her sözlükte birden çok sayıda mevcut olan yazar türü. bizim sözlüğümüzde de bir tane olması şart değil bence. hem rekabet kaliteyi getirecektir.
bunları söylerken sevgili kerami üzülmesin lütfen, kendisi bu sözlüğün ilk troll'ü olup kalbimizdeki yeri hep ayrıdır.
"diablo iii" salgınından nasibini almış erkektir.
4 senede 4 takım düşüren teknik direktör. başarılarının devamını temenni ediyorum.
http://www.futbolingo.com/haber/53674/Yilmaz-Vural-4-sezonda-4-takim-dusurdu-
(bkz: beşiktaş meydanı nda kendimi asarım)
http://www.futbolingo.com/haber/53674/Yilmaz-Vural-4-sezonda-4-takim-dusurdu-
(bkz: beşiktaş meydanı nda kendimi asarım)
tahminimce tırtılların sebep olduğu alerji türü.
(bkz: primus x yaşında arkadaşları ona aynştayn diyor)
(bkz: primus x yaşında arkadaşları ona aynştayn diyor)
geçmişte kalmış yıllardır. şimdi moda e-mail ve twitter. halbuki bu ne zamanlar güzeldi. program stüdyosunun zemini faks kağıdıyla dolardı falan.
hey gidi.
hey gidi.
pek çok mecrada hakkında "her yazar birbirini tanıyor, arkadaşlar arası bir sözlük, o nedenle fazla büyüyemez" gibi argümanlar üretilen sözlük.
pek çok yazarın birbirini tanıdığı savı doğru kabul edilebilir. fakat bu pek de olumsuz bir şey değil bence. zira bu sözlükteki yazarların neredeyse tamamı burada tanışan insanlar. yani her gün online olan ortalama 30 kişi birleşip de "hadi biz bir sözlük kuralım" denilerek oluşturulmadı burası.
diğer interaktif sözlüklerde -özellikle daha önceden- yazarlar kendilerini deşifre etmez ve diğer yazarlarla iletişimleri sınırlıdır. pek arkadaşlık kurulmaz sözlük üzerinden. bizim farkımız burada sanırım. sözlüğe ilk kez gelen biri bile 1 hafta içerisinde pek çok yazar ile arkadaş olabiliyor. bu tabii ki bir zorunluluk değil, tersini tercih eden yazarlarımız da gayet güzel yazıyorlar sözlükte.
o nedenle "sözlükte arkadaşçılık/gruplaşma var" gibi argümanlar doğru değil. şüphesi olan varsa buyursun gelsin yazar olup denesin.
pek çok yazarın birbirini tanıdığı savı doğru kabul edilebilir. fakat bu pek de olumsuz bir şey değil bence. zira bu sözlükteki yazarların neredeyse tamamı burada tanışan insanlar. yani her gün online olan ortalama 30 kişi birleşip de "hadi biz bir sözlük kuralım" denilerek oluşturulmadı burası.
diğer interaktif sözlüklerde -özellikle daha önceden- yazarlar kendilerini deşifre etmez ve diğer yazarlarla iletişimleri sınırlıdır. pek arkadaşlık kurulmaz sözlük üzerinden. bizim farkımız burada sanırım. sözlüğe ilk kez gelen biri bile 1 hafta içerisinde pek çok yazar ile arkadaş olabiliyor. bu tabii ki bir zorunluluk değil, tersini tercih eden yazarlarımız da gayet güzel yazıyorlar sözlükte.
o nedenle "sözlükte arkadaşçılık/gruplaşma var" gibi argümanlar doğru değil. şüphesi olan varsa buyursun gelsin yazar olup denesin.
mekan konusunu halen netleştiremedik. büyükada dışında "ben gittim tavsiye ederim" denilecek bir yer de çıkmadı henüz. yine polonezköy tarafında daha önce gittiğimiz mekana benzer yerler olsa gerek bunu da bir alternatif olarak değerlendirebiliriz.
bunun dışında tavsiyesi olanlar lütfen öneri de bulunsunlar "ama orası olmaz ki yea" deyip kenara çekilmeyelim lütfen.
bunun dışında tavsiyesi olanlar lütfen öneri de bulunsunlar "ama orası olmaz ki yea" deyip kenara çekilmeyelim lütfen.
yazarlığı an itibari ile onaylanan 3. nesil taraftar. hoş gelmiş.
yazarlığı an itibari ile onaylanan 3. nesil taraftar. sözlüğümüzün yeni troll'ü olacakmış gibi sezinledim ben. hoş gelmiş.
(bkz: eski sevgilinin geri dönmesi)
(bkz: eski kaşardan tost eski sevgiliden dost olmaz)
(bkz: giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir)
(bkz: uff snn be slk :s :s)
(bkz: eski kaşardan tost eski sevgiliden dost olmaz)
(bkz: giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir)
(bkz: uff snn be slk :s :s)
istanbul büyükşehir belediyespor ile kesin olarak anlaşan teknik direktör. Umarım başarılı olur.
güzeldir.
insanlara yaşattığı aidiyet ya da taraf olma güdüsü nedeniyle haddinden fazla sevilir. insanların birlikte sevinmesini birlikte üzülmesini sağlar. aynı zamanda bağırıp çağırıp stres attırmak gibi bir artısı da vardır.
ama aynı zamanda tehlikelidir de.
gol olurken karısı televizyonun önünden geçti diye karısını öldüren insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. bu örnek bile başlı başına abartı fanatizmin yol açabileceği sorunları görmemizi sağlıyor. üstüne bir de kulüp yöneticileri ve medya tarafından sürekli gerginliklerin körüklendiğini düşünürsek bunun ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıkıyor.
insanlara yaşattığı aidiyet ya da taraf olma güdüsü nedeniyle haddinden fazla sevilir. insanların birlikte sevinmesini birlikte üzülmesini sağlar. aynı zamanda bağırıp çağırıp stres attırmak gibi bir artısı da vardır.
ama aynı zamanda tehlikelidir de.
gol olurken karısı televizyonun önünden geçti diye karısını öldüren insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. bu örnek bile başlı başına abartı fanatizmin yol açabileceği sorunları görmemizi sağlıyor. üstüne bir de kulüp yöneticileri ve medya tarafından sürekli gerginliklerin körüklendiğini düşünürsek bunun ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıkıyor.
alana kadar götünüzü yırttığınız, aldıktan sonra bir boka yaramayan mezuniyet belgesi. en azından benim için öyle oldu. sadece mesleğimle ilgili ruhsatımı alırken işime yaradı. o tarihten sonra ne diplomamı kullandım ne de meslek ruhsatımı.
yerini bile hatırlamıyorum desem abartmış olmam. sadece taşınma dönemlerinde çıkıyor bir yerlerden.
yerini bile hatırlamıyorum desem abartmış olmam. sadece taşınma dönemlerinde çıkıyor bir yerlerden.
(bkz: çorba yemek)
komik adam.
bir taraftan taraftarımızın tepkisi poliseydi galatasaraylı futbolculara değildi deyip, diğer taraftan da galatasaraylı futbolcular taraftarımızı tahrik etti diyor.
yani tahrik eden galatasaraylı futbolcular ama tepki polise. he canım he.
bir taraftan taraftarımızın tepkisi poliseydi galatasaraylı futbolculara değildi deyip, diğer taraftan da galatasaraylı futbolcular taraftarımızı tahrik etti diyor.
yani tahrik eden galatasaraylı futbolcular ama tepki polise. he canım he.
oturup rakı içilir ama takım emanet edilmez.
uzun yıllar formasını giydiği milan'dan sonra 2004-2005 sezonunda çaykur rize spor'a transfer olan ama pek forma şansı bulamayan futbolcu. 2007-2008 sezonunu tekrardan milan'da geçirip hiç forma şansı bulamamıştır. sonra da futbolu bıraktı zaten.
uzun yıllar inter'in kalesini koruyan italyan emekli kaleci. zamanz aman başarılarından çok yediği hatalı gollerle konuşulsa da seri a'da en çok forma giyen oyuncu olma ünvanını da hak kazanmıştır.
tam adı alvaro alexander recoba rivero olan, bir zamanlar inter forması ile harikalar yaratan solak futbolcu. oyun disiplininden uzak oluşu en büyük eksisiydi, yetenekli ama disiplinsiz oluşu ile akıllara hep sergen yalçın'ı getirirdi zamanında.
en son ülkesinde top koşturuyordu, halen oynuyor mu bilmiyorum.
en son ülkesinde top koşturuyordu, halen oynuyor mu bilmiyorum.
bir de (g: şu=tinyurl.com/d38b9sz) var belki alakalıdır.
artık kimlik fotokopinizi verdiğiniz her yer sizin hangi siyasi partiye üye olduğunuzu bilecek. mesela iş başvurusu mu yaptınız? hangi siyasi görüşe mensup olduğunuza bakılacak önce. sonra iş başvurunuza karar verilecek. bundan güzel fişleme mi olur?
adaletinizi seveyim sizin.
artık kimlik fotokopinizi verdiğiniz her yer sizin hangi siyasi partiye üye olduğunuzu bilecek. mesela iş başvurusu mu yaptınız? hangi siyasi görüşe mensup olduğunuza bakılacak önce. sonra iş başvurunuza karar verilecek. bundan güzel fişleme mi olur?
adaletinizi seveyim sizin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?