aslında uygun fiyata transfer edilse, belki taraftarı memnun etmeyecek ama bence demba ba'nın yokluğunu doldurabilecek santrafor.
belki şu an ki haliyle demba ba ile karşılaştırmak çok doğru değil ama şenol hoca'nın elinde pırlantaya dönüşmemesi için hiç bir neden yok. jose fernandao kalası gol kralı olduysa şenol hoca'yla eren niye olmasın.
şenol güneş'in teknik ekibinde görevine devam edeceği yazılan antrenör.
beşiktaş'ta kondisyoner olarak değil, rakip takımların teknik ve sosyal analizini yapan bir uzman olarak çalışıyor.
beşiktaş'ta kondisyoner olarak değil, rakip takımların teknik ve sosyal analizini yapan bir uzman olarak çalışıyor.
şenol güneş'in de teknik ekibinde yer alacağı yazılan antrenörümüz.
antalyaspor'un anlaşamadıkları için transferinden vazgeçtiğini açıkladığı kaleci.
antalyaspor ile prensipte anlaşıldığı yazılan defansif orta saha oyuncusu.
beşiktaş yönetiminin satışı için çin kulübü ile görüşmelere başladığını kap'a bildirdiği eski golcümüz.
doğruysa kulübü swansea ile anlaşmış siyahi forvet.
arkadaş bazı kulüpler özellikle forvet konusunda nokta atışlar yapıyor yauw. bakın mrkela demişti diyeceksiniz; bu adam swansea'de başarılı olacak. swansea daha önce de bony wilfried'i getirmişti hollanda'dan, adamı chelsea'ye sattılar sonrasında. bafetimbi gomis'i de geçen sene aldılar. braga da öyle, forvet konusunda. adamlar buluyorlar. en güzel örneği atletico madrid ama. fernando torres'i satıp radamel falcao garcia'yı almışlardı. falcao'yu yıldız yaptıktan sonra satıp diego costa'yı almışlardı, onu da chelsea'ye iyi paraya okutup mario mandzukic'i getirdiler. hem kara geçip hem de forvet konusunda hiç bir zaman sıkıntı yaşamıyorlar. sorsalar falcao satılır mı diyenler şimdi parmakları ağızlarında atletico'yu izliyorlar.
şimdi beşiktaş demba ba ile böyle bir süreci başlatıp forvet eksperi kulüpler sıralamasında üst sıralara tırmanacak mı göreceğiz. demba ba'nın yerine alacakları forvetin performansı bize bu konuda tüyo verecektir eminim.
arkadaş bazı kulüpler özellikle forvet konusunda nokta atışlar yapıyor yauw. bakın mrkela demişti diyeceksiniz; bu adam swansea'de başarılı olacak. swansea daha önce de bony wilfried'i getirmişti hollanda'dan, adamı chelsea'ye sattılar sonrasında. bafetimbi gomis'i de geçen sene aldılar. braga da öyle, forvet konusunda. adamlar buluyorlar. en güzel örneği atletico madrid ama. fernando torres'i satıp radamel falcao garcia'yı almışlardı. falcao'yu yıldız yaptıktan sonra satıp diego costa'yı almışlardı, onu da chelsea'ye iyi paraya okutup mario mandzukic'i getirdiler. hem kara geçip hem de forvet konusunda hiç bir zaman sıkıntı yaşamıyorlar. sorsalar falcao satılır mı diyenler şimdi parmakları ağızlarında atletico'yu izliyorlar.
şimdi beşiktaş demba ba ile böyle bir süreci başlatıp forvet eksperi kulüpler sıralamasında üst sıralara tırmanacak mı göreceğiz. demba ba'nın yerine alacakları forvetin performansı bize bu konuda tüyo verecektir eminim.
kadıköylü anlamına geldiğini düşündüğüm kelime. aynı zamanda kartal sözlüğün yeni yazarı.
nicki bir fenerliye daha çok yakışacak olduğundan içimize sızmaya çalışan bir fenerli mi diye şüphe etmedim değil hani. [ybkz]swh[/ybkz] hoşgeldin. klavyene kuvvet.
nicki bir fenerliye daha çok yakışacak olduğundan içimize sızmaya çalışan bir fenerli mi diye şüphe etmedim değil hani. [ybkz]swh[/ybkz] hoşgeldin. klavyene kuvvet.
heyecanını kaybettiğini düşündüğüm ispanyol golcü.
umarım transferi düşünülmüyordur. fırtına gibi estiği zamanlarının çok gerisinde. şenol hoca her ne kadar bitik futbolcular için umut verse de, şenol hoca'nın da belli kriterleri var. böyle bir risk yerine daha risksiz bir transfer olmalı. [ybkz]swh[/ybkz]
umarım transferi düşünülmüyordur. fırtına gibi estiği zamanlarının çok gerisinde. şenol hoca her ne kadar bitik futbolcular için umut verse de, şenol hoca'nın da belli kriterleri var. böyle bir risk yerine daha risksiz bir transfer olmalı. [ybkz]swh[/ybkz]
suriye'nin kuzeyindeki üç kürt kantonundan biri.
ışid çetecilerinin elinden, dünyanın dört bir yanından gelen gönüllülerin de yardımı ile, kurtarılan şehirdir aynı zamanda. ışid'le savaşta düşseydi, cumhurbaşbakanımız zil takıp oynayacaktı ama ypg gerillaları izin vermedi buna. son saldırıda ölü sayısının 152'ye yükseldiği söyleniyor.
ışid çetelerinin buraya 200 km uzaktan geldiğini söyleme naifliğini göstermek yerine sınırdan geçen tırları, elini kolunu sallaya sallaya türkiye askerinin önünden geçen çeteleri, çetelerin ölüleri üzerinden çıkan tc damgalı belge ve silahları düşünürsek durumu çözmek kolaylaşır sanırım. eğer gerçeği istiyorsak tabi.
alıntı--
IŞİD’in Berxbatan köyündeki katliamından sağ kurtulan 65 yaşındaki Şahap Cüneyt, saldırıda eşini kaybettiğini söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
‘BUNLAR DAİŞ DİYE BAĞIRDIM’
“Uzun bir süredir köyümüzün çevresinde bir çatışma yaşanmadığı için halk köye geri dönmüştü. Çarşamba gecesi saat 2 buçukta sahura kalktık. Sahurumuzu yaparken bir araç konvoyunun köye geldiğini gördük. Biz gelenlerin YPG’li olduklarını sanıyorduk. Bir saat sonra evin yakınında iki kişinin kendi aralarında konuştuğunu gördüm. Hangi dilde konuştuklarını anlamadım. Beni fark edince silahlarına sarıldılar. Ben de IŞİD üyesi olduklarını anladım. Köy halkını uyarmak için, ‘Bunlar DAİŞ’ diye bağırdım. O anda bahçemize girip evimizi taramaya başladılar. Evin damına çıktık. Kaçmamızın tek yolu damdan atlamaktı. Kızım damdan aşağı atladı. O sırada iki kolu da kırıldı. Karım da damdan atlamaya çalıştı, ancak kafasına bir kurşunun isabet etmesiyle orada hayatını kaybetti. Ben de ayağımdan yaralandım.Gece karanlığında sürünerek köyden uzaklaştık. Daha sonra YPG’liler bizi Kobani’ye getirdi.”
alıntı--
ışid çetecilerinin elinden, dünyanın dört bir yanından gelen gönüllülerin de yardımı ile, kurtarılan şehirdir aynı zamanda. ışid'le savaşta düşseydi, cumhurbaşbakanımız zil takıp oynayacaktı ama ypg gerillaları izin vermedi buna. son saldırıda ölü sayısının 152'ye yükseldiği söyleniyor.
ışid çetelerinin buraya 200 km uzaktan geldiğini söyleme naifliğini göstermek yerine sınırdan geçen tırları, elini kolunu sallaya sallaya türkiye askerinin önünden geçen çeteleri, çetelerin ölüleri üzerinden çıkan tc damgalı belge ve silahları düşünürsek durumu çözmek kolaylaşır sanırım. eğer gerçeği istiyorsak tabi.
alıntı--
IŞİD’in Berxbatan köyündeki katliamından sağ kurtulan 65 yaşındaki Şahap Cüneyt, saldırıda eşini kaybettiğini söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
‘BUNLAR DAİŞ DİYE BAĞIRDIM’
“Uzun bir süredir köyümüzün çevresinde bir çatışma yaşanmadığı için halk köye geri dönmüştü. Çarşamba gecesi saat 2 buçukta sahura kalktık. Sahurumuzu yaparken bir araç konvoyunun köye geldiğini gördük. Biz gelenlerin YPG’li olduklarını sanıyorduk. Bir saat sonra evin yakınında iki kişinin kendi aralarında konuştuğunu gördüm. Hangi dilde konuştuklarını anlamadım. Beni fark edince silahlarına sarıldılar. Ben de IŞİD üyesi olduklarını anladım. Köy halkını uyarmak için, ‘Bunlar DAİŞ’ diye bağırdım. O anda bahçemize girip evimizi taramaya başladılar. Evin damına çıktık. Kaçmamızın tek yolu damdan atlamaktı. Kızım damdan aşağı atladı. O sırada iki kolu da kırıldı. Karım da damdan atlamaya çalıştı, ancak kafasına bir kurşunun isabet etmesiyle orada hayatını kaybetti. Ben de ayağımdan yaralandım.Gece karanlığında sürünerek köyden uzaklaştık. Daha sonra YPG’liler bizi Kobani’ye getirdi.”
alıntı--
arsenal'e transfer olmuş efsane kaleci.
mask filminin baş karakteridir.
(bkz: ipkissia maskosis)
(bkz: ipkissia maskosis)
john russell tarafından üretilmiş bir terrier cinsi. kendisi aslında tilki avında iyidir. aynı zamanda mask'ın yani stanley ipkiss'in köpeğidir.
kendisi çok barışçıl ve sadık bir köpek türü olup dünyada epey popülerdir. oyunu ve çocukları sever.
kökeni britanya olan bir terrier ırkı köpekcik.
asıl işi fare yakalamak olan köpeği insanoğlu öyle bir hale getirmiş ki kapı çarpsa kalp krizi geçirebildiğini okumuştum bir yerde.
asıl işi fare yakalamak olan köpeği insanoğlu öyle bir hale getirmiş ki kapı çarpsa kalp krizi geçirebildiğini okumuştum bir yerde.
shaktar donetsk'in 1990 doğumlu brezilyalı kanat oyuncusu. daha doğrusu bayern munich'in shaktar'dan 30 milyon euro'ya transfer ettiği futbolcudur.
bayern munich'in transferi için manchester ile görüştüğü fakat manchester'ın onay vermediği futbolcu.
zaman zaman haksızca eleştirilen futbolcu.
mustafa geldiğinden beri potansiyelini sahaya yansıtacak gelişmeyi gösteremedi. bunun en bilindik sebebi yaşadığı sakatlıklar. öncelikle şunu söylemek gerekli; bu adam üzerinde beşiktaş forması ile sakatlandı. yani takımı için mücadele ederken. ne beşiktaşlılık değerlerine aykırı bir hareketi oldu, ne de takımını satıp başka bir kulübe gitti. yapılan eleştiriler bence biraz abartı. sakatlık kendi seçtiği bir şey değil sonuçta. insanlar sürekli sakatlandığı için mantıksızca eleştirdiler mustafa'yı. bu durum onun fiziksel yapısı ile ilgili bir durum. bunu değiştirebilmesi imkansız, zira gece kuşu olduğu için olsa sergen yalçın'ın futbol hayatı daha yirmili yaşların başında biterdi. bu sakatlık durumunun süreklileşmesi mustafa'da bir güvensizlik hali yarattı. kararlı olması gereken hareketleri güven duygusundaki bozukluktan kararsızlaştı. paniğe varan davranış biçimi, bir forvette olması gereken sakinlik ve kararlılık gibi olmazsa olmaz özelliklerinin gelişmesini engelledi. üstüne taraftar baskısını eklersek bu habis durumu değiştirebilmesi için umutları her geçen gün azaldı.
şimdi bu durum dönüşebilir mi dönüşmez mi. mustafa henüz genç sayılır. bunu değiştirebileceği konusunda geçen sezonun başında biraz umut verdi. umarım bu sene şenol hoca'nın da yardımı ile kırılan bu sefer şeytanın bacağı olur. ben çok umutlu değilim gerçi onu da belirteyim ama beni mahcup eder umarım.
mustafa geldiğinden beri potansiyelini sahaya yansıtacak gelişmeyi gösteremedi. bunun en bilindik sebebi yaşadığı sakatlıklar. öncelikle şunu söylemek gerekli; bu adam üzerinde beşiktaş forması ile sakatlandı. yani takımı için mücadele ederken. ne beşiktaşlılık değerlerine aykırı bir hareketi oldu, ne de takımını satıp başka bir kulübe gitti. yapılan eleştiriler bence biraz abartı. sakatlık kendi seçtiği bir şey değil sonuçta. insanlar sürekli sakatlandığı için mantıksızca eleştirdiler mustafa'yı. bu durum onun fiziksel yapısı ile ilgili bir durum. bunu değiştirebilmesi imkansız, zira gece kuşu olduğu için olsa sergen yalçın'ın futbol hayatı daha yirmili yaşların başında biterdi. bu sakatlık durumunun süreklileşmesi mustafa'da bir güvensizlik hali yarattı. kararlı olması gereken hareketleri güven duygusundaki bozukluktan kararsızlaştı. paniğe varan davranış biçimi, bir forvette olması gereken sakinlik ve kararlılık gibi olmazsa olmaz özelliklerinin gelişmesini engelledi. üstüne taraftar baskısını eklersek bu habis durumu değiştirebilmesi için umutları her geçen gün azaldı.
şimdi bu durum dönüşebilir mi dönüşmez mi. mustafa henüz genç sayılır. bunu değiştirebileceği konusunda geçen sezonun başında biraz umut verdi. umarım bu sene şenol hoca'nın da yardımı ile kırılan bu sefer şeytanın bacağı olur. ben çok umutlu değilim gerçi onu da belirteyim ama beni mahcup eder umarım.
tarihi malmö ve valerenga hüsranlarıyla başlamış, özellikle samet aybaba döneminde, öne geçtiği maçları tehlikeye atma kronik rahatsızlığını taşıyan, mevcut başkanının beyaz yalanlar söylediği, demirören gibi birini 3 kere başkanlığa seçen bir kongre yapısına sahip bir kulübün taraftarında bulunması gayet normal ruh halidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?