twitter'da buradan bir takipçim var. abimiz sürekli "sevgilim sen yanımda ol, hicran içerisindeysem bile anında ayağa kalkarım.", "kızlar bakmıyor bana, kalbimde açıldı koca bir yara.", "kız bana doğru yürüyor, ümitlendim; kız geçti gitti, şimdi çok ümitsizim." merkezli acıklı ve depresif tweet'ler atıyordu. zaten kartal sözlük'ün kaknemlikten genel aurası bu yönde. sevgili okuyucum, bu bir ay önce benim attığım bir tweet üzerine "heee.. bu komik değil ki. hiç gülmedim." diye bana bir serzenişte bulundu. ben de "biz yazarken çok eğlendik. umarım siz de okurken eğ.. haha! sikimde mi hacut? bana ne senden, ben eğleniyorum ya." yazdım. şimdi aklıma geldi, baktım herife bir aydır tweet atmamış.
ayrıca sürekli bahsediyorum, ben haftada iki entiri girip on günde bir tweet atmayı arzuluyorum aslında da buna sözlüğün palazlanamaması manî oluyor. bu da kalitede bir düşüklüğü getiriyor doğal olarak. ama güldürme diye bir emelim zaten yok. günlük hayatta müstehzi olmam sarkastik yazmama neden oluyor. mizaçla alâkalı bir şey bu. baktığınızda eğlenceniz isteyeceğim şeylerin son satırında dahi yer almıyor. zaten başka türlü eğlencelerinize meze olmayı yeğlerim.
ak parti'nin twitter fraksiyonu. bu da üstatlarının usulünce tamamen makyavel bir minvalde, finansal sponsorlar aracılığıyla sunî kullanıcılar edinmiştir twitter'da. yolu yordamı etik değildir mamafih her birimiz bu adamı twitter'da en az bir kere dahi olsa görmüşüzdür. etik zaten benim de husumetlerimin olduğu bir husustur.
ekip adında bir güzellemesi var bu dönem zatının. bir de ramazan'da trt'de bir program sundurmuşlardı.
bir misafirliğe gitsem, bu dönem zatı kapıdan içeri girse müsaade isteyip kalkar ve bir daha da o kişiye misafirliğe gitmem, mayonezli soğuk makarna yoksa tabii. varsa, istese tüm ekip orada olsun; makarnamı yer, kalkarım.
ekip adında bir güzellemesi var bu dönem zatının. bir de ramazan'da trt'de bir program sundurmuşlardı.
bir misafirliğe gitsem, bu dönem zatı kapıdan içeri girse müsaade isteyip kalkar ve bir daha da o kişiye misafirliğe gitmem, mayonezli soğuk makarna yoksa tabii. varsa, istese tüm ekip orada olsun; makarnamı yer, kalkarım.
bülent ecevit'in ikon olarak elinde tutup seçim otobüsünde havaya çokça saldığı ak güvercinleri hakikatten ülkemizin üzerine uçuran muazzam lider. apartmanımdan çıktığım anda ilk sokağın köşesini bile onun altın kılavuzluğunda dönüyorum. merhameti ve rahmeti o denli sonsuz ki kürt namlularının ucuna zeytin dalı koyuyor bir hippi edasıyla. hakiki özgürlükçü işte böyle olur. 69'da woodstock'ta olsaydı, çamurlu göle çıplak girer ve ihtişamlı penisiyle muhakkak en fazla aşüfteyi sikerdi. tam bir kocaoğlan. ecevit ne? karaoğlan'mış ay hahaha!
ingiliz aygırı, baba hayvan. bu sevgili arkadaşın düşüşüne müteakip aziz yıldırım'ın atı dinyeper ok gibi fırlar familyasının arasından.
léon filminin adında geçer.
bir kız çocuğu annesinden menarş tokatını yer yemez kapanmalıdır. [ybkz]swh[/ybkz] yani üç aşağı beş yukarı 12. Bu kanamadan sonra bir gün bile açık gezen kız fahişe olur on sene sonra. yazık etmemeli kendisini.
yeryüzü ve ahiretin şüphesiz ki gelmiş geçmiş ve gelecek en mümtaz kişisi, yoluna kurban olunası, hırka-i şerif'i öpülesi muhammed bin abdullah(s.a.v.)'ın mekke'de kendilerine el ve dil uzatan(ha'aşa!) kazıklara oturtulası münkirlerin varlığı neticesinde medine'ye hicretinin finişinde söylendiğini çağrı filminde duyduğum methiye.
izleyince tuzlu göz yaşlarıyla cenneti aralayacağınız ulvî video:
http://www.youtube.com/watch?v=pweGgLw57CQ
izleyince tuzlu göz yaşlarıyla cenneti aralayacağınız ulvî video:
http://www.youtube.com/watch?v=pweGgLw57CQ
zamanının ağır meşhur şarkıcısı johhny hallyday'in şablon bir fransız romantik şarkısı. fransız romantizmi adet gereği, "el ele tutuşalım çamlıca parkında/ yaşayalım bülbül yuvamızda" şeklinde değil, seks içerikli olur. bu şarkı da öyledir.
holokost'un trajedisini birkaç kişiyle birlikte iki sene boyunca saklandığı haznede günlüğüne yazan ufaklık. yakalanır, kampa götürülür ve ölürler. bir tek babası kurtulur ve günlüğü yayımlar.
sevgili olmadan sevişen kişilerden daha kırılgan ve ümitli olanının sıcağı sıcağına sorduğu iç karartıcı, pestenkerani lafız.
çok konuşup hiçbir şey söylememe üstadı, geyik muhabbeti sensei. bir insan averajüstü bir zekâya sahipse evelallah gazoz ağacı olabilir, çanak da tutarım kendilerine. çünkü bilirim ki önemli laflar da eder böyleleri.
cüce kişinin hayatının her evresinde yaptığı çağrı. çünkü cüceler götlerine erişemez.
cenk bey'in işleri hep bunlar işte.
keşke her şarkıcı levent yüksel gibi albüm isminden patlasa dediğim, güzel albümün pestenkerani albüm ismi.
med cezir ile türk pop müziğinin en şatafatlı albümlerinden birini yapmış abi.
an itibariyle kabak tadı veren eskinin etkin fiil ya da fikri.
kasım ayında sözlüğe gelen habitatın da vesilesiyle arsenal gibi aheste mamafih sağlam temeller üzerinde yükselen ihtişamlı bir imparatorluğun en kudretli yazarları olacağız.
tribünler bilecek bizi, kartal sözlük'ten olmak müthiş imtiyaz olacak bir beşiktaşlı için.
tribünler bilecek bizi, kartal sözlük'ten olmak müthiş imtiyaz olacak bir beşiktaşlı için.
az önce spor gecesi adlı programın teaser'ında duyduğum spikerlere spor dışı farklı bir misyon yükleyen vaat. 90'ların cumartesi gecelerini aratmaz umarım diyor ve elimi nere koyup bekleyeceğimi şaşırarak bacak bacak üstüne atıyorum. geceleri terleten program, spor gecesi.
geçen sene 12:30'da başlar 14:00'de biterdi. 10'da spor salonuna gider, 12'de gelir, yarım saat duşta kendimi okşar akabinde bu programı izlerdim.
orijinal adı count von count olan susam sokağı'nın özdemir erdoğan replikası. bazı bazı hareketlerinin sezen cumhur önal'a kaydığını da gözlemlemişimdir bu lee van cleef bakışlarımla. monokl takar takmaz bir mahlûkattı abimiz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?