kulüp binasına gelerek yönetimle görüşmeye başlayan oyuncumuz. Ya feda diyecek ya da veda . Daha doyamadık sana be cigano.
kadın ve çocuk taraftarlarımızın izleyecek olması kesinleşmiş maç. farketmez onlarda olur 12. adam.
inşallah galibiyet alırız derbi öncesi. bir de küçük bir not. bu maç 6 haftalık istanbul içi maratonumuzun ilk ayağı. bu maratonu kayıpsız geçmek dileği ile...
inşallah galibiyet alırız derbi öncesi. bir de küçük bir not. bu maç 6 haftalık istanbul içi maratonumuzun ilk ayağı. bu maratonu kayıpsız geçmek dileği ile...
(bkz: yakarız bu gezegeni)
(bkz: ölümsüz olmak için yüreğini koyman gerek)
(bkz: sattık ama gençliğimizi) [ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: bizden yeni nesile armağan japon bayrağı)
ve tabi vedat okyar için açılan
(bkz: bugün dost yaralanmış yine gönlüm hoş değil)
gibi niceleri.
(bkz: ölümsüz olmak için yüreğini koyman gerek)
(bkz: sattık ama gençliğimizi) [ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: bizden yeni nesile armağan japon bayrağı)
ve tabi vedat okyar için açılan
(bkz: bugün dost yaralanmış yine gönlüm hoş değil)
gibi niceleri.
bilgisayar çağından önce çocukluğunu yaşamış kişiler için statü unsurudur.
çoraptan top yapmak her babayiğidin harcı olmadığı gibi, gol sevinci esnasında halıda kayarken derinin yüzülmesi sonucu, ayaktaki yaranın kaynağıdır.
çoraptan top yapmak her babayiğidin harcı olmadığı gibi, gol sevinci esnasında halıda kayarken derinin yüzülmesi sonucu, ayaktaki yaranın kaynağıdır.
6. sınıftayken başıma gelmiş bir olaydır.
ilkokul bitmiş, mavi önlük yerine kravat takım elbise, spor ayakkabı yerine kundura giyilerek okula gidiliyor, bunun verdiği hava ile 5lere hava atıyoruz falan.
6. sınıfa geçip, artık tek hoca yerine her dersin hocası ayrı olduğu için, tek otoriteden kurtulduğumuzdan olsa gerek disiplinsizlik başladı bende ve arkadaşlarımda. ve biz ve başka bir 6. sınıf yaramaz öğrencilerden oluştuğumuz için cumhuriyetin ilk okullarından olan ana binadan ayrı olarak sadece iki derslikten oluşan bir binada okuyoruz.
bir gün karşı sınıfla maç yaparken karnım ağrımaya başladı. geçer diye devam ettim fakat geçmedi. tuvalete gidemiyorum çünkü ev dışında bir yere sıçmak adetim değil. gelgelelim ağrı hiç azalmadı aksine arttı. çaresiz kalmıştım. mecburdum. o gün ilk kez pantolonumu çıkarmadan sıçacaktım.
ilk kez böyle bir şey olduğu için zor olmuştu. uzun olmuştu. pek becerememiştim. ama elimi yıkayıp tekrar maça dönecektim, fakat hoca gelmiş herkes içeri girmişti.
kapıyı çalıp sınıfa girdim. hoca:
-nerdesin güneşe yürüyen çocuk? sen geç kalmazdın hiç.
+ üzerim battı top oynarken onu temizliyordum hocam.
- iyi geç hadi.
sonra yerime oturdum. fakat zaman geçtikçe pis bir koku burnuma ağırlaşarak geliyordu. acaba donuma mı sıçmıştım? b.k mu bulaşmıştı bi yerime. ama her tarafımı iyice kontrol ettiğim için benden gelmediğine emindim. yanımda oturan arkadaşıma ;
- lan osurdun mu? ne bu koku?
+ yürü lan ne osuracam. sınıfta ter kokusundan başka bi şey gelmiyor burnuma. gömlekle maç yapıyoz amınaqoym.
- hadi lan sende.
ders bitmek üzereyken birden ayakkabıma ilişti gözüm. oda neydi? ayakkabımın kenarında 6 aylık bebek kakası renginde b.k yapışmış duruyordu. kokunun kaynağı oydu. teneffüste duvar kenarından yürüyerek lavaboya vardım. su tuttukça b.k pantolonuma da sıçrıyordu. daha fazla sıçratmamak için peçete ile silmek lazımdı ama anlaşıldığı üzere o gün şanssızlığım haddinden fazlaydı. yani peçete de yoktu. mecbur boku elimle sıyırdım.
sonuç olarak bu pislikler ve zorluklarla dolu o günde ilk kez evden başka bir yere,pantolonumu çıkarmadan sıçmış. üstelik bunu bile becerememiş boku elimle sıyırmak zorunda kalmıştım.
ilkokul bitmiş, mavi önlük yerine kravat takım elbise, spor ayakkabı yerine kundura giyilerek okula gidiliyor, bunun verdiği hava ile 5lere hava atıyoruz falan.
6. sınıfa geçip, artık tek hoca yerine her dersin hocası ayrı olduğu için, tek otoriteden kurtulduğumuzdan olsa gerek disiplinsizlik başladı bende ve arkadaşlarımda. ve biz ve başka bir 6. sınıf yaramaz öğrencilerden oluştuğumuz için cumhuriyetin ilk okullarından olan ana binadan ayrı olarak sadece iki derslikten oluşan bir binada okuyoruz.
bir gün karşı sınıfla maç yaparken karnım ağrımaya başladı. geçer diye devam ettim fakat geçmedi. tuvalete gidemiyorum çünkü ev dışında bir yere sıçmak adetim değil. gelgelelim ağrı hiç azalmadı aksine arttı. çaresiz kalmıştım. mecburdum. o gün ilk kez pantolonumu çıkarmadan sıçacaktım.
ilk kez böyle bir şey olduğu için zor olmuştu. uzun olmuştu. pek becerememiştim. ama elimi yıkayıp tekrar maça dönecektim, fakat hoca gelmiş herkes içeri girmişti.
kapıyı çalıp sınıfa girdim. hoca:
-nerdesin güneşe yürüyen çocuk? sen geç kalmazdın hiç.
+ üzerim battı top oynarken onu temizliyordum hocam.
- iyi geç hadi.
sonra yerime oturdum. fakat zaman geçtikçe pis bir koku burnuma ağırlaşarak geliyordu. acaba donuma mı sıçmıştım? b.k mu bulaşmıştı bi yerime. ama her tarafımı iyice kontrol ettiğim için benden gelmediğine emindim. yanımda oturan arkadaşıma ;
- lan osurdun mu? ne bu koku?
+ yürü lan ne osuracam. sınıfta ter kokusundan başka bi şey gelmiyor burnuma. gömlekle maç yapıyoz amınaqoym.
- hadi lan sende.
ders bitmek üzereyken birden ayakkabıma ilişti gözüm. oda neydi? ayakkabımın kenarında 6 aylık bebek kakası renginde b.k yapışmış duruyordu. kokunun kaynağı oydu. teneffüste duvar kenarından yürüyerek lavaboya vardım. su tuttukça b.k pantolonuma da sıçrıyordu. daha fazla sıçratmamak için peçete ile silmek lazımdı ama anlaşıldığı üzere o gün şanssızlığım haddinden fazlaydı. yani peçete de yoktu. mecbur boku elimle sıyırdım.
sonuç olarak bu pislikler ve zorluklarla dolu o günde ilk kez evden başka bir yere,pantolonumu çıkarmadan sıçmış. üstelik bunu bile becerememiş boku elimle sıyırmak zorunda kalmıştım.
deniz seviyesi ile eşit düzeydedir. bunu binlerce konu da incelenir diğerlerini siz sözlük yazarlarına bırakıyorum ama ben tek konuda yazayım. mühendis oktay vakasında.
tarih 14 aralık 1991.
yer asy
bir galatasaray beşiktaş derbisi.
maç esnasında iki takım taraftarı arasında kavga çıkmış, iki takım taraftarı kavga için sözleşmiştir.
beşiktaşlılar maçtan sonra; 15 dakika önceden buluşma noktasına topluca gitmiş galatasaray taraftarını beklemeye başlamıştı. buçuk saat kadar bekler beşiktaşlılar. fakat galatasaraylılar gelmez.
gelmezler çünkü o esnada o onlar sözleştikleri yerde değil mecidiyeköy sokaklarında caddeden geçen insanlara saldırmakla meşguldür.
o esnadan oktay da durakta beklemektedir. italya'da yaşadığı için boynunda juventus atkısı sarılıdır. 25-30 galatasaraylı oktay'ı önce siyah beyaz kaşkolundan tutup yere düşürür. daha sonra ellerindeki sopalar; mühendis oktay'ın cansız bedenine defalarca iner. oktay artık beşiktaş şehididir.
o günle ilgili bir kaç alıntı:
--spoiler--
6.tribün (dergi) kasım 2001 sayı : 3
çarşı röpartajı
o röpartajdan bi-iki bölüm..
inci baba'ya (selim abi) soruyor..
-unutamadığın bir olay var mı o dönemlerden ?
-unutmadığım , keşke olmasaydı diyeceğim tek olay oktay'ın öldürülmesidir herhalde. yılını hatırlamıyorum, 1992'ydi galiba. biz galatasaraylılarla ali sami yendeki maçtan sonra şişli camiinin karşısındaki sokakta randevulaşmıştık. biz gittik , nereden baksanız 200-300 kişiyiz. 45 dakika falan bekledik galatasaraylıları. polisler geldi bizi dağıtmaya çalıştı, aşağı yolladı bizi. biz aşağıya indik ama hemen geri döndük. bir yarım saat 45 dakika da öyle bekledik. çünkü hesaplıyoruz, o saate kadar gelmeleri lazım. ali sami yenin çok yakınındayız çünkü. baktık gelen yok, ayrıldık. meğer galatasaraylılar grup halinde stattan çıkmışlar, durakta otobüs bekleyen bir kardeşimizi boynunda kaşkol var diye dövmeye başlamışlar. öyle bir iki kişi değil yani, 25-30 kişi girişmişler arkadaşa. kardeşimizi orada kaybetmişiz. yanlış yapıldı, kahpelik yapıldı. tek başına duran adama o kadar adam girişilmez.
tek adamı azat et , bir işin varsa gel şişliye paylaşalım kozlarımızı. o çok gücüme gitti. keşke olmasaydı. hala çok üzülürüm. ama haber gelmemişti bize. gelseydi başka olurdu.
-daha sonra konuştunuz mu galatasaraylılarla bunu ?
-özür olsa ne olur ki ? cinayet işlenmiş. o çocuğun annesine ve ailesine yazık. kahpece gitti. galatasaraylılar daha sonra inönüdeki bir kaç maça korkarak geldiler. istesek misilleme yapardık, biz de tek başına maça gelenin üzerine saldırırdık. ama bize yakışmaz. bizim kitabımızda yazmaz öyle şey...
(forzadan...)
--spoiler--
--spoiler--
"..bir anda binlerce insan doluştu mecidiyeköy caddelerine. önce beşiktaş taraftarı çıktı dışarıya. kalabalığın arasına karışarak buluşma noktasına gittim. epey sonra galatasaray taraftarları göründü. süreyya erken davrananların arasında, çabucak geldi sözleştiğimiz yere.
geldiğimiz gibi, yürüyerek dönmeye karar verdik. biraz arkamızda yaklaşık elli kişilik bir grup, ellerinde sopalar ve demir çubuklarla küfürler ederek ilerliyordu. gurubun liderliğini uzun boylu, sarışın ve yüzünü atkıyla örtmüş bir genç yapıyordu.
elinde kalas gibi kalın bir sopa vardı. arkamızdan geldiklerini bilerek, ama hızlanmadan, dikkatle yürüyüşümüzü sürdürdük. şişli yolu üzerindeki bir durakta, demirlere yaslanmış sessizce duran genç bir adama şöyle bir gözümüz takılmıştı ama hemen arkamızdan gelen ve artık yoldan geçen araçları taciz etmeye başlayan grup ona vahşi hayvanlar gibi saldırdı. sopalar çoktan yere serilmiş adamın üzerine inip kalkıyordu.
adamın hareketsiz duran bedenine sayamadığımız kadar çok tekme indirdikten sonra çemberi genişlettiler. ..."
sarışın genç, elindeki sopayla son darbeyi vurduktan sonra, izlendiğinin bütünüyle bilincinde olarak, başını kaldırdı ve çevresini süzdü. o nefretle bakan gaddar gözleri unutmak kolay olmayacaktı--spoiler--
bu olaydan sonra itten post cimbomdan dost olmaz sözü beşiktaş kültürüne yerleşmiştir. bir sonraki maçta oktayın öcünü almak için 20-30 beşiktaşlı, mecidiyeköyde cimbomluları çil yavrusu gibi dağıtsa da, çarşı grubu misillemenin olayı daha da kötü boyutlara taşayıcağı için öcünü almaya kalkmamıştır. sonraki derbiye inönüye az sayıda galatasaraylı korka korka gelse de beşiktaş tribünü karşılık vermemiştir.
peki bu olayın sorumluları ceza aldı mı? hayır. hatta bir hafta sonra sami yende aynı grup yerini almıştır.
--spoiler--
sarışın genç, elindeki sopayla son darbeyi vurduktan sonra, izlendiğinin bütünüyle bilincinde olarak, başını kaldırdı ve çevresini süzdü. o nefretle bakan gaddar gözleri unutmak kolay olmayacaktı
--spoiler--
peki bu son darbeyi indiren sarışın genç kim biliyor musunuz? delikanlı galatasaray taraftarının delikanlı (!) reisi sebahattin şirin. itlerin deyimiyle sebo reis.
edit: ekilemezsen en az oktayın katilleri kadar orospuçocuğusun. sizden adam olmanızı bekleyen yok.
edit2: galatasaraylıların olay eski olduğu için geçersiz kabul ettiklerin de görmüş olduk. bir kaç beşiktaşlı maça sarhoş geliyor diye alayımızı tinerci sanan beyoğlu yosmaları, bir katile abi diyenlerin ta kendisidir.
leedsli taraftarları taksimde beşiktaşlılar vurdu yanılmıyorsam. ankaragücü maçında tribünden adamı beşiktaşlılar aşağıya attı.
tarih 14 aralık 1991.
yer asy
bir galatasaray beşiktaş derbisi.
maç esnasında iki takım taraftarı arasında kavga çıkmış, iki takım taraftarı kavga için sözleşmiştir.
beşiktaşlılar maçtan sonra; 15 dakika önceden buluşma noktasına topluca gitmiş galatasaray taraftarını beklemeye başlamıştı. buçuk saat kadar bekler beşiktaşlılar. fakat galatasaraylılar gelmez.
gelmezler çünkü o esnada o onlar sözleştikleri yerde değil mecidiyeköy sokaklarında caddeden geçen insanlara saldırmakla meşguldür.
o esnadan oktay da durakta beklemektedir. italya'da yaşadığı için boynunda juventus atkısı sarılıdır. 25-30 galatasaraylı oktay'ı önce siyah beyaz kaşkolundan tutup yere düşürür. daha sonra ellerindeki sopalar; mühendis oktay'ın cansız bedenine defalarca iner. oktay artık beşiktaş şehididir.
o günle ilgili bir kaç alıntı:
--spoiler--
6.tribün (dergi) kasım 2001 sayı : 3
çarşı röpartajı
o röpartajdan bi-iki bölüm..
inci baba'ya (selim abi) soruyor..
-unutamadığın bir olay var mı o dönemlerden ?
-unutmadığım , keşke olmasaydı diyeceğim tek olay oktay'ın öldürülmesidir herhalde. yılını hatırlamıyorum, 1992'ydi galiba. biz galatasaraylılarla ali sami yendeki maçtan sonra şişli camiinin karşısındaki sokakta randevulaşmıştık. biz gittik , nereden baksanız 200-300 kişiyiz. 45 dakika falan bekledik galatasaraylıları. polisler geldi bizi dağıtmaya çalıştı, aşağı yolladı bizi. biz aşağıya indik ama hemen geri döndük. bir yarım saat 45 dakika da öyle bekledik. çünkü hesaplıyoruz, o saate kadar gelmeleri lazım. ali sami yenin çok yakınındayız çünkü. baktık gelen yok, ayrıldık. meğer galatasaraylılar grup halinde stattan çıkmışlar, durakta otobüs bekleyen bir kardeşimizi boynunda kaşkol var diye dövmeye başlamışlar. öyle bir iki kişi değil yani, 25-30 kişi girişmişler arkadaşa. kardeşimizi orada kaybetmişiz. yanlış yapıldı, kahpelik yapıldı. tek başına duran adama o kadar adam girişilmez.
tek adamı azat et , bir işin varsa gel şişliye paylaşalım kozlarımızı. o çok gücüme gitti. keşke olmasaydı. hala çok üzülürüm. ama haber gelmemişti bize. gelseydi başka olurdu.
-daha sonra konuştunuz mu galatasaraylılarla bunu ?
-özür olsa ne olur ki ? cinayet işlenmiş. o çocuğun annesine ve ailesine yazık. kahpece gitti. galatasaraylılar daha sonra inönüdeki bir kaç maça korkarak geldiler. istesek misilleme yapardık, biz de tek başına maça gelenin üzerine saldırırdık. ama bize yakışmaz. bizim kitabımızda yazmaz öyle şey...
(forzadan...)
--spoiler--
--spoiler--
"..bir anda binlerce insan doluştu mecidiyeköy caddelerine. önce beşiktaş taraftarı çıktı dışarıya. kalabalığın arasına karışarak buluşma noktasına gittim. epey sonra galatasaray taraftarları göründü. süreyya erken davrananların arasında, çabucak geldi sözleştiğimiz yere.
geldiğimiz gibi, yürüyerek dönmeye karar verdik. biraz arkamızda yaklaşık elli kişilik bir grup, ellerinde sopalar ve demir çubuklarla küfürler ederek ilerliyordu. gurubun liderliğini uzun boylu, sarışın ve yüzünü atkıyla örtmüş bir genç yapıyordu.
elinde kalas gibi kalın bir sopa vardı. arkamızdan geldiklerini bilerek, ama hızlanmadan, dikkatle yürüyüşümüzü sürdürdük. şişli yolu üzerindeki bir durakta, demirlere yaslanmış sessizce duran genç bir adama şöyle bir gözümüz takılmıştı ama hemen arkamızdan gelen ve artık yoldan geçen araçları taciz etmeye başlayan grup ona vahşi hayvanlar gibi saldırdı. sopalar çoktan yere serilmiş adamın üzerine inip kalkıyordu.
adamın hareketsiz duran bedenine sayamadığımız kadar çok tekme indirdikten sonra çemberi genişlettiler. ..."
sarışın genç, elindeki sopayla son darbeyi vurduktan sonra, izlendiğinin bütünüyle bilincinde olarak, başını kaldırdı ve çevresini süzdü. o nefretle bakan gaddar gözleri unutmak kolay olmayacaktı--spoiler--
bu olaydan sonra itten post cimbomdan dost olmaz sözü beşiktaş kültürüne yerleşmiştir. bir sonraki maçta oktayın öcünü almak için 20-30 beşiktaşlı, mecidiyeköyde cimbomluları çil yavrusu gibi dağıtsa da, çarşı grubu misillemenin olayı daha da kötü boyutlara taşayıcağı için öcünü almaya kalkmamıştır. sonraki derbiye inönüye az sayıda galatasaraylı korka korka gelse de beşiktaş tribünü karşılık vermemiştir.
peki bu olayın sorumluları ceza aldı mı? hayır. hatta bir hafta sonra sami yende aynı grup yerini almıştır.
--spoiler--
sarışın genç, elindeki sopayla son darbeyi vurduktan sonra, izlendiğinin bütünüyle bilincinde olarak, başını kaldırdı ve çevresini süzdü. o nefretle bakan gaddar gözleri unutmak kolay olmayacaktı
--spoiler--
peki bu son darbeyi indiren sarışın genç kim biliyor musunuz? delikanlı galatasaray taraftarının delikanlı (!) reisi sebahattin şirin. itlerin deyimiyle sebo reis.
edit: ekilemezsen en az oktayın katilleri kadar orospuçocuğusun. sizden adam olmanızı bekleyen yok.
edit2: galatasaraylıların olay eski olduğu için geçersiz kabul ettiklerin de görmüş olduk. bir kaç beşiktaşlı maça sarhoş geliyor diye alayımızı tinerci sanan beyoğlu yosmaları, bir katile abi diyenlerin ta kendisidir.
leedsli taraftarları taksimde beşiktaşlılar vurdu yanılmıyorsam. ankaragücü maçında tribünden adamı beşiktaşlılar aşağıya attı.
bir çok çocukta, genellikle abisi OLmadığı için efsaneleştirilen kuzendir. En iyi o futbol oynar, en yakışıklı odur, en iyi o taso oynar, en hızlı o koşar...
Ben de kendimden 8-9 yaş büyük bir kuzenimi efsaneleştirmiştim.
Ben doğduğumdan itibaren heP o Yanımda olduğu için Belkide, çok severdim.
Beni annem babamdan çok o eğitip yetiştirdi bir çok konuda. Bisiklet sürmeyi, nasıl frikik atılacağını, çoraptan top yapmayı, tezahürat yapılırken dikkat edilecekleri bile ondan öğrendim.
Futbola olan sevgim ve tutkumun da sebebi odur. 3 yaşımdayken oturup saatlerce beşiktaş kadrosunu bana ezberletmeye çalışırdı. Akşama kadar sevdiğim futbolcunun kartını ( şu sporcu kartları hani) bulabilmek için kart oynar, Yarın
milleti ütebilmek için gerekli sayıda kartı alır, gerisini bana bırakir, 10 katı fazlasını ütmeye giderdi.
üzüldüğümse beni çok seven küçük kuzenimin yakınımda olmaması. ama ilk işlem tamam. 3 yaşında; çoraptan top yapmayı biliyor.
velhasıl; Ikimizde çoktan çocuk olmaktan çıksakta `süleyman abim` benim için hâlâ efsanedir.
adam play off'ta arena'daki maçta hala bana taktik verip, sakinleştiriyordu lan. ben hiddetlenip ayağa kalktıkça kolumdan çekiştiriyordu. [ybkz]swh[/ybkz]
Ben de kendimden 8-9 yaş büyük bir kuzenimi efsaneleştirmiştim.
Ben doğduğumdan itibaren heP o Yanımda olduğu için Belkide, çok severdim.
Beni annem babamdan çok o eğitip yetiştirdi bir çok konuda. Bisiklet sürmeyi, nasıl frikik atılacağını, çoraptan top yapmayı, tezahürat yapılırken dikkat edilecekleri bile ondan öğrendim.
Futbola olan sevgim ve tutkumun da sebebi odur. 3 yaşımdayken oturup saatlerce beşiktaş kadrosunu bana ezberletmeye çalışırdı. Akşama kadar sevdiğim futbolcunun kartını ( şu sporcu kartları hani) bulabilmek için kart oynar, Yarın
milleti ütebilmek için gerekli sayıda kartı alır, gerisini bana bırakir, 10 katı fazlasını ütmeye giderdi.
üzüldüğümse beni çok seven küçük kuzenimin yakınımda olmaması. ama ilk işlem tamam. 3 yaşında; çoraptan top yapmayı biliyor.
velhasıl; Ikimizde çoktan çocuk olmaktan çıksakta `süleyman abim` benim için hâlâ efsanedir.
adam play off'ta arena'daki maçta hala bana taktik verip, sakinleştiriyordu lan. ben hiddetlenip ayağa kalktıkça kolumdan çekiştiriyordu. [ybkz]swh[/ybkz]
sesi güzel olan bayanlardan. bir diğeri için;
(bkz: yonca kocadağ)
son olarak sinan özen'le birlikte ben seni sevdim adlı bir şarkıda düet yapmıştır. hakettiği değeri görmediğini düşünüyorum. sırf orasını burasını açtı diye dinlenen insanlar yerine aslı güngör dinlenmeli derim ben.
(bkz: yonca kocadağ)
son olarak sinan özen'le birlikte ben seni sevdim adlı bir şarkıda düet yapmıştır. hakettiği değeri görmediğini düşünüyorum. sırf orasını burasını açtı diye dinlenen insanlar yerine aslı güngör dinlenmeli derim ben.
kartal yuvası 2013 kış ürünlerini tanıtılmıştır. `feda forması` da muhteşem bir tasarım bu arada.
ünlü sanatçılardan `berk oktay` ve `cem özer` de çarşı ürünleri ile modellik yaptı.
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511021775592912&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511022312259525&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
bunlar da bazı çarşı etiketli ürünler
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511022275592862&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
aşağıdaki linkti en eltte sağda birisi var ama `murat boz` mu, yoksa mustafa topaloğlu'nun oğlu mu onu çıkaramadım.
http://www.bjk.com.tr/mediagallery/listmediabysetid?setid=769&lang=tr
yönetim taleplere göre hareket edip nostaljik ürünler sunmuş taraftara:
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511021828926240&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
http://tinypic.com/view.php?pic=ndu0zs&s=6
bu da feda forması:
http://b1209.hizliresim.com/11/u/df2j7.jpg
evet sevgili beşiktaşlılar. yönetim üzerine düşeni yapıyor. sıra yeniden bizde. MAğazamızda ürünler yetersiz diyorduk, gerçekten güzel ürünler üretilmiş. tebrikler. inşallah talepler güzel olur ki yönetimde yelpazeyi genişletir.
ünlü sanatçılardan `berk oktay` ve `cem özer` de çarşı ürünleri ile modellik yaptı.
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511021775592912&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511022312259525&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
bunlar da bazı çarşı etiketli ürünler
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511022275592862&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
aşağıdaki linkti en eltte sağda birisi var ama `murat boz` mu, yoksa mustafa topaloğlu'nun oğlu mu onu çıkaramadım.
http://www.bjk.com.tr/mediagallery/listmediabysetid?setid=769&lang=tr
yönetim taleplere göre hareket edip nostaljik ürünler sunmuş taraftara:
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511021828926240&set=a.511021748926248.127675.432953243399766&type=1&theater
http://tinypic.com/view.php?pic=ndu0zs&s=6
bu da feda forması:
http://b1209.hizliresim.com/11/u/df2j7.jpg
evet sevgili beşiktaşlılar. yönetim üzerine düşeni yapıyor. sıra yeniden bizde. MAğazamızda ürünler yetersiz diyorduk, gerçekten güzel ürünler üretilmiş. tebrikler. inşallah talepler güzel olur ki yönetimde yelpazeyi genişletir.
http://www.bjk.com.tr/mediagallery/listmediabysetid?setid=769&lang=tr
merak ettiğim bir konu da en baştaki adamdır. murat boz mu, mustafa topaloğlu'nun oğlumu bu? yoksa hiç biri mi?
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511015425593547&set=a.467974569897633.117135.432953243399766&type=3&theater
ayrıca ferdi baba da [ybkz]swh[/ybkz] marşlarla coşmuş.
merak ettiğim bir konu da en baştaki adamdır. murat boz mu, mustafa topaloğlu'nun oğlumu bu? yoksa hiç biri mi?
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=511015425593547&set=a.467974569897633.117135.432953243399766&type=3&theater
ayrıca ferdi baba da [ybkz]swh[/ybkz] marşlarla coşmuş.
müthiş bir tasarımdır. bir de nostalji tişörtü çıktı mı tamamdır.
feda forması:
http://b1209.hizliresim.com/11/u/df2j7.jpg
nostalji tişört:
http://images.gittigidiyor.com/4353/BESIKTAS-NOSTALJI-FORMA-TISORT__43531896_0.jpg
feda forması:
http://b1209.hizliresim.com/11/u/df2j7.jpg
nostalji tişört:
http://images.gittigidiyor.com/4353/BESIKTAS-NOSTALJI-FORMA-TISORT__43531896_0.jpg
26 eylül 2012 beşiktaş adidas tanıtım gecesinde gördüğümüz üzere 2012-2013 kış kreasyonu gayet hoş olmuş. hele feda forması...
http://tinyurl.com/ctbw5cx
ürünlerimizin tanıtıldığı lansman.
feda forması yakıyor beyler, bayanlar. tasarımlar müthiş. fiyatları da bir görseydik.
ürünlerimizin tanıtıldığı lansman.
feda forması yakıyor beyler, bayanlar. tasarımlar müthiş. fiyatları da bir görseydik.
---------------alıntı---------------
bunu yanıma getirdiklerinde 17 yaşındaydı. bu çocuğa göz kulak ol, at yarışı oynuyormuş dediler. aradan iki hafta geçti, bir baktım; ben, metin, sergen beraber at yarışı kuponu yapıyoruz
---------------alıntı---------------
(bkz: gökhan keskin)
bunu yanıma getirdiklerinde 17 yaşındaydı. bu çocuğa göz kulak ol, at yarışı oynuyormuş dediler. aradan iki hafta geçti, bir baktım; ben, metin, sergen beraber at yarışı kuponu yapıyoruz
---------------alıntı---------------
(bkz: gökhan keskin)
bu günler için mi seçtiler seni
fifa'ya başkan olsan ne farkeder ki
şerefsiz bu yolda senle yürüyen
de-mir-ö-ren bir gün durma
defol ülkeden
fifa'ya başkan olsan ne farkeder ki
şerefsiz bu yolda senle yürüyen
de-mir-ö-ren bir gün durma
defol ülkeden
bu sezon oynadığı tüm resmi maçlarda skora asist ya da gol ile katkı yapan yıldızımız. Inşallah böyle devam eder.
Inci söZLüKTE @2 ol sayfalarca @2 sikmiş yazalım Fernandes.
Inci söZLüKTE @2 ol sayfalarca @2 sikmiş yazalım Fernandes.
bobo kaleyi gördü mü atar; almeida, fernades ya da q7'nin topu kafasına çarptırmasını bekler.
bursa ve ankaragötü'nün başrolde olduğu, antopsporun ise arka planda mastürbasyon yapan 3. eleman olduğu filmin adı.
durmadan çalım deneyip doğru düzgün çalım atmayan oyuncu.
abisi senden olmaz, sen yaş geçmeden bi zanaat bul kendine, futbol sana göre değil. kulübede kalabalık yapma. bırak şansını biraz da kadir arı denesin.
abisi senden olmaz, sen yaş geçmeden bi zanaat bul kendine, futbol sana göre değil. kulübede kalabalık yapma. bırak şansını biraz da kadir arı denesin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?