazıp ve rakibe yazdırmış ve oyunu tutmuş beşiktaşın o ortamda galibiyeti alması gerekiyordu. ve kabul ediyorum 33. hafta oynanacak gs maçı final maçı olacaksa yine umutsuz olacak bu taraftar.

ama şunu kabul etmiyorum. bu sene ligin 10. haftasından sonra çok acayip lig yaşandı. 3 büyükler bu süreçte çok maç kazandı. puan kaybı yaşamadan gitti. mesela bu süreçte biz sadece gs'ye yenildik. gs gençler ile berabere kaldı, 11 maç 10 galibiyet falan yaptı. fener'in 9 maçlık serisi var vs. ama sonra lig dengeye geldi. mesela gs ve fb son 3 haftada 9 puandan 4'ünü alabildi. bu süreçte biz ise eskişehir ve balıkesir maçlarından 1 puan çıkardık. en son da fb yenilgisi.

lig özetinden sonra şuraya gelelim. 3 büyüklerden sadece gs ve biz tüm maçlarımızı kazanırsak şampiyon olabiliyoruz. fenerbahçe her halükarda bizden puan kaybı beklemek zorunda. ligin ilk yarısının bu periyoduna bakarsak öncesinde erciyes'e yenilip ardından fener'e kaybettik ve ardından seriye geçtik. aynı durum diğer takımlar için de geçerli. onlar da seri galibiyetler aldılar ama şimdi kalan 9 maçta böyle bir performansı gerçekleştirebilecek tek takım beşiktaş'tır.

çünkü o beşiktaş zorlu iki brugge maçından mental olarak yıpranarak çıktı. o beşiktaş sakatlık ve formsuzluklarla en çok mücadele etti. ama bu koşullarda hala kendi göbeğini kendi kesebilecek kadar bu işin içinde. ve artık sadece 9 maçı var. beşiktaş'ım hep bu haftalarda yaşadığı düşüş ile liderle arasındaki farkı 5 ila 10 puanlara çıkarır, gazeteler beşiktaşımdan "bu arada beşiktaş'ta sakatlık şoku" haberleri yapardı. seneye transfer edilecekleri konuşurdu. ama bu yıl bazı futbol adamlarının favorisi hala beşiktaş. (bkz: oğuz çetin) rakiplerin ise bu puan kayıplarının yaşandığı periyotta hiçbir mazereti yoktu. yani bu iki takımın normali bundan sonra bu olacak.

fener ve gs ikisi de sürdürebilir oyunlar ve kadrolarla oynamıyorlar. ideal kadrolarını hala bulamamış ve kırılganlığa açık haldeler. beşiktaş'ımın fener karşısında çıktığı kadro her maçı kazanabilir. düşüşte olan takımlara milli maç araları hep yaramıştır. çok değil en az 3 hafta sonra ligde tekrar lider olacak bu takım ve şampiyonluk sesleri daha gür çıkmaya başlanacak. tek korkum geçen sene olan bazı saçma sapan olayların takımı bulmaması. töre'nin vurulması, kasımpaşa maçları gibi. duymak istemediğim ve artık iğrendiğim bir diğer söz ise" stadı olmayan takım ve 48. resmi maçına çıkan takım". bu takıma artık bahane üretenlerin yöneticiliği sorgulanır arkadaş. taş gibi kadro var elde. artık şampiyonluğu koklamalı mental düşüş yaşayıp yine "tecrübesiz ve geç oyunculardan oluşan" ile başlayan cümlelerin dolaylı tümleçlerini söyleyenlerin ağzına sokmalıdır. bunun başka açıklaması yok.

önde basıp kalabalık ortasaha ile rakibini 1 puan çok iyi olur psikolojisine sokan beşiktaş'ı artık görmek istiyoruz biz. ilk yarıları çöpe atan takım şubatın 28 gününde 12 maç yapan, 15 günlük araya 2 avrupa bir lig bir derbi maçı sokan takım yok artık. sadece 9 maçı olan takım var. her maç koşan basan 2'yi atıp 3'ü arayan takım gelsin yine seneye de şampiyonuz.

not: bu entry taraftarlık ve fanatiklikten bağımsız yazılmıştır. akli dengem yerinde.

22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı

musalla tasi
kadromuzu kuralım da adet yerini bulsun dediğim maçtır.

tolga-serdar-pedro-ersan-motta-veli-atiba-töre-sosa-olcay-ba

yazdığım kadro bilic'i azıcık tanıyorsam sosa-tolgay değişikliği hariç aynen böyle olacaktır ve bence doğru kadrodur. beşiktaş'ımın önde basan total defans ve hücum anlayışından uzaklaştığı şu kötü günlerde eski günlerine dönmesini istediğim maçtır.

yeni hastalığı var bir de artık takımın: at töre'ye bak keyfine. son brugge maçını tribünden izleyip iyice kani oldum arkadaş. top töre'ye gelince öyle alışmış ki takım adamın yanına yaklaşan yok. beki bindirme yapmıyor. herkes töre'nin 3 kişiyi geçince topu bana nasıl atar onun peşinde pozisyon alıyor. sadece takımın mı suçu? hayır. töre öyle bir ayağına alıyor ki topu ve resmen modern futbolun ırzına geçiyor adam. akan oyunda kimse durmaz. pozisyon alırken bile bir iki adım atar. adam takım ileri koşup aralara sızarken bile topu alıp bekliyor. kendini karşılayan kademeye giren iyice pozisyonunu alıyor ve slalom başlıyor. o seri çalımlar her maç 2 ya da üç kez başarıyla bitiyor ki brugge'de biri gol oldu mesela ama ezilen topların hesabı yok. ha beşiktaş'ımda en olmazsa olmaz adam yine töre. ama sadece bu harika ve sayılı oyuncuda olan özellik heba edilmemeli. adam resmen türkiye'yi uçuracak bor minerali gibi. kullanılamıyor.

halbüse ah takımım canım. o sağ kanattan gelen ataklarımıza özel çalışsak ve kullansak. töre karşısına önce rakip beki ardına da kademedeki stoperi ya da dmc'yi almışken serdar bindirmesini yapsa, ya topu alsa ya töre'nin önünü açsa, ya sosa o bölgeye yaklaşıp pas istasyonu oluşturup aynı adamları ver-kaç ile yamultsa, ters ayağına aldığı topu töre içeriye kadar taşısa neler olur neler. brugge maçında serdar sakatlanınca opare-töre kanadı oluşacak diye sevinmiştim hatta onları izlemek için sabırsızlanıyorum yazmıştım. opare top töre'deyken elini beline atıp benimle aynı açıdan-tabi daha yakından- izledi pozisyonları. bir tane bindirme yapmadı. töre ya iki kişiye top kaptırdı ya da veli'ye döndü. veli pedro'ya pedro tolga'ya. gerisi malum. el hasıl o işe bir ayar şart dostlar.

beşiktaş'ımın bu sezon çıkacağı en rahat derbidir aynı zamanda. ilk iki derbi içerde olduğundan yenmeliydi takım olmadı. 33. haftadaki gs maçı çok daha bıçaksırtı olacak. ki o maç için kehanetim beşiktaş'ımın yenilse bile gs'ye puan olarak geçilmeyeceği yönünde. kadro olarak da ideal kadrodan önemli eksik yok. sadece sakatlıkta çıkan ve formsuz oyuncular var ama derbi maç bu sorunları aşar.

bu yüzden beşiktaş beşiktaş gibi oynamalı ve sonucu beklemelidir. benim tahminim maçı berabere biteceği skor tahminim 2-2. fb'den bir oyuncuya kırmızı çıkacak.

19 mart 2015 beşiktaş club brugge maçı

musalla tasi
liverpool maçındaki kuzey tribünün doğu tribününü gören çaprazındaki yerimi yine alıp, aynı kot gömlek mont ve çarşı beresiyle gidip uğurumu yapacağım maçtır. herkesin aklındaki beşiktaş gol yerse sıkıntısı bende hiç yok. o sıkıntı liverpool maçında 10 kat daha fazlaydı. ama o maçta, taraftar gazına falan gelmeyip sakin oynadı beşiktaş. bu maçta da aynısını yapacaktır. oyunu ele alacak ve devam edecektir. ilk yarının 0-0 bitmesi takımı tedirgin edeceğini sanmıyorum. takımın başında türk mantığında "hadi aslanlar" diye takımı sahaya salıp ilk 20 dakika koşmaktan dalaklarını şişirecek birisi yok allah'tan. 1-0 öne geçip 1-1'e yakalansak bile tek bir gol gerekecek bize.

biic'in 4-4-2 başlayacağını zannetmiyorum. atiba oynayacak gibi. tolgay sosa'nın yerinde oynar. ozzie ve pektemek sonradan oyuna girerler. oyun tahminim ise, maçı 3-0 götüren beşiktaş'ın brugge'ün can havliyle yaptığı son dakika ataklarına dayanamayıp kanseri başlatacağı ama 2. golü yemeyip 3-1 ile turu geçeceği yönünde. demba ba 2 gol atar diyorum.

son olarak opare'nin sağ bek performansı maç sonu çok konuşulacak gibi geliyor bana. önünde açık olarak töre'nin oynadığını düşünürsek bu ikili kanat her şeye gebe. ayıca opare ters kanatta oynarken süratle sıfıra inmeye yeltenip hep durdu. çünkü ters ayakla orta yapamayacaktı. bu maçta o sıkıntı da olmadığı için demba ba'ya yüksek toplar ya da olcay'ın içeri kaçışlarında önüne atılacak toplar ya da arkasında bekleyen töre'ye atacağı topları göreceğiz bol bol. töre ile beraber ikisini kanatta izlemek için sabırsızlanıyorum.

(bkz: allah allah allah allah saldır beşiktaş bu akşam yüzümüzü güldür beşiktaş)

19 mart 2015 beşiktaş club brugge maçı

musalla tasi
22.05'te başlaması kötü olan maç. o maç bittiğinde saat 00.00 olacak. bir de uzar, penaltılar falan olursa demba ba ile üçlü çekme falan derken bitişi saat gece 1'i bulur. bilet satışını etkileyecektir. ardından kadıköy'e pazar günü gideceğimizi düşünürsek maç saati sıkıntılı olmuş gerçekten. bu arada ilgisi yok ama çağrışım yaptı:

(bkz: yeter yıldırım demirören yeter)
19 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol