fani madida

içerisinde kişisel yorum barındırmayan ve sadece olanı aktaran entrylerdir. bunun dışındaki her entry eksi oy alabilir.

örneğin; "beşiktaş'ın 1-0 geriye düştüğü maç" şeklindeki bir entrye eksi ya da artı oy verilmesi anlamsızdır, çünkü ortada bir kişisel görüş ve yorum yoktur, sadece olanı aktarır.

bazı entryler sözlük formatına aykırı olduğu için eksilenir. burada entry'de anlatılmak istenilen şeyin doğruluğu ya da yanlışlığı pek önemsenmez. -buraya yazıldığı için örnek veriyorum- ##174477 nolu entry formata aykırıdır çünkü hakaret içermektedir. muhtemelen eksi oy veren yazarın gerekçesi de bu olacaktır.

bu konuya gayet benzer bir emsal karar için şu linke bakabiliriz;

http://www.haberturk.com/medya/haber/699218-yavsak-cezasi

(bkz: hüseyin üzmez)
(bkz: yasin hayal)
(bkz: ogün samast)
(bkz: zahid akman)
(bkz: fadıl akgündüz)
(bkz: sikerim böyle fenerbahçe yi)

işleyiş sistemi ile ilgili bazı kısa bilgiler verilmesi gereken sözlük.

kartal sözlük'te yazar olmanın koşulları asgari düzeyde format bilgisine sahip olmak ve beşiktaşlı olmaktır. format bilgisinin yöneticiler tarafından değerlendirilebilmesi mümkün oluyor. fakat bir yazarın beşiktaşlı olup olmadığını bilmemiz mümkün değil. burada yazarın beyanını doğru kabul etmek zorundayız. format bilgisine hakim olan ve beşiktaşlı olduğunu beyan eden herkes bu sözlükte yazar olabilir ve her tür düşüncesini format sınırları dahilinde açıkça dile getirebilir. bu serbestinin tek sınırı yazılan herhangi bir entry nin beşiktaş'a ve beşiktaş değerlerine alenen hakaret içermesidir. bu şekildeki entryler sözlük formatına uygun olsa dahi silinirler.

olayın bir diğer boyutu ise, beşiktaş'a hakaret ettiği iddia edilen yazarlara açıktan ya da özel mesaj yoluyla hakaret/tehdit eylemlerinde bulunulmasıdır. bu durum da en az yukarıdaki paragrafta belirtilen husus kadar yanlıştır. bir entry içerisinde beşiktaş'a hakaret olduğunu düşünen yönetici/moderatör bu entryi silebilir. yine bu şekilde bir entry ile karşılaşan yazar, yöneticilere durumu bildirerek silinmesini sağlayabilir. kartal sözlük üzerinden sebebi her ne olursa olsun, bir yazarın annesine varacak derecede küfür edilmesi, yazarın tehdit edilmesi kabul edilemez. bu tür yazışmalar özel mesaj yoluyla dahi yapılsa, suç içerdiğinden ifşa edilebilirler.

her yazar kendi payına düşeni yaparsa zaten ortada sorun kalmaz.

beşiktaş'ın sözlüğünün hakettiği yere gelmesi için elinden gelen çabayı gösteren, zaman zaman entrylerinde iniş çıkışlar gözlemlenebilecek asansör yazar. formata hakimliğini, yazım ve dil bilgisi konusunda gösterdiği özeni de es geçmemek gerek.

üstelik genel kanıya muhalif her yazar için türetilen "feyk yea bu" gibisinden bir düşünceye girmeye de hiç lüzum yok. geçen gün beni ziyarete geldi, çayımı içti.

çok efendi çocuk aslında, tanısanız seversiniz bence.

edit: zoruna gidenin borusuna gitsin.

bursa'dan hiç bilim adamı çıkmayacağı sonucunu doğurur bu tespit.

(bkz: dünya yerinden oynar bursa dan erkek çıksa)

bu pankartı açanlar gfb pendik grubundanmış. açanlar belli, şimdi önemli olan açtıranları bulmak.

(bkz: aramaya inanmak)

bir kısım beşiktaş taraftarının açtığı iddia edilen pankart. samsunspor maçından dönen fenerbahçe'ye destek vermek için havaalanına kadar da gitmişler üstelik.

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=27818&utm_medium=fbsk&utm_campaign=fbsk&utm_source=fbsk

2 şubat 2012 beşiktaş mersin idmanyurdu maçının ilk yarısında kendisine verilen tetikçilik görevini başarıyla ifa eden şeref yoksunu. aynı performansını 2. yarıda da devam ettirirmesi muhtemel. skoru da garantiye aldıktan sonra kırmızı kartlara çalışmaya başlayacaktır muhtemelen.

bir futbol klişesidir. üst direkle yan direklerin birleştiği ve 90 derecelik açı oluşturduğu kısıma verilen isimdir.

son dönemde beşiktaş kalecilerinde pek göremediğimiz eylem. biz daha çok, "uzaktan gelen topu içeri almak" ya da "yan toplarda kalesinde pısıp kalmak" tarzı eylemlerle uğraşıyoruz.

türkiye'nin efsane yorumcusu ömer üründül tarafından fulbol terminolojisine kazandırılan efsane futbol terimi.

duran topları son derece etkili kullanan futbolcular için yapılan yakıştırma. beşiktaş'tan manuel fernandes fenerbahçe'den alex de souza, galatasaray'dan sabri sarıoğlu bu yakıştırmayı hak eden futbolcular arasında yer alır.

gösterişi seven insan eylemi.

çoğunluk olanın yönetme hakkının kesin ve sınırsız olduğu yönetim biçimi. uzlaşı ya da denetim mekanizmaları gibi kavramlar anlamsızdır bu demokrasi türüne göre. çoğunluk oy verip bir partiyi başa getirdiyse gelecek seçime kadar o partinin her dediği muhakkak olmalıdır. hatta seçimi bile kaldırabilir. demokrasiyle başa gelmiştir sonuçta, halk böyle istiyorsa kim itiraz edebilir ki?

bir de uluslararası hukuk normları çoğunlukçu demokrasiyle oluşturulmamıştır. uzlaşı ve denetim bu normların her aşamasında var olmuştur. o yüzden uluslararası normlar çoğunlukçu demokrasiyle oluşturulmuştur demeyin başka yerlede. insanlar size götüyle gülebilir. benden uyarması.

bazılarının sandığı gibi çoğunlukçu olmak değildir demokrasi. çoğulcu olmaktır. çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir. kurumlar arası uzlaşmadır. demokrasi adına yapıldığı söylenen şeyler uluslararası hukuk normlarına da uygun olmalıdır. yoksa altına imza attığınız o antlaşmaların hepsi birer birer götünüzde patlar.

bir taraftan her türlü muhalif sesi baskı altına alıp, halkı muhtaç bıraktığınız 3 kuruşla avutup, diğer tarafta da "en çok oyu ben aldım ben ne dersem o olur diğerleri sikimde bile değil" derseniz, buradaki durum demokrasi görünümlü otokrasi olur.

demokrasinin içinde barındırdığı uzlaşma kültürünü sikip at, denetim mekanizmalarının amına koy, ondan sonra demokrasiden bahset.

he tabi biz de yedik.

demokrasiye göre son derece geçerli olan söz.

anayasa'nın 2. maddesi "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmünü içerir.

yine aynı anayasa'nın 4. maddesi ise; " Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." hükmünü içerir.

bu iki kanun maddesine göre bakıldığında türkiye cumhuriyeti'nin "toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti" olduğu hususu anayasa ile güvence altına alınmıştır. bu nedenle siyasi iktidar buna uymakla mükelleftir.

ama yok sen kalkıp da "ben tek başıma iktidarım istersem anayasa'yı tamamen değiştirip bu hükümleri kaldırırım" dersen o zaman bunun adı demokrasi olmaz. o zaman bugün yarın isteyen iktidar kendisine anayasayla "vatandaşını sikme özgürlüğü" de getirebilir.[ybkz]swh[/ybkz] buna da demokrasi deyip susalım.

son zamanlarda en çok güldüğüm video. dombili çocuğun "amına kodumun adamı" derken ses tonu ve vurgusu beni benden alıyor.

http://www.kisalt.be/pfj1r4

necip fazıl kısakürek'e ait şiir.

tohum saç, bitmezse toprak utansın!
hedefe varmayan mızrak utansın!

hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

eski çınar şimdi noel ağacı;
dallarda iğreti yaprak utansın!

ustada kalırsa bu öksüz yapı,
onu sürdürmeyen çırak utansın!

ölümden ilerde varış dediğin,
geride ne varsa bırak utansın!

ey binbir tanede solmayan tek renk;
bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

ünlü edebiyatçı ve şair fetullah gülen'e ait bir şiir. öğrencilerin ezbere bilmesinde fayda var, yoksa bakan fırçası yiyebilirsiniz. şiir şöyle;

sen çalış; olmazsa âlem sıkılsın!
yardıma koşmayan kalem sıkılsın!

kanatlan üveykim hele kanatlan!
sana yol vermeyen mekân sıkılsın!

akıncımız akıp gitti dönmedi,
gitmeyip yerinde seken sıkılsın!

koca umran taş taş olup devrildi.
bu ülkeden gelip geçen sıkılsın!

mîmârlar çekilip gittiler çoktan,
çıraklık bilmeyen kullar sıkılsın!

var olup boy attı (bâtıl) bir yoktan,
hakk'ı söylemeyen diller sıkılsın!

ey canını fedâya and içmiş baş!
sen çek git yoluna, kalan sıkılsın!

necip fazıl kısakürek'in utansın şiirine benzetiyorsanız o sizin dinsizliğiniz. koskoca hoca efendi aşırma yapacak değil ya.