beni fazlasıyla mutlu eden, (vurgula: gururlan)dıran futbolculardan oluşturulmuş takımdır. son yıllarda kaybetmeyle yüz yüze geldiğimiz özellikleri tekrardan topluyorlar ve onları gördükçe mutluluğum katlanıyor.
bu konudaki en yakın örneği anlatmak istiyorum. 6 kasım 2014 beşiktaş partizan maçı 0-0 devam ederken maçın 47. dakikasında oğuzhan-gökhan-olcay üçlüsüyle gole çok yaklaşmıştık. oğuzhan sol kanattan taşıdığı topu ortaya çevirdi, gökhan hiç bekletmeden topuğuyla olcay'ın önüne bıraktı, olcay da topun gelişine sağ ayağıyla çok güzel bir vuruş yaptı fakat top partizanlı oyuncunun kolundan döndü. tartışmaya açık bir pozisyon olabilir fakat bana göre net penaltıydı, çünkü futbolcu doğal silindirini bozarak sağ kolunu çıkartmıştı. hakem pozisyona yakındı ve penaltı vermedi. olcay şutu çeken kişi olarak doğal bir refleks gösterdi ve elini kaldırdı, penaltı diyerek. hakemin vermediğini görünce hiçbir şey olmamış gibi devam etti topun peşinden. o anda topun yakınlarında, gökhan, veli, atiba, demba ba vardı ama hiçbiri değil hakeme itiraz etmek, ağızlarını bile açmadılar. hepsi topu kapmaya çalıştı. böyle bir pozisyonu başka bir takımın yaşadığını düşünelim, nasıl tepkiler çıkardı? eveti takımın hakkını korumalısınız, fakat bu futbolcuların işi değil. onlar oyuna hükmedip maçı kazanmalılar. vedat okyar'ın dediği gibi. hakem vermedi mi? sen devam et, bir gol de hakem için at. futbolcularımız bu ve buna benzer pozisyonları bizlere sıklıkla yaşatıyorlar, sağ olsunlar. ben onlarla gurur duyuyorum. takımımın formasını böyle çocuklar terlettiği için. ve eminim ki onlar da gururlular, beşiktaş takımının formasını giyebildikleri için.
beşiktaşımızın son yıllardaki en yetenekli futbolcularından birisidir. kendisini geliştirmesini hayranlıkla izliyorum. onu ilk gördüğümüzün üzerine fazlasıyla koydu ve koymaya devam ediyor. böyle giderse ve mental olarak da güçlenmeye devam ederse bize çok daha fazlasını kazandıracak gibi duruyor.
zeki önder özen'in söylediğine göre antrenmanlarda çokça uzaktan şut ve sağ ayakla şut çalışıyormuş. hatta kendisine sol ayaklı futbolcu dendiğinde çok sinirleniyormuş, ben çift ayağını kullanabilen bir futbolcuyum diyerek. umarım zamanla sağ ayağıyla attığı golleri de göreceğiz kendisinin.
zeki önder özen'in söylediğine göre antrenmanlarda çokça uzaktan şut ve sağ ayakla şut çalışıyormuş. hatta kendisine sol ayaklı futbolcu dendiğinde çok sinirleniyormuş, ben çift ayağını kullanabilen bir futbolcuyum diyerek. umarım zamanla sağ ayağıyla attığı golleri de göreceğiz kendisinin.
beşiktaş'ı anlatırken, yorumlarken gördüğü takımdan duyduğu gururu saklayamayan, bu takımın mimarlarından biridir. son zamanlarda izlemekten en keyif aldığım spor programı kendisinin dahil olduğu programlar oluyor genelde. hele metin tekin ve güntekin onay ile birliktelerse o programda, tadından yenmiyor.
6 kasım 2014 beşiktaş partizan maçı sonrasında takımımızı anlatırken oldukça keyiflilerdi yine ve çok güzel bir program oluyordu doğal olarak. maçın pozisyonlarını yorumlarlarken sivok'un sayılmayan golünden bahsettiler. hepsi ofsaytın doğru olduğunu söylediler, yardımcı hakemi tebrik ettiler. sonra güntekin onay "hakem çok doğru bir karar verdi ama keşke görmeseydi di mi?" dedi. ardından önce metin tekin, "ne yani ofsayttan gol mü atacaktık?" diye sordu ve önder hoca girdi devreye; "ne diyorlar? şerefinle oyna, hakkınla kazan diyor bu taraftar. iyi ki doğru kararı verdi hoca" dedi. ardından güntekin onay da şaka yaptığını söyleyerek geçiştirdi. ama bu adamın yüzündeki ifadeyi görmek yetti bana, beşiktaşlı değil diye yerden yere vuruldu fakat bu adam birçok beşiktaşlı'dan daha çok sahip beşiktaşlılık duruşuna. gurur duydum ve çok mutlu oldum.
6 kasım 2014 beşiktaş partizan maçı sonrasında takımımızı anlatırken oldukça keyiflilerdi yine ve çok güzel bir program oluyordu doğal olarak. maçın pozisyonlarını yorumlarlarken sivok'un sayılmayan golünden bahsettiler. hepsi ofsaytın doğru olduğunu söylediler, yardımcı hakemi tebrik ettiler. sonra güntekin onay "hakem çok doğru bir karar verdi ama keşke görmeseydi di mi?" dedi. ardından önce metin tekin, "ne yani ofsayttan gol mü atacaktık?" diye sordu ve önder hoca girdi devreye; "ne diyorlar? şerefinle oyna, hakkınla kazan diyor bu taraftar. iyi ki doğru kararı verdi hoca" dedi. ardından güntekin onay da şaka yaptığını söyleyerek geçiştirdi. ama bu adamın yüzündeki ifadeyi görmek yetti bana, beşiktaşlı değil diye yerden yere vuruldu fakat bu adam birçok beşiktaşlı'dan daha çok sahip beşiktaşlılık duruşuna. gurur duydum ve çok mutlu oldum.
fiziki muayenede görülemeyen ve tanısı konulamayan problemleri çözebilmek için yapılan işlemdir.
dün gece bu saatlerde hayatımda ilk kez bu işlemi yaptırdım ben de. gitmeden önce çok gerilmiştim. bu konu hakkında yazı okumuştum tabii ki ve oradaki yazılanlar nedeniyle gerginliğim daha da arttı. kilo fazlası olan klostrofobik bir insan olduğum için bu işlem sırasında çok zorlanacağımı düşünüyordum. gider gitmez oradaki tekniker arkadaşlar sayesinde içim kısmen rahatladı. sorduğum tüm sorulara sakince ve açıklayıcı cevaplar verdiler.
mr cihazının görüntüsü ekmek fırınını andırıyor. onun önündeki sedye benzeri yere uzanıyorsunuz ve nerenizin mr'ı çekilecekse o taraftan makineye giriyorsunuz. benim ayak bileklerimde problem olduğu için makineye karşı uzandım. iki ayağımı teker teker çekeceklerini söylediler. işlemler yapıldıktan sonra kesinlikle kımıldamamamı söyleyip çıktılar. daha sonra odanın kapısı kapandı ve mikrofondan son uyarıyı yapıp işlemin başladığını söylediler. sonra yatak hareket etti ve cihaza girmeye başladım. o an tüm vücudumun gireceğini zannedip fazlasıyla çekinsem de dizimin az üstüne geldiğinde durdu. ve çok yüksek bir ses gelmeye başladı. daha önce bu konuyu duymuştum fakat tahmin ettiğimden fazlaydı ses ama teknikerler hoparlörle müzik çaldığı için biraz rahatladım.
benim için bu işlemin en zor kısmı hiç kımıldamamak. uyurken bile uzun süre kımıldamadan duramayan ben yaklaşık 20 dakika boyunca hiç kımıldamayacaktım. günlerdir uzandığım yerde kımıldamama antrenmanı yapmanın faydasını gördüğümü söylemeliyim. oldukça dayandım fakat vücudum bana isyan edercesine hareket etmek istiyordu. ben de bu dakikalarda kendimi sakinleştirme yöntemi olarak sevdiceğimi düşündüm. göğsümde uyuduğunu ve en ufak bir kımıldamamda uyanacağını düşündüm. o andaki en büyük motivasyonumun bu olduğunu söylemeliyim.
iki ayağımın da çekimi tamamlandıktan sonra arkadaşlara kımıldamamaya çalıştığımı ama bacaklarımın arada gerilimle kımıldamış olabileceğini söyledim. eğer öyle bir durum olsaydı beni uyaracaklarını söylediler ve içim rahat etti açıkçası. çünkü eğer kımıldamış olsaydım bu işlemin tekrarı gerekecekti. bir daha olmasın diye çok dua ettim, umarım işe yaramıştır.
sonuç olarak tecrübem; korkulacak bir şey değilmiş. insan sevdiğini düşününce daha kolay atlatabiliyormuş. [ybkz]swh[/ybkz] şimdiki tek gerginliğim kötü bir sonuçla karşılaşmamak.
dün gece bu saatlerde hayatımda ilk kez bu işlemi yaptırdım ben de. gitmeden önce çok gerilmiştim. bu konu hakkında yazı okumuştum tabii ki ve oradaki yazılanlar nedeniyle gerginliğim daha da arttı. kilo fazlası olan klostrofobik bir insan olduğum için bu işlem sırasında çok zorlanacağımı düşünüyordum. gider gitmez oradaki tekniker arkadaşlar sayesinde içim kısmen rahatladı. sorduğum tüm sorulara sakince ve açıklayıcı cevaplar verdiler.
mr cihazının görüntüsü ekmek fırınını andırıyor. onun önündeki sedye benzeri yere uzanıyorsunuz ve nerenizin mr'ı çekilecekse o taraftan makineye giriyorsunuz. benim ayak bileklerimde problem olduğu için makineye karşı uzandım. iki ayağımı teker teker çekeceklerini söylediler. işlemler yapıldıktan sonra kesinlikle kımıldamamamı söyleyip çıktılar. daha sonra odanın kapısı kapandı ve mikrofondan son uyarıyı yapıp işlemin başladığını söylediler. sonra yatak hareket etti ve cihaza girmeye başladım. o an tüm vücudumun gireceğini zannedip fazlasıyla çekinsem de dizimin az üstüne geldiğinde durdu. ve çok yüksek bir ses gelmeye başladı. daha önce bu konuyu duymuştum fakat tahmin ettiğimden fazlaydı ses ama teknikerler hoparlörle müzik çaldığı için biraz rahatladım.
benim için bu işlemin en zor kısmı hiç kımıldamamak. uyurken bile uzun süre kımıldamadan duramayan ben yaklaşık 20 dakika boyunca hiç kımıldamayacaktım. günlerdir uzandığım yerde kımıldamama antrenmanı yapmanın faydasını gördüğümü söylemeliyim. oldukça dayandım fakat vücudum bana isyan edercesine hareket etmek istiyordu. ben de bu dakikalarda kendimi sakinleştirme yöntemi olarak sevdiceğimi düşündüm. göğsümde uyuduğunu ve en ufak bir kımıldamamda uyanacağını düşündüm. o andaki en büyük motivasyonumun bu olduğunu söylemeliyim.
iki ayağımın da çekimi tamamlandıktan sonra arkadaşlara kımıldamamaya çalıştığımı ama bacaklarımın arada gerilimle kımıldamış olabileceğini söyledim. eğer öyle bir durum olsaydı beni uyaracaklarını söylediler ve içim rahat etti açıkçası. çünkü eğer kımıldamış olsaydım bu işlemin tekrarı gerekecekti. bir daha olmasın diye çok dua ettim, umarım işe yaramıştır.
sonuç olarak tecrübem; korkulacak bir şey değilmiş. insan sevdiğini düşününce daha kolay atlatabiliyormuş. [ybkz]swh[/ybkz] şimdiki tek gerginliğim kötü bir sonuçla karşılaşmamak.
(bkz: mr çektirmek)
trabzonspor'daki görevine son verilen teknik direktör. 1 milyon 650 bin euro sözleşme fesih bedeliyle karşılıklı anlaşarak ayrılmışlar.
bana kalırsa her iki taraf için de en doğru karar verildi. sezon başından beri süregelen bir kan uyuşmazlığı vardı. vahid hoca da sergilediği tavırla buradan ayrılmak ister gibiydi, bence geç bile kalınmış bir ayrılıktı bu.
bana kalırsa her iki taraf için de en doğru karar verildi. sezon başından beri süregelen bir kan uyuşmazlığı vardı. vahid hoca da sergilediği tavırla buradan ayrılmak ister gibiydi, bence geç bile kalınmış bir ayrılıktı bu.
(bkz: gidiyoruz bilinmeze)
ilk yarısı 0-0 tamamlanmış maç. bir türlü ağırlığımızı koyup üstünlüğümüzü sergileyemedik ne yazık ki. hakem de gereksiz düdüklerle maçın oynanabilirliğini düşürüyor.
ikinci yarıya veli-sosa değişikliğiyle başlamalıyız bence. çünkü partizan zaten beraberliğe gelmiş gibi duruyor, orta sahada tek atiba yeterli. oğuzhan da daha merkeze kayıp sosa hücuma dönük orta saha olabilir. tabi sosa yerine mustafa girip forveti de ikileyebiliriz ama zannetmiyorum. veli de bir sarı kart gördü, hakem çok konuşuyor onunla sahada kaldığı her dakika atılma ihtimalini artırıyor gibi.
ikinci yarıya veli-sosa değişikliğiyle başlamalıyız bence. çünkü partizan zaten beraberliğe gelmiş gibi duruyor, orta sahada tek atiba yeterli. oğuzhan da daha merkeze kayıp sosa hücuma dönük orta saha olabilir. tabi sosa yerine mustafa girip forveti de ikileyebiliriz ama zannetmiyorum. veli de bir sarı kart gördü, hakem çok konuşuyor onunla sahada kaldığı her dakika atılma ihtimalini artırıyor gibi.
cenk gönen - ismail köybaşı, tomas sivok, pedro franco, ramon motta - veli kavlak, atiba hutchinson, oğuzhan özyakup - gökhan töre, olcay şahan, demba ba onbiriyle çıkacağımız maç.
(bkz: saldır beşiktaşım oley)
(bkz: saldır beşiktaşım oley)
ben, siğil gibi istenmeyen ve zararlı olabilecek vücut oluşumlarını dondurarak yakma yöntemine verilen isimdir. operasyon ve anestezi gibi işlemlere gerek duymadan ve kısa sürede yapılabildiği için sıklıkla tercih edilmektedir. genellikle kuru buz ve sıvı azot kullanılarak yapılır. bir sprey yardımıyla uygulanacak bölgeye bu maddeler sıkılır. -90 dereceden daha düşük sıcaklıkta olan bu maddeler tene değdiği an çok çabuk bir şekilde ısınır ve sıkıldığı bölgedeki zararlı hücrelerin ölümüne neden olur. bu sayede birkaç hafta içinde zararlı bölge düşer. tek kötü yanı uygulandığı bölgede su toplanma, yara oluşumu gibi etkileşime neden olmasıdır. bu da çok önemli bir zarar vermeyeceği için en çok uygulanan yöntemdir.
http://www.sporx.com/semihe-acimasiz-sozler-ve-o-yanit-SXHBQ419472SXQ
futbolcusuna "keşke o gözüne mangaldan alev kaçtığı gün kör olsaydın da, galatasarayım kurtulsaydı senden aldığın para haram zıkkım olsun" şeklinde twit atan birisini içerir. işte eleştiri dozunu kaçırmakla ilgili çok net bir örnek daha.
futbolcusuna "keşke o gözüne mangaldan alev kaçtığı gün kör olsaydın da, galatasarayım kurtulsaydı senden aldığın para haram zıkkım olsun" şeklinde twit atan birisini içerir. işte eleştiri dozunu kaçırmakla ilgili çok net bir örnek daha.
bir grup vitamin şaheseridir. şarkının sözleri ve bestesi gökhan semiz'e aittir. fakat şarkının patlaması gökhan semiz'in zamansız ölümünün ardından diğer grup elemanlarının düzenleyip tekrar yayınlamasıyla olmuştur. gökhan semiz'siz versiyonunun klibindeki boş sandalye çok hüzünlüdür.
gökhan semiz versiyonu:http://www.youtube.com/watch?v=IL8yk3qRNTU
gökhan semiz'siz versiyonu:http://www.youtube.com/watch?v=v5msTy4UIC0
edit: şarkının sözlerini yazmadan olmazdı elbette.
gittiğin yerler nasil
bilinmez güzelim
istanbul'da sular akmıyor
mutlu musun oralarda
bilinmez güzelim
bana buralarda kimse bakmıyor
uçaklar rötar yapmış
trafik sıkışık
çöpler yine birikti arka bahçeye
yağmurun elleri
gitarın telleri yok
sen de yoksun yanımda
özlemişim çok
bu sabah yine her sabahki gibi
sıkıldım istanbul'dan
moralim bozuk
cereyan kesik
hele bir de sen yoksun ya
çok yazık.
gittiğin yerler nasıl
bilinmez güzelim
buralar aynı, o günden beri
yediğin içtiğin gördüğün senin olsun
anlatma sevin, sevildiğini
gittiğin günden beri
ne günlerim oldu
bazen sevinçliydim
bazen gözlerim doldu
sen orada ben burada
el ne karışır
çok acele gelmen lazım
bize istanbul yakışır
bu sabah yine her sabahki gibi
sıkıldım istanbul'dan
moralim bozuk
cereyan kesik
hele bir de sen yoksun ya
çok yazık.
gökhan semiz versiyonu:http://www.youtube.com/watch?v=IL8yk3qRNTU
gökhan semiz'siz versiyonu:http://www.youtube.com/watch?v=v5msTy4UIC0
edit: şarkının sözlerini yazmadan olmazdı elbette.
gittiğin yerler nasil
bilinmez güzelim
istanbul'da sular akmıyor
mutlu musun oralarda
bilinmez güzelim
bana buralarda kimse bakmıyor
uçaklar rötar yapmış
trafik sıkışık
çöpler yine birikti arka bahçeye
yağmurun elleri
gitarın telleri yok
sen de yoksun yanımda
özlemişim çok
bu sabah yine her sabahki gibi
sıkıldım istanbul'dan
moralim bozuk
cereyan kesik
hele bir de sen yoksun ya
çok yazık.
gittiğin yerler nasıl
bilinmez güzelim
buralar aynı, o günden beri
yediğin içtiğin gördüğün senin olsun
anlatma sevin, sevildiğini
gittiğin günden beri
ne günlerim oldu
bazen sevinçliydim
bazen gözlerim doldu
sen orada ben burada
el ne karışır
çok acele gelmen lazım
bize istanbul yakışır
bu sabah yine her sabahki gibi
sıkıldım istanbul'dan
moralim bozuk
cereyan kesik
hele bir de sen yoksun ya
çok yazık.
galatasaray'ın istikrarını koruduğu ve 4-1 kaybettiği maç. gerçi bu kez bir gol attılar ama olsun, arada böyle hatalar olur.
(vurgula: 4) dakika uzatma verilen maç. hayır gülmüyorum, gözüme bi' şey kaçtı.
yayına girmesine sayılı dakikalar kalan radyo. zaman geçmek bilmiyor, ama ortada bir gerçek var ki lou salome olmadığı için çok keyifsiz geçecektir, bundan önceki lou salome'siz yayınlar gibi.
gelecek arkadaşlar, aldırmayın bu söylenene. bu sadece bağzı yazarlar kendilerini iyi hissetsin diye yazılmıştır. [ybkz]swh[/ybkz]
gelecek arkadaşlar, aldırmayın bu söylenene. bu sadece bağzı yazarlar kendilerini iyi hissetsin diye yazılmıştır. [ybkz]swh[/ybkz]
teoman'ın şu ana kadar yapmış olduğu en güzel şarkılardan birisidir. daha sonra balans ve manevra'da aylin aslım da söylemiştir fakat en çok teoman'ın sesine yakışmaktadır. şarkının sözleri de şöyledir;
yorgun görünüyorsun,
biraz uzan istersen
sever gibi yapma artık,
daha henüz vakit varken
birkaç yaralı ruh,
birkaç bira şişesi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki aşk
yalanlarımız güzel, inanması zevkli
bir şey sevmeye değerse
ölmeye de değer mi?
birkaç uyku hapı
birkaç kıskançlık krizi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki
bazı yalanlar güzel
bazı gerçekler acıymış
bazı ölümler uzun
bütün hayatlar kısaymış
çalışmış, kaybetmiş, koşmuş, yorulmuştuk
birbirimize içmeden dokunamaz olmuştuk
birkaç kalp ağrısı
birkaç imdat çağrısı
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki
http://www.youtube.com/watch?v=RofHuIy3YdU
yorgun görünüyorsun,
biraz uzan istersen
sever gibi yapma artık,
daha henüz vakit varken
birkaç yaralı ruh,
birkaç bira şişesi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki aşk
yalanlarımız güzel, inanması zevkli
bir şey sevmeye değerse
ölmeye de değer mi?
birkaç uyku hapı
birkaç kıskançlık krizi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki
bazı yalanlar güzel
bazı gerçekler acıymış
bazı ölümler uzun
bütün hayatlar kısaymış
çalışmış, kaybetmiş, koşmuş, yorulmuştuk
birbirimize içmeden dokunamaz olmuştuk
birkaç kalp ağrısı
birkaç imdat çağrısı
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki
http://www.youtube.com/watch?v=RofHuIy3YdU
kış günlerinin başladığı şu soğuk günlerde içimizi ısıtacak radyomuz. sımsıcak çay eşliğinde de buzsuz rakı eşliğinde de dinlenir bu radyo. şanlı borussia'mızın galibiyetiyle de daha da güzel olacaktır.
her zaman çal dinleyelim dj. [ybkz]swh[/ybkz]
her zaman çal dinleyelim dj. [ybkz]swh[/ybkz]
yeni bir bizde çok sakat var vakası. eski menajerimiz sinan engin'in nicolas lodeiro'nun türkiye'ye geldiğini iddia ettiği beyaz futbol programında 1 dakika 15 saniyelik zaman dilimi içinde tam 11 kez söylediği söz öbeğidir.
http://www.youtube.com/watch?v=cef3ub3vWEs
http://www.youtube.com/watch?v=cef3ub3vWEs
geçtiğimiz pazar günü ankara bahçeli'de bir barda saldırıya uğrayıp 3 kişi tarafından dövüldüğü için şehri terk etmiş futbolcu. daha sonra da gençlerbirliği ile anlaşıp sözleşmesini fesh etmiş.
gençlerbirliği taraftar grubu kara kızıl'ın facebook sayfasında yayınladığı yazıya göre daha önce yaşadığı kürt-alevi olayı yüzünden saldırıya uğramış.
http://i.hizliresim.com/9pP33o.jpg
gençlerbirliği taraftar grubu kara kızıl'ın facebook sayfasında yayınladığı yazıya göre daha önce yaşadığı kürt-alevi olayı yüzünden saldırıya uğramış.
http://i.hizliresim.com/9pP33o.jpg
2 kasım 2014 beşiktaş fenerbahçe maçındaki yönetimiyle mhk'den 8.2 puan almıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?