ilkokul anıları

majesty1903
içinde bilimum saçmalıkları, mantık hatalarını barındıran anılardır. kuyuya bir taş attık madem devamını getirelim:

okula bir makara iplik getirip okulun etrafını dönerek sarmak, sonra o ipliği yakarak okulun yanacağını düşünmek. yanmayınca da şaşırmak. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
genckartal301
babamın emniyet personeli olması dolayısıyla eğitim hayatım hep bölündü.

yeni taşındığımız bir şehirde, yeni okulumda daha 2. sınıfa yeni geçmişim. babam önceden tembih etti, okulda baban ne iş yapıyor diye sorarlarsa "inşaatta çalışıyor" dersin diye. halen yüzünü hatırlarım gülerek demişti. okula başladık, herkese bu şekilde dedim.
ilk haftalardı sanırım, okulun arka tarafında deli gibi koşarken bir düştüm önlüğüm boydan boya çamur oldu. müdürün odasına götürdüler beni. eve telefon edecekler bizimkiler gelip beni okuldan alacaklar. neyse ev telefonu yok daha. karakol'un numarasını ezberlemişim. müdür önce numarayı sordu babamın iş yeri numarasını verince ne iş yaptığını sordu ben de "inşaatta çalışıyor" dedim tabi ki. telefonu açtı konuştu,kapattı, kalktı geldi kulağımı çekti "ulan it karakolun numarasını vermişsin" dedi kızdı. bir daha sordu bir daha aynı numarayı dedim. bu sefer babamın karakolda bir inşaatta çalıştığını düşündü bir daha aradı, yine aynı muhabbet yine kızdı bana. ben de ağlamaya başladım. sonra bir kere daha aradı da zorla babama ulaştı. babamın polis olduğu ortaya çıkınca bir de geldi yalan söyledim diye tokat attı. babam aldı eve götürdü önlük çamur oldu diye annem kızdı. ulan ne bela bir gündü.
genckartal301
ilkokulda çok haylazdık sınıfça, çok dayak yerdik. okuldaki öğretmenlerin görevleri arasında bizim sınıfın erkeklerini nerede görse dövmek de vardı. o derece yani.

halt işlediğimiz ortaya çıkınca ders esnasında nöbetçi öğrenci sınıfa gelip müdürün odasına çağırırdı bizi, orada da dayak yerdik. bir gün nöbetçi öğrenci geldi beni tek çağırdı müdürün yanına. sıçtık dedim ya. kalabalık olursak kalabalık içinde sicili en temiz olan ben olduğum için az dayak yerdim ben hep. bu sefer bire bir girecek bana. ulan böyle bir stres yok. bir de ders esnasında değil teneffüste gelsin demişti. o ders bitmedi hiç gözümde. neyse teneffüs zili çaldı, bizim fırlamalar deli danalar gibi kutu kola şişesinden top yapıp maç yapmaya çıkarken bana acıyan gözlerle baktılar hep. ben gittim müdürün odasına, yüzüme bile bakmadan "ne var ne oldu" diye kızarak sordu. ulan sen çağırdın bana niye kızıyorsun.. "beni çağırmışsınız" dedim. "sen kimsin" diye sordu. "genckartal301" dedim. elinden kalemi bıraktı. eyvah dedim içimden. "nasılsın oğlum" diye sordu anlam veremedim "iyiyim" dedim. "harçlığın falan var mı?" diye sordu, içimden ağam benle eğlenir diye düşünürken "sağolun var" dedim ama halen tekme tokat gelmedi onu bekliyorum ben hazır vaziyette. çekmeceyi açtı bir kağıt çıkardı. ben aha boku yedik okuldan atılıyorum diye derde düştüm bir an, boğazım düğümlendi. "al bunu babana ver bir baksın bakalım ne yapıyormuş" dedi. beni kendisi dövmeyecek babama dövdürecek diye biraz rahatladım. kağıdı elime bir aldım baktım ki "trafik cezası!!!" ulan böyle bir rahatlama olamaz ya. akşam babama verdim kağıdı, "al geri götür ödesin it" diye cevap verdi. ulan ben o kağıdı müdüre nasıl götüreceğim... ertesi gün altıma ede ede müdür'ün odasına gittim "zamanı geçmiş kem küm" diyerek kağıdı geri verdim, tokat atmasına mahal vermeden odadan kaçtım.

(bkz: bu da böyle bir anım işte)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol