(bkz: gönül)
arama kutusunun altında kocaman kutucuklar çıkmış olan sözlüğümüz. galiba artık entry'leri bu kutucuklara göre sıralayıp sol frame'de takip edebileceğiz.
az entry girildiği için zaten hepsini tek sayfada görebiliyorduk ama yine de güzel ve gerekli bir uygulama olmuş. görünüm üzerinde az biraz daha oynansa daha güzel olur kanaatindeyim.
edit: deneme aşamasında şu anda. tıklarsanız bir şey göremezsiniz. ayrıca bizim girdiğimiz entry'ler nasıl yukarıdaki gibi etiketlenecek? biz mi etiketleyeceğiz yoksa modlar mı?
az entry girildiği için zaten hepsini tek sayfada görebiliyorduk ama yine de güzel ve gerekli bir uygulama olmuş. görünüm üzerinde az biraz daha oynansa daha güzel olur kanaatindeyim.
edit: deneme aşamasında şu anda. tıklarsanız bir şey göremezsiniz. ayrıca bizim girdiğimiz entry'ler nasıl yukarıdaki gibi etiketlenecek? biz mi etiketleyeceğiz yoksa modlar mı?
sosyal medya'da hakkında inanılmaz bir karalama kampanyası başlatılmış olan parti. 7 haziran 2015 genel seçim sonuçları sonrası muhtemel erken seçim için saraydaki reis sanırım mhp'nin oylarına göz dikmiş vaziyette. aktroller iş başında.
2015-2016 sezonu için hayat geçmiş olan uygulamadır.
yıllarca konuşuldu, bakalım ne olacak.
yıllarca konuşuldu, bakalım ne olacak.
bir ekşi sözlük yazarı. üstelik orada da görevli galiba.
hatır için sözlüğe gelmiş selam demiş kalmıştır. getiren de gelen de sağ olsun, sağlık olsun.
hatır için sözlüğe gelmiş selam demiş kalmıştır. getiren de gelen de sağ olsun, sağlık olsun.
haber yalan değilse beşiktaş'ta oynayabileceğini belirtmiş olan futbolcu. belki de pazarlığı kızıştırmaya çalışıyordur.
http://www.goal.com/tr/news/453/transfer-dosyas%C4%B1/2015/06/13/12678812/konoplyanka-be%C5%9Fikta%C5%9Fta-oynar%C4%B1m?ICID=HP_BN_1
http://www.goal.com/tr/news/453/transfer-dosyas%C4%B1/2015/06/13/12678812/konoplyanka-be%C5%9Fikta%C5%9Fta-oynar%C4%B1m?ICID=HP_BN_1
portekiz ülke ekonomisini ayakta tutan en büyük şirket.
adamlar futbol takımı gibi çalışmıyor. bunlar olsa olsa şirket ya.
adamlar futbol takımı gibi çalışmıyor. bunlar olsa olsa şirket ya.
herhangi bir başlık altında üstteki entry'e cevap niteliğinde entry girilmesiyle başlayan anlamsız kavganın entry'leri girenlerin nickaltına taşınması durumudur.
sevgi saygı çerçevesinden ayrılmayınız.
sevgi saygı çerçevesinden ayrılmayınız.
#404694
lan bari 3. sıradan girelim.
oy verme sürecinde çok eğlendiğim, iyi goygoy yaptığım seçimler.
mod olacak arkadaşlardan ricam; sürekli iletişim kurun, problemleri mümkün olduğunca tepeden inme değil konuşarak çözmeye çalışın. sizle tartışacak, çok garip isteklerde bulunacak yazarlar illa ki olacaktır, sabırlı olmayı bilin, sevgi ve saygı sınırları içinde kalmaya özen gösterin. son olarak bu dediklerim sadece sanal ortam için değil, gerçek hayatta da geçerlidir.
lan bari 3. sıradan girelim.
oy verme sürecinde çok eğlendiğim, iyi goygoy yaptığım seçimler.
mod olacak arkadaşlardan ricam; sürekli iletişim kurun, problemleri mümkün olduğunca tepeden inme değil konuşarak çözmeye çalışın. sizle tartışacak, çok garip isteklerde bulunacak yazarlar illa ki olacaktır, sabırlı olmayı bilin, sevgi ve saygı sınırları içinde kalmaya özen gösterin. son olarak bu dediklerim sadece sanal ortam için değil, gerçek hayatta da geçerlidir.
ilkokulda çok haylazdık sınıfça, çok dayak yerdik. okuldaki öğretmenlerin görevleri arasında bizim sınıfın erkeklerini nerede görse dövmek de vardı. o derece yani.
halt işlediğimiz ortaya çıkınca ders esnasında nöbetçi öğrenci sınıfa gelip müdürün odasına çağırırdı bizi, orada da dayak yerdik. bir gün nöbetçi öğrenci geldi beni tek çağırdı müdürün yanına. sıçtık dedim ya. kalabalık olursak kalabalık içinde sicili en temiz olan ben olduğum için az dayak yerdim ben hep. bu sefer bire bir girecek bana. ulan böyle bir stres yok. bir de ders esnasında değil teneffüste gelsin demişti. o ders bitmedi hiç gözümde. neyse teneffüs zili çaldı, bizim fırlamalar deli danalar gibi kutu kola şişesinden top yapıp maç yapmaya çıkarken bana acıyan gözlerle baktılar hep. ben gittim müdürün odasına, yüzüme bile bakmadan "ne var ne oldu" diye kızarak sordu. ulan sen çağırdın bana niye kızıyorsun.. "beni çağırmışsınız" dedim. "sen kimsin" diye sordu. "genckartal301" dedim. elinden kalemi bıraktı. eyvah dedim içimden. "nasılsın oğlum" diye sordu anlam veremedim "iyiyim" dedim. "harçlığın falan var mı?" diye sordu, içimden ağam benle eğlenir diye düşünürken "sağolun var" dedim ama halen tekme tokat gelmedi onu bekliyorum ben hazır vaziyette. çekmeceyi açtı bir kağıt çıkardı. ben aha boku yedik okuldan atılıyorum diye derde düştüm bir an, boğazım düğümlendi. "al bunu babana ver bir baksın bakalım ne yapıyormuş" dedi. beni kendisi dövmeyecek babama dövdürecek diye biraz rahatladım. kağıdı elime bir aldım baktım ki "trafik cezası!!!" ulan böyle bir rahatlama olamaz ya. akşam babama verdim kağıdı, "al geri götür ödesin it" diye cevap verdi. ulan ben o kağıdı müdüre nasıl götüreceğim... ertesi gün altıma ede ede müdür'ün odasına gittim "zamanı geçmiş kem küm" diyerek kağıdı geri verdim, tokat atmasına mahal vermeden odadan kaçtım.
(bkz: bu da böyle bir anım işte)
halt işlediğimiz ortaya çıkınca ders esnasında nöbetçi öğrenci sınıfa gelip müdürün odasına çağırırdı bizi, orada da dayak yerdik. bir gün nöbetçi öğrenci geldi beni tek çağırdı müdürün yanına. sıçtık dedim ya. kalabalık olursak kalabalık içinde sicili en temiz olan ben olduğum için az dayak yerdim ben hep. bu sefer bire bir girecek bana. ulan böyle bir stres yok. bir de ders esnasında değil teneffüste gelsin demişti. o ders bitmedi hiç gözümde. neyse teneffüs zili çaldı, bizim fırlamalar deli danalar gibi kutu kola şişesinden top yapıp maç yapmaya çıkarken bana acıyan gözlerle baktılar hep. ben gittim müdürün odasına, yüzüme bile bakmadan "ne var ne oldu" diye kızarak sordu. ulan sen çağırdın bana niye kızıyorsun.. "beni çağırmışsınız" dedim. "sen kimsin" diye sordu. "genckartal301" dedim. elinden kalemi bıraktı. eyvah dedim içimden. "nasılsın oğlum" diye sordu anlam veremedim "iyiyim" dedim. "harçlığın falan var mı?" diye sordu, içimden ağam benle eğlenir diye düşünürken "sağolun var" dedim ama halen tekme tokat gelmedi onu bekliyorum ben hazır vaziyette. çekmeceyi açtı bir kağıt çıkardı. ben aha boku yedik okuldan atılıyorum diye derde düştüm bir an, boğazım düğümlendi. "al bunu babana ver bir baksın bakalım ne yapıyormuş" dedi. beni kendisi dövmeyecek babama dövdürecek diye biraz rahatladım. kağıdı elime bir aldım baktım ki "trafik cezası!!!" ulan böyle bir rahatlama olamaz ya. akşam babama verdim kağıdı, "al geri götür ödesin it" diye cevap verdi. ulan ben o kağıdı müdüre nasıl götüreceğim... ertesi gün altıma ede ede müdür'ün odasına gittim "zamanı geçmiş kem küm" diyerek kağıdı geri verdim, tokat atmasına mahal vermeden odadan kaçtım.
(bkz: bu da böyle bir anım işte)
babamın emniyet personeli olması dolayısıyla eğitim hayatım hep bölündü.
yeni taşındığımız bir şehirde, yeni okulumda daha 2. sınıfa yeni geçmişim. babam önceden tembih etti, okulda baban ne iş yapıyor diye sorarlarsa "inşaatta çalışıyor" dersin diye. halen yüzünü hatırlarım gülerek demişti. okula başladık, herkese bu şekilde dedim.
ilk haftalardı sanırım, okulun arka tarafında deli gibi koşarken bir düştüm önlüğüm boydan boya çamur oldu. müdürün odasına götürdüler beni. eve telefon edecekler bizimkiler gelip beni okuldan alacaklar. neyse ev telefonu yok daha. karakol'un numarasını ezberlemişim. müdür önce numarayı sordu babamın iş yeri numarasını verince ne iş yaptığını sordu ben de "inşaatta çalışıyor" dedim tabi ki. telefonu açtı konuştu,kapattı, kalktı geldi kulağımı çekti "ulan it karakolun numarasını vermişsin" dedi kızdı. bir daha sordu bir daha aynı numarayı dedim. bu sefer babamın karakolda bir inşaatta çalıştığını düşündü bir daha aradı, yine aynı muhabbet yine kızdı bana. ben de ağlamaya başladım. sonra bir kere daha aradı da zorla babama ulaştı. babamın polis olduğu ortaya çıkınca bir de geldi yalan söyledim diye tokat attı. babam aldı eve götürdü önlük çamur oldu diye annem kızdı. ulan ne bela bir gündü.
yeni taşındığımız bir şehirde, yeni okulumda daha 2. sınıfa yeni geçmişim. babam önceden tembih etti, okulda baban ne iş yapıyor diye sorarlarsa "inşaatta çalışıyor" dersin diye. halen yüzünü hatırlarım gülerek demişti. okula başladık, herkese bu şekilde dedim.
ilk haftalardı sanırım, okulun arka tarafında deli gibi koşarken bir düştüm önlüğüm boydan boya çamur oldu. müdürün odasına götürdüler beni. eve telefon edecekler bizimkiler gelip beni okuldan alacaklar. neyse ev telefonu yok daha. karakol'un numarasını ezberlemişim. müdür önce numarayı sordu babamın iş yeri numarasını verince ne iş yaptığını sordu ben de "inşaatta çalışıyor" dedim tabi ki. telefonu açtı konuştu,kapattı, kalktı geldi kulağımı çekti "ulan it karakolun numarasını vermişsin" dedi kızdı. bir daha sordu bir daha aynı numarayı dedim. bu sefer babamın karakolda bir inşaatta çalıştığını düşündü bir daha aradı, yine aynı muhabbet yine kızdı bana. ben de ağlamaya başladım. sonra bir kere daha aradı da zorla babama ulaştı. babamın polis olduğu ortaya çıkınca bir de geldi yalan söyledim diye tokat attı. babam aldı eve götürdü önlük çamur oldu diye annem kızdı. ulan ne bela bir gündü.
hakkında bir kere olsun olumsuz bir şey duymadığım takım.
süper lig için bomba bomba geldikleri söyleniyor. uyguladıkları sistem övüle övüle bitirilemiyor. bakalım görelim, devamı güzel gelir inşallah.
süper lig için bomba bomba geldikleri söyleniyor. uyguladıkları sistem övüle övüle bitirilemiyor. bakalım görelim, devamı güzel gelir inşallah.
sayısal zekaya sahip olmayanların genelde seçtiği bölüm.
benim eşit ağırlığı seçme hikayemi anlatmak istiyorum.
ben öğrenim hayatı boyunca apaçık bir sözelci öğrenciydim. en büyük sebep bu. ancak bu bölümü seçerken kafamdaki tüm soru işaretlerini silen olay şudur;
mahmut diye bir arkadaşım vardı. adam sahtekarların kralı, kıvrak zekası var. lise 1 sonunda bölüm seçme mevzusu konuşulurken aynen şöyle dedi;
"lan olm bu mallar sayısalı seçiyor ya, gidip 4 sene öküz gibi mühendislik okuyacaklar falan. sonra biz de gideceğiz bir işletme okuyacağız bunların müdürü olacağıhuahıhah mınagoyim."
düşündüm... adam harbiden haklıydı lan. işletme mezunu olan adam direk müdür oluyor.[ybkz]swh[/ybkz] neyse uzatmayacağım sonuca geleyim;
ben: işletme okudum, 6 yılda bitirdim. iyi kötü bir yerde çalışıyorum.
mahmut: 3. senesinde cumhuriyet üni. çeko'yu kazandı, 1 sene uzattı, halen işsiz.
benim eşit ağırlığı seçme hikayemi anlatmak istiyorum.
ben öğrenim hayatı boyunca apaçık bir sözelci öğrenciydim. en büyük sebep bu. ancak bu bölümü seçerken kafamdaki tüm soru işaretlerini silen olay şudur;
mahmut diye bir arkadaşım vardı. adam sahtekarların kralı, kıvrak zekası var. lise 1 sonunda bölüm seçme mevzusu konuşulurken aynen şöyle dedi;
"lan olm bu mallar sayısalı seçiyor ya, gidip 4 sene öküz gibi mühendislik okuyacaklar falan. sonra biz de gideceğiz bir işletme okuyacağız bunların müdürü olacağıhuahıhah mınagoyim."
düşündüm... adam harbiden haklıydı lan. işletme mezunu olan adam direk müdür oluyor.[ybkz]swh[/ybkz] neyse uzatmayacağım sonuca geleyim;
ben: işletme okudum, 6 yılda bitirdim. iyi kötü bir yerde çalışıyorum.
mahmut: 3. senesinde cumhuriyet üni. çeko'yu kazandı, 1 sene uzattı, halen işsiz.
gördüğüm kadarıyla devletin tüm üst makamlarına yönetici vermiş olan okul.
abi bu okulun mezunu olun hiç bir vasfınız olmasa bile en kötü bir bakanlıkta uzman olursunuz. kendi referans sistemleri inanılmaz işliyor ve mezunları birbirini her ortamda destekliyor.
lisedeki hocalarıma kızıyorum bize böyle bir okuldan bahsetmedikleri için. varsa yoksa aman sayısalı seçin diye gazlamalar..
abi bu okulun mezunu olun hiç bir vasfınız olmasa bile en kötü bir bakanlıkta uzman olursunuz. kendi referans sistemleri inanılmaz işliyor ve mezunları birbirini her ortamda destekliyor.
lisedeki hocalarıma kızıyorum bize böyle bir okuldan bahsetmedikleri için. varsa yoksa aman sayısalı seçin diye gazlamalar..
dk 83 arda turan'ın golü ile 1-0 öne geçtiğimiz maç.
70'li dakikalarda önce umut bulut ardından burak yılmaz'ın çok net pozisyonları değerlendiremediği maç.
"tek başıma moderatör!" parolasıyla çıktığım bu yolda "oyların yarısını verin kurtulun" diyerek yoluma devam ediyorum.
sözlüğümüze bir hareketlilik katmış olan seçimlerdir. seçim sonrası tekrar eski hale dönmesinden korktuğumdan dolayı soruyorum; yahu bu seçimleri her ay yapsak ne güzel olur değil mi?
sözlüğümüze bir hareketlilik katmış olan seçimlerdir. seçim sonrası tekrar eski hale dönmesinden korktuğumdan dolayı soruyorum; yahu bu seçimleri her ay yapsak ne güzel olur değil mi?
oynadığında köpek gibi oynayan canı istemeyince de hiç mücadele etmeyen futbolcu. lan bi ara neredeyse tapıyorduk sana be. o attığın ara pasları hugo almeida piç etti hep.
şimdi ortada sen, yanında tolgay, önünde demba ba, sağında gökhan töre, solunda olcay şahan ya da kerim koyunlu... of of of of of... efsane olurdunuz var ya. ama işte gittin karı kızları eve attın tartakladın, kendi kendini heder ettin istanbul gece hayatında... rusya'da çükün donsun soğuktan.
şimdi ortada sen, yanında tolgay, önünde demba ba, sağında gökhan töre, solunda olcay şahan ya da kerim koyunlu... of of of of of... efsane olurdunuz var ya. ama işte gittin karı kızları eve attın tartakladın, kendi kendini heder ettin istanbul gece hayatında... rusya'da çükün donsun soğuktan.
kartal sözlük 2015-2016 dönemi moderatör seçimleri ile ortadan kalkması umulan durum.
ancak yine de şunu diyeyim ki sözlüğümüz bir ekşisozluk'e göre daha az çöp etnry içeriyor.
ancak yine de şunu diyeyim ki sözlüğümüz bir ekşisozluk'e göre daha az çöp etnry içeriyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?