genckartal301

çökmüş bir defans hattının göstergesidir. bu maçın sonunda forvet oyuncuları defans oyuncularını döver, neden bu kadar gol yediniz diye. ama bazen hakem ibnesinden de kaynaklanabilir.

şimdilerde mecliste boy gösteren bir takım orospuçocuklarıdır.

reklamlarından bunalıp, yazılımcısından pazarlamacısına sövdüğüm oyun.

zamanında kaptanımız deli ibrahim i19'un çok iyi oynadığı ve güzel orta açtığı maçlarda taraftarın yaptığı bir tezahürattır.kendisi bu soruya cevaben "şalgam içerim arada, zinde tutuyor" cevabını vermişti, o daha efsane. [ybkz]swh[/ybkz]

genelde tribüne pek aşina olmayan taraftardır. kapalıyı beğenip, çoşkuya gelip alkış tutuyorlar ama kapalının tezahüratını kestiklerinin farkına varmıyorlar.

adamlara alkışlama dinle tezahüratı deyince de ters ters bakarak alkışlıyorlar. abicim adamlar tezahüratını devam ettirsin, yorulunca bitirirler nasıl olsa, bitirince de biz alkışlarız helal olsun deriz, sonra da biz başlarız tezahürata. ama sen bağırıp sesini kıstıramazsın olmaz tabi.

football manager oyunlarında 2100 yılına gelmeden oyunu bırakmayan birisi olabilir.

kendisinin futbolda teknik konular üzerine yazdığı entry'lerini okurken fm hakkında bilmediğim bir çok şeyi öğrendim.

eyvallah adamım. [ybkz]swh[/ybkz]

genelde aşağılanan seçmen kitlesi. bu aşağılama onları daha da kenetliyor ve gözlerinin önüne akp'nin hatalarını görmemeleri için perde örtüyor.

zamanı gelince "biz ne yapmışız?" diyecekler bence.

çocukluğumuzda büyük zevk alarak yaptığımız eylem. bu paslaşmalar bir nevi maç öncesi ısınma hareketleriydi. herkes artistik yeteneklerini yolda sergilerdi. şimdilerde top sahası kalmadı her yer halı saha oldu. nerede o çocukluğumuzun kışın çamur yazın doğal çim olan sahaları.

beşiktaş'tan uzaklaştırılması gereken kaynaklardır.

üzerinden oldukça geyik döndürülen olay. sonuç ne oldu ama aykut kocaman ile yine de yollar ayrıldı.

mustafa pektemek ile 2013-2014 sezonunda da devam eden sıkıntıdır. hugo almeida yaralarımıza morfin olsa da merhem olamadı.

ömer şişmanoğlu ise yan etkileri araştırılana kadar deneme sürecinde olacak.

muhtemelen kartal sözlük piknik organizasyonları sonrası açılmış bir başlık. [ybkz]swh[/ybkz]

yeni stadımız vodafone arena'da illa ki olması gereken bir tribündür. çarşı grubunun tam kalbi bu tribünde toplanmalıdır ki, optik başkan'ın beşiktaş diye çarpan kalbinden gelen sesi bir nebze de olsa sahaya duyuralım.

adının ileride şeref bey stadı olarak değiştirilmesini istediğim stadyum.

arena, park gibi manasını tam bilemediğim kelimelerle anmak istemiyorum o şerefli mabedi.

(bkz: mabedimiz şeref bey tribünümüz mehmet ışıklar)

2013-2014 futbol sezonunda boşa olta attığımız dönem. sezon başından beri sağ bek problemimizin olduğu gün gibi ortadayken gittik ronaldinho peşinde koştuk. eğer sağ bek almadan bu dönemi bitirirlerse ikinci yarı halimiz perişan.

(bkz: bu da böyle bir anım işte)

ölü ayırıcıların pek önemsemediği şehit. allah ailesine yardımcı olsun, sevenlerinin başı sağolsun.

(bkz: sıçtın mavisi)
(bkz: sevgilinin kutlu doğum haftası)

sağ beki boş bırakacağım kadrodur. orada oynayabilecek beşiktaş takımı kalitesinde bir futbolcumuz yok. ve işin kötüsü devre arasında bu mevkiye bir oyuncu almak yerine ronaldinho peşinde koştuk...

ayrıca motta' da ilk maçlarda biraz hırçın tavır sergileyip gönlümüze kolayca girse de sanki bu adamdan bir cacık olmayacak hissi uyandırdı bende.

fernandes'i şu saatten sonra beşiktaş'ın kadrosunda saymak zaten bir hata olur. adam fiziken burada ama ruhu başka yerde. sahaya ceset çıkıyor gibi.

holosko gol atmayı unuttu.

almeida gol atıyor ama attığı kadar kaçırıyor. ama ben yine de sırf ileride indirdiği hava topları yeter diyerek bu adamın beşiktaşta kalmasını istiyorum. onun olmadığı maçlarda top hep bizim kendi yarı sahamızda oynanıyor.

mustafa pektemek sıçmak demek olmuş. yırtınmaya çalışıyor garibim ama fiziki ona da izin vermiyor.

ismail köybaşı beşiktaş'ın istikrarlı sakatı olmuş. bu kadar sakatlığı herkül yaşasa, yarı tanrılığı bırakıp çiftçiliğe başlardı. umarım bugüne kadar kazandığı paralar ile hayatı boyunca kendisini geçindirecek bir yatırım yapmıştır, bu seneden sonra pek para kazanacağını düşünmüyorum.

uğur boral'ın beşiktaşta oynadığını geçen farkettim. ben ciddi ciddi başka takıma gitti biliyordum. meğer halen bizdeymiş.

atiba maşallah diyelim de nazarımız değmesin. kendisi olmasa şu an ligde olduğumuz sıradan bir kaç sıra daha aşağıda olurduk.

tolga zengin buraya kendisini kanıtlayarak gelmiş bir kaleciydi zaten. ben nedense çok fazla güvenemesem de içim genelde rahat kendisinden dolayı. performansı maç maç değişebiliyor.

olcay şahan takım iyi oynayınca kendisi de çok iyi. takım kötü oynayınca da işte takım ortalamasından biraz daha iyi oynuyor genelde.

oğuzhan özyakup bazen ağır sıçıyor ama oynadı mı da tadından yenmiyor. fizik fizik fizik!!!

muhammed demirci küle dönmüş umutlarım oldu kendisi. üzgünüm mami. daha pişirememişsin kendini.

tomas sivok elhamdülillah iyi oynuyor. ben beğeniyorum kendisini.

ersan adem gülüm patlama yaptığı sezona dönmesi için halen bekliyoruz, acaba yine beklediğimiz umutlar gelmeyecek mi? bilemiyorum altan bilemiyorum.

serdar kurtuluş sen antepten kurtuldun geldin bize ama biz sendne nasıl kurtulacağız bilemiyorum serdar'ım. oysa antep'e gittiğimde bildiğin üzülmüştüm. yakında sana 2. lig yolları görünecek gibi.

veli kavlak ciğerleri olmayan trake solunumu yapan orta sahamız. az daha ofansif oynasa daha çok katkısı olacağına inanıyorum ama geriyi boş bırakırsa takımın gol yiyeceğini bildiğinden çıkmıyor ve çıkmasını teknik ekip de istemiyor sanırım. daha iyi olacak bu adam inşallah.

gökhan töre şam şeytanı gibi koşuyor. bazen ağır sıçsa da takımda yer bulur.

kerim frei göründüğünden daha yetersiz. potansiyel var derdim hep ama beşiktaş'ta izleyince o potansiyel de sıfıra indi. gs'den beşiktaş'a gelmiş almancı berkant gibi kendisi. faydası yok. belki de bizim sistemde oynayamıyordu. belki başka sistemde oynasak o zaman yıldızını gösterecek bilemiyorum.

evet çizdiğim karamsar tablo sonrası beşiktaş'a ideal bir 11 bulamadım.


-------------------tolga------------------

boş ----sivok------boş------motta

---------atiba-------boş----- oğuzhan
---------boş ---------olcay--------

-----------------almeida-------------

böyle garip bir şey çıkıyor sonuç olarak.

edit: ortasahadaki boşlardan birine veli kavlak gelecekti.

sezon başında fikstüre bakan herkes " abi ilk haftaları az puan kaybıyla atlatırsak kralız" hesapları yapıyordu. ilk 4 hafta muhteşem geçti. aslında iyi top oynamadan maç kazandık ama takım bi havaya girer gibi olmuştu. taraftarın sahaya girdiği olimpiyat stadında oynanan gs maçı sonrası takım eridi bitti mahvoldu. daha doğru hasta adamın hasta olduğu ortaya çıktı. o dönem biz yine bir umut belki düzelir diye düşünüyorduk ama takım atlatamadı bu çöküşü. neyse zaten umutsuz başladığımız sezonda ilk 4 hafta galibiyetleri umutları tavan yaptırınca ardından gelen kötü performanslar taraftarı iyice çileden çıkardı. e beşiktaş bu.. golü atamaz atamaz ama atınca illa ki herkesi ters köşeye yatırır. aynen böyle oldu, umutlandırıp göklere çıkardılar taraftarı sonra o yükseklikten aşağı attılar taraftarı. bu düşüş döneminde umudu az olan taraftar yere sert çakıldı ve bunun acısını yönetimden çıkarttı. benim gibi umudu olan taraftar ise pek ne olduğunu anlamadan yavaş yere çakılmaya doğru ilerlemekteyiz. umut var ya bu umut kötü olayları göze göstermiyor. sevdiğin kıza duyduğun aşk nasıl kızın hatalarını görmene engel oluyorsa bu umut da öyle ediyor işte beşiktaş'ın hatalarını göstermiyor.

ben futbolda başarı konusunda yönetimden çok şey beklemiyorum. zaten başarı bir süreç sonucu oluşur. yeni gelmiş yabancı teknik adam ilk senesinde direk şampiyon olabiliyorsa bu biraz şans eseridir. ligimiz izleme zevki düşük bir lig olsa da kolay bir lig değil. türk futbolunun dinamikleri avrupa futboluna göre çok farklı. o sebeple her ne kadar önünde zeki önder özen gibi türk futbolunu bilen bir klavuz kaptan olsa da slaven bilic'e bu sene kızmayacağım.

tek derdim yönetimin işleyen bir yönetim sistemi kurması. öyle bir sistem ve kurum kültürü oluşturulmalı ki yeni gelen her teknik hoca ve direktör bunu kolayce değiştiremesin. bir istikrar olsun. kurumsallaşma dediğimiz mevzuyu gerçekleştirsin yani fikret başkan. sene başında kulüpten içeri menajerleri almayacaklarını söyleyen menajerlerle iş yapmaya çalışınca canı sıkılıyor insanın. önder özen'e bıraktıysan bütün futbol işlerini, müdahale etmeyecek ve hiçbir yöneticine ettirmeyeceksin. önder özen o işte sıçsa da ettirmeyeceksin, kurumsallık bunu gerektirir. zaten senin kurduğun sistemde yöneticilerin ve ekibin hatalarında hemen alarm çalmaya başlayacak ve onlar kendilerine çeki düzen vereceklerdir.

neyse her yazımda olduğu gibi konuyu yine dağıttım ama şöyle bağlayıp bitireyim;

futbol olarak avrupa kupalarına katılmakla başarılı bir sezon geçirdiğimizi kabul edeceğim sezon, yönetim alanında ise fikret başkanın bu sene sonuna kadar seçildiği günden beri anlattığı sistemi oturtması gereken sezon.