genelde uydurma haberler yapılırken kullanılır. gerçekte kıçımdan uyduruyorumdur ama bunu bu şekilde belirtirsem yayın organımıza ceza gelir diye kulübe yakın kaynaklar olarak belirtilir.
bazı ağır abiler için ayrılma nedeni kabul edilebilecek durum. yapmış olan bir sevgili var mıdır çok merak ediyorum
önceki maçlarına bakarak top tekniğinin yüksek olduğunu söyleyebilirim. ancak süper ligde tekniğin değil mücadelenin ön plana çıkması sonucu tekniğini tamamen bir kenara bırakıp allah ne verdiyse toplara girmeye başlayan futbolcu. zira orta sahada oynayacaksan yalçın gibi defans oyuncularıyla karşı karşıya geleceksen sen de vuracaksın abi yoksa lakabın milyonluk eşeğe çıkar. bizim veli milyonluk katır maşallah, tuttuğunu deviriyor.
biz avrupa kupalarından elendik ama taraftarlar bizim ağzımıza etmesin diye düşünülürek söylenen ve bir yandan da taraftara umut depolayıp tepkiyi hafifletme amacı güden cümle.
iskender palanın en güzel kitaplarından birisi. osmanlı döneminden itibaren yaşanılan sevdaları anlatıyor. aslında anlattığı kişiler hep gerçek kişiler.
okuyunca insan üzülüyor, kendisine küsüyor, yaşadığı aşklardan utanıyor. "oysa" diyor "geçmişte ne temiz ne dokunulmamış, yürekli aşklar yaşanmış" diyor. o günlere gidip kitabı kapatınca bulunduğunuz zamana geri geliyorsunuz ve hayıflanıyorsunuz..
"bütün iyi dilekler ve selamlardan sonra...
dilenciden sultana, köleden efendiye
hanım hey!..
sen ki muhabbet gülistanıma revnak bağışlayanım efendimsin,
sen ki arzum, emelim hicranım ve elemimsin,
ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden, kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık. sevgili eşiğinde ölene değil sağ kalana şaşmalı şaşmak gerekir, der bir bilge ama ben senden uzakta,aşkınla hasta ama aşk sayesinde sıhhatteyim. araya bunca yılın hasreti girmişken bir gün seni görmeye dayanabilir miyim bilmem ama her sabah seni görüyor ve yüzünden aldığı güzellik ile insan içine çıkıyor diye güneşe, eşiğini döne dolaşa senden nur çalıyor diye her akşam mehtaba bakıyorum, bilesin. "bugün nasılsın ey kainatın başı dönmüş yıldızı?" diyorum ona, hasbihal ediyorum; " ne haldedir sevgilim, hoş mudur safaca mıdır istanbullar sultanı bugün?" diye tekrar soruyorum. "hiç benim bulunduğum yerden daha kederli bir aleme doğdun mu sen; hiç aşkta altüst olmuş bencileyin bir firkatzede üzerine parladın mı" diye sitem ediyorum bazen... velhasıl günlerce ve gecelerde güneşlere ve aylara durmadan ve dinlenmeden seni soruyorum, hala bir haber alamayışımı şikayetle söylüyor,anlatıyorum. senin beni unutma ihtimalini hatırlayıp çıldırıyorum bazı günler ve bazı geceler yüzünü eskisi gibi hayal edemeyeceğimden korkup kahroluyorum. sonra tevbeler ediyorum. seni unutma ihtimalini düşündüğüm için." iskender pala
okuyunca insan üzülüyor, kendisine küsüyor, yaşadığı aşklardan utanıyor. "oysa" diyor "geçmişte ne temiz ne dokunulmamış, yürekli aşklar yaşanmış" diyor. o günlere gidip kitabı kapatınca bulunduğunuz zamana geri geliyorsunuz ve hayıflanıyorsunuz..
"bütün iyi dilekler ve selamlardan sonra...
dilenciden sultana, köleden efendiye
hanım hey!..
sen ki muhabbet gülistanıma revnak bağışlayanım efendimsin,
sen ki arzum, emelim hicranım ve elemimsin,
ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden, kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık. sevgili eşiğinde ölene değil sağ kalana şaşmalı şaşmak gerekir, der bir bilge ama ben senden uzakta,aşkınla hasta ama aşk sayesinde sıhhatteyim. araya bunca yılın hasreti girmişken bir gün seni görmeye dayanabilir miyim bilmem ama her sabah seni görüyor ve yüzünden aldığı güzellik ile insan içine çıkıyor diye güneşe, eşiğini döne dolaşa senden nur çalıyor diye her akşam mehtaba bakıyorum, bilesin. "bugün nasılsın ey kainatın başı dönmüş yıldızı?" diyorum ona, hasbihal ediyorum; " ne haldedir sevgilim, hoş mudur safaca mıdır istanbullar sultanı bugün?" diye tekrar soruyorum. "hiç benim bulunduğum yerden daha kederli bir aleme doğdun mu sen; hiç aşkta altüst olmuş bencileyin bir firkatzede üzerine parladın mı" diye sitem ediyorum bazen... velhasıl günlerce ve gecelerde güneşlere ve aylara durmadan ve dinlenmeden seni soruyorum, hala bir haber alamayışımı şikayetle söylüyor,anlatıyorum. senin beni unutma ihtimalini hatırlayıp çıldırıyorum bazı günler ve bazı geceler yüzünü eskisi gibi hayal edemeyeceğimden korkup kahroluyorum. sonra tevbeler ediyorum. seni unutma ihtimalini düşündüğüm için." iskender pala
patlatsan bi dert patlatmasan bi dert. en iyisi vur bi tane patlat.
bu firmanın fransız olan ilk kurucuları firmanın kurulmasına uçak seyahatindeyden havada vermişler. ortaklık kararı verdikleri sırada waikiki adaları üzerinden geçiyorlarmış. bu sebeple kurulacak yeni firmanın adını waikiki olarak belirlemişler. başına da arkadaşlar anlamına gelen "les copains" in baş harflerini koymuşlar olmuş mu sana waikiki dostluğu manasına gelen lc wakiki markası.
ürünlerini düşük maliyetlerde türkiye'den taha tekstil firmasına yaptırmaya başlamışlar. taha tekstil lc waikiki firmasından türkiye lisansı almış sonrasında ise işi iyice büyütmüşler 1997'de lc waikiki nin fransız sahipleri firmayı satmaya karar verince firmanın bütün haklarını satın almışlar. şu anda firmanın üretimini taha tekstil mağazacılık işlerini tema mağazacılık firması yapmaktadır. iki firma da aynı firmadır aslında.
lc waikiki haklarını satın alınca türkiye'de başka firmalara verilmiş olan mağaza açma haklarının hepsini kendilerinde toplamışlardır. türkiye'de bütün lc waikiki mağazaları tema mağazacılık firmasına aittir. ama yalnızca şişli - osman bey tarafında bir tane lc waikiki mağazası bireysel mağaza olup lc waikikiye ait değildir, sanırım aralarında franchise gibi bir anlaşma var. yurt dışında 13 ülkede mağazaları vardır.
firma türk olduktan sonra ürünlerinin eski kalitesini yitirdiği bir gerçek.
pazarlama stratejisi olarak;
0-12 yaş grubu için lc waikiki
12-25 yaş grubu için x side
25 ve üstü için southblue markalarını kullanır. hepsini aynı mağaza içinde pazarlar, ama müşteri genelde farketmez bunu. hatta farklı markaları farkeden bazı müşteriler başka firmanın ürünlerini satıyorlar diye düşünür.
tema mağazacılık firması piyasada bir çok giyim firmasına oranla çok daha kurumsal bir firmadır. sistemi oturtmuş, standartlarını belirginleştirmiştir. çalışanlarına verdiği ücret piyasaya göre düşüktür. genelde mağazalarda 2 tane full time çalışan varsa 4 tane de part time çalışan olur.
ürünlerini düşük maliyetlerde türkiye'den taha tekstil firmasına yaptırmaya başlamışlar. taha tekstil lc waikiki firmasından türkiye lisansı almış sonrasında ise işi iyice büyütmüşler 1997'de lc waikiki nin fransız sahipleri firmayı satmaya karar verince firmanın bütün haklarını satın almışlar. şu anda firmanın üretimini taha tekstil mağazacılık işlerini tema mağazacılık firması yapmaktadır. iki firma da aynı firmadır aslında.
lc waikiki haklarını satın alınca türkiye'de başka firmalara verilmiş olan mağaza açma haklarının hepsini kendilerinde toplamışlardır. türkiye'de bütün lc waikiki mağazaları tema mağazacılık firmasına aittir. ama yalnızca şişli - osman bey tarafında bir tane lc waikiki mağazası bireysel mağaza olup lc waikikiye ait değildir, sanırım aralarında franchise gibi bir anlaşma var. yurt dışında 13 ülkede mağazaları vardır.
firma türk olduktan sonra ürünlerinin eski kalitesini yitirdiği bir gerçek.
pazarlama stratejisi olarak;
0-12 yaş grubu için lc waikiki
12-25 yaş grubu için x side
25 ve üstü için southblue markalarını kullanır. hepsini aynı mağaza içinde pazarlar, ama müşteri genelde farketmez bunu. hatta farklı markaları farkeden bazı müşteriler başka firmanın ürünlerini satıyorlar diye düşünür.
tema mağazacılık firması piyasada bir çok giyim firmasına oranla çok daha kurumsal bir firmadır. sistemi oturtmuş, standartlarını belirginleştirmiştir. çalışanlarına verdiği ücret piyasaya göre düşüktür. genelde mağazalarda 2 tane full time çalışan varsa 4 tane de part time çalışan olur.
gökhan zan'ın beşiktaştan ayrılıp gs ye transferinin öğrenilmesi sonrası yapılan eylem.
münevver karabulut cinayeti olayının gündemde bu kadar kalmasını sağlayan gazetedir. fatih altaylı da o dönem münevver karabulut haberlerinin tirajlarını arttırdığını kabul etmiştir.
daha sonra öğrendik ki garipoğlu ailesi zamanında bu ciner grubunun elinden bir çok ihaleyi almış ciner grubunun ekmeğine taş koymuş resmen. ciner grubu da fırsatı yakalamışken sopayı eksik etmedi sırtlarından.
daha sonra öğrendik ki garipoğlu ailesi zamanında bu ciner grubunun elinden bir çok ihaleyi almış ciner grubunun ekmeğine taş koymuş resmen. ciner grubu da fırsatı yakalamışken sopayı eksik etmedi sırtlarından.
(bkz: yiğit bulut)
közlemeden önce patlıcanı hafiften çizmek icap eder ki tadı daha güzel olsun diye. ayrıca közü söndürdüğü için etler piştikten sonra köze koyulmalıdır. közlenmiş patlıcana közlenmiş biber, domates ve az biraz nar ekşisi katılırsa daha güzel olur.
herhangi bir yarışmalı sporda yenik duruma düştükten sonra söylenmesi farz olmasa bile vacip olan deyim.
güzel yazarlar güzel güzel yazdıkça anında yaptığım eylemdir.
kapı gıcırtısına gülen kadın, saba tümerle bu gece programı konuk iyi olursa güzel oluyordu. şimdilerde show tvde sabah programı sunuyor.
q7 ye açıldıktan sonra sakatlıktan geç dönen ya da dönemeyen ve ihtiyaç duyulan her topçu için kullanılan deyim olmuştur.
şu an ; ismail köybaşı'ya söylenebilecek olan, ersam gülüm ve almeidaya ara ara söylenen, parkarttan lügatimize girmiş deyim.
şu an ; ismail köybaşı'ya söylenebilecek olan, ersam gülüm ve almeidaya ara ara söylenen, parkarttan lügatimize girmiş deyim.
türkiye'nin en ünlü doktorudur. eski istanbul beyefendileri birisine deli diyeceği zaman "kendinizi mazhar osmana gösteriniz" derlermiş.
orta asya türk tarihi ve osmanlı tarihi kısmında özellike kültür ve medeniyet bölümlerine bakılması gereken, kurtuluş savaşı konusundan itibaren cumhuriyet dönemi ve inkilap tarihi kısımlarının ise daha fazla çalışılması gereken durum.
illallah dedirtir
illallah dedirtir
bu arkadaşlar genelde taraftar sitelerinde x şu mevkide y şu mevkide oynasın diyerek şemalarla kadro kurup sayfalarca yazan çizen arkadaşlardır. niyetleri iyi olsa da yöntemleri tartışılır.
swhye tercih edeceğim kısaltmadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?