kaptan

beşiktaş'ın bu sarışın kardeşleri sahadan sildiği zamanlardan geriye kalan dönemlerde, lig tarihindeki en önemli gerçektir...
ama beşiktaş iyiyken, bunlar birbirine yanaşır, öpüşüp koklaşır, bir sürtünme, bir değişik haller...

sonuna hangi takımı eklersen ekle söylenebilen beste... beşiktaş tribünlerinin ne kadar bitik olduğunun göstergesi... çünkü doğru düzgün beste üretilmediği gibi, ceza alındığını bile bile bu besteyi söyleyen, söyleten, uyarmayan boktan bir tribüncülük oluştu... şu saçma sapan bestenin her maç ısrarla söylenmesi yüzünden, abartmıyorum, kulüp son 5 yılda en az 2 iyi futbolcu bonservis bedeli kadar ceza yemiştir... en büyük götveren, tribünde bu besteyi bile isteye başlatanlardır...

valla kendi hikayem, profil yazımda var ama size (bkz: pandanizm) nickli, aynı zamanda kardeşim olan yazarımızın hikayesini anlatayım... bu lavuk 96 doğumlu... herifi ben istedim, bizimkilerin de yapası varmış, yaptılar... aga bu bi doğdu... galatasaray 4 yıl şampiyon, uefa kupaları, süper kupalar... ibneler sanki bana süngerler, nerde kupa var, çekeliyorlar... ben biberonuna çamaşır suyu koyayım, kalksın bu uğursuzluk ortadan falan diye kovalıyorum... eniştem de bunun kanına girmiş, gs marşları, formalar, orospu bandanaları... ben hakan şükürüm diye geziyor evde, dübüründen giricem gece haberi yok... ama işte babam da bırakmış bunu kendi haline, formalar alıyor buna... babam dahil tüm aileden tiksiniyorum o dönem... çaylarına cıva koyucam, uçurucam hepsini... lucescu'lu galatasaray ile samiyen'de oynuyoruz... bu imzarit giymiş kefaşe formasını, karşı koltuğumda babamla... çünkü onu benim elimden babam alabilir anca... maç sıkıntılı, dakika 80'ler falan... içeri bir top geldi, florkin midir ne sikimdir çıktı kafayı bir koydu.......... baktım bu, bana doğru nasıl attık ama diye el kol geliyor... hani bir karikatür vardı, çocuk eve gelen babasına koşuyor, baba da ZBAAAM diye gelişine... bak o karikatürdeki götelek, niko işte... abi yaradana sığınıp abaşibayı bir koydum... uçarken de sinek gibi yakalayıp iki tokat... babam müdahale edene kadar, altına sıçırttım, formayı falan parçalıyorum üstünden sulukule karıları gibi... dedim hadi bakalım bir daha galatasaray de, senin ağzından içeri terliğimi sokuyor muyum... o sondu... sonra beraber maçlara kaçmaya başladık... yağmur, çamur, kar kış demeden, gocunmadan, ekmek arasına koyduk domatesi, her maça gittik beraber... böyle de bir anımız oldu... beşiktaş adamın a...... koyar..!

valentin rosier'in gelişi ile uzun yıllar boş kalacak başlıktır...

yani inşallah, galiba, sanıyorum, herhalde...

gençlik yıllarımızın en büyük aktivitesi...

darlandın mı, yaz sözlüğe...
ayrıldın mı, yaz sözlüğe...
aşık mısın, yaz sözlüğe...
olcay'a mı gıcıksın, yaz sözlüğe...
anlat, dinlesin...

524 günün ardından şampiyon takımın taraftarına kavuşmuş, en çok özlenen, hep çok özlenen evimiz, mabedimiz...

13 ağustos 2021 beşiktaş çaykur rizespor maçı'nın 3-0 bitmesi ile, kendinden geçen bazı taraftarların, diğer takımlarla alakalı gerçekleştirmek istediklerini dile getiriş biçimleridir... (bkz: diğer takımlara pompake)

doğum günü kartalı...
kardeş, sırdaş, tribündeki soylu eylemlerimin en tatlı kurbanı...
özlenen, sevilen, sarılası güzel insan...
iyi ki doğmuş benim canım...

Gaybana Geceler - Onur Akın
[embed url=WejubGWzUPQ]

bir kenara bırakılması gerektiğini düşündüğüm olgu...
bir duruş sergileyeceğiz diye diye, yıllardır sinir hastası ettiler lan bizi...
yok efendi beşiktaş, yok duruşlu beşiktaş...
bence kulübün mottosu "bütün beşiktaş düşmanlarının ..........." diye başlayan, ama boşlukların ana bacı karıştırılmadan doldurulduğu cümleler, duruşlar, yaptırımlar olmalı...

hayatını konu alan filmde fenerbahçe'nin f'si geçmeyen, zaten geçse ne katacaktı dediğim, kendisi için "fransada doğdu, nicolas anelka, anası tef çalar, babası darbuka" diye beste yaptığımız eski futbolcu...

yıllık ücretinin fahiş fiyatlara yükselmesi sebebiyle, gözümde bir çok avantajını kaybeden, uzun süreli birlikteliğimize son verme kararı aldığım, zaten sırf üzerindeki arma yüzünden kullandığım, yazdıkça "aaaa siktir git be" diyesim gelen kart...

(bkz: ada ben ayrılmak istiyorum)

yaşamaktan, söylemekten, haykırmaktan, yazmaktan asla vazgeçmeyeceğimiz... daha ilkokul sıralarındayken aklımıza kazıdığımız muhteşem söz...

(bkz: YAŞASIN CUMHURİYET)

kutlamayanın ya zihniyeti ya da kanının bozuk olduğu...
kula kulluk etmenin bitip, sadece Allah’a kulluk etmenin başladığı güzel bayram, güzel gün, hatta en güzel gün...

Hatay’daki orman yangınları için sunulan araştırma önergesini reddedenlerin sebep olduğu patlamadır... o önerge kabul edilip, araştırma komisyonu kurulsa, olayın içerisine MİT ve tüm kolluk kuvvetleri dahil olacak, bu puşt ve bunun gibi şehir yapılanmaları bu kadar rahat hareket edemeyecekti... ama yok, keyif çayı harmanlıyor meclistekiler...

26 ekim 2020 yukatel denizlispor beşiktaş maçı’nın 48. dakikasında takımımızın üçüncü golünü kaydeden forvetimiz...
olması gerektiği zamanda, olması gereken yerde gibi...
güçlenmesi lazım...
her şey bir yana, hâlâ Beşiktaş’ta forvet olmaması gerektiğini düşünüyorum, o başka...

26 ekim 2020 yukatel denizlispor beşiktaş maçı’nda larin’e müthiş bir asist yapmış, ayaklarına hakim olan, sinirine de hakim olmasını dilediğim sağ bekimiz...

bir nevi taşşak (çift ş ile) geçme içeceği... bu çay Ankara ilimizin beştepelerinde Yetişmekte olup, önüne koyacak ekmek bulamayan dar gelirli vatandaşların keyiflenmesi için özel olarak harmanlanmıştır... bunu üreten ve dağıtanların kafasının, içenlerden güzel olduğu rivayet edilmemekte, bizzat görülmektedir...

Beşiktaş’ta dövizle maaş alan futbolcuların, şuanki kura göre maliyetini hesaplayıp keyif çayı içiyor...
(bkz: keyif çayı)