confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34098
  2. takipçi 3
  3. puan 664846

4 nisan 2004 galatasaray beşiktaş maçı

gidiyorum bu
algı muhataplığını tanımlamada kendilerine karşıtlık atfeden ilizyonistlerin güdük kalmış tarihsellikle isim babası olmaya çalıştıkları müsabaka. lâkin "abra kadabra" telaffuzunda düştükleri kekemelik hâli öyle boyutlara ulaştı ki, varlıkları (b: sermet erkin)'e serenat yaptırır oldu.

beşiktaş'a gönül verenler olarak referans adreslerimizi yüklediğimiz değerlerimizi tekrarın tekrarında yazıp çizmeye gerek yok. ancak söz konusu maç ile ilgili şunun altını tekrar çizelim ki, aganigi muhabbetlerinden takım taraftarlığına yükselenlerin irtifa heybetine kapılırken yüklendikleri kompleksler kendi inlerinde anlamını bulsun.

beşiktaş taraftarı bu tip durumlarda kendi konumlarını tanımlarken; ne yasin sülün'ü ne ahmed hassan'ı "abi şimdi tüm medya bu çocukların üstüne gidecek. sahip çıkmamız lâzım" noktasında bir abuklamaya tâbi kılmamıştır, kılmaz. çünkü bu camianın en büyük hasletlerinden birisi de takımdaşlık adına yanlış olanın üzerini kapatmayıp; birilerinin ikramlarına asla tenezzül etmemesidir.

dolayısıyla başkalarının hakkının yenilmesi uğruna kendi lehlerine yapılan hataları görünce, karşıtlığını belirlerken muhataplarına "ama şu şu yıllarda da böyle olmuştu, onu da söyleyin." tarzından kolpa meşrulaştırmalara gitmeyen bir takımın mensuplarına karşı konuşacağınız zaman biraz daha kendilerini analiz etmenizde fayda var. sportif etik bakaımından müflis tüccarlığınız dillere destan oldu onu biliyoruz da, veresiye defterleriniz tahmin ettiğiniz kadar çok değil, emin olun. öbür türlü aynı anda hem metin oktay'ı hem de burak yılmaz'ı çok seven bir yapıya bürünüyorsunuz. oy bu ne yaman çelişki anne?

adem adam olmayınca adam etmez ademi; ademe adam gerek, adam ede ademi.

anlaşılmadı mı? peki şöyle bitirelim o vakit.

kurda sormuşlar "ensen niye kalın?". "kafamın kalın olmasından iyidir." demiş.

25 ağustos 2012 aziz yıldırım anonsu

gidiyorum bu
fenerbahçe taraftarının kendi yarattıkları "tanrının" gazabına uğramalarının belki de en hazin şeklidir. körü körüne tapınmacılık, yaptığı hiçbir şeyin zinhar sorgulanmaması gerektiğine dair kuvvetli yerleşik inanç bu kadar gün yüzüne çıkmışken neye şaşırdınız fenerbahçeli arkadaşlar?

- azizsilin, azizbahçe gibi yakıştırmalara karşı çıkmadığınız gibi bu tanımlamalardan alenen ya da gizliden gizliye hoşnut oldunuz mu?

- takımınızın oynadığı bir maçın canlı yayını sırasında yayıncı kuruluşun kablolarının kesilmesini aziz yıldırım'ın şahsında fenerbahçe'nin büyüklüğü ile özdeşleştirdiniz mi?

- şike soruşturmasında gösterdiğiniz tepkilerin yahut düzenlediğiniz gösterilerin baskın öznesi fenerbahçe değil de aziz yıldırım oldu mu?

- "aziz yıldırım gider. fenerbahçe kalır." sözünün sizin değil de kulüp başkanınız tarafından söylenmesi içinizi acıtmıştır belki. peki siz aziz yıldırım'ı bir kulüp başkanlığından daha ileri konumlara isteyerek ve mutlulukla taşımadınız mı?

tüm bunların son derece normal kabul edildiği bir ortamda anons yoluyla azarlanmak mıdır şaşırtıcı olan?

hakem azarlanırken, federasyon başkanı azarlanırken, gazeteci azarlanırken, teknik direktör azarlanırken koltuklarınızın kabardığı gün, size karşı bugün yapılan anonsa içerleme hakkını kaybettiniz arkadaşlar.

yine de geçmiş olsun.

adana demirspor

gidiyorum bu
paranın p'sini dahi konuşmayacak olan (b: ercan albay ) ile yolları ayırıp parasal konularda anlaşmazlığa düştüğü (b: güvenç kurtar)'dan layığını bulmuş bir yönetim kuruluna sahip olan kulüp.

civelek

gidiyorum bu
uşşak makamında bir (vurgula: sadettin kaynak) eseri olmakla birlikte belli ki en güzel yorumu 1986 yılında icra edilmiştir. bu gece bir kez daha şahit oldum.[ybkz]swh[/ybkz]

http://video.mynet.com/nostaljibesiktasvideolari/Sampiyon-Besiktas-1985-86-Civelek-civelek/1384230/

edit: link güncellendi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol