gidiyorum bu

önümüzdeki sezondan itibaren teknik direktörlük için (b: yücel ildiz ) ile anlaşan izmir kulübü.

sezon başından beri neredeyse benchten sıfır katkı alması nedeniyle nefesi miami serisinin yedinci maçına kadar dayanan takımdır. bu sabaha karşı oynanan maçta kenardan celtics'e sadece iki sayı katkı gelmiş. miami ile oynanan yedi maçın altısında kenardan bulunan sayılar arasında yeşiller aleyhine önemli farklar var. 76'ers serisinde de aynı sıkıntıyı çekmesine rağmen ilk beş oyuncularının üst düzey fedakârlıklarıyla güç bela finale gelmişlerdi. burada da bir mucizeyi gerçekleştirmeleri için aslında şans da ellerindeydi. kısıtlı kadron ile 0-2'den 3-2'ye getirdiğin bir seride kazanman hâlinde nba finali'ne çıkacağın maçı kendi evinde kaybedersen seriyi de kaybedersin. yani açık konuşmak gerekirse bana göre boston, evinde oynadığı serinin altıncı maçında miami'ye yenilerek zaten bu sezona elveda demiştir. ha 76'ers serisinde omuzundan sakatlanıp sezonu kapatan avery bradley bu seride forma giyseydi yeşiller belki de bir sürprize daha imza atacaklardı. olmadı. danny ainge'e de gelecek sezon için plânladığı über transfer hamlelerinde yine başarılar dilerim. sakın benchi kuvvetlendirme e mi güzel kardeşim? sahaya hangi beşi çıkartıyorsan bütün sezon onlar götürsün maçları. garnett, pierce, allen. hepsi 18'lik delikanlı zaten. her maç adam başı 45'er sayı atsalar şampiyon oluruz. diğer takımlar bunu nasıl akıl edemiyorlar hayret. tecrübe böyle bir şey demek ki. takımın pota altını domine edebilecek, brandon bass ile değişmeli oynayabilecek bir beş numaraya da ihtiyacı yok. bunlar hep sovyet propagandası. sen burnunun dikine gitmeye devam et. en iyi sen biliyorsun bu işi. gelecek sezon da rajon rondo'yu takasta heba edersen değmesinler senin keyfine. takımın önümüzdeki sezon ciddi bir yapılanmaya ihtiyacı var. muhtemelen garnett ve ray ray serbest bırakılacak. izleyin şimdi danny ainge ağabeyi. şapkadan ne tavşanlar çıkaracak. şimdiye kadar ne tavşanlar sevdik. zaten yoktular.

bir çubuklu formada kocasınlar dediklerimdir. mutluluklar.

yönetimin veya basketbol şubesinin böyle bir düşüncesi var mıdır bilemiyorum ancak 1975'te şampiyon olan kadronun mutlaka davet edilmesi gerektiğini ve mümkünse beşiktaş benchi'nin hemen arkasında kendilerine yer ayrılması icap ettiğini düşündüğüm maçtır. hurşit baytok, fehmi sadıkoğlu, zeki tosun, tom davis, ateş çubukçu, aziz akyavaş, osman kerimol, ahmet kurt, altemur tülmen, faruk çağan ve battal durusel hâlâ hayattalar. hatta battal ağabey, seriyi 3-1'e getirdiğimiz maçta tribündeydi. gözleri parlıyordu. "hâlâ 1975 yılındaki şampiyonluğumuz konuşuluyor. alsınlar artık bu yükü sırtımızdan." demiş. alacaklar umarım bu sefer ağabey.

hatta olabilirse maç günü, hâli hazırdaki takımla şampiyon kadronun bir araya gelerek o günleri, şartları, atmosferi anlatması ayrı bir motivasyon olacaktır. şampiyon olmamız hâlinde de platforma davet edilerek kupayı hep birlikte kaldırmaları en büyük dileğimdir.

remzin kara kartallar gibi manileri yen aş; layıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.

adı şu sıralar basında sıkça türk takımlarıyla geçen sırp basketbol adamı. atina'da kalacak mı? gidecekse nereye gidecek? merak konusu. tabii bunun kararını başta kendisi ve giannakopoulos ailesi verecektir. ancak kafası karışık gibi geldi bana.

real madrid'in 69-75 kazanarak seriyi 1-1'e getirdiği maçtır.

hem (b: xavier pasqual)'in[ybkz]swh[/ybkz] hem de (b: pablo laso)'nun[ybkz]swh[/ybkz] başında bulundukları takımlara bir gömlek küçük geldiklerini düşündürten maçtır.

ilk yarısı 37-43 real madrid'in üstünlüğü ile sona eren maçtır. erken konuşmak olmaz ama barcelona regal'in bu savunma kurgusuyla devam ederse maçı kazanmak için çok ekstra işler yapması gerekecek gibi duruyor. erazem lorbek ile ayakta durmaya çalışıyorlar fakat bütün maçı onun üzerinden götürmeleri mümkün değil. real madrid cephesinde ilk yarı itibariyle herşey yolunda gibi gözüküyor. kolay sayı imkânı vermiyorlar. gerek hızlı hücum gerekse set hücumunda rahatlıkla sonuca gidiyorlar. ibre şu an ki vaziyette kendilerinden yana.

bu arada yorumcu abi'ye de bayıldım. analize doyduk.[ybkz]swh[/ybkz]

edit: yorumcu abi, basketbolcu berent kavaklıoğlu'nun babası ali kavaklıoğlu imiş.

basketbol takımı koçu (b: pablo laso)[ybkz]swh[/ybkz], gelecek sezon (b: rudy fernandez)'in eflatun beyazlı formayı giyeceğini açıklamıştır.

bu sabaha karşı oynanan maçta miami heat'i deplasmanda mağlup edip final serisinde 3-2 öne geçerek; 7 haziran gecesi td garden'da doğu konferansı şampiyonluğu için sahaya çıkacak takım.

bu sezon formasını giydiği (vurgula: cibona zagreb ) takımıyla hırvatistan liginde şampiyonluk yaşayan bitirim point guard.

(bkz: çiko)

"ama bu haksızlık öyle değil mi?" repliği ile hatırladığımız zat-ı şahaneleri.

(bkz: calimero)

geçen hafta telefonla katıldığı bir televizyon programında 100 bin kongre üyesi projesine neden karşı çıktığını şuna yakın cümlelerle dile getiren divanımın başkanı

(i: "galatasaray ve fenerbahçe'de üyelik giriş bedeli 10 bin tl iken, beşiktaş'ta yeni dönemde bu rakam 12 taksite bölünmüş şekilde 960 tl olarak düşünülüyor. bizim de giriş aidatını diğer iki kulüp seviyesine çekerek az üye sayısıyla kaliteyi (?) yakalamamız lâzım. iş dünyasının gittiği bilinen mekânlar[ybkz]swh[/ybkz] var). (i: her önüne gelen oraya girebiliyor mu? giremiyor. neden? çünkü oraya girmenin belli bir bedeli var. o yüzden kalitelerini muhafaza ediyorlar.")
çok şey yazılır da. çok yorgunum. hülâsa; senin, benim, diğerinin, beşiktaşlılık sınırları yalçın bey tarafından cetvelle çiziliyor hanımlar beyler. formanı al, kombineni al, tişörtünü al. ötesine karışma. karar mekanizmalarında söz sahibi olmak isteyecek kadar da haddini aşma. beşiktaşlılar eşittir, ama bazı beşiktaşlılar daha eşittir. kaliteyi filan düşürürsünüz. bir de sizinle uğraşmayalım. ha ama "yalçın ağabey, biz kulübü kendimize 100 trilyon borçlandırıp, uefa liginden de men edilmesini sağlarız." diyorsanız gelin konuşalım. bizimle çalışmak istemez misiniz? yol + yemek + tabata + ibra.

"top yuvarlaktır."

"futbol 90 dakikadır ve önemli olan son düdük çalındığında önde olmaktır."

"oyundan sonrası oyundan öncedir."

(vurgula: sepp herberger)

"bu takım[ybkz]swh[/ybkz] arka bahçemde top oynasa perdeleri çekerim"

(bkz: william bill shankly)

(bkz: orhan boran)

basketbolun ciddi bir oyun olduğunu yeniden hepimize anımsatacağını düşündüğüm maçtır. 3 haziran 2012 beşiktaş milangaz anadolu efes maçı'nın bilhassa ikinci yarısı ile birlikte kendisini gösteren rehavet açıkçası serinin biraz daha uzamasına neden olmuştur. anadolu efes'i gözümüzde büyütmek ne kadar yanlışsa; küçümsemek de bir o kadar hata olur. ergin ataman'ın bu noktada kontrolü yeniden eline alacağından şüphem yok. özellikle bu maç dahil sonraki maçlarda alternatif hücum setlerine ihtiyacımız var. sadece dış atışlarla skor bulmaya endeksli bir takım hüviyetine bürünmemeliyiz. amerikalıların dediği gibi "üçlükle yaşayan üçlükle ölür". doğru hücum organizasyonları kapsamında doğru şutu bulduğumuz takdirde kaçsa da sorun yok.zorlama ve şansın da bize yanımızda olması gereken şutlardan uzak durmamız menfaatimize olacaktır. bu noktada saha dışı kontrol nasıl ataman'da ise saha içindeki direksiyon da hiç süphesiz carlos arroyo'da. özetle aslında ihtiyacımız olan her zaman oynadığımız oyunumuzu sergilemek. gerisi kendiliğinden gelecektir.

remzin kara kartallar gibi manileri yen aş; layıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.