confessions

la bebe

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 696
  2. takipçi 0
  3. puan 14265

toplumsal ahlak

la bebe
mahalle baskısının meşruluğunu sağlayan en klişe kılıf.

abuk subuk sebeplerden ötürü, malum baskıya başvurup da toplumsal ahlak kurallarını gerekçe gösteren görülmemiştir.

selma ann desmond

la bebe
hasta haldeki hayat arkadaşını o halde genç bir kadın uğruna bırakan ve uçkurunun peşinden giden ali taran'ın vicdanıyla yüzleşmesine sebep olmasını istediğim rahmetli.

kocası kendisini terk ettikten sonra; ayşe özyılmazel için "Ayşe inşallah hasta olmaz çünkü ben hasta olduğum için terk edildim. O da olmasın, kendine dikkat etsin, muayenesini olsun çünkü çok yaygın bir hastalık bu. Kadınlarda ve gençlerde çok olan bir hastalık. Yaşadığımız ortam, stres bu hastalığı tetikliyor." demiş bir insan. toprağı bol olsun.

küfürsüz tezahürat

la bebe
tümer metin gibilere yapılan türde tezahürattır ve pek çoğu küfür olmadığı halde küfür etkisi yaratırlar.

gitsen ne fark eder, kalsan ne fark eder
aldığın dolarlar, elbet bir gün biter.

(i: beşiktaş çarşı'sı erkeğe küfreder)
işte sen bu kadar zavallısın tümer!

gibi.

kıvanç tatlıtuğ

la bebe
"her kuşu öptü de leylek kaldı" diyorken, saz çalıp türkü söyleyerek leyleği de aradan çıkaran adam.

hayranı değilim, hastası hiç değilim; fakat adam gerçekten ilerleme kaydetti, kabul etmek gerek.

istanbula şehir dışından gelen yazarlara tavsiyeler

la bebe
eger ankara'dan gitmişseniz;

1) istanbul'da deniz var, dikkat edin!

deniz lan deniz. hani şu ankara'da olmayan şey. büyük su birikintisi, mavi gibi görünen ama aslında gökyüzünün mavisini yansıtan falan. hah işte ona dikkat.

2) istanbul gri değil, aman diyim.

hani ankara gri ya, hatta soğuk, boktan, dandik. evet işte istanbul öyle de değil. gözlerinizde yamışma olur bilmemne olur diye uyarıyoruz. ona da dikkat.

3) aha da en bombasını söylüyorum; istanbul'da "k" harfi var yahu. adamlar bildiğin kelimelerin içerisinde "k" kullanıyo. evet, biliyordum en çok buna şaşıracağını.

neyse işte, gittiğinde apışma diye söyledim. hadi bakalım; akıllı ol, ayık ol.

abdullah öcalan

la bebe
eski mülkiye öğrencisidir. içeri alınması sebebiyle mezun olamamıştır.

mehmet ağar'ın o dönemdeki en yakın arkadaşlarından biridir ve kendisiyle aynı futbol takımında top koşturmuştur. mülkiye'nin yönetim kürsüsü kurucularından kurthan fişek hocanın, "benim dersten bıraktığım ilk öğrencidir, kaldı ki kendisi dağa çıkıp ortalıklardan kaybolmuştu, nasıl geçirecektim ki zaten?" diyerek özetlediği, okulumun kütüphanesinden aldığı kitapları halen vermemiş olan zibididir.

kendisinin geçip gittiği sıralarda eğitim görüyor olmamdan gocunmamam; aynı sıralardan mahir'in[ybkz]swh[/ybkz], cemal süreya'nın ve daha nice güzel insanın da geçmiş olmasından sebeptir.

şimdilerde imralı'da takılmaktadır. evet, bildiğin takılmaktadır.

ukala

la bebe
"akıllı" kelimesiyle aynı kökten, yani "kl" sessizlerinden türemiş olan kelimedir.

gerçek anlamı "bilen kişi" olsa da; türkçe'de anlam kaymasına uğramıştır ve en amiyane tabirle "bir bok bildiğini zanneden kişi" anlamında kullanılmaktadır. yapmayın öyle.

ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi

la bebe
(bkz: mekteb-i mülkiye-i şahane-i ali osman)'ın günümüzde kullanılan adı.

istanbul üniversitesi'nde çakması bulunur, ülkedeki tek gerçek siyasal bilgiler fakültesidir.

öğrencileri, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin kendilerini sbf zannediyor olmasından sebep olsa gerek; "sen git iibf'de oku ehuhe"yi hakaret babında kullanmaktadırlar.

hocalarının "biz siz her şeyden önce nasıl ukala olunur onu öğreteceğiz" diye yaptıkları başlangıçlara istinaden, öğrencilerinin göt kalkıklığı mazur görülmelidir.

yaz okulu ve bütünleme yoktur. hocaları çan eğrisi yapmaz ve geçme notu 70'tir.
dolayısıyla 4 senede bitirenlere çok enteresan gözlerle bakılmaktadır, hatta fıstık atılmaktadır. [ybkz]swh[/ybkz]

mumsöndü

la bebe
o çok hayran olunan büyük hoşgörü devleti osmanlı imparatorluğu'nun, hümanizm timsali padişahı yavuz sultan selim döneminde ortaya çıkmış mide bulandırıcı karalamadır.

şöyle ki, söz konusu padişahın alevi insanlara yaptığı zulümler tarihin en aleni malumudur. katledişlere malzeme olmak, hatta diri diri yakılmak günümüz türkiye'sinde de aşina olduğumuz bir şeydir ki malesef neredeyse kanıksanır hale gelmiştir.

"mum söndü" saçmalığının asıl çıkış durumuna gelince, alevi olduğunu bildiği vatandaşları adeta fişleyip başlarına muhafız bile diken dönemin über insancıl padişahı yavuz sultan selim ve uzantıları, onların kadın ve erkek bir arada ibadet edişine istinaden ibadet sonrası birbirleriyle cinsel ilişkiye girdikleri çamurunu izi 21.yy'da bile silinemeyecek şekilde savurmuştur alevi halkların üzerine. mum kısmı ise, alevilerin ibadet esnasında 12 imamları temsilen yaktıkları 12 mumun ibadet bitiminde söndürülüyor olmasından türetilmiştir. her nasıl olduysa hoşgörü erdeminin simgesi haline gelmiş/getirilmiş padişahlık makamının en can yakıcı ayağı olan bu iftira da günümüze kadar bu şekilde sürüp gelmiştir.işin asıl acıtan kısmı ise, bugün hala buna inanabilen beyin fukarası gençlerin dahi olabilmesidir.

bozmamak için kendimi zor tuttuğum üslubumu paragraf sonunda batırmak istemiyor ve bu zırvayı nesilden nesile ısrarla aktaran orospu çocuğu baba-anne-nine-dede her ne varsa kendilerinin bu sıfatlarını yinelemiyorum. sadece kibar bir lanetle yetiniyor, onu da buraya yazmıyorum.

ve tamam, sakinim.
31 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol