bugün yazdığı yazıda recep tayyip erdoğan'ın sinirlilik haline dokundurmuş yazardır:
Son dönem Başbakan'ın Meclis grup konuşmalarında dikkatimi çeken bir şey var:
Başbakan sürekli sorup-cevaplayarak konuşuyor.
Ben okul yıllarımdan hatırlıyorum bu tarzı... öğretmenler böyle konuşur:
Bu durumda havuza giren suyu ne yapmamız gerekir? Toplamamız gerekir.
Amaç, talebeyi yoklamak ve öğretilenin kulağında kalmasını sağlamaktır.
Dikkat edin, fark edeceksiniz; Başbakan aynen bu üslupla konuşmaya başladı:
Aralık ayı ihracatımızı da ne yaptık? Artırdık.
Çözüm noktasında kararlılığımızı gösterdik. Göstermeye de ne yapıyoruz? Devam ediyoruz.
Çok karakteristik bir öğreten adam tarzı...
* * *
Erdoğan'ın mazlum dönemi konuşmalarıyla, muktedir dönemi konuşmalarını karşılaştıran bir akademik çalışma çok ilginç sonuçlar verebilir. Çünkü bize, iktidar erkinin dili nasıl bir keskinleştirip bir kırbaca dönüştürdüğünü gösterebilir.
Okuduğu şiir nedeniyle hapse girdiği yıllarda en çok ifade özgürlüğüne vurgu yapan Erdoğan, şimdi kendisine muhalif görüşler ifade eden gençler kıyasıya dövüldüğünde hiç üzülmeden "emniyet görevini yaptı"diyebiliyor.
1970'lerin 250 lira maaşlı iETT işçisi, işçiler 1 Mayıs'ta yürümek istediğinde "ayaklar baş olursa kıyamet kopar"cümlesini telaffuz edebiliyor.
İçki içenlerden söz ederken "tıksırıncaya kadar içiyorlar" diye lanetleyebiliyor.
Heykele ucubedemesini, padişah gibi yıkın emri vermesini eleştirenlere "biz sanatı da biliriz" cevabını verebiliyor.
Kültür Bakanı kendisine kalkan olmaya çalıştığında onu küçük düşürme pahasına hatasında ısrar edebiliyor.
Muhaliflerini "ağzı olan konuşuyor" diye susturabiliyor.
TV dizileri RTüK korkusuyla sansürlendiğinde özgürlüklere kefil olma vaadini unutup "tarihe gölge düşüren olursa gereğini yaparız" diyor.
Örnekler çoğaltılabilir.
Bunlar, bir mütehakkimin sözleridir.
Daha da gelmem Arena'ya, nankörler tavrı, bunun son örneğidir.
* * *
Başbakan'a öfke kontrolü tavsiye edenlere katılmıyorum.
Bu güç, kontrolsüz değil aslında... Çünkü hesaplı:
Hedefini, diş geçirebileceklerinden seçiyor.
Mesela o öfke, referandumda vaat edilen ve "yetmez ama evet"çileri ikna eden bir 12 Eylül hesaplaşmasına yönelmiyor da, hep korunmasız olana, yumurta atan talebeye, heykel yapan sanatçıya, yuh çeken taraftara yöneliyor.
Ama her öfkeli çıkışla, karşı cephe biraz daha büyüyor.
Baştan kokan balıklar gibi, baştan gerilen ülke, tabana doğru büyüyen bir gerilime gidiyor.
Herkes, GS yönetimi gibi uysalca boyun eğip kamerada ıslık çalanları avlayarak stat diyeti olarak taraftarının kellesini vermiyor.
Ağzı olup konuşanlar, baş olamamış ayaklar, tıksırıncaya kadar içenler, tekme tokat dayak yiyenler, heykeli sökülenler, eski destekçiler, "Yetmez ama evet"çiler isyan bayrağı açıyor.
"Padişahım çok yaşa" sloganları, "senden büyük Allah var"a dönüyor.
Gerginlik noktasında rüzgâr eken ne yapıyor?
Fırtına biçiyor.
Son dönem Başbakan'ın Meclis grup konuşmalarında dikkatimi çeken bir şey var:
Başbakan sürekli sorup-cevaplayarak konuşuyor.
Ben okul yıllarımdan hatırlıyorum bu tarzı... öğretmenler böyle konuşur:
Bu durumda havuza giren suyu ne yapmamız gerekir? Toplamamız gerekir.
Amaç, talebeyi yoklamak ve öğretilenin kulağında kalmasını sağlamaktır.
Dikkat edin, fark edeceksiniz; Başbakan aynen bu üslupla konuşmaya başladı:
Aralık ayı ihracatımızı da ne yaptık? Artırdık.
Çözüm noktasında kararlılığımızı gösterdik. Göstermeye de ne yapıyoruz? Devam ediyoruz.
Çok karakteristik bir öğreten adam tarzı...
* * *
Erdoğan'ın mazlum dönemi konuşmalarıyla, muktedir dönemi konuşmalarını karşılaştıran bir akademik çalışma çok ilginç sonuçlar verebilir. Çünkü bize, iktidar erkinin dili nasıl bir keskinleştirip bir kırbaca dönüştürdüğünü gösterebilir.
Okuduğu şiir nedeniyle hapse girdiği yıllarda en çok ifade özgürlüğüne vurgu yapan Erdoğan, şimdi kendisine muhalif görüşler ifade eden gençler kıyasıya dövüldüğünde hiç üzülmeden "emniyet görevini yaptı"diyebiliyor.
1970'lerin 250 lira maaşlı iETT işçisi, işçiler 1 Mayıs'ta yürümek istediğinde "ayaklar baş olursa kıyamet kopar"cümlesini telaffuz edebiliyor.
İçki içenlerden söz ederken "tıksırıncaya kadar içiyorlar" diye lanetleyebiliyor.
Heykele ucubedemesini, padişah gibi yıkın emri vermesini eleştirenlere "biz sanatı da biliriz" cevabını verebiliyor.
Kültür Bakanı kendisine kalkan olmaya çalıştığında onu küçük düşürme pahasına hatasında ısrar edebiliyor.
Muhaliflerini "ağzı olan konuşuyor" diye susturabiliyor.
TV dizileri RTüK korkusuyla sansürlendiğinde özgürlüklere kefil olma vaadini unutup "tarihe gölge düşüren olursa gereğini yaparız" diyor.
Örnekler çoğaltılabilir.
Bunlar, bir mütehakkimin sözleridir.
Daha da gelmem Arena'ya, nankörler tavrı, bunun son örneğidir.
* * *
Başbakan'a öfke kontrolü tavsiye edenlere katılmıyorum.
Bu güç, kontrolsüz değil aslında... Çünkü hesaplı:
Hedefini, diş geçirebileceklerinden seçiyor.
Mesela o öfke, referandumda vaat edilen ve "yetmez ama evet"çileri ikna eden bir 12 Eylül hesaplaşmasına yönelmiyor da, hep korunmasız olana, yumurta atan talebeye, heykel yapan sanatçıya, yuh çeken taraftara yöneliyor.
Ama her öfkeli çıkışla, karşı cephe biraz daha büyüyor.
Baştan kokan balıklar gibi, baştan gerilen ülke, tabana doğru büyüyen bir gerilime gidiyor.
Herkes, GS yönetimi gibi uysalca boyun eğip kamerada ıslık çalanları avlayarak stat diyeti olarak taraftarının kellesini vermiyor.
Ağzı olup konuşanlar, baş olamamış ayaklar, tıksırıncaya kadar içenler, tekme tokat dayak yiyenler, heykeli sökülenler, eski destekçiler, "Yetmez ama evet"çiler isyan bayrağı açıyor.
"Padişahım çok yaşa" sloganları, "senden büyük Allah var"a dönüyor.
Gerginlik noktasında rüzgâr eken ne yapıyor?
Fırtına biçiyor.
daha deniz görmeden
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan
aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
çoban yıldızı
sen benle kal
çoban yıldızı
hep benle kal
zamanın varsa
ben hiç kimsem olmadan
tepeden tırnağa ona
hiç sarılmadan
şimdi ölmek istemem
kalbine dokunmadan
hadi al götür beni
hala benimmişler gibi
evime yurduma
taze meyve tatları
yağmurlarında
çoban yıldızı
sen benle kal
çoban yıldızı
zamanım varsa
biraz daha
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan
aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
çoban yıldızı
sen benle kal
çoban yıldızı
hep benle kal
zamanın varsa
ben hiç kimsem olmadan
tepeden tırnağa ona
hiç sarılmadan
şimdi ölmek istemem
kalbine dokunmadan
hadi al götür beni
hala benimmişler gibi
evime yurduma
taze meyve tatları
yağmurlarında
çoban yıldızı
sen benle kal
çoban yıldızı
zamanım varsa
biraz daha
---------------alıntı---------------
Dibe vurduysan
yada hala düşüyorsan
Bir yaz günü Bir yaz günü
Hiç bu kadar üşüdün mü?
Rüzgar gülü Rüzgar gülü
Hiç ölümü düşündün mü?
---------------alıntı---------------
Dibe vurduysan
yada hala düşüyorsan
Bir yaz günü Bir yaz günü
Hiç bu kadar üşüdün mü?
Rüzgar gülü Rüzgar gülü
Hiç ölümü düşündün mü?
---------------alıntı---------------
sesi kötü olabilir,kötü gitar çalabilir,siyasi görüşü çalkantılı olabilir ama bu ülkeye gelmiş geçmiş en iyi söz yazarlarındandır ve karizmanın ayaklısıdır.
adam yamulmadan,kıvırmadan bundan 15 sene evvel neredeyse halen oradadır.halen bir albümünde sizi vuracak şarkıları yapabilme kapasitesine sahiptir.bazen bir şarkının tek bir mısrası bile sizi bir damarınızdan yakalar götürür.
türkçeyi her ne kadar ingiliz aksaanıyla konuşsa da,dilin hakkını tamamıyla vermektedir.
adam yamulmadan,kıvırmadan bundan 15 sene evvel neredeyse halen oradadır.halen bir albümünde sizi vuracak şarkıları yapabilme kapasitesine sahiptir.bazen bir şarkının tek bir mısrası bile sizi bir damarınızdan yakalar götürür.
türkçeyi her ne kadar ingiliz aksaanıyla konuşsa da,dilin hakkını tamamıyla vermektedir.
özlem tekin in vokalistlik yaptığı teoman şarkısıdır.
ilki memeliler için rahim,diğer hayvanatlar için yumurta,otlar için tohum,soğan olan koruyucu yapıdır.
arkada bırakılan iş arkadaşları tarafından ilk fırsatta geldiği yeri unutmakla itham edilen yükseliştir.
bir kişinin düzelmesini beklersiniz..bugün,yarın,sonraki gün,bir gün elbet düzelecek dersiniz..bu umut sizi artık ezmeye başlar ve gerçeği göremez,kendinizi kandırırsınız sonra herşeyin zaman ve gerçeğe haksızlık olduğunu görürsünüz.
divane aşık gibi de
dolanırım yollarda
kız senin sebebune
kaldım istanbullarda
baban beni babamdanda
bir kerecik istesun
allahın emri ile
gelinim olsun desun,
sar belune belune de
karadeniz kuşağu
e kız sen de dermisun(e kız acep dermisun)
alsam ha bu uşağı
yuksek dağın kuşiyim de
selviye konacağım
iste beni babamdan(iste beni anamdan)
vermezse kaçacağum
al şalım yeşil şalım da
dünyayı dolaşalım
sen yağmur ol ben bulut
maçkada buluşalım
dolanırım yollarda
kız senin sebebune
kaldım istanbullarda
baban beni babamdanda
bir kerecik istesun
allahın emri ile
gelinim olsun desun,
sar belune belune de
karadeniz kuşağu
e kız sen de dermisun(e kız acep dermisun)
alsam ha bu uşağı
yuksek dağın kuşiyim de
selviye konacağım
iste beni babamdan(iste beni anamdan)
vermezse kaçacağum
al şalım yeşil şalım da
dünyayı dolaşalım
sen yağmur ol ben bulut
maçkada buluşalım
divane aşık gibi türküsünü yine çok güzel bir düzenlemeyle söylemeyi başarmış ekiptir.
http://tinyurl.com/66xfao3
http://tinyurl.com/66xfao3
tütün ve alkollü içkilerin satış ve sunumuna ilişkin esas ve usuller hakkındaki yönetmeliğin resmi gazete'de yayınlanmasının ardından isminde alkol içerikli bir kelimenin bulunması sebebiyle isminin değiştirilmesi talep edilen bira markasıdır.
gittikçe absürd uygulamaların yasalaşması ve hayat tarzlarına müdahalenin kanuni yollarla yapılıyor olması,aslında nasıl bir tehlikenin bizi beklediğinin göstergesidir.
gittikçe absürd uygulamaların yasalaşması ve hayat tarzlarına müdahalenin kanuni yollarla yapılıyor olması,aslında nasıl bir tehlikenin bizi beklediğinin göstergesidir.
son olarak aldıkları karar doğrultusunda -tutunspor-olarak ismini değiştirmiş takımdır.
fenerbahçe bir zamanlar türkiye kupasını almıştı..
milyonlarca evliliğe hazır kadını bulamamalarından kaynaklı ihtiyaç durumudur.annelerine,konukomşuya haber etseler hemen evlenebilirler.yoksa facebook profil resminden eş mi seçilir yahu..
---------------spoiler---------------
bu adamlar neden dizilip,şeylerini kapatıyor?
---------------spoiler---------------
bu adamlar neden dizilip,şeylerini kapatıyor?
---------------spoiler---------------
genellikle bilinen bütün kızların söylediği söz olması sebebiyle bilinen bütün kızlar farklıdır önermesini de beraberinde getiren iddiadır.
diğer tüm bankalar gibi kartlar ve hesaplar için senelik işletim ücretini çatır çatır kesen ve 2010 için 40 tl almış bankadır.
iptali için ise birçok yolu denemiş olmama rağmen halen başarılı olamadım büyük bir mücadele içindeyiz.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
iptali için ise birçok yolu denemiş olmama rağmen halen başarılı olamadım büyük bir mücadele içindeyiz.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
kimi kişilerin yaşam tarzı,istediklerini elde etmek için izledikleri yol ve karakterlerini yok saydıkları zamanlardır.
menfaatleri uğruna bir başkasına saçma ve haksız sebeplerle yaranmaktan gocunmazlar.
menfaatleri uğruna bir başkasına saçma ve haksız sebeplerle yaranmaktan gocunmazlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?