ümit sayın tarafından bestelenen, zeynep dizdar tarafından seslendirilen ve porto maçından sonra beşiktaşta forzanarchy tarafından dilime dolanan şarkıdır sözlük.
makaratında;
"vazgeç gönül
vazgeç sesini duyan yok
bir yağmurun içinde ateş böceği misali
bir yanıp bir söndün..." diyerek olayı bitirmektedir.
(bkz: adamın amına koyan şarkılar)
sezen aksu, meral okay ve uzay heparı gibi müziğimizde büyük yeri olan üç güzide insanın hayat verdiği bir parçadır.
sözleri;
kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer
her gece
yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık
her şeye
anneni daha sık anımsıyorsan hâttâ anlıyorsan
kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
içindeki çocuğa sarıl sana insanı anlatır
eller günahkâr
diller günahkâr
bir çağ yangını bu bütün
dünya günahkâr
masum değiliz hiç birimiz
diye devam eden; şebnem ferah yorumuyla sakin bir yürüyüş havasından çıkıp koşmaya, depar atmaya sürükleyen şarkı
sözleri;
kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer
her gece
yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık
her şeye
anneni daha sık anımsıyorsan hâttâ anlıyorsan
kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
içindeki çocuğa sarıl sana insanı anlatır
eller günahkâr
diller günahkâr
bir çağ yangını bu bütün
dünya günahkâr
masum değiliz hiç birimiz
diye devam eden; şebnem ferah yorumuyla sakin bir yürüyüş havasından çıkıp koşmaya, depar atmaya sürükleyen şarkı
bir video paylaşım sitesinde "(bkz: odam kireç tutmuyor)" türküsüne yaptıkları yorumu dinledikten sonra ağzıma hiç kimsenin sıçmadığı gibi sıçtıkları için iki albümlerini de indirdiğim ve ulan madem sıçacaksınız bari böyle sıçın diyerek örnek gösterdiğim gruptur. adamlar balkan diyarlarından yola çıkıp ortadoğuya kadar uğradıkları ne kadar şehir varsa hepsinden bir şeyler alıp yapmışlar müziklerini. kimi zaman tatlı kimi zaman acılı kimi zaman da baharatlı ezgiler yapmışlar müzik mutfağında.
acımadan koyuyorlar sözlük bir taraflarınıza ezgileriyle, aman diyeyim.
odam kireç tutmuyor türküsü için yaptıkları yorum için
http://www.dailymotion.com/video/xeujtz_stellamara-odam-kirec-tutmuyor_music linkini takip ediniz.
web siteleri:
http://www.stellamara.com
acımadan koyuyorlar sözlük bir taraflarınıza ezgileriyle, aman diyeyim.
odam kireç tutmuyor türküsü için yaptıkları yorum için
http://www.dailymotion.com/video/xeujtz_stellamara-odam-kirec-tutmuyor_music linkini takip ediniz.
web siteleri:
http://www.stellamara.com
rina adlı filmde sıklıkla kullanılan replik. erdal tosun öyle bir der ki bunu, canı yanar insanın
bir düş sokağı sakinleri şarkısı
bir türlü yapamadığım şeydir. genelde dokuza çeyrek kala on kala falan kalkarım
bir kadın ismi. sıvılar için de en küçük birimdir kanımca.
rina isimli filmde yer alan bir karakter. tam bir orospu çocuğudur an itibarı ile gözümde
eceli gelen köpek cami trafosuna işermiş deyimini akla getiren ve biraz evvel ofisin karşısındaki camiye polislerin gelmesine sebep olan eroinmanlardır. olay şu şekilde cereyan etmiştir;
iki kafadar eroinman tuvalet görevlisinin dışarı çıkmasını fırsat bilerek zemindeki tuvalete dalmış ve çekmeye başlamıştır
bu esnada tuvalet görevlisi ki yaşlı bi amcamızdır sessizce gelmiş, elemanların çektiğini görünce tuvaletin kapısını üzerlerine kilitlemiştir.
olayı ironik kılan ise o kadar adam dururken orda ve herkesin en az bir adet cep telefonu olduğu bilinirken hatta ve hatta bizim ofise gelene kadar bir ton dükkan, işyeri falan varken polisi aramak için bizim ofise gelinmesidir.
iki kafadar eroinman tuvalet görevlisinin dışarı çıkmasını fırsat bilerek zemindeki tuvalete dalmış ve çekmeye başlamıştır
bu esnada tuvalet görevlisi ki yaşlı bi amcamızdır sessizce gelmiş, elemanların çektiğini görünce tuvaletin kapısını üzerlerine kilitlemiştir.
olayı ironik kılan ise o kadar adam dururken orda ve herkesin en az bir adet cep telefonu olduğu bilinirken hatta ve hatta bizim ofise gelene kadar bir ton dükkan, işyeri falan varken polisi aramak için bizim ofise gelinmesidir.
gidilirken haber edilmesini beklediğim söz öbeğidir sözlük
rina isimli filmin afişini süsleyen slogan. slogan kısmını bir yana bırakınca; aslında küçük adamlar olan bizleri de anlatıyor sanki sözlük.
Yönetmenliğini şenol Sönmezin yaptığı Rina filmi 9 Nisan 2010da vizyona giriyor. Film için bir ada hikayesi diyebiliriz ve filmin iddiası hayatlarımızı sorgulatma..
(bkz: Rina )ne demek diye araştırdığımda karşıma şu çıktı: Denizin onlarca metre derininde, çamura saplanmış öylece avını bekleyen bir balık türü Filmin hayatımızı sorgulatacağını söylemiştim, işte hayatla bağlantısını düşünürsek oldukça karışık olan insanoğlunu Rinaya benzetiliyor.
Bazen güleceğiniz, bazen ağlayacağınız bu filmin konusunu özetlemek gerekirse; 3 yakın arkadaşın hikayesi anlatılıyor. Bekleyişler, emek ve aşk.. Bu yakın arkadaşların ortak hayali ise şarap fabrikası kurmak.. Karakterlerin kendi duygularıyla yüzleşmelerine tanık olacaksınız..
30 gün süren filmin çekimleri Gökçeadada yapılmış. Bu da filmi izlemek istememdeki asıl sebeplerden biri aslında. Sevdiklerinizin kıymetini anlayacağınız bu filmi es geçmeyin ve izleyin derim.
O kadar çok araştırdığım halde olumsuz yorum neredeyse yok gibi film hakkında.
Bir de bir replik vardır ki; acıtır
---------------spoiler---------------
Gitmek cesaret ister ufaklık...
Gideceğin yer neresi olursa olsun sevdiklerinle arana mesafe girince varış yerin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir ufaklık
Oturusun geminin kıçına bakarsın sevdiklerine gitttikce ufalırlar ufalırlar kaybolur gözden.
O zaman anlarsın iste vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar.
Yüz defa söyledim sana hüzünlü değilim "Mizacım" böyle..
Bak şarabımla beraberim cocuklugumda beri hayaller kuruyorum sarabımdan ayrılmadan hemde..
Ben şarabımdan ayrılmıyorum oda bana bunca gidene ragmen hala hayal kurdutmaya devam ediyor.
---------------spoiler---------------
ha bir de kapağında bir şey yazar ki
---------------spoiler---------------
ne olmuş büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya
---------------spoiler---------------
(bkz: Rina )ne demek diye araştırdığımda karşıma şu çıktı: Denizin onlarca metre derininde, çamura saplanmış öylece avını bekleyen bir balık türü Filmin hayatımızı sorgulatacağını söylemiştim, işte hayatla bağlantısını düşünürsek oldukça karışık olan insanoğlunu Rinaya benzetiliyor.
Bazen güleceğiniz, bazen ağlayacağınız bu filmin konusunu özetlemek gerekirse; 3 yakın arkadaşın hikayesi anlatılıyor. Bekleyişler, emek ve aşk.. Bu yakın arkadaşların ortak hayali ise şarap fabrikası kurmak.. Karakterlerin kendi duygularıyla yüzleşmelerine tanık olacaksınız..
30 gün süren filmin çekimleri Gökçeadada yapılmış. Bu da filmi izlemek istememdeki asıl sebeplerden biri aslında. Sevdiklerinizin kıymetini anlayacağınız bu filmi es geçmeyin ve izleyin derim.
O kadar çok araştırdığım halde olumsuz yorum neredeyse yok gibi film hakkında.
Bir de bir replik vardır ki; acıtır
---------------spoiler---------------
Gitmek cesaret ister ufaklık...
Gideceğin yer neresi olursa olsun sevdiklerinle arana mesafe girince varış yerin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir ufaklık
Oturusun geminin kıçına bakarsın sevdiklerine gitttikce ufalırlar ufalırlar kaybolur gözden.
O zaman anlarsın iste vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar.
Yüz defa söyledim sana hüzünlü değilim "Mizacım" böyle..
Bak şarabımla beraberim cocuklugumda beri hayaller kuruyorum sarabımdan ayrılmadan hemde..
Ben şarabımdan ayrılmıyorum oda bana bunca gidene ragmen hala hayal kurdutmaya devam ediyor.
---------------spoiler---------------
ha bir de kapağında bir şey yazar ki
---------------spoiler---------------
ne olmuş büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya
---------------spoiler---------------
benim dün gece ve bugün ettiğim ahlardan biri olmakla birlikte eminim çıkacaktır
an itibarı ile gözümde ilk görüşte dövülecek adam olmasına rağmen sırf kız arkadaşın huzuru kaçmasın diye ya sabır diyerek görmezden geleceğim adamdır.
bende hallowen tshirtü vardı valla sözlük
göte giren şemsiye şeklindeki isim tamlamasıyla toplum hayatında kendine haddinden fazla yer edinmiş bir araçtır şemsiye. girdikten sonra açılmaması için dua edilendir. ilk üretimi yağmurdan korunmak içindir ancak günümüz globalleşen dünyasında yağmurlukların da piyasaya çıkmasıyla birlikte şemsiye üreticilerinin yeni bir pazarlama metodu olarak şemsiyeyi bir seks aracı haline getirdikleri gözlenmektedir.
neşet ertaş klasiği.
çalışılan işin mahiyetine göre gözlerin amına koyabilen durum sözlük. şayet yazıyla çiziyle çok uğraşıyorsanız ortam mutlaka yeterli düzeyde aydınlatılmalıdır.
bulan kişinin ve araba sahibinin evin babası olması ve evin ergen erkek evladının o arabayı bir gece önce babasından ödünç alması durumunda ergen erkeğin göte gelebileceği, bulan kişinin evin annesi araba sahibinin evin babası olması durumunda ve evin babasının ise arabayı bir gece önce evin annesinden habersiz yakınına arkadaşına ya da eivn oğluna ödünç vermesi durumundaysa aile faciasına yol açabilecek durum. [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?