"...
siz devlete inanan bütün reziller!
cehennemde karşıma çıktığınızda
öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
hayatınız gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden
anlayacaksınız, allah ne demek
ahlak ne demek
ve rüya...
bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
devlet bekasının da allah belasını versin
malbora'nın da!"
böyle satırlar yazmış bir şair, yönetmen, yapımcı, senarist... üzerine söylenecek hiçbir şey yok bence.
(bkz: ah o gemide ben de olsaydım)
oğuzhan özyakup'a twitter'dan küfür ettiği için hakemlik lisansı iptal edilmiştir.
http://www.ligtv.com.tr/haber/oguzhana-kufretti-hakemligi-alindi
http://www.ligtv.com.tr/haber/oguzhana-kufretti-hakemligi-alindi
herhangi bir yazara ne dolaylı yoldan ne de apaçık bir şekilde küfür etmiş yazardır. ilk okulda türkçe derslerinde bir konu vardı, hepimiz ilk okulu bitirdiğimize göre bunu hatırlıyoruzdur herhalde.
(bkz: okuduğumuzu anlayalım)
#377536 ilgili entryde herhangi bir yazara küfür ettiğim sonucunu çıkartacak başka arkadaşlar varsa her türlü geri bildirime açığım. şimdi kelime kelime ne yazdığımı açıklamak isterdim ama bunu yapacak, buna harcayacak zamanım yok ne yazık ki. ama son paragraftaki son cümleleri bilal'e anlatır gibi anlatayım; [ybkz]swh[/ybkz]
ne demişim o entryde? "aziz yıldırım, melo, emre gibi kişilere küfür edilmese keşke. ama buna en güzel cevabı can yücel vermiş zamanında. bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz, lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?"
şimdi buradan çıkarılan sonuç şu olmalıydı. emre belözoğlu, melo gibilere küfür etmesek keşke ama bu yaptıklarını küfürsüz anlatmak çok zor olduğu için direkt olarak anlatıyoruz. he tekrar söylüyorum keşke küfür etmeden anlatabilsek ama, onların yaptıklarını başka türlü anlatamayız.
bu satırlardan kendilerine ya da başka yazarlara küfür çıkartanlar hakkında söylenecek sözler var, fakat gerek yok.
(bkz: okuduğumuzu anlayalım)
#377536 ilgili entryde herhangi bir yazara küfür ettiğim sonucunu çıkartacak başka arkadaşlar varsa her türlü geri bildirime açığım. şimdi kelime kelime ne yazdığımı açıklamak isterdim ama bunu yapacak, buna harcayacak zamanım yok ne yazık ki. ama son paragraftaki son cümleleri bilal'e anlatır gibi anlatayım; [ybkz]swh[/ybkz]
ne demişim o entryde? "aziz yıldırım, melo, emre gibi kişilere küfür edilmese keşke. ama buna en güzel cevabı can yücel vermiş zamanında. bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz, lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?"
şimdi buradan çıkarılan sonuç şu olmalıydı. emre belözoğlu, melo gibilere küfür etmesek keşke ama bu yaptıklarını küfürsüz anlatmak çok zor olduğu için direkt olarak anlatıyoruz. he tekrar söylüyorum keşke küfür etmeden anlatabilsek ama, onların yaptıklarını başka türlü anlatamayız.
bu satırlardan kendilerine ya da başka yazarlara küfür çıkartanlar hakkında söylenecek sözler var, fakat gerek yok.
beşiktaş'ın ve beşiktaşlının sözlüğüdür. burada beşiktaş hocasına ve futbolcusuna küfür edilmez, edilmemelidir. çünkü burası bir tarafın sözlüğüdür. bakın bakalım fenerbahçe ve galatasaray sözlüklerine, kendi futbolcularına küfür var mı? fakat diğer takım futbolcularına küfürler elbette var. he bu onlar da yapıyor diye doğru mudur? tartışılabilir. fakat bizim sözlüğümüzde kendi futbolcumuza ve hocamıza küfür edilmesini kabul edemem. evet emre, melo, aziz yıldırım gibi adamlara küfür edilmese keşke. ama buna en güzel cevabı can yücel vermiş zamanında;
"bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz,
lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz."
"bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz,
lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz."
mental olarak hazır olduğuna inandığım kalecimiz. tolga'nın zor zamanlar geçirdiği bu günlerde o da eminim ki formayı kapacağı anı bekliyordur. o fırsat eline geçince bir daha bırakmayacak umarım. kendisine geldiği ilk günden beri hep güvendim, çok güvendim. o ise bazen saçma sapan hatalar yaptı, bazen çok kötü goller yedi. ama çok da iyi ve olmayacak şutlar çıkarmışlığı da var. onun hakkındaki tek şüphem 15 mart 2012 beşiktaş atletico madrid maçında falcao'dan yediği kafa golüdür. o goldeki mental zaafiyetini hiç unutmadım, unutabileceğimi de sanmıyorum. umarım kendisi de unutmuyordur o golü. unutmasın ki bir daha böyle bir zaafta bulunmasın.
#377364 şu entrynin hala durduğu sözlük. eğer entry giderse fotoğrafı da paylaşalım ki hocasına apaçık bir şekilde küfür edenler, insanlara saldırmadan önce kendilerine de baksınlar.https://pbs.twimg.com/media/Byj9X3ICMAEgxCt.jpg
ne güzel demiş atalarımız, iğneyi kendine batır çuvaldızı başkasına. insan önce kendine bir bakmalıdır ki sonra hak aramaya kalktığında haksız duruma düşmesin.
ne güzel demiş atalarımız, iğneyi kendine batır çuvaldızı başkasına. insan önce kendine bir bakmalıdır ki sonra hak aramaya kalktığında haksız duruma düşmesin.
sözlükteki diğer tüm moderatörlerimiz gibi işini hakkıyla yapmaya çalışan moderatör.
hocası hakkında "istifa et amın oğlu" yazan bir fotoğraf paylaşan yazarların entrylerini değil kendilerini silmesi gerekir. kendisi apaçık bir şekilde küfür edip "siktir git" yazdıktan sonra onu "çektir git" haline getirenler önce bir kendilerine bakmalılar.
hocası hakkında "istifa et amın oğlu" yazan bir fotoğraf paylaşan yazarların entrylerini değil kendilerini silmesi gerekir. kendisi apaçık bir şekilde küfür edip "siktir git" yazdıktan sonra onu "çektir git" haline getirenler önce bir kendilerine bakmalılar.
dünyaca ünlü ip cambazıdır. dün gece chicago'da önce iki gökdelen arasında, hiçbir koruma ve güvenlik aksesuarı olmaksızın yaklaşık 200 metre yükseklikte ve 19 derece eğimli ipte yürümüş (19 derecelik eğim yaklaşık olarak iki gökdelen arasında on kata tekabül ediyor), ardından yine iki gökdelen arasında ve 200 metre yükseklikte 30 metrelik bir ipte (vurgula: gözleri kapalı) bir şekilde yürümüştür. art arda iki yürüyüş yaptığı için guiness rekorlar kitabına girmeyi başarmıştır. bu o'nun guiness'e girdiği 8. rekor oldu.
aslında bu iş wallenda'larda bir aile geleneği. nik; 'harika wallenda'ların 7. kuşağı, nik'in iki çocuğu da yine ailelerinin izinden gidip ip cambazlığı yapıyorlar. nik wallenda bu işe 4 yaşında başlamış ve o yaştan beri her an kendini geliştirmeye çabalıyor. nik'in annesinin dedesi ipte yürürken düşüp ölmüş. nik de daha sonra annesiyle beraber dedesinin öldüğü yerde yürüyerek ve dedesini böyle yad etmiş.
dedesinin düştüğü yürüyüşü; https://www.youtube.com/watch?v=ePnKBP0gTKw
geçtiğimiz senelerde niagara şelalesi üzerinde ipte yürümüş, fakat yetkililerin ısrarıyla kendi istemese de güvenlik halatı kullanmıştır. daha sonra büyük kanyonda güvenlik halatı kullanmadan yürümüştür.
bu seferki yaptığı ise gerçekten muazzamdı. yükseklik korkusu olan bir adam olarak o'nun kamerasından yapılan çekimlerde gözlerimi kapatmak zorunda kaldım, öyle ürkütücü bir tablo vardı. kendisi ise gayet rahattı. ilk yürüyüşünü tamamlarken ip üzerinde, "çok üzgünüm, selfie yapacaktım ama rüzgar yüzünden yapamıyorum." deyip güldü. eğer yapsaydı şu ana kadar gördüğümüz en çılgın selfie olurdu eminim. ardından yaptığı gözü kapalı yürüyüşü ise nefessiz izledim adeta. ben düz yolda yürümekte zorlanıyorum, adam 200 metre yukarıda bir de gözü kapalı yürüyor. ama ikinci yürüyüşünde gerginliği yüzünden okunuyordu. gerçi bırakalım da gerilsin, ben tv karşısında kasıldım yeminle.
bu da nik wallenda'nın muhteşem chicago yürüyüşü;http://www.youtube.com/watch?v=HedoNEyGLjo&feature=youtu.be
aslında bu iş wallenda'larda bir aile geleneği. nik; 'harika wallenda'ların 7. kuşağı, nik'in iki çocuğu da yine ailelerinin izinden gidip ip cambazlığı yapıyorlar. nik wallenda bu işe 4 yaşında başlamış ve o yaştan beri her an kendini geliştirmeye çabalıyor. nik'in annesinin dedesi ipte yürürken düşüp ölmüş. nik de daha sonra annesiyle beraber dedesinin öldüğü yerde yürüyerek ve dedesini böyle yad etmiş.
dedesinin düştüğü yürüyüşü; https://www.youtube.com/watch?v=ePnKBP0gTKw
geçtiğimiz senelerde niagara şelalesi üzerinde ipte yürümüş, fakat yetkililerin ısrarıyla kendi istemese de güvenlik halatı kullanmıştır. daha sonra büyük kanyonda güvenlik halatı kullanmadan yürümüştür.
bu seferki yaptığı ise gerçekten muazzamdı. yükseklik korkusu olan bir adam olarak o'nun kamerasından yapılan çekimlerde gözlerimi kapatmak zorunda kaldım, öyle ürkütücü bir tablo vardı. kendisi ise gayet rahattı. ilk yürüyüşünü tamamlarken ip üzerinde, "çok üzgünüm, selfie yapacaktım ama rüzgar yüzünden yapamıyorum." deyip güldü. eğer yapsaydı şu ana kadar gördüğümüz en çılgın selfie olurdu eminim. ardından yaptığı gözü kapalı yürüyüşü ise nefessiz izledim adeta. ben düz yolda yürümekte zorlanıyorum, adam 200 metre yukarıda bir de gözü kapalı yürüyor. ama ikinci yürüyüşünde gerginliği yüzünden okunuyordu. gerçi bırakalım da gerilsin, ben tv karşısında kasıldım yeminle.
bu da nik wallenda'nın muhteşem chicago yürüyüşü;http://www.youtube.com/watch?v=HedoNEyGLjo&feature=youtu.be
https://vine.co/v/OOHBdMxaKap
art arda kameralara tam 3 kez yansıyan, kameraların görmediği açılarda da eminim devam eden olaydır. bülent yıldırım'ın yanı başında söylenmiştir, 27 ekim 2014 sai kayseri erciyesspor beşiktaş maçında gökhan töre'yi bu sebeple attıran dördüncü hakemler bu kez gözlerinin önündeki küfürü görmemiş, duymamışlardır. bunu veli ya da kerim söyleseydi anında kırmızı kart çıkardı eminim. ama bu olaylardan sonra fikret orman ve bilic pfdk'ya sevk edilecek, göreceksiniz.
art arda kameralara tam 3 kez yansıyan, kameraların görmediği açılarda da eminim devam eden olaydır. bülent yıldırım'ın yanı başında söylenmiştir, 27 ekim 2014 sai kayseri erciyesspor beşiktaş maçında gökhan töre'yi bu sebeple attıran dördüncü hakemler bu kez gözlerinin önündeki küfürü görmemiş, duymamışlardır. bunu veli ya da kerim söyleseydi anında kırmızı kart çıkardı eminim. ama bu olaylardan sonra fikret orman ve bilic pfdk'ya sevk edilecek, göreceksiniz.
eleştirmekle hakaret etmek arasındaki büyük çizgiyi aşıp hakkında hadsizce yorumlar yapılan hocamız. beşiktaşım'ın herhangi bir futboclusuna ve hocasına küfür etmem, ettirmem. düzgünce laf söylersin, gitmesini de istersin ama küfür edemezsin. bu adam sen sevsen de sevmesen de emin ol senden daha fazla düşünüyor, daha fazla çabalıyor. ama bu derece yorumlar yapmak en kibar bir tabirle hadsizliktir.
fuck off dediği için kırmızı kart görüp, 3 maç ceza alan gökhan töre olayının üzerinden 1 hafta bile geçmeden art arda 3 kez fuck off demiş ve kırmızı kart almamıştır. ceza alacak mı? hiç zannetmiyorum. bunu söyleyen kerim ya da veli olsaydı video görüntülerinden en az 3 maç cezayı şimdiden vermişlerdi.
four four two türkiye'nin özel röportajında çok samimi açıklamalarda bulunan hocamız. 7 soruya verdiği cevapları içeren kısa videolar yayınlanmış, izleyince çok mutlu oldum. videolar başlıkları ve videolar şöyle;
1) beşiktaş'tan teklif aldığı an.http://www.youtube.com/watch?v=3R8rsHMt-ZM
2) takımın gelişimi hakkında.http://www.youtube.com/watch?v=aP6Kmp-GGe4
3) gelişim gösteren oyuncular.http://www.youtube.com/watch?v=GNPG547YE_Q
4) vodafone arena.http://www.youtube.com/watch?v=gA3l7_My1F8
5) avrupa ligi.http://www.youtube.com/watch?v=zTkhD2Wb-sY
6) başarılı sezon.http://www.youtube.com/watch?v=JQZCKvv8JMc
7) bilic'in "en"leri.http://www.youtube.com/watch?v=_FfP68gLVGc
1) beşiktaş'tan teklif aldığı an.http://www.youtube.com/watch?v=3R8rsHMt-ZM
2) takımın gelişimi hakkında.http://www.youtube.com/watch?v=aP6Kmp-GGe4
3) gelişim gösteren oyuncular.http://www.youtube.com/watch?v=GNPG547YE_Q
4) vodafone arena.http://www.youtube.com/watch?v=gA3l7_My1F8
5) avrupa ligi.http://www.youtube.com/watch?v=zTkhD2Wb-sY
6) başarılı sezon.http://www.youtube.com/watch?v=JQZCKvv8JMc
7) bilic'in "en"leri.http://www.youtube.com/watch?v=_FfP68gLVGc
artık sayılı saatlerin kaldığı maç. yatcaz kalkcaz fener'e koycaz! in-şal-lah!
bu kez büyük maçlar öncesinde yaşadığım gerginliği yaşamıyorum nedense. çok güveniyorum bizim çocuklara, umarım onlar da bizim güvenimizi boşa çıkarmayacaklar. yarın bir de bu maçı hasta fenerbahçeli babamla birlikte izleyeceğiz çok uzun bir aranın ardından. tek gerginliğim bu noktada, umarım kötü geçmez.
bu kez büyük maçlar öncesinde yaşadığım gerginliği yaşamıyorum nedense. çok güveniyorum bizim çocuklara, umarım onlar da bizim güvenimizi boşa çıkarmayacaklar. yarın bir de bu maçı hasta fenerbahçeli babamla birlikte izleyeceğiz çok uzun bir aranın ardından. tek gerginliğim bu noktada, umarım kötü geçmez.
bayern münih'in 70. dakikadan sonra attığı gollerle 2-1 kazandığı maç. muazzam bir maç oldu, bayern'in ne kadar üstün bir takım olduğunu bir kez daha gördük.
ilk yarısı borussia dortmund'un 1-0'lık üstünlüğüyle sonuçlanmıştır. ama tarihi farkı dortmund kalecisi weidenfeller önledi desek yanlış olmaz.
an itibariyle star tv'de yayınlanan film. izlemekten sıkılmak mümkün değil bu filmleri. her karesini ezbere bilsen de izlemekten geri duramıyorsun.
dortmund'un 1-0 öne geçtiği maç. harika bir oyun var sahada. lâkin maçtaki tek sorun yine bizden kaynaklı. 2014 yılında hala senkron problemi yaşayan bir devlet kanalımız var, o da maç zevkimizin içine sıçıyor yine.
(bkz: ligi koyalım ligi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?