confessions

kanayan

2. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 272
  2. takipçi 0
  3. puan 9566

söz de sararır

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

olur, aramam seni ve kimseyi
anıları pas tadında bırakırım
konuşacak ne kaldıysa kalsın
susmaktır birşeylere saygılı kılan
ayrılık da bir olanaktır bilirsin
ince bir sis, bir hüzün örtüsü
dumanlı bir ıslık yakışır şimdi
dudaklarıma, bırakıp giderim
söz de sararır biterken bir aşk
kediye iyi bak çiçekleri sula
diyorsam da aldırma sözlerime
alışkanlık işte başka birşey değil
söz de sararır biterken bir aşk

http://www.youtube.com/watch?v=55XqIVtOtWg

sormuyorum artık

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

sesim soğuk bir sis
gittikçe grileşen dalgınlıklar oluyor
sormuyorum bir yolculuğa kimle çıkılır
ve kim yırtıp atabilir elindeki son dönüş biletinide
tüm yalnızlıkları mümkün kılan birileri olmalı
yada kalbini kederle onaran bir göçebe
özlemek ozaman bir çığlık olabilir belki, bir çığlık
sormuyorum artık biliciyede bilginede
aşkın darası nedir
ve mutsuzluk mümkünmüdür ki o,
bir kırlangıç ikindisiydi belkide,gümüşte ve hüzne gizlenen

ödünç sevişlerden bize kalan sonsuz grilikler oluyor yalnız
ve bir çocuğun hüznüne kazınıyor ,gülüşlerimizin paramparçalığı
sesimin sislenmesi bundandır

karşılığı yok hiçbir acının
herşey gölgesi kadar ağır
sormuyorum artık sormuyorum
hergün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya

http://www.youtube.com/watch?v=19j3M71xE68

sizi sevmiyorum

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

sesimden arındım ve ufku
bir harmani gibi giyindim
kahraman bir korkaktım
kavmimin kadim tarihinde
ki onlar için umutsuzluk
kendim için haramiydim

böyle bilindiydi bu hikâye
yarından bugüne kaldıydı

tersine akan bir ırmaktım
sözün şaşkın serinliğinde
kendi deltasında boğulandım
ve sizi sevmiyorum ey kavmim
yakın beni rüzgârın ıslığa
ıslığın hükme döndüğü yerde

derim ki ey kavmim, zulmünüz
payidar, yurdunuz çığlığımdı
ki hükmümü kendim veriyorum
yakın beni sesim sorulara dönmeden
küllerimin altında kalacak
mutluluk sandığınız ne varsa

böyle yaşandıydı bir ömür ve söz
giyotindi sözün belleğinde

http://www.youtube.com/watch?v=R6lUqS-uLRk

sivas

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

yumrukluyorum duvarları
yumrukluyorum kara gecenin bedenini
ellerim kan içinde nehirler taşmış yanaklarımdan
otuzyedi can
otuzyedi gül çatlamış susuzluktan sıvas’ın içinde
nasıl uyku tutar gözlerimi?
döne döne semaha dönenler tutuştu önce
sonra türküler
sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına.
sivas, sivas.. yiğitlik midir emanet cana kıymak?
yiğitlik midir bir tutam ışığı
kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
var mıdır kardelen akında bir avuç inciyi
ateşe tutmak lo?
böyle garip düştüğüme bakma
böyle mahzun durduğuma
varsın ateşin suskunlukla beslensin
benim de yüreğim gençliğini almış yanına
yürür başı dik
senin de dağların var sıvas, senin de dağların
dağlarında şahanların

gün tutuşur canım gece tutuşur
yangınlarda tutsak canlar tutuşur
külüm toprak olur yele karışır
yürür gelir canlar yollar tutuşur

sıvas ellerinde sazım tutuşur
söz tutuşur canım türkü tutuşur
teller bizi söyler diller yarışır
özgürlüğü yazan kalem tutuşur

canlar can olur da eller tutuşur
dost evinde canım sevda tutuşur
pir sultan’lar ölmez binler yetişir
akar gelir canlar tarih tutuşur

http://www.youtube.com/watch?v=buuiq6CJVpg

seni seviyorum

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

insanların içindeyim
seviyorum insanları
hareketi seviyorum düşünceyi seviyorum
kavgamı, kavgamı seviyorum

sen kavgamın içinde
bir insansın sevgilim
seni seviyorum

aydınlığın içindeyim
seviyorum aydınlığı
paylaşmayı seviyorum eşitliği seviyorum
kavgamı, kavgamı seviyorum

http://www.youtube.com/watch?v=5BHOCJ5Z5h4

seni men yaman sevirem

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

dağlarda duman gözeldir
kaşları keman gözeldir
sözüne heç bir söz olmaz
gözleri yaman gözeldir

alıpsan aklımı baştan
geçmek olmaz bu göz kaştan
seni men yaman sevirem
ürehten candan sevirem
beri gel eyle vefa yar
eşikem etme cefa yar

söğütler boyun eğende
sene men yarim deyende
sanıram dünya menimdir
gözüme gözün değende

http://www.youtube.com/watch?v=z_BimhS6odM&feature=results_video&playnext=1&list=PL74929CD2D678E588

seher yeli kız

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

kömür gözlü kız kömür gözlü kız
sende sevdalara düştün demek
düştün de daldın yangınlara
yerin hazır haydi katıl bu halaya

seher yeli kız seher yeli kız
sen de yarınlarını aldın demek
aldın da girdin dalgalara
hedef liman haydi dayan boranlara

gece saçlı kız gece saçlı kız
sen de anadan geçtin demek
geçtin de koştun sevdalına
yurdun bekler haydi sarın ak duvağa

http://www.youtube.com/watch?v=-Yak-sV0sOg

savrulan külleri ömrümüzün

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

bir kızın kocaman gözlerinde gördüm
bulutların dağlara sessizce çöküşünü
çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci
ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım
çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya
bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda
harelenen sularda bir yanık kokusu
ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi
ışık zamana bağlı zamansa onun
kocaman gözleridir artık
anladım tarih de yazılmaz
bir aşkın sayfalarına düşmüyorsa gün
yalnızdım, yapraklarım dökülmüştü bir bir
deryalara savrulup çöllere düşmüştü
bir duman tütüyor yine hangi kent yandı
hangi sokakta vuruldu sevgilim
bir demet menekşe bir avuç toprak
burkulan bir yürek miyim hep
sesimde bir yanma bir kekrelik
uzayıp giden bir çöl yalnızlığı
gazeteleri okumuyorum başım dönüyor
sulanmamış çiçekler gibi kuruyor her şey
her şey bir yolculuğun hüznünü taşıyor
gidip de gelmemek üzere bütün yüzler
puslu yamaçlarda bir çakal gölgesi
bir dağ suskunluğu yürüyor kentlere
yenilen biz miyiz yoksa aşklar mı
bir kızın kocaman gözlerinde görüyorum
savrulan küllerini ömrümüzün
bu kenti ayrılıklar yıkacak birgün biliyorum
ölümden şikâyeti yok ölüp gidenlerin
ama bir kızın kocaman gözlerinde yangınlar çıkıyor
acılar dehşetli kinlendiriyor beni
kabarıp duruyor içimde, kabarıp duran bir okyanus
yurdumu arıyorum batık bir tekne değilim
yurdumu arıyorum kızgın küller ortasında

http://www.youtube.com/watch?v=IdDxS9pqL_o

pasaport kahvesi

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

kıyıda, taşın üstünde
oturmuş denize bakıyor
kimse konuşmuyor onunla
ne rüzgâr ne de izmir

gün bitiyor ve lacivert
sözcükler çekiliyor
susuşların ipek ağıyla

az ötede pasaport kahvesi
gel, bir bardak çay içelim
diyor bütün gün beklenen

bulut suya değiyor
su zamana
ve yalnız çakıltaşları
değil aşınmakta olan

batık bir gemi
gibi uzaklaşırken ordan
yakamozlar kalıyor geride
balkıyan acılar gibi

eskiyen neydi günboyu
yaşanan neydi
hangi bıçağı biledi deniz

ışıklar sönüyor kıyıda
ve burkulan bir yürekle
çekip gidiyor bu kentten

http://www.youtube.com/watch?v=hnNQCNrORzY

özletiyor seni bu yağmurlar

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

burada yağmur yağıyor
aralıksız yağıyor günlerdir
ama sen yine de şemsiyeni
almadan gel ilk otobüsle
buğulanan camlara usulca
yüzünü çiziyorum ki yüzün
bir yağmur damlası olup
düşüyor yapraklarına gülün
güller de bozamıyor bu uzun
karanlık sessizliğini kentin
anılarını yitiriyor sokaklar
bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları
tarih de kekemeleşiyor bazen
ki o zaman aşktır tek bilici
aşksa yürümek gibi bir şey
duyabilmek kuşların gelişini
anısı bizsek eğer bu kentin
unuttuğu türküler bizsek
acıyı rehin bırakıp bir güle
anımsatmalıyız bunları bir bir
sonra yürümeliyiz seninle
sokaklara caddelere çıkmalıyız
belki bir aşktır bu kentin
belleğini geri getirecek olan
burada yağmur yağıyor ama sen
şemsiyeni almadan gel yine de
özletiyor bu çılgın sağanak seni
sırılsıklam özletiyor biliyor musun

http://www.youtube.com/watch?v=3XhufaUCoqM

özlemedim seni

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
hiç özlemedim seni

saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

http://www.youtube.com/watch?v=YHrh7TzBhXE

ömrüm diyorum

kanayan
bir ahmet telli şiiri.

üzgün bir çocuğun yalnızlığı
kadar saydam kalabilseydim
ömrüm derdim ömrüm nasıl da
dolu geçmiştir ölebilirim artık

ölüm hiç de ürkünç gelmiyor
yaşanmışsa tüm yaşanacaklar
acı yitiriyor anlamını ve renkler
kül oluyor körleşirken gökboşluğu

bu dünya dünya mıdır hani
bildiğimiz o yamyam küresi
ki apis öküzlerinin çekip durduğu
bir cansıkıntısıydı önceleri

hantal ve gürültücü bir tehdit
gibi düşüyorken üstümüze
alaycı bir gülüş takılıyor yalnız
dudaklarımın hüzün kıvamına

ömrüm diyorum şimdi ömrüm
üzgün bir çocuksun sen ve yalnız
öyle kal çünkü bu dünyada
sana en çok mutsuzluk yakışıyor

http://www.youtube.com/watch?v=RwGJKKZBpRU

nurhak

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

eski duvar diplerinde karanlık sular
ay vurmuş gölgelenmiş kuytular
canım oğul, güzel yiğit
al gel kanlı gömleğini, sana nasıl kıydılar?
ben bu yürek yarasını bir gece elbistan’da duymuştum
akşamlar bir karakuş gibi sağılıp inerdi tenha yollara
yıldızlar dut kokardı, iğdeler ay kokardı
öflez ışıkları, yol boylarında osmanlı karakolları
tilkiler üşüşünce akşam yıldızıyla bağlara
kelepçemin karasına bir ak güvercin
nazlı nazlı canım yiğit, süzüm süzüm canım oğul
gelip konardı
ben bu yürek yarasını bir gece elbistan’da duymuştum
ekmek yedim, su içtim ben nasıl yadsıyayım?
ya nasıl yadsıyayım ishaklı selvilerde ayışığını
ya bu kanlı gömleği ben kime giydireyim?
sen ne zaman büyüdün de
ne zaman kaptırdın gönlünü o nurhaklar’a?
sen daha bebek bebek, sen daha baba baba
canım oğul, o kıraç toprakların yabangülü, yiğidim
sen ne zaman büyüdün de düştün yollara
yolunu mavi kargalardan, toylardan sorar oldum
hala duruyur mu tellerinde
o mavi kargaları maraş topraklarının?
o karamuk çalıları, o çoban döşekleri
o müslüman kayalar?
beni sordun mu gözüm
o kanlı toprakların menekşeli sabahlarından?
çıkınımda kara zeytin bile yok
kara alman kelepçesi bileklerimde
bileklerim canım oğul yeni yeni başladı sızlamaya
sen büyüdün de demek
düştün de demek o damar damar kınalı topraklara
tüketmişim yirmi yılı canım yiğit bir salkım üzüm gibi
canım oğul, güzel yiğit
al gel kanlı gömleğini, sana nasıl kıydılar?

dört bir yana haber salsam
öldü desem inanır mı
dağlar bana geri verin
kadir’imi sinan’ımı

jandarma kurşunu çaldı
canımı tenimden aldı
nurhak’a abide kaldı
dağlar aldı selamımı

nurhak sana güneş doğmaz
uçan kuşlar yuva kurmaz
dökülen kan yerde kalmaz
soracağız hesabını

böyle kalır sanma devran
yola devam eder kervan
öldü sinan doğdu sinan
omuzladı silahını

http://www.youtube.com/watch?v=vGnGY2y8dzo

mısri kız

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

adı yasak bir çiçektir dağlarda
arar yurdunu tarihsiz çağlarda
bir ezgi başlatır dünyaya karşı
susar türküsü dumanlı çığlarda

mısri’nin günü dolmaz
sevdanın izni olmaz
sevdaya yasak koyanın
dünyada yeri olmaz

mısri kız derler dereler taşkını
yollar yorgunu yokuşlar aşkını
direnir düşmana satmaz aşkını
zindanda düşmanı direnç şaşkını

cudi’nin gözleri cizre’ye bakar
her kızın çığlığı bir gönül yakar
her sevda başına bir ateş takar
dicle’nin suları kendini yakar

http://www.youtube.com/watch?v=i-1cjBbxzpg

mehmet sait'in türküsü

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

mehmet sait asıl adım
yırtıcı kuş adın aldım
bir atılgan şahin oldum
yuva tuttum yüceleri

çapalı’ya otağ kurdum
''beri hay''la gelir oldum
dört cephede cenge girdim
duman ettim niceleri

umut fidanını diktim
kan olup köküne aktım
karanlığa yıldız ektim
siperlerde geceleri

altıbin al yıldız aktı
bizim şafak böyle söktü
şehitlere ağıt yaktı
suna boylu bacıları

http://www.youtube.com/watch?v=DsQliu1rYtg

mayıs

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

yosun kokuları değil kan tutar baharın yeli
ey benim sevdiceğim kan tutar baharın yeli

uzanmış boylu boyunca karanfil kokulu bir kuş
elinde ipek mendili omuz başından vurulmuş

günlerin en mavisinde düşlerin en mavisinde
sokağın sesi mi olur düşen çiçeğin yası mı

karanlığın işi nedir mayıs doğmasın diyedir
geceye ışık saçanın sevdası ölesiyedir

uzanmış boylu boyunca karanfil kokulu bir kuş
elinde ipek mendili omuz başından vurulmuş

günlerin en mavisinde düşlerin en mavisinde
sokağın sesi mi olur düşen çiçeğin yası mı

halaya durmuşsa mayıs sokağın sesi de olur
halaya durmuşsa mayıs düşen çiçeğin yası da

http://www.youtube.com/watch?v=wwNuoC8uh7U

mapushane

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

mapushane çeşmesi gülüm yandan akıyor
hasret bir ince sızı ciğerimi yakıyor

mapushane avlusunda ihtiyar bir dut
bir dalı penecereme biri sana bakıyor

mapushane duvarında
bir çift güvercin
bugün efkarlıyım
yarime haber verin

mapushane kapısı gülüm bir elvan geçit
gelene açılır gülüm gidene kilit

http://www.youtube.com/watch?v=ccPMsjDSsvs

madenciye ağıt

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

yeni çeltek ocağı’ndan yükselir yükselir çığlıkları
yanar bedenler yitip gider yitip gider umutları

yazgıları kömür gibi kazar bitmez yerin dibi oy
bir tas yemek biraz ekmek
güneş görmez hiç yüzleri oy, oy gülüm

hasret çöker yüreklere toprak dolar gözlerine
haber ulaşır köyüne
yetim kalır oğlu kızı oy, oy gülüm

bir gün gelir ocaklardan kazma kürek ellerinde oy
yürüyünce yeryüzüne
değişecek yazgıları oy, oy gülüm

http://www.youtube.com/watch?v=NblvLlUWjFA

madenciden

kanayan
bir grup yorum parçasıdır.

indim maden ocağına kara elmas diyarına
yeryüzü sıcak olsun diye dost
yıllar boyu kazma salladım buskunca bu zindanda
çocuklarım gülsün diye dost
oysa bizim evde gülen yok

yürü derler yürü derler açlığa yürü derler
kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler
günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler
yalanlara artık sabrım yok

bugün maden ocağına kara elmas diyarına
inmedik selam olsun sana dost
ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere
grev grev güneş doğmuş dost
artık kaybedecek birşey yok

yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler
madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
günü geldi grev derler dost
artık kaybedecek birşey yok

zonguldak
yerin derinliklerinden geldiler
ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle
ne kadar diplere bastırılsa
o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
ağır ağır geldiler
sonra hergün geldiler artarak geldiler
kadınları çocukları ve alkışlarıyla
yoğurt mayalar gibi geldiler
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi
su gibi ateş gibi
her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
yeni yollarla tanıştı ayakları
her gün yeni kabuklar çatladı
yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
bir kent oldular sonunda
ve adını değiştirdiler ülkenin

http://www.youtube.com/watch?v=WRJvUdgcogo
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol